Her fırsatta 6'lı masa ile siyasi ortaklık yapmadığını kamuoyuna kanıtlamaya çalışan terörden tutuklu HDP'li Selahattin Demirtaş, terör örgütü PKK'ya verdiği desteği gizlemeye çalıştı. Yalan ve kamuoyunu aldatmaya devam eden Demirtaş'ın "siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağı" şeklindeki açıklamalarına Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür tepki gösterdi.
KANDİL'E TESLİM OLMAYARAK SEN YAPSAYDIN
Demirtaş'ın PKK'dan korktuğu için terörün kaynağıyla ilgili tek kelime etmediğini belirten Övür, "Kendisi "beyaz kefen giyip" PKK vesayetine meydan okuyamadı. Şimdi kalkıp, hiç sıkılmadan 6'lı masaya cesaret öneriyor: "Siyasette değişim yürek ister, cesaret ister. İstediğiniz kadar bilgiye ve deneyime sahip olun, cesaretiniz yoksa değişimi başlatamazsınız." İyi de bu önerdiğini zamanında Kandil'e teslim olmayarak sen yapsaydın." ifadelerini kullandı.
İşte Övür'ün bugünkü yazısı;
DEMİRTAŞ'IN ÇIKIŞI VE 'FIRILDAK' SİYASETÇİ
Hiçbir değişim işaretinin olmadığı, tam tersine teröre desteğin sürdüğü HDP Kongresi geride kalırken, devreye yargılaması süren ve terörü övmekten 4 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilen Selahattin Demirtaş'ın, "siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağı" gibi içi boş bir açıklama yapması muhalefet cephesini "sevince" boğdu.
Meğer ne çok Demirtaş hayranı varmış, öve öve bitiremiyorlar. Oysa Demirtaş'ın söylediklerinin siyaseten hiçbir anlamı yok. Bir kere bu ülkede "şiddeti" bir siyaset aracı olarak kullanan kim?
Adını neden koymuyor, neden PKK terörü demiyor ya da diyemiyor? Aslında bal gibi biliyor ama hem korkuyor hem de o yöntemin doğruluğuna inandığı için söyleyemiyor.
Bu gerçeği 6'lı masa ve fondaş medya görmek istemese de terörün nasıl bir melanet olduğunu bizzat yaşayan Kürt aydınları görüyor ve biliyor.
Yazar Orhan Miroğlu şöyle diyor:
"Demirtaş, 'siyasetin silahla bir arada olamayacağını' keşfetti birden ve 'Türkiye açılımı' yapmaya davet etti HDP'yi! Türkiye açılımı değil İP'e doğru bir açılım bu!" Yazar Aytekin Yılmaz ise, "Demirtaş, katilin adını söyleyemez" diyor ve ekliyor:
"Selahattin Demirtaş son yazısında 'Siyasetin ve şiddetin bir arada olamayacağını' yazmış, ama şiddeti kimin uyguladığını yazmamış. Yazamaz da, yazdığı gün siyaseten bittiği gündür.
O da bunu biliyor ve katilin adını söylemiyor!" Demirtaş'ın PKK'ya ilişkisi bundan daha iyi anlatılamaz. Korkar ve tek kelime edemez. Bunu eşbaşkanı olduğu HDP'nin 2015 seçimlerinde yüzde 13 oy alıp 80 milletvekili çıkardığında gördük. Kendisi "beyaz kefen giyip" PKK vesayetine meydan okuyamadı. Şimdi kalkıp, hiç sıkılmadan 6'lı masaya cesaret öneriyor:
"Siyasette değişim yürek ister, cesaret ister. İstediğiniz kadar bilgiye ve deneyime sahip olun, cesaretiniz yoksa değişimi başlatamazsınız." İyi de bu önerdiğini zamanında Kandil'e teslim olmayarak sen yapsaydın.
O zaman ne ülke derin acılar yaşardı ne de sen dört duvar arasında, Sırrı Süreyya Önder'in deyimiyle Kürtler için "kör bıçak" olacak 6'lı masaya muhtaç olurdun.
Okuyanların aklıyla alay eden ve gerçeği çarpıtan Demirtaş şu tespiti de yapıyor:
"Bugünkü koşullarda altılı masa ile HDP merkezli muhalefet arasında kurumsal bir işbirliği pek olası görünmüyor. Bunun en temel nedeni, AKP'nin ürettiği algılar." İnanılar gibi değil ama adam ders çıkartılması gereken cezaevinden bile yalan siyaset üretiyor: Cevabı yazar Orhan Miroğlu veriyor:
"HDP ve PKK arasında 'ölümcül' bir ilişki meğer hiç yokmuş! AK Parti'nin yarattığı algıymış yaşananlar!
Bu ülkede insanların yüzde 84'ü vatanı için ölmeye hazır, yüzde 84'ü vatanıyla gurur duyuyor ve siz bu vatana kırk yıldır ateş eden bir örgütü meşrulaştırmayı hâlâ siyaset sanıyorsunuz!" Peki, hem açık açık terörü destekleyen, hem barış havarisi kesilen, hem emperyalist dediği ABD'nin PKK'ya desteği karşısında susan, hem de CHP ve İP'e yanaşarak "celladına âşık" pozisyonuna düşen bu tür bir siyasetçiyi nasıl değerlendireceğiz?
Kendi adıma bir tarif bulamadım. En iyisi sözü PKK'dan korkan, devlet karşısında aslan kesilen Demirtaş'a bırakalım:
"Bu siyaseti sevmiyorum. Yine de içindeyim siyasetin. Neyse ki siyaset benim içimde değil. Madem içindeyim, size içeriden kesin bilgi vereyim. Tanıdığınız siyasetçilerin tamamına yakını sürekli fırıldaklık yapar. Belki ben de öyle davranmışımdır bazen." Ne diyelim, hangi çıkışıyla "fırıldaklık" yaptığını da 6'lı masa çözsün.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN