AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğiden toplandı.
Parti genel merkezindeki toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları;
Ulusal vesayetin yanısıra bölgesel vesayetle Türkiye Cumhuriyeti'ne saygılar düzenlendi. Bunların başta gelenleri terör saldırılarıdır. Fiziki terörün arkasında bölgemizi ve ülkemizi hedef alan birtakım hedefler vardır. Ülkemizi ve bölgemizi siyasi mengeneye sıkıştırılmaya çalışan terör olgusu da bir vesayet olarak geldi. Devlet yapımıza kast eden bölgesel vesayetin fiziki olan değil onun arkasında ciddi mücadele ettik.
Bütün insanlığın başında olan bizi de etkileyen küresel vesayet var. Buna karşı küresel adalet, eşitlik çağrısı anlamında 'dünya beşten büyüktür' diye karşı çıkıyoruz. Bölgesel ve küresel vesayete karşı mücadele Türkiye'nin kendine has politikalarını uygulama konusunda daha güçlü ve donanımlı hale getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti uluslararası olaylarının kilit ülke konumundadır. Cumhuriyetimizin yaş alıyor ama asla yaşlanmıyor. İnşallah bu kararlılıkla 100. yılla buluşmaya hazırlanıyoruz.
Küresel düzeyde birkaç üzücü olay oldu. Somali'de terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz. Güney Kore'de festivalde yüzlerce insan hayatını kaybetti, Hindistan'da köprünün çökmesi sonrasında hayatını kaybedenler oldu, taziyelerimizi iletiyoruz.
Acı bir kaybımız var, Mevlüde Genç hayatını kaybetti. Solingen'de sembol oldu. 'Acımı kalbime gömüyorum' dedi ve barışın, uzlaşının sembolü oldu. Hayatını son nefesini verirkene kadar bu şekilde geçirdi. Kendisine karşı AK Parti olarak son vazifemizi yapmak için arkadaşlarımız orada bulunacak.
Mevlüde Genç acısını bile hür bir şekilde yaşayamadı, kendi kendine kısıtlar koydu. Yeter ki yeni nesiller bir kavga içerisine girmesin diye. Bu abidevi, soylu bir davranış. Bir annenin acısını bile yaşayamaması, kızlarını, torunlarını ve yeğenini kaybetmişken. Bu her zaman ve her yerde bütün insanlığa örnek olacak sembol bir isim olarak yaşadı.
Alman şansölyesinin yaşanladığı mesajı son derece anlamlı mesaj, Türkçe 'başınız sağolsun' diyerek Mevlüde hanımı son yolculuğunda onu selamladı. Bu acıya yol açan faşist katillerin ve arkasındaki eko sisteminin, İslam ve Türk düşmanlığına kadar bütün bu nefret suçlarının da kınanması gerekir. Türk, İslam düşmanlığına karşı faşist katillerin öldürme saikiyle hareket ettiği eko sisteme güçlü bir tavır alınması gerekiyor. Dolayısıyla bunu çok daha duymak istiyoruz.
Diyarbakır annelerine bir kez daha selamlarımızı gönderiyoruz. Her birinin evlatlarına kısa sürede çalışmalarını temenni ediyoruz. TOGG otomobilinin üretime geçmesiyle birlikte Devrim otomobilinin nasıl engellendiği, Türkiye'nin geçmişte oyun değiştirci olarak içinde bulunduğu sektörlerde nasıl engellendiği. Türkiy'nin 60 yıldır hayalinin gerçekleştirilmesi herkesin sevinci oldu.
Tabii ki sevinemeyenler var. Bunlar millletin iyiliğinden mutlu olmayan travmatik tipler. Bu travmanın tedavisi yok. Türkiye Yüzyılı toplantısının hemen arkasında somutlaşan bir unsur olarak TOGG gündeme geldi. Arkasında aslıda büyük bir özgüven devrimini saklıyor. Büyük reformcu dönüşüm herkes için özgüven devrimini ortaya koydu.
Biz yapabiliriz duygusu, yıllarca geri planda kalmış pekçok şeyi açığa çıkardı. Cumhurbaşkanımızın sürekli olarak genç kardeşlerimize bu özgüveni aşılamasını güçlü projelerde görmeye başlamamız da çok sevindirici.
Türkiye milli güvenliğine dönük tehditleri konusunda uzun ve kapsamlı deneyime sahip. Dünyadaki bir takım kara propaganda merkezleri de eskisi kadar bu merkezleri harekete geçiremiyorlar. Terör örgütünün nasıl bir propaganda ağına görmek açısından TBMM çatısı altında görev yapan birilerinden sivil toplum örgütleri tarafından birden bire bunun gündeme sokulmaya çalıştığını gördük.
Bir ordunun karşı karşıya kalacağı en ağır suçtur. TSK gibi hassasiyeti çok yüksek olan orduya karşı bunu yaptığınızda bu provokasyondur. Bunun söylenmesinin fikir hürriyetiyle ilgisi var mı yok mu diye temelsiz bir tartışma yapıyor. TSK'nın kimyasal silah kullandı diye bir aşağılık iftiranın dillendiriyor olması bu nefret suçu mu, ifade özgürlüğü müd? Bu alandaki tekelci yapıların bu alanda kurulmuş tekelci hegomonyaların kırılması bakımından düzenlemeleri, o alanın demokratikleşmesi bakımından gündeme getireceğiz.
Türkiye'nin esas yüzünü gösteren, kültürel hayatın canlılığını gösteren pekçok etkinlik yapıldtı. Kültür Bakanlığımız kültür yolları festivali yaptı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İletişim Bakanlığımızın etkinlikleri çok ilgi çekti. Diyarbakırda 35 farklı mekanda 600'den fazla etkinlikte 20 binden fazla vatandtaşımız sanatçılarla buluştu.
Geçmişte terör yolu olarak nitelendirilen bazı yerlerin bugün kültür festivali yolu haline gelmesi, nereden nereye gelmesi bakımından son derece önemlidir. Bütün bunların güvenliğin isağlayan polis, jandarmamız, sınır dışındaki silahlı kuvvetlerimizin terörün sökülüp atılması bakımından nereye geldiğini göstermektedir.
Yunan sahil güvenlik güçlerinin 46 bin göçmeni geri ittiğini, 46 bin kişinin hayatını bile isteye ölüme attığı görülmüştür. Üstelik bütün bunların içerisinde Avrupa Frontex'i dediğimiz Avrupa Sınır Birliği bu eylemleri gözünün önünde gerçekleşirken görmezden geliyor. Ortaklaşa işlenen suçlar insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamındadır.
Tahıl koridoru anlaşması sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu inisiyatifle gerçekleşmişti. Rusya anlaşmayı askıya aldığını ya da çekildiğini ifade ediyor. Bundan büyük bir üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isterim. Arzu ve temenni ediyoruz ki, tekrar bu anlaşma işlerlik kazansın. Karadeniz tahıl girişimi 9 milyondan fazla gıdanın başka insanlara ulaşmasını sağladı. Bu iradenin güçlü tutulmasını temenni ediyoruz.
Yunanistan'ın sistematik bir şekilde şehitliklerimize köpek maması atılarak, köpeklerin oraya yoğunlaşması ve bu şekilde şehitliklerimizin zarar görmesi şeklinde bir takım sinsi yöntemler kullanıyorlar. Yunanistan'ı ortak mirasımıza saygılı olmaya davet ediyoruz. DAEŞ'in yaptıklarından bunların ne farkı var? Yunan hükümetinin bunlara dur demesi gerekiyor. Avrupa'nın ortasında tarihi eser yok etmek gibi bir barbarlık kabul edilemez.
İstanbul'da 4-5 Kasım tarihlerinde 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu gerçekleştireceğiz. Buna sayın Cumhurbaşkanımız da katılacak ve konuşacak. Genel olarak 21. Yüzyılın Krizleri ve Siyasetin Geleceği, Siyasette Etik Kültür ve Felsefe. 21. Yüzyılda Siyasal Kurumlar, Dijital Çağda Siyaset ve Medya, Yeni Güç Savaşları, Ekonomi ve Enerji Politikaları, Küresel ve Jeopolitik Riskler, Terör ve Güvenlik gibisinden son derece kapsamlı forum gerçekleştireceğiz.
Mahkeme basmanın Meclisi basmadan farkı yok. Orada vekillerin mahkemeye dönük saygısızlığı kabul edilemez. Hakimlere dönük hakaret ederek, ucuz kabadayılık olarak tavır ortaya koyulması, barbarca tavır olmuştur. Meclise yapılan hakaretten mahkemeye yapılan hakaretin hiçbir farkı yok. Meclis üyelerinin TBMM'yi temsil konusunda bazı standartlara uyması gerekiyor. Son derce saldırgan, yakışıksız, üslupsuz bir durum olmuştur.
ADAYLIĞINI İLAN ETSİN! SEÇİMLER TÜRKİYE'DE YAPILACAK İNGİLTERE'DE DEĞİL
Sayın Kılıçdaroğlu adaylığını ilan etsin, sayın Cumhurbaşkanımızın karşısına çıksın, bekliyoruz. Televizyon programında tartışalım diyor. Bir kere Cumhurbaşkanımızın böyle bir boş vakti yok. Sosyal medyada bir video var, 'Bunun fabrikası yok' diyor. Artık komediyi geçti bu. 'Karşımı çıksın' diyorsa sayın Kılıçdaroğlu'nun bir an evvel adaylığını ilan etmesini bekliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu İngiltere'ye gidiyormuş, seçimler Türkiye'de yapılacak haberi olsun. Kendisinin bir an evvel adaylığını ilan etmesi kendisi açısından en tutarlı iş olacaktır, eğer tutarlılık arıyorsa.
PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'nin inşaat tekniği incelendiğinde bunu doğrudan Fransız Lefarge firmasının yaptığı ortaya çıkmıştı. Bunu mahkemeye götüren sivil toplum örgütü, bunun Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde yapıldığını söylemişti. Destekle ilgili dava devam ederken bunun insanlığa karşı suç olduğuna dair iddia mahkemede düşürüldü. Daha sonra temyize götürülmesi vasıtasıyla insanlığa karşı suç olarak yargılanmasının önü açıldı. Lafarge firması yetkilileri DAEŞ'e destek verdiklerini açıkladılar. Böylesine utanç verici bir şey olabilir mi?
HALEN MACRON HÜKÜMETİNDEN AÇIKLAMA YOK!
Halen Macron hükümetinden açıklama yok. Fransa iç siyasetinde de bu tartışılıyor ve eleştiriliyor. Bir terör örgütünü başka terör örgütüne karşı kullanırsanız başka tablolarla karşı karşıya kalırsınız. Fransız hükümetinin bu firmanın terör örgütüne verdiği destekler konusunda açıklama yapması gerekir.
İsveç'le ilgili açıklamaları hayata geçene kadar yeterli bulmuyoruz. Biz çok şık, estetik ifadeler duyduk, ama netice itibariyle o ülkenin sokaklarında terör örgütünün eylemleri hepimizin şahit olduğu olaylar olarak öne çıktı. İsveç'in bu açıklamaları iyi ama hayata geçmesini diliyoruz.
Hazine yardımı meselesi dünyanın her tarafında demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerin güçlenmesi ve faaliyetlerini rahatça yapabilmeleri için üretilmiştir. Bunlar insanlığın tecrübesi içerisinde, siyasetin tecrübesi içinde ortaya konulmuş, siyasi faaliyet yapma özgürlüğünü yapmaya dönük yaklaşımlardan bir tanesidir.
Teröre destek veren, Hazine yardımını yasaların dışında kullanan herhangi siyasi parti sözkonusu olduğunda buna karar verecek olan mahkemelerdir. Bu konudaki siyasi eleştirilerimizi devam ettiriyoruz. Terör gibi iltisaklı konularda kullanılmasını önleyecek tedbirler mevcuttur.