MUHALEFETİN ABD ZİYARETLERİ: 8 SAATİ MİLLETİMİZE AÇIKLA
Kılıçdaroğlu'nun ilham kaynağı yerli değildir, bizden değildir. ABD'de ne yaptığı, kimlerle temas kurduğu, kimlerin eline ve avucuna baktığı bellidir. 8 saatlik süreyle ortadan kaybolması kuşkuludur. Kılıçdaroğlu'na soruyorum; bu 8 saatte kimlerle fiskos yaptın? Pensilvanya'da mola verip vermediğini açıklığa kavuşturmak zorundadır. Şimdi de İP heyeti ABD'ye gidecekmiş. Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinin hemen ardından ABD biletini alan İP'in de yolu yol değildir. Okyanus ötesinde rol dağılımı ve iş bölümü yapılmıştır. FETÖ'nün çekim alanında siyaset yapmanın onurlu ve haysiyetli hiçbir yanından bahsedilemeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı seçecek güç ne AB'dir ne ABD'dir, sadece ve sadece büyük Türk milletidir. CHP yitirdiği iradesini emperyalizmin kanlı siyasetinde bulma çabası içindedir.
Türkiye sahipsiz değildir, Türk milleti yarınsız ve çaresiz değildir. MHP dimdik ayaktadır, Cumhur İttifakı ezilenleri kucaklayandır. Muhterem milletvekilleri, BM Teşkilatı'nın yaptığı araştırmaya göre gıda yardımına muhtaç ülke sayısı 45'e ulaşmıştır. Daha güvenli, daha adil bir dünyaya ulaşmak için adaletsizliklerle, küresel çapta mücadele etmek insani bir görevdir. Küresel adalet ve merhametin kurumsallaşması, empati duygusunun işlevsel olmasıyla bir insan, bir medeniyet hakkıdır. Türkiye bu hakkı en fazla gözeten, saygı gösteren ülke mevkiine tırmanmıştır. Bir damla petrolü, bir metreküp gazı insan hayatından daha değerli gören bir sefil anlayış derhal terk edilmelidir.
Böylesi bir dünya nizamının kalbi selim olması, insana hürmet etmesi akıl karı mıdır? Türkiye insan onurunu esas olarak ikmal ettiği siyasetiyle sivrilmeye başlamıştır. Ukrayna limanlarından kalkan 345 gemi tahılı ihtiyaç sahibi ülkelere taşımıştır. Açlık çeken milletlerim çığlığını duymuş ve duyurmuştur. Geçen hafta da vurguladığım gibi Türk Akım enerji güvenliğinin vazgeçilmez hale gelmiştir. Türkiye taraftır ama kalıcı bir barışın tarafıdır.
Terörle mücadelemize yönelik asılsız iddiaları reddediyoruz. Kıbrıs Türkleri'nin yok sayılmasını reddediyoruz. AB'nin uyguladığı yaptırımlara Türkiye'nin katılmamasını eleştiren ucuz yaklaşımı reddediyoruz. 2022 Türkiye raporunu gıyaben yırtıp atıyor muhataplarının başına geçiriyoruz. Avrupa Birliği'nin görmezden gelmesi, her fırsatta Türkiye'yi kötü göstermesi ayıptır, iki yüzlülüğün ta kendisidir. Kışı geçiririz geçirmesine ama yediğimiz ayazı da aklımızdan çıkarmayız. AB'nin siyaseti kutuplaşma siyasetidir. Bizim böyle bir siyasete karnımız toktur.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
27.Dönem TBMM'nin bu son yasama yılında geçen yıllarda olduğu gibi, milletimizin her derdiyle dertlenip çözüm yolları açacağız, haklı talepleri karşılayacağız, sorunlara neşter vuracağız. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar, gerisi boş boş bakar. Bildiğiniz gibi sosyal medya tehlikeli bir mecradır. Bu mecrada her türlü haşarat da meydanı boş bulduğundan at oynatmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde benzerlerine şahit olunduğu üzere, sosyal medyanın hukuki ve ahlaki sınırlara getirilmesi, yalan ve iftira mahiyetli haberlerin önüne geçilmesi iç barış ve huzur ortamı için büyük bir zaruretti. Geçen hafta "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" AK Parti ve MHP'nin mücadele ve müdahalesiyle kabul edilerek yasalaşmıştır. Bu itibarla hepinize teşekkür ediyorum. Allah'a şükür, mühim ve acil bir ihtiyaç milli irade vasıtasıyla karşılanmıştır. Zillet ittifakı 29. maddeyi terörize ederek olmadık yollara müracaat edip mezkur kanunun görüşmelerini sabote etmeye kalkışmıştır.
Peki ne diyor 29. madde? 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa 217. maddesinden sonra gelmek üzere "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" üst başlıklı şu ifadeler eklenmiştir:
"Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır."
Zillet ittifakının, çıkarcı yandaşların, buçuk aydınların, kiralık kalemlerin saldırdığı, sulandırdığı ve feryat ettiği meşhur madde budur. Halk arasında endişe, korku ve panik yaratanlara cezai sorumluluk yüklemenin neresi hatalıdır?
Ülkemizin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığıyla ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayanlara yasal tedbir alınmasının neresi zulümdür?
ÇEKİÇLİ PROVOKASYONA SERT TEPKİ
CHP'li bir milletvekili, eline çekici alıp Genel Kurul kürsüsünde telefon kıracak kadar alçalabilmiştir. Sen o çekici telefona değil, kafana vurursan belki ayılabilir, kendine gelebilirsin. Bu çekiç Genel Kurul'a nasıl getirilmiş, kürsüye nasıl çıkarılmıştır? Çekiç de aynen bir silah gibi suç unsuru değil midir? Bu haliyle çekicin mesela kalaşnikoftan ne farkı vardır? Biz Genel Kurul salonunda ne çekiçli eylemcilere ne de kalaşnikoflu teröristlere bilinsin ki, tahammül edemeyiz, sessiz kalamayız, seyirci olamayız.
Dediler ki:
√ Yasayla birlikte korku ve baskı iklimi artacakmış.
√ Seçim öncesinde halkın Haber alma kaynakları boğulacakmış.
√ Muhalefetin sesi kısılmak istenmiş.
√ Ucube bir başyapıtmış.
√ Hak ve hürriyete pranga vurulacakmış.
√ Sansür yasasıymış, istibdada çanak tutulmuş, tarih bunu yazmış.
Bu iddiaların tamamı palavradır, tamamı aldatmadır, söylenenlerin hepsi yalancıların sızlanmasıdır, sosyal medyadan milletimizi manipüle etmeye çalışanların kurnaz ve kurmaca şikayetidir. Nasıl olsa yalan haber yayamayacaklar, dertleri bundandır. Nasıl olsa sahte hesapların arkasına saklanıp itibar cellatlığı yapamayacaklar, açmazları, sıkıntıları ve bunalımları bu nedenledir. Zillet ittifakının haberi olsun, ne yapsalar boşuna, köprü suyun öte yakasında kaldı.
Yalan habere bel bağlamayanlar bu yasadan rahatsız olmaz. İftiraya prim vermeyenler, kamu düzenini bozmayı aklından geçirmeyenler, ülkemizin iç ve dış güvenliğini zedelemek için pusuya yatmayanlar bu yasadan asla memnuniyetsizlik duymaz. Geçiniz bunları, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, insan onuruyla insan haysiyetini savunan hiç kimse bu yasaya dudak bükmez, bükemez, bükmemiştir. Dezenformasyon yasası hıyanetin, bozgunculuğun ve rezaletin sosyal medya ayağına kilit vurmuştur. Çokta güzel olmuş, maşeri vicdan oh be demiştir. İşte kuyu, işte suyu, işte milletimizin huzuru, kast etmeye çalışanlar olursa bedelini sonuna kadar ödemeye hazır olmalıdırlar. Bu duygu ve düşüncelerle siz değerli milletvekili arkadaşlarımı muhabbetle selamlıyor, Genel Kurul çalışmalarınızda üstün başarılar diliyorum.
ABD'Lİ BÜYÜKELÇİYE EGE TEPKİSİ
Grup toplantısı sonrası ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake'in açıklamalarıyla ilgili soru yöneltilen MHP lideri Bahçeli, "Türkiye'yi aptal zannetmesin, Türkiye'de aptal yok" dedi.
FLAKE "ABD'NİN ORTAKLARDAN BİRİNİN LEHİNE TARAF TUTMA POZİSYONU YOK" DEMİŞTİ
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Yunanistan'a yaptıkları askeri yığınakla ilgili açıklamada bulundu. Flake, "Yunanistan ile savunma işbirliği NATO'nun doğu kanadını güçlendirmeye yönelik. ABD'nin ortaklardan birinin lehine taraf tutma pozisyonu yok." ifadelerini kullandı.