Samsun'da gençlerle buluşan Başkan Erdoğan, başörtüsüne anayasal güvence getiren teklif hakkında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Gerekirse referanduma götürürüz" dedi.
Samsun'da gençlerle buluşan Başkan Erdoğan, başörtüsüne anayasal güvence getiren teklif hakkında açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Gerekirse referanduma götürürüz" dedi.
İşte Başkan Erdoğan'ın o açıklamaları:
Aramızda tabii bu işin çilesini çekmiş olan çok arkadaşımız var. Dün grup başkanvekilimiz, bu basın açıklamasını yaptılar. Bu basın açıklamasıyla birlikte bir süreci başlattık. Aslında buna gerek yoktu.
Burada sağ olsun sayın Kılıçdaroğlu bize pas attık. Bizim bu pası değerlendirmemiz lazım. Arkadaşlarla hemen çalışmaya başladık. Yapmamız gereken şey gelin biz bir anayasal düzenleme yapalım. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı istismardı. Ben mesela kızlarımdan bir tanesini İstanbul'dan alıp Trabzon'a götürmek durumunda kaldım. Bu tam manasıyla hak ve özgürlük mücadelesi. Bunu anayasal teminat altına alalım. Kendi içlerinde bu işlerin tartışması başladı.
Nereye kadar bu konuda samimiler göreceğiz. Sonuna kadar işin takipçisi olacağız. Tabii buradaki gerekirse ihtiyaç olursa bu işi referanduma götürebiliriz. Bunlar parlamentoda işi çözmezse çözüm yeri millet, gideriz millete. Ülkede artık böyle bir sorun olmaması lazım. Bundan sonraki süreci parlamentoda takip edeceğiz.
MECLİS'E SUNULDU
AK Parti Grup Başkanvekili Zengin, başörtüsüne anayasal güvence getiren ve evlilik birliğini tanımlayan Anayasa değişiklik teklifini TBMM Başkanlığına sundu.
Hiçbir kadının temel hak ve hürriyetleri kullanması ile kamu veya özel kesimin sunduğu mal ve hizmetlerden yararlanmasının, başının açık ya da örtülü olması şartına bağlanamayacağını; evlilik birliğinin yalnızca kadın ve erkeğin evlenmesiyle oluşturulabileceğini öngören Anayasa değişikliği teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklif, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Fatih Mehmet Şeker'in de aralarında bulunduğu 336 milletvekilinin imzasını taşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Anayasa'nın 24. maddesine, başörtüsüne anayasal güvence getiren hükümler ekleniyor.
Buna göre, temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamayacak.
Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamayacak, bu nedenle kınanamayacak, suçlanamayacak ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamayacak.
Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini, hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilecek.
EVLİLİK BİRLİĞİ ŞARTI
Anayasa'nın 41'inci maddesinin, "Ailenin korunması ve çocuk hakları" şeklindeki birinci kenar başlığı, "Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları" olarak değiştiriliyor.
Ailenin toplumun temeli olduğunu düzenleyen maddeye, evlilik birliği şartı da ekleniyor.
Değişiklik teklifinin gerekçesinde, "Yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır. Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır." denildi.
TEKLİFİN GEREKÇESİ
Teklifin genel gerekçesinde, herkesin kanun önünde eşit olduğu; devlet organları ve idare makamlarının, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etme zorunluluğu bulunduğu belirtildi.
Gerekçede, devletin, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılmasının önündeki engelleri, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, kişinin maddi, manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamakla yükümlü olduğuna işaret edildi. Temel hak ve hürriyetlerin en önemlilerinden birinin din, vicdan hürriyeti olduğu vurgulandı.
Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının, kadınların başlarını örtme veya açma yönündeki tercihlerini de içerdiğine yer verilen gerekçede, "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti, kadınların bu noktadaki tercihlerini korumakla mükelleftir. Devlet ayrıca pozitif yükümlülüğünün bir gereği olarak, kadınların temel hak ve hürriyetlerini, söz konusu tercihlerine uygun olarak kullanmalarının ve kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmalarının önündeki engelleri kaldıracak, hukuk dışı ve ayrımcı uygulamalara maruz kalmalarını önleyecek tedbirleri alacaktır." denildi.
Türkiye'de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti bulunmadığına işaret edilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Ülkemizin başı örtülü ve başı açık kadınları her türlü temel hak ve hürriyetini kullanabilmekte, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanabilmektedir. Ancak dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan kadınların; yasal ve idari düzenlemeler veya fiili uygulamalarla, insan onuruyla bağdaşmayan, Anayasa'ya aykırı, ayrımcı ve çağ dışı uygulamalara bir daha maruz bırakılmamaları amacıyla anayasal güvence getirilmektedir."
Ailenin, Türk toplumunun temeli olduğuna işaret edilerek, toplumun ve Türk Devleti'nin ancak güçlü aileyle, güçlü kılınabileceği belirtilen gerekçede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda Anayasa'nın 41'inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir. Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır."
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, ''Kanunla teminat altına alınan kanunla değişir'' belirterek şu ifadelerde bulundu:
''Teklifimizde; başörtülülerin de başı açıkların da hakkını savunuyoruz. Kısaca kadınların özgürlüğünü savunuyoruz. Diğer konu da ailele müessesine dair. Bizim anayasamızda aile toplumun temeli olarak görüşmüştür. Eğer bir tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir. Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz''
CHP GÜNDEME GETİRMİŞTİ
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) başörtüsüne yönelik kanun teklifinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğiyle bu işin düzeltilmesi gerektiğini ifade etmişti.
Açıklamanın ardından muhalefet partilerini ziyaret etmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu konu hakkında bilgi vermişti. Hazır hale getiren teklif, Meclis'e sunuldu.
Ancak Bütçe Görüşmeleri nedeniyle Aralık ayının 16'sından sonra ele alınması bekleniyor.