Eski CIA ajanı Henri Barkey'in Aslı Aydıntaşbaş’la yemeği Osman Kavala görüşmesini perdelemek için miydi?

15 Temmuz hain darbe girişiminin kilit ismi eski CIA ajanı Henri Barkey. Son günlerde yıllar sonra yaptığı itiraf gibi açıklamalarıyla gündemde. Daha önce Kavala ile 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir yemekte buluştuklarına yönelik iddianamede yer alan buluşma bilgilerini inkâr eden Barkey, "Aynı akşam sivil toplum lideri Osman Kavala ile Karaköy Lokantası'nda tesadüfen karşılaştık. Kendisi ile birkaç dakika sohbet ettikten sonra Aslı Aydıntaşbaş ile yemeğe oturdum" ifadelerini kullandı. Peki yıllar sonra bu itiraf neden geldi? Aslı Aydıntaşbaş’la yemek Osman Kavala görüşmesini perdelemek için miydi? İşte detaylar

Giriş Tarihi :09 Ağustos 2022 , 10:14 Güncelleme Tarihi :09 Ağustos 2022 , 10:22
Eski CIA ajanı Henri Barkey’in Aslı Aydıntaşbaş’la yemeği Osman Kavala görüşmesini perdelemek için miydi?

Türkiye son günlerde 15 Temmuz hain darbe girişiminin kilit ismi eski CIA ajanı Henri Barkey'in Aslı Aydıntaşbaş ile ilgili yıllar sonraki itirafını konuşuyor.

Eski CIA danışmanı Henri Barkey, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra Osman Kavala ile bir lokantada görüştüklerine yönelik ifadeler ve çıkan haberlerle ilgili olarak ilk kez bir itirafta bulundu. Resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada Barkey, Kavala ile görüştüklerini ve yemek yediği Türk gazetecinin ismini de itiraf ederek şunları söyledi:

"Türk medyasında son günlerde çıkan haberler ile alakalı bir açıklama yapmak istedim. 18 Temmuz 2016 akşamı Karaköy Lokantası'nda arkadaşım, gazeteci Aslı Aydıntaşbaş ile başbaşa yemek yemek için gittim. Aynı akşam sivil toplum lideri Osman Kavala ile Karaköy Lokantası'nda tesadüfen karşılaştık. Kendisi ile birkaç dakika sohbet ettikten sonra Aslı Aydıntaşbaş ile yemeğe oturdum. 2018 itibarıyla AKP medyası, Osman Kavala ile yaşadığım bu tesadüf karşılaşmayı büyük bir komploya çevirdi. Ekim 2020'de ise savcılık absürt ve uydurma bir iddianame ile Sayın Kavala ve beni darbe planlamak ile suçladı. O tarih itibarıyla Sayın Kavala halihazırda hapisteydi ve bu yine iddianame tutukluluk halinin devam etmesi için kullanılan bir hileydi. Gerçekleri inkar etmek için hakikati değiştirmez. Basit bir akşam yemeğinin bile böyle büyük bir tartışma konusu haline gelmesi, Türkiye'deki gidişatın ne kadar üzücü olduğunun bir ispatıdır."

Barkey'in gündeme bomba gibi düşen açıklamalarının ardından itirafta adı geçen Aydıntaşbaş da açıklama yaptı. Aydıntaşbaş, Barkey'e sert tepki göstererek, "Son günlerle şahsımla ilgili ortaya atılan ve kötü niyetli olduğundan şüphe duymadığım iddialarla ilgili, polemik yaratmamak için ve Osman Kavala'nın bilgisi dahilinde sessiz kaldım. Ama artık kötü niyetli bir operasyonla karşı karşıya olduğum ortadadır.

Yıllardır tüm ısrarlara rağmen bir açıklama yapmayan, kendisiyle ilgili şayiaları gidermek için talep edilen bilgi paylaşımına yanaşmayan bir şahıs, esrarengiz bir zamanlamayla yeni bir polemik başlatmıştır. Bu zamana kadar Osman'la ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır" dedi.

NEDEN ŞİMDİ?
Peki Aydıntaşbaş'ın da dediği gibi Henri Barkey neden yıllar sonra böyle bir itirafta bulundu? Bu itiraf tabiki öylesine yapılan bir itiraf değil. Barkey'in açıklamalarının arkasında yeni bir plan olduğu açıkça görülüyor. Konuyu köşesine taşıyan Fuat Uğur çok çarpıcı tespitlerde bulundu. Uğur, Aslı Aydıntaşbaş'ın yem yapıldığını söyledi.

"CIA böyledir Aslı, üzgünüm ama Henri seni perdeleme için kullandı" diyen Fuat Uğur şöyle yazdı:

Yıllarca Amerika'da kaldın, Washington'ın tozunu attırdın, Türkiye'nin başına çorap örmeye kalkan ne kadar CIA ajanı, ne kadar ABD elçisi ya da think tank'çisi varsa hepsiyle içli dışlı oldun ama sonunda bak başına neler geldi. CIA'in "analist" adı altındaki aparatlarından; hatta en önemlilerinden biri olan Henri Jack Barkey seni böyle tufaya getirip, dımdızlak ortada bıraktı.

Gerçek gazeteci olsaydın, sana altın tepside sunulan imkânları doğru kullanarak onlarla kurduğun ilişkini mesleki alanla sınırlı tutardın. Ama sen ne yaptın? Onlarla al takke ver külah ilişki kurmayı tercih ettin.

Aslı dediğim gazeteci ve yazar Aslı Aydıntaşbaş.

Önce meseleyi anlatalım.

Bilindiği üzere Osman Kavala ABD ve Batı'nın Selahattin Demirtaş ile birlikte en çok kurtarmaya çabaladığı isim. Biri Soros, diğeri PKK uzantılı.

Meral Akşener'in kuzeni olan Osman Kavala uzun süredir yargılanıyor. Detaylara girmeyeceğim. Hakkındaki iddianame geç hazırlandığı ve uzun tutukluluk hâli nedeniyle bu yargılamayı hayli eleştirdim. Bu davada onunla birlikte yargılanan bazı isimlerin de haksızlığa uğradığını da yazdım ve onlar çıktılar zaten.

Kavala iki davadan yargılandı. Biri Casusluk Davası, diğeri de Gezi Davası. Casusluk Davası iddianamesinde; Osman Kavala'nın CIA ajanı Henri Barkey ile buluşmalarına, görüşmelerine ya da telefonlarının sürekli aynı mekânlarda sinyal vermesine, Henri Barkey'in Türkiye, Irak, Suriye'nin kuzeyi, PKK-HDP benzeri ne kadar Türkiye düşmanı varsa hepsiyle iş tutup onları yönlendirdiğine, övgüler düzdüğü FETÖ elebaşı ile olan ilişkilerine, Pensilvanya ile direkt hattı olduğuna, görüşme trafiğini gizlemek için tüm istihbarat imkânlarını kullandığına, 15 Temmuz darbe günü esrarengiz biçimde Türkiye'ye gelip Büyükada'daki Splendid Palace'ta paravan bir organizasyon ve etkinlik görüntüsü altında darbeyi yakından izlediğine, o gece saat 05.00'e kadar ABD, İngiltere ve Fransa'ya kayıtlı birçok uluslararası telefon numarası ile irtibatlarının devam ettiğine ve saat 04.00'e kadar da telefonunun internetini (GPRS) aktif olarak kullandığına, birlikte olduğu Ellie Geranmayeh adlı bir başka ajanın da darbe gecesi Erdoğan'ın yurt dışına kaçtığı yolunda sürekli manipülatif paylaşımda bulunduğuna dair bilgiler(*) vardı.

15 Temmuz gecesi FETÖ aparatıyla planlanan Amerikancı darbe girişimi başarısız olunca Henri Barkey üç gün daha kalmış, 23 Temmuz 2016 tarihli yazımda(**) belirttiğim gibi 19 Temmuz sabahı 04.05 uçağıyla Türkiye'den ayrılmıştı.

İddianamede en dikkat çekici nokta da Barkey'in gitmeden bir gece önce; 18 Temmuz gecesi Karaköy'deki bir lokantada Osman Kavala ile görüştüğüne dairdi. Kavala bu davadan beraat etmişti bilindiği üzere. Ancak Henri Barkey aradan yıllar geçtikten sonra durdu durdu, önceki gün Karaköy'deki lokantada Osman Kavala ile birlikteliğine dair bir açıklama yaptı ve "Ben o lokantaya aslında arkadaşım gazeteci ASLI AYDINTAŞBAŞ ile baş başa yemek yemek için gittim. Ama Osman Kavala'yı da orada görünce ayaküstü onunla birkaç dakika sohbet ettim" dedi.

Dediğine göre bu açıklamayı yapmak istemesinin sebebi bu dava nedeniyle Osman Kavala'nın mağdur edilmesiydi. Oysa o davadan Kavala beraat etmişti zaten ve bu açıklama yersizdi. Dava sürerken bu açıklamayı neden yapmamıştı Henri Barkey? Burada durup dururken Aslı Aydıntaşbaş mı hedef gösterilmek istenmekteydi?

Nitekim Aslı Aydıntaşbaş da hemen ardından bir karşı açıklamayla Henri Barkey'in adını vermeden kendisinin "kötü niyetli bir operasyon"la karşı karşıya olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Yıllardır tüm ısrarlara rağmen bir açıklama yapmayan, kendisiyle ilgili şayiaları gidermek için talep edilen bilgi paylaşımına yanaşmayan bir şahıs, esrarengiz bir zamanlamayla yeni bir polemik başlatmıştır. Bu zamana kadar Osman'la ilgili bir dizi mesnetsiz iddiayı çürütmek için avukatlardan gelen her türlü bilgi paylaşımı talebini reddeden bu şahsın, şimdi konuşması, manidardır."

Aslı da bu arada Osman Kavala'nın Casusluk Davası'ndan çoktan beraat ettiğini belirterek "Oysa Kavala'nın avukatları Henri Barkey'i defalarca arayarak bir açıklama yapmasını istemişler ama o bu talepleri hep reddetti" dedi.

Ama ilginçtir, CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan da 18 Temmuz 2016 gecesi Henri Barkey ile yemek yiyen kişinin Aslı Aydıntaşbaş olduğunu yazmıştı. Aslı o vakit kendisine bu konuda soru yönelten KRT muhabirleri Sultan Eylem Keleş'e "Böyle bir iddia var ama benim bu olayla bir ilgim yok" demişti.

Fakat Henri Barkey Aslı'ya yanıt vermekte gecikmedi ve "Ben o gece Aslı Hanım'la yemek yedim, doğru olan da bu. Ertesi gün de Amerika'ya döndüğümde bunu kimseden saklamadım, saklamak için sebep de yoktu. Türkiye'den kimse beni arayıp sormadı" dedi.

Bu durumda iki kişiden biri yalan söylüyor.

Ya CIA'in analist kılıklı kaşar ajanı Henri Barkey, ya da Aslı Aydıntaşbaş.

Benim görüşüm belli, CIA ajanları yalancıdır. Söyledikleri ender doğru sözler ise yalanları gizlemek içindir. İşte Aslı Aydıntaşbaş ile bu yemek o ENDER DOĞRU SÖZLERDEN biri.

Buna istihbarat dilinde PERDELEME deniyor.

Bana göre Barkey, Karaköy'deki lokantada baş başa yemek için buluşmak istediğinde Aslı muhtemel ki balıklama atlamıştır. Barkey'in ise asıl görüşmek istediği Osman Kavala'dır ve ancak tesadüfen karşılaşırsa söylemek isteyeceklerini ona aktarabilir. Bunun için ayaküstü beş dakika konuşma yeter de artar bile.

Karaköy'deki lokantada olan biten budur. Henri ile Aslı buluşur, ama Henri "tesadüfen" karşılaştığı Osman Kavala ile gerekli sohbetini yapar.

Ve Henri Barkey bu açıklamayı zamanında yapmayarak, bu davanın Türkiye'nin yurt dışındaki demokratik görünümünü zedeleyeceğini sağlamak amacıyla bilinçli olarak Osman Kavala'nın mağdur edilmesinin yolunu açmıştır.

Neyse, eğer Aslı başına bir şey geleceğinden korkuyorsa bu anlamsız.

Şüphesiz ajanlarla ve Batılı misyon şefleriyle ya da görevlileriyle bu kadar halvet olmanın bir sebebi ve ayrıca bedeli vardır. Takip edilir mutlaka. Misal Kavala'nın kuzeni Meral Akşener'in giden ABD elçisi ile bir ay içinde dört kez görüşmesi gibi. Ama Türkiye bir hukuk devleti. Elde delil yoksa hakkında hiçbir şey yapılmayacağını da bunca yılın deneyimiyle biliyor olmalı. Bu yüzden hiç korkmadan "Evet buluştuk ve yemek yedik" diyebilmeli.

PEKİ BU HENRİ BARKEY KİM?
Henri Barkey'in geçmişini Milliyet gazetesi yazarı Zafer Şahin kısaca şöyle özetledi:

15 Temmuz günü Büyükada'da ortaya çıkan Henri Barkey, İzmirli bir CIA ajanı. Çok iyi Türkçe biliyor. O da yakın dostu Osman Kavala gibi Robert Kolej mezunu.
Uzmanlık alanı Kürt meselesi ve darbeler! Tesadüf bu ya… Barkey ve Kavala darbeden sadece 2 hafta önce Diyarbakır'da boy gösteriyor! E ne var bunda diyebilirsiniz.. Bence de bir şey yok. Bunlar hep tesadüf olabilir… Ama HTS kayıtlarına göre Barkey, o dönemde Kavala'nın şirketlerine ait telefonlarla tam 93 saat, 34 dakika, 1 saniye görüşme yapmış!

İkilinin yolu darbeden 3 gün sonra bu kez de Barkey'in Aslı Aydıntaşbaş ile yemek yediği Karaköy'deki restoranda kesişiyor! Tabii ki tesadüfen…

Barkey'i bir köşe yazısıyla anlatmak imkansız. O yüzden kısa kısa geçiyoruz meseleleri… Adamın uzmanlık alanı darbeler demiştik… 2014 yılının Mart ayındayız… Türkiye, FETÖ'nün kumpaslarıyla gerilen bir siyasi atmosferde yerel seçimlere gidiyor. Barkey "Türkiye'nin Yerel Seçimleri" diye bir rapor açıklıyor. Raporda "Ordudaki Gülenciler eğer Gülen hareketine karşı bir operasyon yapılırsa emir-komuta zincirinin dışında bağımsız hareket edebilir" diyor!

İzmirli Hanri, 15 Temmuz'u 2 yıl öncesinden haber veriyor. Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın FETÖ'ye karşı verdiği mücadelenin bir darbeyle savuşturulacağı tehdidinde bulunuyor. Bitmedi… Raporda ayrıca Türkiye'nin büyük bir kaos ortamına gireceği, büyük halk ayaklanmaları çıkacağı, Güneydoğu'da özerk yönetimler kurulması gerektiği yazılıyor. Tesadüf bu ya, rapordan 1 yıl sonra Hendek terörü, 2 yıl sonra ise darbe kalkışması gerçekleştiriliyor…