Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Son Kabine Toplantısından bu güne, her anlarını ülke ve millet için eser ve hizmetlerle dolu bir şekilde geçirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'yi dünyada gururla temsil eden yurt dışı müteahhitlerle 24 Ağustos'ta bir araya gelerek başarı ödüllerini takdim ettiklerini hatırlattı.
Anadolu'daki sarsılmaz kale Ahlat'ı tarihi önemine ve ecdadın mirasına yakışır bir şekilde yeniden ihya ettiklerini vurgulayan Erdoğan, bu amaçla 25 Ağustos'ta Ahlat'ta çeşitli programlara katıldıklarını aktardı.
Erdoğan, "Malazgirt Zaferi'nin 951. yıl dönümünü, Sultan Alparslan ve ordusunun cuma namazı kıldığı yerde, 26 Ağustos günü bir kez daha coşkuyla kutladık. Daha sonraki günlerde milli mücadelemizin dönüm noktasını teşkil eden Büyük Taarruz'un başladığı ve zafere ulaştığı Kütahya'da, Afyonkarahisar'da vatandaşlarımızla kucaklaştık. Büyük Taarruz'un 100. yılı vesilesiyle ordularımızın başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele kahramanlarımızı bizzat yerinde yad ettik. Bununla kalmadık, Kütahya ve Afyonkarahisar şehirlerimize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin toplu açılışını yaparak zaferin 100. yılını daha da anlamlı hale getirdik." şeklinde konuştu.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Ankara'da bir dizi program gerçekleştirdiklerini, bu programlarda diğer davetlilerin yanı sıra Milli Mücadele kahramanlarının yakınlarıyla da bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 30 Ağustos konserinin, büyük zaferin 100. yılının şanına yakışır bir program olduğuna inanıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı gün Milli Savunma Üniversitesinin Kara Harp Okulundaki diploma ve sancak devir teslim törenlerinde, ordunun saflarına yeni katılan teğmenlerin heyecanına ortak olduklarını, ertesi gün de İstanbul'da Deniz ve Hava Harp Okullarının diploma ve sancak devir teslim törenlerine iştirak ettiklerini hatırlattı.
Erdoğan, "Bu vesileyle bir kez daha son dönemde ülkemize yönelik tacizlerini ve terbiyesizliklerini arttıran Yunanistan'la ilgili olarak şu hatırlatmayı yapmak istiyorum, Yunanistan ne siyasi ne ekonomik ne askeri bakımdan bizim dengemiz olmadığı için muhatabımız da değildir." açıklamasını yaptı.
Her yıl olduğu gibi 1 Eylül'de Adli Yıl Açılış Töreni'ni gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Adli Yıl Açılış Töreninde, geçmişten bugüne adalet arayışımızı, bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz çalışmaları, ayrıca gelecekte hayata geçirmeyi planladığımız yenilikleri yargı mensuplarımızla paylaştık. Geçtiğimiz cumartesi günü Samsun'da, beşincisi düzenlenen TEKNOFEST'in Karadeniz ayağında gençlerimizle bir araya geldik. Artık sınırlarımızı aşıp bir dünya markası haline dönüşen TEKNOFEST'te gençlerimizin bilgisine, kabiliyetine, çalışkanlığına, azmine her şahit oluşumuzda geleceğimize güvenimiz de artıyor."
YURT DIŞI ZİYARETLERİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'ı kapsayan bir Balkan gezisine çıkacağını belirterek, "Son dönemde gerginliklerin arttığı bu coğrafyada barışın, huzurun, kalkınmanın, hakkaniyetin temsilcisi Türkiye olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürüyoruz." dedi.
Gelecek hafta Özbekistan'da Şanghay Beşlisi'nin toplantısına iştirak ederek, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini orta ve doğu Asya coğrafyalarında geliştirmenin yollarını arayacaklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir sonraki hafta da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılarak, hem dünya ve bölge gündemine dair görüşlerimizi dile getirecek hem de çok sayıda toplantı ve görüşme yapacağız. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada artan gücü, etkisi ve sorumlulukları bize ufkumuzu sürekli genişletmemiz, ilişkilerimizi çeşitlendirmemiz, fırsatları değerlendirmemiz gerektiğini söylüyor. Bunun için hem ülke içinde siyasetten ekonomiye, her alanda hedeflerimize sıkı sarılmamız hem de küresel gelişmeleri kendi lehimize yönlendirmemiz gerekiyor.
Gece gündüz demeden böylesine yoğun programlarla koşturmanın tek sebebi Türkiye ve Türk milleti olarak işte bu tarihi fırsatı en üst düzeyde kullanabilmektir. Her fırsatta altını çizerek tekrar ettiğimiz gibi Türkiye güçlü olmak, gücünü sürekli artırmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde ülkemizi, çevremizde sayısız örneğini gördüğümüz felaketlerin içine sürüklemek isteyenlere fırsat vermiş oluruz. Siyasetçisinden sokaktaki vatandaşına kadar kendini bu ülkenin bir ferdi olarak gören herkesin de bu anlayışla hareket etmesini bekliyoruz."
2022 İKİNCİ ÇEYREK BÜYÜME RAKAMLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta açıklanan 2022 ikinci çeyrek büyüme rakamlarının, Türk ekonomisinin yükselişine devam ettiğini gösterdiğini vurgulayarak, bunun kendi kendine ortaya çıkan bir başarı olmadığını belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu tablo, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyüme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Programımıza uygun şekilde yolumuza devam ettiğimizin işaretidir. Salgın döneminde herkes içine kapanırken biz üretim çarklarının dönmeye devam etmesini, istihdamın korunmasını, ihracatın artırılmasını hedef alan bir yaklaşımla hareket etmiştik. Her ne kadar o dönemde birileri bizi bu politikamızdan dolayı eleştirmiş olsa da geldiğimiz noktada ne kadar doğru bir karar verdiğimizi onlar dahi inkar edemiyor. Gelişmiş ülkelerin ekonomi politikalarını, klasik modelleri bir kenara bırakarak bizimkine benzer bir anlayışla değiştirmeye başlamaları da programımızın isabetini teyit eden bir diğer gelişmedir. Bizim mandacı iktisatçılar dediğimiz kesim bile artık eski görüşlerinde ısrar edemiyor. Sürekli bardağın boş tarafını göstererek de olsa farklı şeyler söylemeye çalışıyor. Büyüme rakamlarımızı işte bu fotoğraf içinde değerlendirmek gerekiyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,5 olan büyüme oranımız, ikinci çeyrekte yüzde 7,6 olarak gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekteki büyüme oranımızla hem OECD hem de G20 içinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke konumundayız. Üstelik bu büyümeyi iç talep yanında dış talepteki güçlü artış da desteklemiştir. Dengeli büyümemizin içindeki makine teçhizat yatırımı harcamalarının ortalamanın neredeyse iki katı seviyesinde bir yere sahip olması, gelecekte daha ileri seviyelere ulaşma umudumuzu güçlendiriyor. Elbette bu büyüme oranına etrafımızda yaşanan güvenlik krizlerine, insani trajedilere, ülkemize yönelik pek çok haksız saldırıya rağmen ulaştığımızı da unutmamalıyız."