Mehmet Sevigen konuya ilişkin şunları söyledi;
"Fotoğrafın özellikle çekilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, ısrar ederek söylüyor. Daha önce kaç defa Baykal'ı ziyarete gelmişti, böyle bir ihtiyaç duymamıştı. 'Ne gerek var fotoğrafa' diyorlar, 'genel başkan isteyince mecbur kaldık' diyorlar. Alelacele evden çıkmadan fotoğraf servis ediliyor. Ne nezaket ne de geçmiş olsun ziyareti bu. Hangi dağda kurt öldü? 1.5 yıldır selam vermiyor, Aslı Baykal CHP'den ayrıldı, demiyorlar mı 'neden istifa ediyorsun partiden?'. Bunlar partinin yapısını değiştiriyorlar; ulusalcı olmayan, Atatürkçü olmayan, parti içerisinde kavga olmasın diye çabaladılar. Bütün yerli ve millileri partiden çıkardılar.
"DENİZ BAYKAL'IN KILIÇDAROĞLU'NA DESTEĞİ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Baykal bu konuda hassas, gelme der mi? Israr ediyorlar gelmek için. Geliyorlar normal havadan sudan konuşuyorlar. Baykal, 'Yurt dışından gelen bu danışmanlarla ilgili teknolojiyle siyasetin buluşması önemlidir' diyor ama Kemal Bey'in adaylığına destek vermiyor. Kemal Bey bunu hep yapıyor, Mustafa Özbek var. Deniz Bey ile görüşmeye geliyor, genel başkanlık adaylığı zamanında icazet almadan kapıdan çıkar çıkmaz, Deniz Bey, Kemal Bey'i öneriyor diyor. Deniz Bey kendisi aday olacak. Kurultaya gideceğiz, içerden bir grup da engellemeye çalışıyordu. Tarih tekerrürden ibaret, dışarı çıkınca Deniz Bey Kemal Bey'i destekliyor algısı. Zerre kadar kafasında Kılıçdaroğlu yoktur. Taciz ziyareti, zoraki ziyarettir, gelelim gelelim denilen baskı ziyaretidir."
KARDEŞ KAVGASI İDDİASI
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür ise, Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal ile oğlu Ataç Baykal arasında bir gerilim olduğunu, Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinin bu doğrultuda planlandığına dikkat çekti.
Övür şunları söyledi;
"Aile içi tartışmanın bir etkisi var. Aslı Baykal ile konuştum bir cümle söyledi. Normal bir görüşme, içerisiyle ilgilenmedim dedi. Fotoğrafı çeken Ataç Baykal, süreç varsa başlatan o. Kasım ayında bir açıklaması var 'babam istifa etmeyecek, CHP'den de ayrılmayacak hatta ben memur olmasan CHP üyesi olurdum' diyor. Bu ne demek? Bu fotoğrafın arkasındaki isim o.
Bugün Cumhuriyet'te yazılar çıktı. Aslı Baykal vekil falan olmak istiyor diyorlar. Gayri milli dediği partiden vekil olması kadar tezat bir şey olamaz. Haberi de yok bu olaydan anladığım kadarıyla, büyük ihtimalle fotoğrafı ağabeyi ayarladı. Onun CHP vekili olma ihtimali yüksek.
Çünkü arka planı biliyor, Kılıçdaroğlu o nedenle gülüyor. Bir tarafta da Baykal gerçeği var. Oğul ile kızı arasında bir problem olduğu belli."
ÖVÜR KÖŞESİNE TAŞIDI
Baykal bugün kaleme aldığı köşesinde de bu meseleye değindi.
"Baykal fotoğrafının sırrı" başlığıyla fotoğrafın arka planını yazan Övür yine kardeşler arasındaki ayrılığa dikkat çekti.
Övür'ün yazısı şu şekilde;
Geçen yılın en ilginç olayı hiç kuşkusuz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun tek başına yürüttüğü adaylık yarışıydı. Bu yarış, "Geliyor gelmekte olan" sloganıyla başladı, gece yarısı videolarıyla devam etti. Şimdi bu "yaratıcı çaba"ya yeni yılda Kılıçdaroğlu'nun "zihni sinir" icadı sayılabilecek "loading" çıkışı eklendi. Bir zamanlar "Bu düzen değişecek" veya "Anadolu Solu" diye yollara düşen CHP'liler, artık "Halkım loading" diye diye Tiktok seviyesinde bir siyasi stratejiyle "iktidar" mücadelesi verecek.
CHP tarihine yakışır mı bilemem ama Kılıçdaroğlu, önüne koyduğu bu vizyonla adaylık yarışında rakiplerini tek tek saf dışı bıraktı. Hatta bu yarışta, bir kaset komplosuyla yerine oturduğu eski genel başkanı Deniz Baykal'ı da yanına aldı.
Son birkaç gündür Kılıçdaroğlu'nun birlikte poz verdiği Deniz Baykal fotoğrafı yoğun tartışılıyor. Uzun zamandır bir araya gelmeyen bu ikilinin bir fotoğraf karesinde buluşmaları nereden bakarsanız bakın ilginç...
Özellikle de Baykal'ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal'ın geçen yılın sonlarına doğru siyaset sahnesine çıkıp, Kılıçdaroğlu CHP'sinin izlediği siyaseti "gayri milli" ilan etmesinden sonra daha da önemli oldu.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün aracı olduğu üçlü fotoğraf, bu nedenle çok tartışıldı. Kimi Baykal'ın isteksiz fotoğraf verdiğini, kimi kızı gibi "yerli ve milli" düşündüğü için CHP'den istifa edeceğini, kimi de Kılıçdaroğlu'na destek vereceğini söyledi.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı gibi "Kızını milletvekili yaptırmak istiyor" diye uçlara savrulan yorum yapanlar bile oldu.
AİLE İÇİNDE ÇATLAK VAR
Oysa olayın arka planı ayrıntılı bilinmese de ortaya çıkan fotoğraf netti: Baykal ailesinde çatlak vardı. Fotoğraf sonrası konuştuğum Aslı Baykal'ın şu sözleri de bunu kanıtlıyordu:
"Bu bir nezaket konuşmasıydı, fazla ilgilenmedim."
O ilgilenmedi ama ilgilenen biri vardı. O da Baykal'ın oğlu Prof. Dr. Ataç Baykal'dı. İşin sırrı da onun geçen yılın kasım ayında yaptığı konuşmada saklıydı. O konuşmada oğul Baykal, CHP'ye kız kardeşi Aslı Baykal'dan farklı bakıyordu:
"Babam ile konuştum. Aslı'nın CHP üyeliğinden istifasını kendisi ile konuşmadığını, hatta istifa ettikten sonra haber verdiğini söyledi. Aslı'nın istifası, Deniz Baykal ve ailesini bağlayıcı bir görüşün sonucu alınmış bir karar değildir. Babam, kendisi CHP'den istifa etmeyi asla düşünmüyor, herkese de sakın istifa etmeyin diye telkinde bulunuyor."
Ataç Baykal'ın şu sözleri daha da açıklayıcıydı:
"Devlet memuru olmasaydım ben bugün CHP'ye üye olurdum."
Gördüğünüz gibi Baykal-Kılıçdaroğlu fotoğrafının arkasında oğul Baykal vardı. Dahası annesi Olcay Baykal da onunla birlikteydi.
Böylece Kılıçdaroğlu bu hamlesiyle CHP'den tasfiye ettiği Baykalcılara, Baykal soyadıyla sert eleştiriler yönelten ve izlediği siyaseti "gayri milli" ilan eden Aslı Baykal'a karşı bizzat Baykal'ı yanına alarak cevap veriyordu. Bunun Baykal ailesi için bir karşılığı olacaksa o da kızını değil oğlunu Baykal'ın yerine aday yapması daha büyük ihtimal.
NEDEN SUSUYORLAR?
Yapar mı yapmaz mı göreceğiz ama çok daha vahim olan, bırakın kızı Aslı Baykal'ı, Yılmaz Ateş veya Onur Öymen gibi çok sayıda CHP'linin, "CHP'ye kurulan Pensilvanya tuzağına" isyan etmelerine rağmen, o kirli kumpasın bizzat mağduru Baykal'ın hâlâ susuyor olması.
Tabii Kılıçdaroğlu da susuyor. Sahi Kılıçdaroğlu neden susuyor ve ne düşünüyor o operasyon için?