"Herkes alabildiğinde yanına doldursun, mühimmat alsın. aHaber'i basmaya gideceğiz. Binaya girdiğinizde size silah çeken ateş eden olabilir, karşılık verin onlara" diyen cuntacı asker yüzbaşı İsmail Menderes Sema'nın başında olduğu hainler tarafından şehit edilen Servet Asmaz'ın ağabeyi Selahattin Asmaz, "Bu bir işgal teşebbüsüydü.
Turkuvaz Medya'yı seviyoruz. Milli bir medya. Darbeciler aHaber'i, SABAH'ı susturmak için gidiyorlarmış. Orada karşılaşmışlar. aHaber bizim haberimiz. Orada şehit olan da bir tek benim kardeşim. Kardeşim Allah için şehit oldu.
Turkuvaz Medya gibi milli medyalar olmasa bizi yalan haberlere boğarlardı. Bunun farkındayız. Medya insanları, gözü kulağı eli oluyor. O kanallar kapansaydı darbe girişiminin seyri de Allah korusun farklı olabilirdi." dedi.
"AHABER'İ SUSTURMAYA GİDİYORUZ"
Darbe girişimine katılan askerlerden astsubay öğrenci Ali Malgil, yüzbaşı İsmail Menderes Sema'yı şöyle anlatmıştı: "Dışarı çıktık, bir tane yüzbaşı geldi. Adını hatırlayamıyorum, Yüzbaşı geldi, 'Arkadaşlar' dedi. 'Gün bugündür' dedi. 'Ya öleceğiz, ya kalacağız' dedi. Komutanım 'Ne oluyor' dedi arkadaşlar. 'Gençler aHaber ve atv Haber'in binasını basmaya gidiyoruz' dedi. 'Oradaki her şeyi ele geçireceğiz. Oradaki güvenlik karşılık verirse atış yaparsınız' dedi."
Astsubay öğrenci Mehmet Emin Yıldız ise, "Rütbelilerden bir 'aHaber'i susturmaya gidiyoruz' dedi." şeklinde ifade vermişti.
O GECE NELER YAŞANDI?
O gece darbecilere karşı duran Cengizhan Taşkıran yaşananları A Haber canlı yayınında anlatt. Zaman zaman duygusal anlar yaşayan Taşkıran'ın gözleri doldu "Allah bir daha bize o günleri yaşamayı nasip etmesin" demişti.
TURKUVAZ MEDYA NEDEN HEDEFTE?
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu,"Sosyal medya ağları üzerinden üretilen yapay gerçekliğe, yani yalana geniş kitlelerin inanmasını sağlama amaçlı kurgunun son hedefinin Turkuvaz Medya ve Yönetim Kurulu Başkanvekili Serhat Albayrak olması sürpriz değil. Allah'tan karanlık aktörler, sinsi ortakları ve niyetleri belli de kılık değiştirseler bile kumpaslarına karşı koymak mümkün." ifadelerini kullandı.
İşte Müderrisoğlu'nun bugünkü yazısı;
Ağustos, Türk milletinin zaferler ayıdır. 26 Ağustos 1071'de Alparslan, Malazgirt'te Anadolu'nun kapılarını Türk yurdu olarak açmış, 30 Ağustos 1922'de Büyük Taarruzla Gazi Mustafa Kemal Atatürk o gerçeği ebediyete kadar tescillemiştir.
Gel gör ki...
Bu coğrafyada yaşamanın her zaman bir bedeli olmuştur. Bu, dün olduğu gibi bugün de değişmemiştir. Tarihimiz, ülke ve millet için dertlenenler ile ülkeyi ve milleti dert görenler arasındaki mücadelenin sayısız örnekleriyle doludur. Nitekim günümüz şartlarında bu hesaplaşma "kayıtdışı siyaset unsurları" üzerinden sürmektedir. Yine ve yeniden "toplum mühendisliği faaliyetleri" ile karşı karşıyayız. Zaten memleket ne zaman kritik seçim kavşağına girse, açık/örtülü unsurlar aktive edilir ve millet için millete rağmen zihniyeti hortlar.
Bakınız...