Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim Yunanistan'la bir savaşa girelim, bir savaş yapalım gibi bir derdimiz yok. Ancak Yunanistan verdiği sözlerde durmuyor, sıkıntı burada" dedi. Başkan Erdoğan cuma namazını Üsküdar'da bulunan Hz. Ali Camii'nde kıldı. Cuma namazı çıkışı Erdoğan basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"BU BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR"
Erdoğan, NATO zirvesindeki Finlandiya ve İsveç görüşmeleri uluslararası medyada Türkiye'nin zaferi olarak nitelendirilmesiyle ilgili soruya şu şekilde yanıt verdi: "Bu son NATO zirvesi gerçekten ülkemizin özellikle terörle mücadele bunun yanında diğer NATO ülkeleriyle olan birlikteliği ve son olarak önümüze getirilen İsveç-Finlandiya üyeliği konusu. Tabii bazıları bunu üyelik olarak ifade ediyorlar ancak bu bir davet sürecidir. Bizler bu davete şu anda evet demiş olduk. Ama bu davetin tabii bazı şartları var ve bu şartlarımızı da sözleşmenin içerisine yerleştirdik. Bu sözleşmeyle birlikte de NATO zirvesine gittiğimizde ilk gün dörtlü bir görüşme gerçekleştirdik. Zaten bir gün önce de görevli arkadaşlar bu çalışmaları yaptılar ve bu çalışmalarla önümüze geldi. Fakat liderler olarak yaptığımız görüşmeden sonra da dedik ki bu arkadaşlarımız tekrar bir görüşme yapsınlar ve o görüşmeden sonra bizler bu sözleşmenin içerisine girmesi gereken özellikle teröre ve teröristlere yönelik şartlarımızı koyduk ve bu şartlar kabul edildi. Neydi bu şartlar? Bugüne kadar Avrupa Birliği bu işi hep PKK ile geçiştirdi biz ise hayır dedik. Artık bu PKK'yla kabul edilebilecek bir terör mücadelesi değildir. Şimdi burada PYD, YPG ve FETO terör örgütlerini de bu sözleşmenin içerisine yerleştirmemiz gerekiyor. Tabii biraz yan çizmeye falan kalktılar ama biz kendilerine dedik ki 'Bu bizim kırmızı çizgimizdir, dolayısıyla bunu eğer kabul etmeyecek olursanız, bu anlaşmaya kesinlikle evet diyemeyiz. Bu şekilde dönersiniz. Sonra tekrar görüşmeler devam etti ve sonunda kabul ettiler. Bunun tabii şimdi yazılı bir metne girmiş olması, hele hele bir NATO sözleşmesinin mutabakat zaptının içerisine özellikle PKK'nın dışında YPG, PYD ve FETÖ terör örgütü olarak bunun yerleşmiş olması bizim bu süreçten nasıl bir başarıyla çıktığımızın en güzel ifadesidir. Onun için de söylediğiniz bu dergiler, uluslararası camiada etkinliği ve yetkinliği olan dergiler de bunu bu şekilde kayda geçmiş oldular. İşin gerçeği de budur. Nitekim NATO zirvesinde de 2-3 dakikalık görüntülü olarak bu terörle mücadelemizi, Türkiye'deki bu terör gösterilerini de, aynı zamanda Avrupa'nın değişik ülkelerindeki bu terör örgütlerinin gösterilerini de orada yayına geçirdik ve NATO ülkeleri de bunları seyretme imkanı buldular. Bütün bunlar, her şeyle dağıttığımız belgelerle onlara alın, bakın, görün dedik. Bu bakımdan da bu bizim oradaki mücadelemizin adeta zaferle neticelenmesi oldu."
"ÇOK KISA BİR SÜRE İÇERİSİNDE 147 KERE HAVA İHLALİ YAPTILAR"
Yunanistan ile soru üzerine ise Erdoğan, "Bizim Yunanistan'la bir savaşa girelim, bir savaş yapalım gibi bir derdimiz yok. Ancak Yunanistan verdiği sözlerde durmuyor, sıkıntı burada. Çok kısa bir süre içerisinde 147 kere hava ihlali yaptılar. Biz eğer komşuysak, eğer dostsak ve eğer barış içerisinde yaşamak istiyorsak bizim hava sahamızı 147 kez niye ihlal ediyorsunuz. Böyle bir ihlal yaparsanız, bize düşen nedir? Benim hava kuvvetlerim de size kalkıp gerekli olan görüntüyü, görselliği verecektir. Hava kuvvetlerimizin yaptığı da budur. Zaten bunu yapmazsa benim vatandaşlarım ne der? Bizim silahlı kuvvetlerimiz nerede demez mi? Onun için de silahlı kuvvetlerimiz üzerine düşen görevi yapmaktadır. Bundan sonra da bu hava sahası ihlalleri devam edecek olursa aynı şekilde bize düşen görevi de biz yerine getirmeye devam ederiz. Burada Miçotakis sadece hakkı teslim etmiştir diyeyim. Ama birçok lider bilmiyorum kim sufle etmiştir bizi barıştırmak için çok gayret sarf etti. Biz 'şu anda böyle bir şey düşünmüyoruz' dedik. Gelecekte şartlar neyi getirir götürür buna göre bakar, ona göre de değerlendirmesini de yaparız" ifadelerini kullandı.
"SİLOLARIMIZ İYİ KONUMDA"
Başkan Erdoğan, Putin, Zelenski görüşmesi ve ülkelerin aldığı gıda ihracatı önlemleri ile ilgili olarak yöneltilen soruya ise, "Şu anda gerek Sayın Putin'le, gerek Sayın Zelenski ile randevu için görüşmelerini yapacaklar. Bu görüşmeler neticesinde Sayın Putin'le de Sayın Zelenski ile de görüşmeleri yapıp biz burada bir resport yapmak suretiyle üzerimizden buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği yağı vesaire olmak üzere bunları biz şu anda mağduriyet çeken ülkelere gönderebiliriz. Bizim silolarımız şu anda hamdolsun iyi konumda. Ama bu işin sıkıntısını çeken ülkelere biz buradan aracı olmak suretiyle gönderebiliriz. Ve 20 civarında gemimiz şu anda oralarda. Her an oradan hareket etmeye hazır durumdalar. Bunu gerek Sayın Putin'le, gerek Sayın Zelenski ile görüştükten sonra zaten ön görüşmeler yapıldı yapılıyor. İnşallah onların vereceği olumlu cevapla da adımı atacağız" diye yanıt verdi.
'GENEL HAYATA ETKİLİ AFET BÖLGESİ' İLAN EDİLDİ
Son dönemde çeşitli illerde meydana gelen sel felaketleri ile ilgili ise Erdoğan, "Son dönemlerde hakikaten çok ciddi afetlerle, felaketlerle karşı karşıyayız. Rabb'im yardımcımız olsun. Bakan arkadaşlarımız tüm kurum, kuruluşlarımız, bütün bu afetler karşısında gerek yangınlar, gerek sel afetleri karşısında yoğun bir çalışmayla kısa zamanda bunların üstesinden geldik, geliyoruz. İşte bu son yani Kastamonu, Sinop, Zonguldak, Karabük, Bartın, Düzce, Sakarya ki burada da 7 şehrimiz böyle bir sıkıntıyı yaşıyorlar. Fakat bunların da inşallah üstesinden geldik, geliyoruz. Ve yoğun bir şekilde kurumlarımız buradaki çalışmaları devam ettiriyor. İşte dün yine biliyorsunuz Artvin'de Kemalpaşa'da heyelan sebebiyle de bir TIR'ımız kayaların altında kaldı. Bir vatandaşımız orada rahmetli oldu. 2 yaralımız var. Orada da yine ilgili kurumlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Keçiören'deki olay yine ayrı bir afet. Tabii bu afetleri sıfırlamak bunlar olmaz demek mümkün değil. Dünyanın her yerinde olduğu gibi aynı şekilde bizlerde de bu oluyor. Son yangın afetinde gerçekten tüm itfaiyecilerimiz, kurum, kuruluşlarımız yani 4 buçuk günde bu afeti hamdolsun söndürdüler, üstesinden geldiler. Bütün soğutma çalışmalarını yaptılar. Ama nedir? 5 bin 500 hektarlık bir alanı da maalesef bu afette kaybettik. Şimdi oraları yeniden yeşillendireceğiz. Ve yeşillendirmek. İnşallah eskiye bunu dönüştürelim diyoruz. Bu zarar gören bölgeleri de özellikle 'Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi' ilan ettiğimizi onu söyleyeyim. İçinde afet bölgeleriyle ilgili devletin yapması gereken destekler, yardımları neyse bunları da süratle gerçekleştireceği" diye konuştu.