CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 6'lı masadaki ortaklarını kızdıracak İstanbul Sözleşmesi açıklaması

Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi ile ilgili verdiği ret kararının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6'lı masadaki ittifak ortaklarını kızdıracak açıklamalarda bulundu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :19 Temmuz 2022 , 18:13 Güncelleme Tarihi :19 Temmuz 2022 , 18:14
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 6’lı masadaki ortaklarını kızdıracak İstanbul Sözleşmesi açıklaması

İÇİNDEKİLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu millete sözüm var. İktidar olduğumuzda, Allah'ın izniyle olacağız, halkın takdiriyle. İlk 1 hafta içinde, hatta 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız" dedi.

'24 SAATTE YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ'
Kılıçdaroğlu, Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali istemini reddine ilişkin, "Bu millete sözüm var. İktidar olduğumuzda, Allah'ın izniyle olacağız, halkın takdiriyle. İlk 1 hafta içinde, hatta 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız" açıklamasında bulundu.

İTTİFAK ORTAĞINI KIZDIRACAK SÖZLER
Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerinin aksine, 6'lı masa ortağı Saadet Partisi'nin lideri Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını doğru bularak destek vermişti.

Karamollaoğlu sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini olumlu buluyoruz. Fakat kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi için gerekli tüm tedbirlerin en üst düzeyde alınması; hem hukuki hem de toplumsal bilinç oluşturmak üzere kapsamlı bir çalışmanın başlatılması gerekmektedir." ifadelerini kullanmıştı.

CHP'NİN SÖZLEŞMEYLE İLGİLİ AÇTIĞI DAVA
CHP'li kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine dair Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, geçtiğimiz mart ayındaki açıklamasında, "Danıştay'a açtığımız bu dava ile hukuk devletinin işlerliğinin kanıtlanmasını bekliyor, savunulacak tek bir kelimesi bile bulunmayan bu kararın ivedilikle iptal edilmesini talep ediyoruz." demişti.

DANIŞTAY'IN RET GEREKÇESİ
Danıştay 10. Dairesinin, İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptal isteminin reddine ilişkin kararının gerekçesinde, uluslararası andlaşmalardan çekilme konularının cumhurbaşkanının yetkisinde olduğu belirtildi.

Dairenin 2 üyenin karşı oyuna karşı 3 üyenin oy çokluğuyla aldığı kararın gerekçesinde, Anayasanın 104. maddesine göre, uluslararası andlaşmaları onaylama yetkisinin açıkça Cumhurbaşkanına verildiği kaydedildi.

Andlaşmalar, devletin uluslararası sorumluluğunu doğurduğundan, Cumhurbaşkanının, gerek zamanlama açısından gerekse uluslararası alanda değişen ya da gelişen yeni koşullar itibarıyla andlaşmanın onaylanmasını erteleyebileceği gibi, onaylamaktan tamamen de vazgeçebileceği kaydedilen gerekçede, "Anayasa'nın onaylama yetkisini Cumhurbaşkanına vermiş olması, milletlerarası andlaşmaların Türkiye Cumhuriyeti'nin güncel menfaatleri yararına olup olmadığı konusunda son değerlendirmenin Cumhurbaşkanı tarafından yapılacağını ortaya koymaktadır. Milletlerarası andlaşmaların onaylanması veya sona erdirilmesine yönelik işlemler, nitelikleri itibarıyla hem iç hukukta hem de milletlerarası hukukta sonuç doğurmakta olup, Cumhurbaşkanına devletin başı olması nedeniyle bu işlemlere dair yetkiler tanınmıştır." denildi.

Dava konusu Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye bakımından feshedilmesi öngörülen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin 80. maddesinde, "Her taraf, istediği zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreteri'ne yapacağı bir bildirimle bu Sözleşme'yi feshedebilir. …" hükmünün yer aldığı hatırlatılan gerekçede, "TBMM söz konusu Sözleşmenin onaylanmasını uygun bulurken, anılan Sözleşmenin feshedilebilmesi hususunda 'taraflara' bu arada yürütme organına/Cumhurbaşkanına Sözleşmeyi feshetme yetkisini de verdiğinde tereddüt bulunmamaktadır." tespiti yapıldı.

Anayasa uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti'nin, devletin başı olan ve yürütme yetkisine sahip Cumhurbaşkanı tarafından "devlet başkanı" sıfatıyla temsil edildiği aktarılan gerekçede, "Yabancı ülkelerle Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin yürütülmesi, bu kapsamda milletlerarası andlaşmaların imzalanması, müzakere edilmesi, onaylanması, onaylanmış bulunan milletlerarası andlaşmaların feshedilmesi, sona erdirilmesi ve andlaşmalardan çekilme hususları da Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti'ni "devlet başkanı" sıfatıyla temsil yetkisi içerisinde kalmaktadır." denildi.

Anayasa uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisinin milletlerarası andlaşmalara ilişkin yetkisinin andlaşmanın onaylanmasını bir kanunla uygun bulmaktan ibaret olduğu belirtilen gerekçede, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3. maddesinde de milletlerarası andlaşmaları sona erdirmenin Cumhurbaşkanı kararı ile olacağının düzenlendiği hatırlatıldı.

Gerekçede, "Uygun bulma kanunu sonrasında milletlerarası andlaşmayı onaylayıp onaylamama konusunda takdir yetkisi bulunan Cumhurbaşkanının yürütme faaliyetine ilişkin sona erdirme yetkisini kullanırken yasama organının bir işlem tesis etmesine gerek bulunmaması nedenleriyle, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında yetki ve şekil unsurları yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir." tespitine yer verildi.

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunması amacıyla iç hukukta, Anayasa ve 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere birçok düzenleme bulunduğuna işaret edilen gerekçede, bu düzenlemelere dayalı uygulamaların da belirlenen plan dahilinde hayata geçirildiği aktarıldı.

Gerekçede, "Bu itibarla, Anayasa tarafından verilen temsil yetkisi ve 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinede verilen yetkiye istinaden tesis edilmiş olan dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır." denildi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN