Takvim.com.tr'nin aylar önce yazdığı FETÖ'nün sağlık sistemini kilitleme girişimi Uzman Çavuş Ali Aladağlı'ya iftira atan Dr. Tahir Tarımer'in yargılandığı davayla bir kez daha açığa çıktı.
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, 14 Mart Tıp Bayramı'nda Uzman Çavuş Ali Aladağlı'nın saldırısına uğradığını iddia ederek şikayetçi olan, fakat ortaya çıkan görüntülerle darbedilmediği belirlenen ve savcılık tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu belirlenerek, Sağlık Bakanlığı'nca memurluktan ihraç edilen Dr. Tahir Tarımer, hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.
FETÖ'NÜN HİYERARŞİK YAPISINA DAHİL OLDUĞU ÖĞRENİLDİ
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 10 yıla kadar hapsi istenilen Tarımer'in, sempati ve iltisak boyutunu aşarak örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kanaatine varıldığı anlatıldı.
Yatağan Jandarma Komutanlığı'nda görevli Uzman Çavuş Ali Aladağlı, 14 Mart'ta, saat 23.00 sıralarında rahatsızlanınca ambulansla Yatağan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Buradaki müdahalenin ardından Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Aladağlı, kendisini muayene etmek isteyen acil serviste görevli Dr. Tahir Tarımer ile tartıştı. Olaya hastanenin güvenlik görevlileri müdahale etti. Dr. Tarımer, tartışmada Aladağlı tarafından darbedildiğini ileri sürdü. Vücudunda kızarıklık oluştuğunu ve gözlüğünün kırıldığını öne süren Tarımer, darp raporu alıp Aladağlı'dan şikayetçi oldu. Aynı şekilde darp raporu alan Ali Aladağlı, daha sonra apandisit teşhisi konularak ameliyat edildi.
'SİNİRLENEREK İTİP, BOĞAZIMI SIKTI' İDDİASI
Doktor Tarımer, polisteki ifadesinde olay anını şöyle anlattı: "Hasta, apandisit şüphesiyle Yatağan Devlet Hastanesi'nden sevk edildi. Ultrason çektirmek istediğini söyledi. Kendisine kan tahlili ve diğer tetkiklerin yapılmadan mümkün olmadığını anlattım. Evrakını alarak acil servisten ayrılmak istedi. Arkasından gidip, çıkış yapmasına izin vermedim. Sinirlenerek beni itip, boğazımı sıktı." Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki apandisit ameliyatının ardından genel cerrahi servisinden taburcu edilen Uzman Çavuş Ali Aladağlı, sağlık çalışanlarının, "Sen şiddette bulundun, darp ettin, hakaret ettin. Biz seni tedavi ettik, taburcu ediyoruz" sloganları arasında alkışla protesto edildi.
Fotoğrafta: Tahir Tarımer
Ekip aracına bindirilen Aladağlı, ifadesi için Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü.
'İFTİRAYA UĞRADIM' DEYİP, ŞİKAYETÇİ OLDU
Gözaltına alınan Uzman Çavuş Ali Aladağlı, polis merkezinde yeniden rahatsızlandı. İfadesi alınamayan Aladağlı, apandisit operasyonu olduğu bölgede şiddetli ağrı şikayetiyle polis ekiplerince Menteşe Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Hastanedeki tedavisinin ardından tekrar taburcu edilen Aladağlı, yeniden Komiser Hamdi Bey Polis Merkezi'ne götürüldü. İfadesinde Aladağlı, burada asıl mağdurun kendisi olduğunu belirtip, "Sağlık çalışanına hakaret etmedim, fiziki müdahalede bulunmadım. Kamuoyunda haksız bir şekilde linç edildim ve iftiraya uğradım. Bu nedenle doktordan şikayetçiyim" dedi. Polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Aladağlı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ayrıca, tedbiren açığa alınan Aladağlı hakkında idari soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI
Olayla ilgili ortaya çıkan güvenlik kamerası görüntülerinde, saldırıya uğradığını ileri süren Dr. Tarımer'in, evrakını masadaki görevlilerden alıp ayrılmak isteyen Uzman Çavuş Aladağlı'nın peşinden gidip ittiği, bu sırada da kayıp düşmesi yer aldı. Görüntülerin ardından hastane yönetimi Dr. Tarımer hakkında idari soruşturma başlattı.
Görüntülerin ortaya çıkmasıyla Uzman Çavuş Aladağlı, Dr. Tarımer hakkında kendisine iftira attığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tedbiren açığa alınan Aladağlı ise görevine iade edildi.
İDARİ SORUŞTURMA
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği'nin, olayla ilgili idari soruşturması tamamlandı. Başhekim Doç. Dr. Turhan Togan'ın yürüttüğü soruşturma kapsamında hastanedeki güvenlik kamerası görüntüleri izlendi, alkışlı protesto gösterisine katılanlar belirlendi. İlk olarak protesto gösterisine doktorların da arasında yer aldığı 25 kişinin katıldığı belirtildi. Genişletilen soruşturma kapsamında sayı 85'e ulaştı. Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen 1 müfettiş, protesto gösterisine katılanların ifadelerini almaya başladı.
FETÖ SORUŞTURMASINDA AÇIĞA ALINDI
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen olayla ilgili soruşturma kapsamında, FETÖ/PDY'e üye olduğu ileri sürülen Dr. Tahir Tarımer, Muğla Valiliği tarafından 2 ay açığa alınmasına karar verilmesinin ardından Sağlık Bakanlığı da memurluktan ihraç etti.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Tarımer hakkında hazırlanan ve 10 yılla kadar hapis cezası istenilen iddianamenin detayları ortaya çıktı. İddianamede şüphelinin 2011 yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandıktan sonra örgütle irtibatlı yurt ve evlerde kaldığı, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin örgütsel sorumluluğunu üstlenen M.G. ile yoğun şekilde irtibat kurduğu, bu kişi tarafından organize edilen örgütsel mahiyetteki geziye ve sohbet toplantılarına iştirak ettiği anlatıldı.
İddianamede, 2016 yılına kadar örgüt ile iltisakı olan tıp öğrencilerine ve Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'na (TUS) hazırlanan okulu bitirmiş öğrencilere çalışma ortamlarını ayarlama, ihtiyaçlarını giderme, sohbetlerini yapma gibi örgütsel görevleri olan S.C.'ye 4 Şubat 2016 tarihinde ilgilenilmesi amacıyla Dr. Tahir Tarımer'in isminin bildirildiği, örgüt liderinin Bank Asya'ya destek olunması talimatının ardından hesap açtırdığı ifade edildi.
Tarımer'in adına kayıtlı iki GSM hattını, örgütün jandarma mahrem yapılanmasında görev yapan iki kişiye verdiğinin anlatıldığı iddianamede, bu kişiler tarafından hatların operasyonel hat olarak kullanıldığına ilişkin temin edilen deliller dikkate alındığında şüphelinin sempati ve iltisak boyutunu aşarak örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
TAKVİM.COM.TR MANŞET MANŞET YAZMIŞTI
Takvim.com.tr FETÖ iltisaklı ve terör destekçisi sağlıkçıların ve sözde sendikaların, Türkiye'deki sağlık sistemini kilitleme çabasını manşetlerle duyurmuştu.
İşte Tahir Tarımer meselesi ve FETÖ'nün sağlık sistemini kilitleme girişimi...
MUĞLA'DA DOKTOR TAHİR TARIMER
FETÖ'den açığa alınan Doktor Tahir Tarımer 14 Mart Tıp Bayramı Günü'nde şiddete uğradığını öne sürmüştü. Kırık gözlüğü ve çektiği görüntüleri paylaşmıştı.
Malum sendikalar ise hemen koro halinde devleti suçladı. O doktora sözde şiddet uygulayan kişi ise bir uzman çavuştu.
Ameliyat olduktan sonra onlarca sağlık çalışanın içinden protesto edilerek ayrıldı ve kamuoyunda linç edildi.
Hastanenin güvenlik kameraları ise olayın sinsi bir senaryo olduğunu ortaya koydu. Çünkü, görüntülerde doktorun uzman çavuşa saldırdığı objektiflere yansıyor. Üstelik bu Tahir Tarımer isimli sözde doktorun ilk vukuatı da değil. Tarımer'in bir kadın hastaya bağırıp duvarları yumrukladığı görüntüler de vicdanları sızlattı.
Olayın ardından yapılan araştırmalar ise Tahir Tarımer isimli doktorun Muğla'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından ifadesinin alındığı, 8 yıldır FETÖ dosyalarında itirafçıların ifadelerine yer aldığı belirlendi.
2011-2014 yılları arasında örgütün öğrenci evlerinde kaldığı, Gaziantep Üniversitesi'nde tıp öğrencilerinden sorumlu olduğu, örgüte sosyal medya üzerinden para yardımı topladığı, örgüt içerisinde çeşitli görevler yaptığı şeklinde bilgiler günyüzüne çıktı.
FETÖ VE TTB'DEN '36 SAATLİK NÖBET SONRASI KAZA' YALANI
Doktor Rümeysa Berrin Şen 23 Ekim 2021 tarihinde evine dönerken trafik kazası geçirerek hayatını kaybetti. Şen'in vefat etmesi üzerine yurt dışındaki FETÖ'cü hesaplara alçak bir algı operasyonu yürüterek, "36 saatlik nöbet sonrası kaza geçirdi" şeklinde gündem yapıldı.
Söz konusu iddiaların tümünün yalan olduğu Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamalarıyla ortaya çıktı.
TERÖR DESTEKÇİSİ TTB'DEN YALAN VE ALGI ÇALIŞMASI
FETÖ'nün yanısıra Teröristbaşı Abdullah Öcalan için özgürlük isteyen, Türk askerine dil uzatan ve sözde Ermeni soykırımını savunan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı olay üzerinden kendisine pay devşirerek yalan ve algı çalışmaları yürüttü.
Fincancı, Doktor Rümeysa Berrin Şen'in ölümü ile ilgili, "Aslında iş kazası da tgrafik kazası da değil. Siyasi otorite bu kazaya yol açmıştır" ifadelerini kullandı.
ŞEYHMUS BARAŞ'IN DİPLOMA YIRTMA YALANI
Çocukları 39 derece ateşle yanan aile, Doktor Şeyhmus Baraş'ın çalıştığı tıp merkezinin acil servisine başvuru yaptı. Aileden hem muayene hem de ilaç için para talep edildi.
SGK ile yapılan anlaşmaya göre, tıp merkezinin acilden gelen hastalar için bedel talep etmeden hizmet vermesi gerekiyor. Bu usulsüzlük nedeniyle tıp merkezine defalarca ceza kesildi. Bunun üzerine devlet hastanesine gitmek isteyen aile, doktor Şeyhmus Baraş tarafından ağza alınmayacak küfürlere maruz kaldı ve merkezden kovuldu... Ailenin diğer yakınlarının durumdan haberdar olması üzerine kavga çıkıyor ve küfürbaz Şeyhmus Baraş darp ediliyor.
Olayla ilgili gözaltına alınan 3 kişi önce serbest bırakıldı sonra da tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. Doktor Baraş ise olayı çarpıtıp mağdur ayağına yattı. Basın toplantısı düzenleyip adliye önünde diplomasını yırtarak ucuz bir şova kalkıştı. Kendisi özel sektörde çalışmasına rağmen kamuda çalışan bütün doktorları istifaya davet etti.
FETÖ İLTİSAKLI HEKİMSEN'İN KİRLİ PLANI
FETÖ iltisaklı HEKİMSEN de Şeyhmus Baraş'a destek çıkıp tüm doktorları istifaya çağırarak salık sistemini kilitleme hedefinde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hekim hakları ne zaman gündeme gelse bir el ortamı gerip adım atılmasını engelliyor. FETÖ sağlıkta şiddeti hem körüklüyor hem de sebep olduğu bu kaostan besleniyor.
DARP EDİLDİĞİ İDDİA EDİLMİŞTİ: O HEKİM OLAY YERİNE SONRADA GELDİ
Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde yaşanan bu olayın adli makamlar tarafından incelenmesinin ardından ortaya bambaşka bir tablo çıktı.
Hasta yakınlarının ifadesinde darp edildiğini söyleyen Şeyhmus Baraş isimli hekimin olay yerine sonradan geldiği anlaşıldı.
HASTA YAKININA EDİLEN KÜFÜR OLAYIN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ: "S...TİRİN GİDİN O ZAMAN"
Söz konusu hasta yakınlarından hem muayene ücreti hem de ilaçlar için ayrı bir para talep edilince olayın farklı bir boyut kazandığı gözlemlendi. Durum karşısında hastayı devlet hastanesine götürmek isteyen aileye hekim tarafından edilen yakışıksız bir küfür ile yol gösterildi. Bu durumun ardından sinirlerine hakim olamayan vatandaş ise arbede çıkarıyor.
UCUZ ŞOV
Küfür edip hasta yakınıyla arbede yaşayan hekim cephesi ise olayı çarpıtarak 'mağdur' algısı oluşturmaya çalıştı. "Bu meslek artık yürütülemez her gün bir şiddet olayı ile karşı karşıyayız. İstifa ediyorum. Diplomamı yırtıyorum." diyerek adliye önünde büyük bir şova imza attı.
GÖRÜNTÜLERİ MEDYAYA SERVİS EDİYOR
Daha sonra doktor Şeyhmus Baraş, medya kuruluşlarına haber vererek görüntüleri paylaştı. Kendisi özel sektörde çalışmasına rağmen kamuda çalışan herkesi istifaya davet etti.
TİYATROCU HEKİM FETÖ OKULUNDA EĞİTİM GÖRMÜŞ!
Öte yandan Şeyhmus Baraş ismi mercek altına alındığında çok çarpıcı detaylar da günyüzüne çıktı.
Baraş'ın 2008-2010 yılları arasında Gaziantep'te FETÖ/PDY kontrolü altındaki bir okulda eğitim gördüğü daha sonrasında Kahramanmanaraş Sütçü İmam Üviversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gördüğü 2017 yılında mezun olduğu öğrenildi.
ABLASI FETÖ'DEN 2018'DE GÖZALTINA ALINMIŞ
Şeyhmus Baraş'ın ablası olan 1988 doğumlu Zeliha Kurul isimli şahsın FETÖ/PDY kontrolündeki Aktif Eğitim Sendikası'nın 2014'teki üyeleri arasında yer aldığı, 2018 yılında FETÖ soruşturması kapsamında İstanbul'da gözaltına alındığı ve hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" suçundan takipsizlik kararı verildiği edinilen bilgiler arasında.
KARDEŞİ DE FETÖ TEMASLI
Şeyhmus Baraş'ın 2002 doğumlu kardeşi Halef Baraş, 2013 - 2014 yılları arasında FETÖ/PDY kontrolündeki bir okulda eğitim gördü.
FETÖ İLTİSAKLI HEKİMSEN SAHNEDE
Viranşehir'de yaşanan bu olay sonrası "sağlık sisteminde sorun var" algısı yaratıp toplumu yanlış yönlendirme peşine düşen FETÖ ve işbirlikçileri ise yine sahneye çıktı.
HEKİMSEN basın açıklaması ile herkesi istifaya ve isyana çağırdı.
HEKİMSEN'den yapılan açıklamada, "Bu olay da, basın-yayın ve yetkililerin zaman içinde hekimleri nasıl değersizleştirdiğinin bir örneğidir. Hekimlerin güvenliği sağlık kurumlarında sağlanamamaktadır. Sağlık Bakanlığımıza sunduğumuz hemen hemen tüm koruyucu önlemler alınmamıştır. Daha önce aldığımız 46 sayılı Yönetim Kurulu Kararına istinaden Siverek Devlet Hastanesinde 12.04.2022 tarihinde iş bırakma eylemi ve basın açıklaması yapılacaktır. Bu kapsamda yataklı servis, diyaliz, acil servis, hematoloji, onkoloji, nefroloji, covit poliklinik hizmetleri hariç tüm poliklinik hizmetleri, elektif ameliyatlar ve kurul rapor hizmeti verilmeyecektir" ifadelerini kullandı.
HEKİMSEN'in başını çektiği doktorların haklarını savunuyor gibi görünen sendikaların özellikle FETÖ'nün cirit attığı platformlar haline gelmesi ise dikkatlerden kaçmadı.
HEKİMSEN'İN SİLAHLANMA TALEBİ
FETÖ ile iltisaklı olduğu bilinen HEKİMSEN'in resmi açıklama ile 'silah' talebinde bulunmasının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca duruma tepki gösterdi.
Twitter'dan açıklama yapan Bakan Fahrettin Koca, "Hastayla hekim nasıl hasım gibi gösterilebilir?" dedi.
Koca şunları söyledi:
HASTAYLA HEKİM NASIL HASIM GİBİ GÖSTERİLEBİLİR?
Hekimler adına hareket ettiğini ileri süren bir yapı, bugün yayınladığı bildiride, hekimlere ruhsatlı silah verilmesini talep etti. Şiddet olaylarını lanetleyen milyonlar ile hekimleri arasına silahın girmesi nasıl düşünülebilir? Hastayla hekim nasıl hasım gibi gösterilebilir?
Koca, "Bu vesileyle halkımıza hatırlatmak isterim: Dr. Ekrem Karakaya cinayeti yürekleri yaktı. Şiddet eğiliminin nelere yol açabileceği görüldü. Sağlıkta şiddetin nedenlerinde bilinçsiz beklenti, ortamın stresi ağırlıkta. Hekime güveni esas alın. Hekim elinden gelenin en iyisini yapar." İfadelerine yer verdi.
HEKİMSEN'İN O AÇIKLAMASI
HEKİMSEN sabah saatlerinde, "Sağlık Bakanlığı'na "acil taleplerimizi" bir kez daha ilettik." ifadeleriyle bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Hekimlerden isteyenlere diğer birçok devlet personeline yapıldığı gibi çok düşük vergilerle silah ruhsatı verilmesi, elektromanyetik silahların sağlık kurumlarında yaygınlaştırılması, ASM'lerde de asgari elektromanyetik silahlı güvenlik görevlisi istihdamının sağlanması." ifadeleriyle silah talebinde bulunuldu.
HEKİM-SEN'DEKİ FETÖ İZİ
8 Ağustos 2018 tarihinde HEKİMSEN (Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası) adıyla kurulan yapı Hekim-Sen (Hekim Dayanışma ve Yardımlaşma Platformu) olarak güncellendi.
Merkezi Kocaeli'nde. Sendikal faaliyetlere son dönemde başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının "kaybolan saygınlığını geri kazandırma" gerekçesiyle girdi.
Kurucu üyelerinden İbrahim Taka'nın FETÖ/PDY "Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme veya Üye Olma" suçundan adli kaydının olduğu tespit edildi. FETÖ terör örgütü mensubu 3 şahsın ifadesinde adının geçtiği, kız kardeşi Ümeyye Taka Aydın'ın cezaevlerinde tutuklu/hükümlü bulunan FETÖ/PDY terör örgütü üyelerine maddi yardımda bulunduğu belirlendi.
HEKİMSEN GENEL BAŞKANI ADİL KURBAN'DAN SKANDAL SÖZLER
Hekimsen Genel Başkanı Adil Kurban'a ait bir konuşmada özellikle kaos çağrısı, doktorlar üzerinden sahnelenen kirli oyunun izleri dikkat çekiyor. Sendika üyesi doktorlara yönelik olduğu iddia edilen konuşmasında Kurban, vatandaşın hastalığı ile ilgili skandal sözler sarfediyor. "Hastalar şimdi zırlıyor hiç meraklanmayın, üçüncü gün kıyameti koparacaklar" gibi sözlerle doktorlara sağlık hizmetini aksatması, hükümetin vatandaşla karşı karşıya kalması için akıl veren Kurban şöyle konuşuyor:
"Biz adeta bir kar tanesi gibiydik şimdi böyle çığ gibi oldu. Emin olun ben Adrasan'da anlaştığımız bir yer vardı, oranın sahibi beni aradı rahatsızmış. Hocam hastaneye gittim kapalı diyor. Hastanede uzmanlar hizmet vermiyor diyor. Adrasan'da iki yer var. Hem Adrasan hem Kemer o bölgede iki hastane var ikisi de kapalı. Tunceli'ye kadar kapalı. Van Ağrı'ya kadar kapalı. Çok fazla hastane kapalı. Ben 40 bin diye tahmin etmiştim ama oran çok daha fazla. Çok büyük oranda bir katılım var buna. Hastalar şimdi zırlıyor şimdi hiç meraklanmayın. 3. gün kıyameti koparacaklar. Velhasıl hiç problem değil. Zaten bizim sayımız arttıkça etkimiz artacak. Yakında sayımız arttığı için bizi mütemadiyen çağırıyorlar. Psikolojik olarak olayı bir değerlendirin. Yani biz böyle eylem yaptığımız için hemen bize böyle bütün taleplerimiz pata küte verilse ne olur biz şantaj yapar gibi eylem yaparız değil mi? Bu tür birşeyden korkuyorlar. Onların verdiği tepkiyi şu an izlemekteyiz. Bunlar tepki vermez. Verirlerse hata edeceklerini bilirler. Ama ciddi bir hazırlık yapıyorlar ve yapacaklar. Ben size demiştim, programlarda da demiştim.
"GEREĞİNİ DE YAPACAĞIZ ENDİŞELENMEYİN"
Her yerde dedim arkadaşlar 14 Mart'a bir şey yetişmez dedim. Bakanlıklar birbirleriyle anlaşamıyorlar. O bir şey diyor diğeri bir şey diyor. Toplantı yapamamışlar nerede bir şey yetiştirecekler. Mümkün değil. Mesela Maliye Bakanının önerdiği bildirilmiş Sağlık Bakanlığı da boşuna verme diyor bu kabul edilmez diyor. Hekimler tarafından kabul edilmez diyor. Şimdi bunun kavgası oluyor. Başdanışman bir yandan onları koordine etmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanının emrini onlara iletiyor falan filan da. Şu anda hiçbir şey yapılamamış durumda. Yapılamaz bu kadar süre içinde. Bütün sorunlar bizi bekliyor zaten yapılamaz. Sanki her şey bizim kurulmamızı ve çözmemizi bekliyormuş gibi. Gereğini de yapacağız endişelenmeyin. Ama şu anda bunların 14 Mart'a yetişmesi mümkün değildi. Bunları lütfen anlayın, yetişemezdi bir kere pratik olarak mümkün değil.
"YAKINDA ÇOK ŞEY DEĞİŞECEK"
Ayrıca bir iki ay içinde çok anlamlı düzeyde şeyler değişecek. Bizim aleyhimize değişsin diye zaten ağırlığımızı koyacağız meraklanmayın. Akabinde de bu iş çok ciddi. Bizim rızamız olmadan bir kanun bile çıkarılamayacak bizim hakkımızda. Lütfen bundan da emin olun. Kıyameti koparırız. Sayımız da gün geçtikçe artıyor. Kuruluşu aşamasında 20 bine ulaştı sayımız. Diğer sendikalar için kimseye söz veremem kusura bakmayın. Biz kendi sendikamız için söz veririz. 21 bini doldurduk şu an çok anlamlı bir rakam. Başvuru tabi. Bunlar bir de onaylanınca 3. sendikasız o zaman masada oturacak sendikayız. Bakın bir kere sevinecek birşeyimiz daha var, masada da kıyameti koparabiliriz. Yani gereken herşeyi yapacağız lütfen endişelenmeyin. Şu an siz dinlenin tatiliniz yapın kafanızı dinleyin. Ailenizle gezin gidin yemek yiyin. Hiçbir şeyi takmayın . Yani siz şu an tatildesiniz öyle varsayın."
HEKİMBİRLİK SEN VE TABİP-SEN'DE DE CİRİT ATIYORLAR
Hekim Birlik Sen (Hekim ve Sağlık Çalışanları Birliği Sendikası) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 16 Aralık 2021 tarihli onayı ile 28 Aralık 2021'de kuruldu.
Merkezi İzmir'de.
Kuruluş amacının TTB (Türk Tabipler Birliği)'nin sendikal yapıdan bağımsız meslek örgütü olması nedeniyle, yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde hekimlerin hak menfaatlerini koruyamaması olduğu, kurucu 7 üyeden sadece 1'inin "eski eşinin" Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesinde PKK/KCK terör örgütü sempatizanı öğrenciler tarafından 26.11.2001-05.12.2001 tarihleri arasında Kürtçe'nin seçmeli ders programına alınması ile ilgili düzenlenen imza kampanyasına katılım gösterdiği tespit edildi.
TABİP-SEN (Tabip ve Diğer Sağlık Çalışanları Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kamu Görevlileri Sendikası) 17 Ocak 2022 tarihinde kuruldu.
Kuruluş amacının TTB (Türk Tabipler Birliği)'nin ideolojik/siyasal hareket etmesi, hekimlerin/sağlık çalışanlarının sorunlarına karşı gerekli/yeterli mücadeleyi sağlayamaması olduğu, sendikaya katılan/katılmayı düşünen hekimlere/sağlık çalışanlarına 'Kapıdan girdiğinizde ideolojileriniz dışarda kalacak' şeklinde söylemlerde bulunulduğu belirlendi.
Sendika adresi İstanbul'da.
22 kurucu üyesi olan Tabip-Sen'in özellikle muhafazakar görünüp radikal unsurların yer aldığı, hekimleri birlik olmaya davet edip, diğer sendikaları da örgütleyip eylem yapmalarına cesaret veren bir işleve sahip olduğu dikkat çekiyor. Tespitlere göre, üye sayısı en az olmasına rağmen (2 bin gibi), iktidar yanlısı göründüğü için diğer sendikalara da meşruiyet kazandıran, FETÖ ve terör örgütlerinin faaliyetlerini kolaylaştıran bir işlev üstlendiği kaydedildi.
RADİKAL GRUPLAR SENDİKALAR İÇİNDE
Kuruculardan biri PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması DYGM (Demokratik Yurtsever Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet yürüten Harran Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu HÖDER (Harran Öğrenci Derneği) organizesinde, 31 Aralık 2012 tarihinde tanışma gecesi adı altında düzenlenen konsere katılım sağladığı, bir başka ismin FETÖ/PDY terör örgütüne yönelik Edirne'de yapılan operasyonda gözaltına alınan şahsın ifadesinde adının geçtiği, bir başka ismin El Kaide yanlısı Fatih merkezli bir grubun güdümünde Elazığ'da faaliyet yürüten şahıslar ile irtibatlı olduğu, bir başka ismin de M. İ.'nin kurduğu radikal bir örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğü, bir başka isim hakkında FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olduğu şeklinde CİMER ihbarı bulunduğu, bir başka ismin de El Kaide terör örgütüyle iltisaklı faaliyet yürüten M.R.K. ile irtibatının bulunduğu tespit edildi.
SAĞLIK SİSTEMİNE ÇOMAK SOKMALIYIZ
Öte yandan Tabip-Sen Başkanı Ahmet Erçek'in de "Biz sağlık sisteminin tekerine çomak sokacak eylemler geliştirmeliyiz." ifadeleri kumpasın en net kanıtlarından.
Erçek, bir Youtube kanalında sağlık sistemini bozmaya yönelik eylemleri savunmuştu.
"Birkaç gün yapılan iş bırakma eyleminin kamu hizmetlerinin aksatmasının mümkün olmayacağını" ifade eden Erçek, "Eğer birkaç gün yapılan iş bırakma eylemi ile sağlık sistemi aksayacaksa bayram seyran, yılbaşı ve 1 Mayıs'ın da kaldırılması gerekir." demişti.
Eyleme katılan hekimlerin karşılaşabileceği durumlar hakkında da konuşan Erçek, hekimlerin eyleme katılmasıyla yasal hak kullanımı söz konusu olduğunu iddia etmişti.