Prof. Dr. Üstün Dökmen, tarihe kara bir leke olarak 28 Şubat dönemindekine benzer skandal bir açıklama yaparak başörtülüleri hedef aldı.
ÜSTÜN DÖKMEN: BAŞÖRTÜLÜ PSİKOLOG OLMAZ
Bir YouTube kanalına katılan Üstün Dökmen şu skandal ifadeleri kullandı;
"Bir eczacı başörtülü olabilir, mimar olabilir, Milli Eğitim izin verdiği için öğretmen olabilir, hakime savcı benim alanım değil karışmıyorum. Fakat başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine aykırıdır. Çünkü psikolog nötr davranış içinde olabilmesi ve empati kurabilmesi gerekir."
Dökmen'in skandal açıklamaları sonrası sosyal medyada tepki yağdı.
PEKİ ÜSTÜN DÖKMEN GİBİ BİRİNDEN PSİKOLOG OLUR MU?
Sabah Yazarı Melih Altınok da meseleyi köşesine taşıdı ve 'Üstün Dökmen gibi birinden psikolog olur mu?' sorusunu sordu.
Melih Altınok'un yazısı şu şekilde;
Psikolog Üstün Dökmen "Başörtülüden psikolog olmaz" demiş.
Başörtülüden mimar olurmuş, kapalı halde çizim yapılabilirmiş.
Hatta hakim de olabilirlermiş. Zira hukuk Dökmen'in "alanı" değilmiş. O konuda yorum yapamazmış.
Ama başörtülü birisi hastasıyla empati yapamayacağı, sempatiyle yetineceği için psikolog asla olamazmış.
Aynı ayrımcı ve cahilce ifadeleri Avrupa'da, ABD'de bir psikolog kullansa kamuoyu ve meslek örgütleri o psikoloğu insan içine çıkmayacak hale getirirdi. Aldığı eğitim, akademik unvanları, yeterliliği sorgulanırdı.
Biz de ise rezilliği "çağdaşlık" adına alkışlayan bir toplumsal tortu var.
Mesela Soner Yalçın'ın karanlık odası... Site dün bu faşistin açıklamalarını "Profesör Üstün Dökmen herkesin dili oldu" diye okurlarına duyuyordu.
Başörtülü empati yapamaz diyerek, zekanın açık göstergesi sayılan empatiden asıl kendisinin yoksun olduğunu itiraf eden bu vasat psikoloğun hedef kitlesi de aynı... O da işte bu hipnotize güruha seslenmek için kariyerine jilet atıyor.
Çünkü faşist olduğu kadar tüccar da.
Özel okul zincirinin "potansiyel müşteri kitlesine" şirinlik yapıyor.
"Ey psikologlar" falan demeyeceğim...
Zira dün Dökmen'in bu saçmalıklarına tepki gösteren meslektaşı Erol Göka bile derelerden dolaştığını görünce umudum yok oldu.
Şöyle söylemiş:
"Üstün Dökmen Hocayı severim, fedakar ve çalışkandır ama anlama, anlaşma konusunda pek üstün olmayan bakışını ortaya dökmeden önce mesleki platformlarda güzelce tartışmaya açmalı, fikir almalıydı. Hukuk mensuplarına "bilmem" diye karışmıyor; hermenötik ve semantik de kolay değil."
Ne "hermenötiği, semantiği" Allah aşkına Erol Hoca.
İnsanlık, bilimsel sosa batırılan bu ilkelliği geçen yüzyılda mahkum etti. Türkiye'de de CHP bile bu çağda ayıp olur diyerek malum tavrını revize etme ihtiyacı duyuyor.
Ayrıca çocuk mu bu adam?
Dede yaşına gelmiş bir akademisyen. Profesör olmuş.
Nefret söylemini reklam malzemesi olarak kullanmaktan çekinmeyen birinin, "Mesleki platformlarda güzelce tartışarak", "fikir alıp vererek" tedavi edileceğini mi sanıyorsunuz?
Edin o zaman.