MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun "Bir de beni deneyin" sözlerine tepki göstererek "Cumhurbaşkanlığı staj yapma yeri değildir" ifadelerini kullandı. Öte yandan TSK'ya kimyasal silah iftirası hakkında da konuşan Bahçeli "Türk askerine düşmanlık, düşmana askerlik yapmaktır" dedi. TTB Başkanı Fincancı'nın provokasyonu devam ettirmesi hakkında "Türk vatandaşlığından çıkarılmalıdır" şeklinde konuştu.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları;
Bu haftaki grup toplantımız vesilesiyle yapacağım konuşmaya geçmeden hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Televizyon ekranlarından, radyo kanallarından toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyorum. İnsanlık tarihini genel hatlarıyla incelediğimizde mücadele ve muhaberelerin ortaya çıktığı anda değil planlama aşamasında kazanıldığı görülecektir. Siyasi mücadelede muhalefet partilerine göre bir adım önde olmamızın sırrı buradadır. Hiçbir zaman çorak yere tohum ekmedik. Hiçbir zaman çuvalın ağzı dururken dibini açmadık. İlkelerimizden ödün vermedik, irademizden şaşmadık. İrfanımızdan sapmadık. Birileri gibi ülkü ve ülke sevdamızı bahis konusu yapmadık, siyasi müzayedeye bırakmadık.
"GÜCÜMÜZE GÜÇ KATIYORUZ"
Biz milletimizin uğruna varlığımızı adadık, bir doğrunun imanının bin eğriyi düzelteceğine inandık. Eskiyle yeninin arasında sıkışıp kalmadık. Milletimizle iç içe olduk, aynı hizada durduk, millet biziz dedik. Siyasi muhitler arası sürekli gezenlerle ne işimiz olmuş ne de ilişkimiz olacaktır. Buz üstüne bina yapıp içine girenler, ilk güneşte batacaklarını peşinen hesap etmelidir. İnancı sahte olanların iradesi kumandalıdır. Bir topal pire bir gecede 7 yastık dolaşırsa siyasi devşirmeler de buradan oraya savrulup duracaktır. Kendi evinizdeki bol tepsiyi görmeyip başkasından avucundan su içmeye kalkanların ne kandığı ne de doyduğu görülmüş, duyulmuş şey değildir. Bu tiplerden de adam olmaz, olamayacaktır. Biz milletimize nasıl hisset vereceğimizin amacıyla yoğruluyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, küçülmüş siyasetçilerin küçülmüş hesaplarına kafa yoracak değil. Çok şükür meydanlardan taşıyoruz, her gittiğimiz yerde kabul görüyor, gücümüze güç katıyoruz.
Biz sıradağları birer birer aşmaya azmettik, kazanmaya da yemin ettik. 2023 yılında, 1923 yılının ilkelerini kesintiye uğratmayacağız. 2023 yılında, 1923 yılının ruh ve mirasını yağmalatmayacağız. Vatan kayık gibi yan giden zillete Türkiye'yi rehin bırakmayacağız. Zaman ayırıyoruz, sürekli faal halde bulunuyoruz. Bin defa helal olsun yeter ki Cumhur kazansın, yeter ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanımız olsun. Tarafımız belli, bizim adayımız belli kararımız nettir. Manisa açık hava toplantımız yine düşman çatlatmıştır. Asıl gelenin Cumhur İttifakı, asıl gelmekte olanın MHP olduğunu ne görüyorlar ne de göstermeye ciğerleri yetiyor.
"BİZİM BÖLÜNECEK VATANIMIZ YOKTUR"
Biz yürüdükçe dağılıyorlar, biz yükseldikçe kaçışıyorlar. Boşuna nefes tüketmesinler, bizim bölünecek vatanımız yoktur, bizim inecek bayrağımız yoktur. Bizim zillete düşecek ülkemiz yoktur. Yarınlar, bugünden çok daha güzel olacaktır. Türkiye'nin yolu da bahtı da ardına kadar açıktır. Karamsarlarla işimiz yoktur, gücümüz Türkiye, güvencemiz büyük Türk milletidir. Milliyetçi hareket yalan haberlere, yalancıların oyunlarına hem kapalı hem de karşıdır. Buradan MHP'nin fedakar teşkilatlarına, asil dava arkadaşlarıma, milletimin her güzel insanına gönülden teşekkürü bir vefa borcu kabul ediyorum. Allah hepinizden razı olsun diliyorum.
Aşağı yukarı 1 buçuk yıldır zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı üzerinde papatya falları açılıp çekilişler yapılıyor. Sistematik bir propaganda sürekli tedavülde tutuluyor. Zillet ittifakını oluşturan partiler arasındaki görüş ayrılıkları sinir harbini kamçılıyor. Zillet partileri susuz vadide küreksiz tekneyle mesafe almaya çalışıyor. Buna da uyum diyorlar. Yabancı ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı yüzleri kızarmadan şikayet sırasına giriyorlar. Televizyon ekranlarına baktığımızda neredeyse her akşam 3-5 sabitleşmiş sözde uzman yorumcu ve akademisyenler bağıra çağıra zillet ittifakının adayı üzerinde toto oynuyorlar. Öyle isimler ortaya atılıyor ki bu girişimin tertip olduğu anlaşılıyor. Cumhur İttifakı'nın adayı nettir.
İstanbul'u perişan eden aciz, arızalı, ahlaki sancıları olan başarısız şahsın devamlı öne çıkarılması kimin telkinidir? Malum siyasetçinin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yeniden kulisleri kaynatması fırsatçılık değil midir? Bunların hangisi Türkiye Cumhurbaşkanlığı'na layık olabilir? Sayın Cumhurbaşkanımızı sorunlu isimlerle eş tutmak, onlarla yarıştırmaya niyet etmek bir defa klasik bir FETÖ yönetimidir. Bunun bir başka adı da yenemeyeceksen yıprat taktiğidir. Zillet ittifakının adayı arasında biriken tartışmaları ilk olarak dış güçler kışkırtmaktadır. Ülke içine yuvalanmış menfaat kalıntıları bu tartışmayı diri tutmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı yapboz tahtası değildir. Cumhurbaşkanlığı staj yapma yeri değildir. Cumhurbaşkanlığı yalvarmayla, yakarmayla, el avuç açmayla oturulacak bir makam değildir. Cumhurbaşkanlığı acemi eğitim alanı değildir. Sayın Kılıçdaroğlu hiçbir durma boş hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçme. Kılıçdaroğlu nasıl bir adam olduğunun görülmesini istiyormuş. Uçan kuştan haber sorulur mu? Usta hırsıza kapı dayanır mı? Türkiye'nin karşısında duran bir şahsa adam denilir mi? Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor. Sayın Kılıçdaroğlu meydan okuyacağına cesaretin varsa adaylığını ilan etti. Açıkla da Türk milleti seni tartıya alsın bakalım kilon kaçmış, ederin neymiş, çapın kaçmış. Bir demet gülün bir harman ottan iyi olacağını da asla unutma. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bunu da aklından çıkarma.
TTB BAŞKANI'NA TEPKİ: TÜRK VATANDAŞLIĞINDAN DA ÇIKARILMALI
TSK'nın kimyasal silah kullandığını şerefsizce dillendirenlere kanacak kimse yoktur. İşgal için bahaneler oluşturulduğu bilinen gerçeklerdir. Türkiye'den Irak, Suriye çıkarma planları yapanlar sömürge piyonlarıdır. İP Başkanı'nın TTB'ne övgüleri hala hafızalarımızda olup en son dehşet verici iftiraya nasıl bir yorum getireceği merak konusudur. Herkesi uyarıyorum; Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalarda bulunanlar, terörizme faaliyet yapan kansızlardır.
Almanya'nın Köln kentinde husumet oluşumu tarafından düzenlenen konferansta PKK, FETÖ ve yeminli Türk düşmanları sahneye çıkmışlardır. Şerefli Türk hekimlerini hariç tutuyorum. TTB'nin kapısına kilit vurulmasını, doktorlarımızın özgürleşmeleri tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin isminin başında Türk olamaz. Türk Tabipler Birliği Başkanı ve diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması ve vatansız olmaya mahkum edilmesi akla en uygun seçeneklerden birisidir. Türk Tabipler Birliği'nin tıpla ilgisi kalmamıştır. FETÖ'nün kumpasları, PKK'nın iftiraları devam ederken FETÖ'den ihraç edilen 178 hakimin görevlerine iade kararı yenilir yutulur bir şey değildir. Bu kararı milletimize hakaret sayıyoruz. 15 Temmuz'un rövanşını almak için müsait zaman kollayanları hoş göremeyiz. Herkes aklını başına alsın.
Geçmiş bazen geleceği perdeleyecek kadar gözlerimizi kamaştırabilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarını idrak edemeyenler için değişime ve gelişime direnç göstermek kaçınılmazdır. Tarih birdir ve bütündür, adı da Türk tarihidir. Coğrafya birdir ve bellidir, adı da Türkiye vatanıdır. Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Önyargılarının hükmüyle, ideolojik katılıklarla cumhuriyetin anlaşılması mümkün değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir'de konuşmasında cumhuriyetin milletin kendi istek ve arzusuyla oluştuğunu söylemişti. Samsun'dan sonra Anadolu'nun içlerine doğru ilerleyerek gönderdiği Amasya Genelgesi'nde parolayı şu şekilde dile getirmişti: Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Beklenen o zaman 99 yıl önce gelmiş, Çankaya Köşkü'nde: Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz demişti. Cumhuriyet, Türk milletinin bağımsızlık onurudur. Cumhuriyet, milletin üstünde hiçbir otorite tanımayan fazilet demektir. Hüküm, milletindir. Türkiye Cumhuriyeti sevmesini bilene yürek, savaşmasını bilene edebi zaferdir. Cumhuriyetin 100. senesine 1 yıl kala Türkiye'nin yükseliş çabası devam etmektedir. Fikri hür, vicdanı hür, istikbali hür Türk milleti, bölünmez bütünlüğe toz kondurmama amacındadır. Türkiye Cumhuriyeti, kronik sorunlarına neşter vurmuştur. Geçmiş ile gelecek, ülke ile ülkü, akıl ve duygu, duruş ve yükseliş birleşmiştir. Yönetim sistemimizdeki reform Türkiye'nin önünü açmıştır. Sistemsel aksaklıklar telafi edilmiş, zaaflar giderilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin daha mesut, daha müreffeh olmasının önünde hiçbir pürüz kalmamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurallarıyla oturmasıdır. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi planlayanların ne hallere düştükleri ortadadır. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş emeli taşıyanlar öncelikle alev alan çatılarını söndürmenin arayışı içinde olmalıdır.
Kriz severlerin, kavgadan beslenenlerin güçlendirilmiş parlamenter sistem arayışları doğal ve normaldir. Türk milleti kimin kime, hangi yalanları söylediğini açıkça görmektedir. Zillete düşenlerin birbirlerini yemeleri bir siyaset değildir. Milletimizin istediği kaos ve kriz değil, refahtır, huzurdur, zenginleşmedir, birlik ve beraberliktir. CHP, Terörün yedeği olan HDP, ne de karanlık bir projeden mütevellit olan İP aziz Türk milletine bir gelecek vaat edemeyecektir. Her saldırıyı, her işgal girişimini yok edecek imanımız vardır. Denemek isteyen varsa buyursun denesin, millet sevdalıları buradadır.
İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, aziz şehitlerimizi, kutlu ceddimizi rahmetle yad ediyorum. Cumhuriyet sonsuza kadar korunup kollanacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken hepinizi muhabbetle selamlıyorum.