Avukat İnal, TMSF idaresindeki Koza İpek Holding AŞ'nin Ankara 2. Ticaret Mahkemesi nezdinde açtığı tespit davası sonucunda mahkemenin, Ipek Investment Limited tarafından varlığı iddia edilen pay satım sözleşmesinin yokluğunun tespitine hükmettiğini aktardı.
DAVACININ İDDİALARI
Davacı Ipek Investment Limited'in, pay satım sözleşmesiyle maliki olduğunu iddia ettiği Koza İpek Holding AŞ'nin mal varlıklarına el konulup, yabancı bir yatırımcı olarak yatırımının kamulaştırıldığı iddiasıyla bu tahkim davasını açtığını kaydetti.
İnal, şu bilgileri verdi:
Ipek Investment, Koza İpek Holding'in paylarının yüzde 100'ünü iktisap ettiği Eylül 2015'ten günümüze kadar, Koza Grubu'na karşı Ipek Investment'in yatırımının değerini azaltmayı ya da ortadan kaldırmayı amaçlayan ve bugün bile devam eden bir tavır içine girildiğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin İkili Yatırım Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini öne sürerek, bunun sonucu olarak 5-6 milyar ABD doları tutarında tazminat talep etmiştir.
İnal, Ipek Investment'in, Türkiye'nin Koza Grup'un ülkedeki menfaatlerine zarar verecek girişimlerde bulunduğunu iddia ettiğini aktardı.
HAKEM HEYETİ TALEPLERİ REDDETTİ
Dava kapsamında yapılan savunmaları da aktaran İnal, İpek'in, ICSID'a başvurabilmek için şirketinin milliyetini kasıtlı ve art niyetli değiştirmeye çalıştığının, Koza-İpek Holding hisselerinin İpek Investment Limited'e muvazaalı ve geriye dönük olarak geçersiz bir hisse devri sözleşmesiyle devredildiğinin ifade edildiğini bildirdi.
GERÇEK "KATKI" YARATMADI
Akın İpek'in girişimde bulunduğu pay devrinin Türk hukuku nezdinde geçersiz olduğunun belirtildiğini kaydeden İnal, İpek'in gerçek, aktif bir yatırım yapmadığını, hisse devrinin sadece hisselerin yurt dışındaki bir şirkete geçişini sağladığını, bu durumun Türkiye'de yatırım olarak gerçek bir "katkı" yaratmadığının vurgulandığını aktardı.
İnal, hakem heyetinin, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı Ipek İnvestment Limited'in açtığı tahkim davasında, davacı tarafından Türkiye'de yapılmış gerçek bir yatırım olmaması ve ICSID tahkiminin davacı tarafından suistimal edildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı vererek, davacının esasa dair tüm taleplerini reddettiğini kaydetti.
Öte yandan, Türkiye, uluslararası mahkemede Zaman gazetesine ilişkin açılan davayı da kazanmıştı.