CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kirli geçmişini yok sayarak başörtüsünü yasal güvence altına alacak kanun teklifi vereceklerini duyurdu. Kılıçdaroğlu'nun Instagram hesabından yayımladığı video toplumun her kesimi tarafından samimiyetsiz ve inandırıcılıktan uzak bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert tepki gösteren Başkan Recep Tayyip Erdoğan TBMM'de yaptığı konuşmada, "Biz 2008 yılında MHP ile birlikte mecliste başörtüsü tartışmalarını kökten çözecek anayasa değişikliği yapmıştık. Bunu 411 el kaosa kalktı manşetiyle duyurmuşlardı. Ancak iptali için bunu AYM'ye götüren bizzat Kılıçdaroğlu'nun kendisiydi." dedi. Peki, kamuda başörtüsü yasağı nasıl kalktı? İşte geçmişten bugüne yasaklar ve Başkan Erdoğan liderliğinde AK Parti'nin verdiği mücadelenin kronolojisi.
8 EKİM 2013'TE BİR DÖNEM KAPANDI
Demokratikleşme paketi çerçevesinde ilan edilen "kamuda başörtüsü serbestliği" bugünden itibaren hayata geçti. İdari düzenlemeler başlığında pakette bulunan reform ile ilgili düzenleme dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bayramdan önce yetiştireceğiz" mesajı ile aynı gün gerçekleştirildi ve kamuda başörtüsü ile çalışmanın önündeki engel madde kaldırıldı. Resmi Gazete'de yayımlanan düzenleme ile 8 Ekim 2013'te kamuda bir dönem resmen kapanmış oldu.
BAŞBAKANLIK GENELGESİ
Başbakanlık Genelgesi ile 1982 tarihli Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliği'nin 5'inci maddesinde değişiklik yapıldı. Kamuda kadın personelin giyimini sınırlandıran ve başörtüsü ile çalışmasını engelleyen ifadeler ve madde yönetmelikten çıkarıldı. Kamuda bir dönemi kapatıp yeni bir dönem açan düzenlemede, 'resmi elbise giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, emniyet mensupları ve yargıda ise hakim ve savcılar' bunun dışında tutuldu.
BAZI UYGULAMALAR MAHKEME KARARLARI İLE AŞILDI
Askerler, emniyet mensupları, hakimler ve savcılar bu düzenlemenin dışında tutuldu. avukatların, barolar tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde başörtüsü takamayacaklarına ilişkin uygulamalar ise, mahkeme kararları ile aşıldı.
YASAĞIN KRONOLOJİSİ
1951'de sadece erkek öğrencilerin eğitim görmesi için açılan İmam-Hatip okullarının bünyesinde kız öğrencilerin de dinî eğitim alması için kurslar düzenlenmeye başlandı. Bu aynı zamanda kızların başörtüsü ile eğitim alıp alamayacağı tartışmalarını da başlattı.
1964: Gülsen Ataseven, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde başını örtmeye başladı. Okulu birincilikle bitirdi. Mezuniyet törenlerinde geleneksel olarak birincilikle bitiren öğrenci konuşma yaptığı halde, Gülsen Ataseven'in konuşmasına izin verilmedi, konuşma okul ikincisine yaptırıldı.
1966 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere başörtüsüyle girmek isteyen ilk öğrenci Nesibe Bulaycı yapılan baskılar sonucu okula başörtüsüz devam etmiştir.
1967 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere başörtüsüyle girmek isteyen Hatice Babacan yapılan baskılara başını açmamış ve kısa sürede okuldaki başörtülü sayısı 6'ya ulaşmıştır. İslam tarihi hocasının 'ya başını açarsın, ya da sınıftan çıkarsın' demesi üzerine 'başını inancı gereği örttüğünü' iddia eden Babacan dersten ayrılmış, daha sonra da okuldan atılmıştır.
1967 - Hatice Babacan olayından sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde protestolar yaşanmış bu protestolara bazı milletvekilleri de destek vermiştir. Bazı öğrencilerin boykotu sonucu önce dekan istifa etmiş, daha sonra ise fakülte bir aylığına kapatılmıştır. Bu olaylar üniversitelerde yaşanan ilk başörtüsü protestolarıdır.
1968 - AÜ İlahiyat Fakültesi'nden atılan Hatice Babacan AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ne başladı. Babacan buradan hiç sorun yaşamadan mezun olacaktır.
1972 - 27 Kasım tarihli Tebliğler Dergisi'nde ilk defa bayan öğretmenlerin kıyafeti gündeme getirilmiş ve 'bayan öğretmenler sade ve ağırbaşlı olacak şekilde süsten ve gösterişten sakınacak, derslerde ve görevde başı açık bulunacak' ifadelerine yer verilmiştir.
1970-80'li yıllarda başörtülü öğrencilere yönelik şiddet de içerebilen (başörtü ve mantoların zorla çıkartılması) zorlama ve yaptırımlar başladı. Bu çeşitli illerde (Ankara, Konya, Malatya) gerginliklere sebep oldu.
1973 - Ankara Barosuna 1972'de başı açık olarak kaydolan Avukat Emine Aykenar bir süre sonra başını örtmüştür. Bunun üzerine dönemin Ankara Barosu başkanı Yekta Güngör Özden imzası ile Aykenar 19 Mart 1973'te 'modern ortamda teokratik giysi olmaz' iddiası ile mesleğin gelenek, onur ve kurallarına aykırı davranış maddesine dayanarak barodan ihraç edilmiştir. Bu yıllarda bazı devlet memurları ve öğretmenler de benzer şekilde memuriyetten atılmış ya da başlarını açmışlardır.
1977-78 eğitim döneminde açılan Sakarya Kız İmam-Hatip Okulu yönetimi okula başörtülü devam etmek isteyen 215 öğrenciyi disipline vermiştir.
1978 - CHP hükûmetinin Çalışma Bakanlığı ilk defa resmî olarak kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır.
1978 - 8 Aralık 1978 tarih ve 52 nolu genelge ile CHP hükûmeti ilk defa kamu hizmetinde çalışan bütün kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır. Bu genelge ile ayrıca erkeklerin sakal, uzun saç ve kravatsız işe gelmeleri de yasaklanmıştır.
1979 - İlk defa başörtülü ve sakallı fotoğraflarla adayların üniversite seçme sınavına kayıt yaptıramayacakları duyuruldu.
1979 - İlk defa Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde, daha sonra da Hacettepe Üniversitesi'nde başörtülü öğrencilerin kampüs içinde de dolaşmaları yasaklandı.
1979 - Atatürk Üniversitesi başörtüsü veya sakallı fotoğraf ile mezun olmak isteyen öğrencilere diploma verilmeyeceğini duyurdu.
12 Eylül 1980: Türk Silahlı Kuvvetleri, emir komuta zinciri içinde askeri ihtilal gerçekleştirdi. 1980 ihtilali sonrası bazı üniversitelerde başörtüsü yasağı başlatıldı.
1980 - TBMM'de izleyici locasında bazı başörtülü ziyaretçilerin gelmesi üzerine bazı milletvekilleri Meclis başkanına bu kadınların locadan atılmaları talebinde bulunmuştur.
1982 - YÖK, yayınladığı kıyafet genelgesi ile başörtüsü yasakladı.
1984 - YÖK, kıyafet genelgesindeki başörtüsü yasağını kaldırdı.
1987 - Başörtüsü üniversitelerde disiplin suçu gerekçesi ile yeniden yasaklandı. 45. Hükümet (1. Özal Hükümeti)'nin başörtüsünü serbest bırakmak için YÖK yasasındaki yaptığı değişiklik veto edildi.
1988 - 46. Hükümet (2. Özal Hükümeti) ikinci yasa değişikliğini çıkardı.
1989 - Özal hükûmetinin çıkardığı yasa zamanın Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
1990 - Başörtüsüne izin veren üçüncü kanun çıktı. SHP Anayasa Mahkemesine götürdü ve kanun reddedilerek yürürlükten kaldırıldı.
1993 - Şenay Karaduman ve Lamiya Bulut'un üniversitede başörtüsü yasağına ilişkin karara karşı AİHM'de Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı açtıkları dava "laik üniversitede okumayı seçen öğrencinin konulan kılık kıyafet kurallarına da uymak zorunda olması" ve kıyafetlerinin "Başörtüsü takmayan fakat fakülteye giden öğrenciler bakımından kuvvetli bir dinî işaret olarak görülmesi" sebebiyle Türkiye lehine sonuçlandı.
1997 - 15 Eylül'de YÖK başkanlığının bir genelgesi ile başörtülü öğrencilerin okullara alınması yasaklandı.
28 Şubat 1997: Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplandı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik rejim aleyhtarı faaliyetlerin değerlendirildiği bildirildi.
1998 - 28 Şubat sürecinde bütün üniversitelerde YÖK tarafından başörtülü öğrencilerin kampüs içinde dolaşmaları yasaklandı. Bu yasağı uygulamayan rektörler hakkında soruşturma açıldı.
İŞTE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞININ KALDIRILMASI İÇİN MÜCADELESİNDE YAŞANAN MÜCADE
6 ve 9 Şubat 2008 tarihlerinde üniversitelerde başörtüsü serbestlik getireceği iddia edilen Anayasa değişikliği TBMM'de 518 milletvekilinin katıldığı oylamada 411 olumlu, 103 olumsuz oyla kabul edildi.
27 Şubat 2008 tarihinde kamuda başörtüsü serbestliği sağlayan anayasa değişikliği hakkında, CHP ve DSP ile birlikte 112 milletvekili, imzası içeren şikayet dilekçesiyle Anayasa Mahkemesinde dava açılma talebiyle resmî başvuru yaptı.
6 Mart 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi; CHP ve DSP'nin, üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getiren 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un birinci ve ikinci maddelerinin iptali veya yok hükmünde olduklarına karar verilmesi ve dava sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulması istemiyle açtığı davada herhangi bir eksiklik tespit etmedi ve davayı kabul etti.
14 MART 2008'DE AK PARTİ'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI
14 Mart 2008'de Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya Adalet ve Kalkınma Partisi'nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'nde partinin kapatılması için Adalet ve Kalkınma Partisi'nin temelli kapatılma davasını açtı. Başsavcı, aralarında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da olduğu 71 kişinin siyasetten yasaklanmasını istediği için bu dava öncelikli olarak öne alındı.
5 Haziran 2008'de, Anayasa Mahkemesi 9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı anayasa değişikliğini iptal ve yürürlüğünün durdurulması kararını açıkladı. Anayasa Mahkemesi, açıklamasında, kararını Anayasa'nın 2, 4. ve 148. maddelerini gözeterek verdiğini belirtti ve Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine ve Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerine atıfta bulundu.
30 Kasım 2010: YÖK Genel Kurulu; üniversiteye girişte yerleştirme puanlarının hesaplanmasında kullanılan katsayı uygulamasını kaldırdı.
30 Eylül 2013: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kılık kıyafet yönetmeliğini değiştirerek kamu kurumlarında başörtüsü yasağını kaldırıyoruz. Kadın çalışanların giyimleri üzerindeki ayrımcı ihlalleri kaldırıyoruz" dedi.
11 Kasım 2016: TSK'daki sivil personelin, kılık kıyafet yönünden diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelle aynı hükümlere tabi olmasının önünü açan düzenleme, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.