Ömer Çelik, bütün bu soğuk savaş içerisinde Türkiye'nin ortaya koyduğu diplomatik dengenin, diplomatik performansın; Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Balkanlar'a kadar Türkiye'nin bu bölgelerdeki varoluş biçiminin ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha gösterdiğini söyledi.
Avrupa Birliği diplomasisinin ise bütün bu süreçte etkili olması beklenirken çok etkisiz bir düzeyde kaldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Baştan beri söyledik. 'Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu siyasi inisiyatiflere ve siyasi girişimlere destek verin' dedik ama maalesef bu konuda ciddi bir performans ortaya koyamadılar. Halbuki bütün bu savaş tablosu içerisinde barışı mümkün kılabilecek yegane performans, Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle Türkiye'den gelmişti. Öylesine bir ilkel inatla hareket ediyorlar ki Avrupa Birliği toplantılarında Cumhurbaşkanımız olmadan, Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna meselesini konuşabilecekleri gibisinden bir yanılgı içerisine giriyorlar. Türkiye'nin masada olmadığı bir Avrupa Birliği toplantısında, Rusya-Ukrayna meselesinin konuşulması diplomasi olarak bile ifade edilemez. O sadece zihinsel egzersiz düzeyinde kalır."
DİYARBAKIR ANNELERİNİN EVLAT NÖBETİ
Diyarbakır annelerinin 2022'de "dünyanın en büyük vicdan nöbeti"ne imza attığını vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar 346 ailemizden 39'u çocuklarına kavuştu. Teröre karşı insan hakları temelinde, çocuklarına sahip çıkma, evlatlarına kavuşma temelinde yapılmış dünyadaki en büyük eylemlerden biridir. Onlara destek vermeyenler utansın. Türkiye ile ilgili raporlarında en ufak ayrıntılara, yalan yanlış bilgilere bile yer verenlerin Diyarbakır annelerini bu raporlarda zikretmemeleri bir utanç kaynağıdır, onlar utansın. Halen terörü mazur göstermek üzere TBMM üyesi sıfatı taşıdığı halde bütün bu vicdansızlıkları bir siyasi konjonktür ya da bir siyasi bağlam meselesi gibi görenler utansınlar."
TERÖRLE MÜCADELE
Çelik, 2022'de terörle mücadelenin; içeride emniyet teşkilatının ve jandarmanın, sınır ötesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığının tam koordinasyonuyla tamamen Cumhuriyeti ve egemenlik haklarını korumak üzere yürütülen en meşru mücadele olduğunu belirterek, "Dünyada hiçbir devlet, hukukun içinde kalarak bu kadar uzun süre, bu kadar etkili bir mücadele yürütememiştir." dedi.
BALKANLAR'DAKİ GELİŞMELER
Çelik, Kosova ve Sırbistan arasındaki gerginliği, bunun yanı sıra Bosna Hersek'teki hükümet kurma çalışmalarını yakından takip ettiklerini belirterek, "Balkanlar'da herhangi bir şekilde vekalet çatışmalarına müsaade etmeyecek tek irade Türkiye'dir. Birilerinin başka projeleri buraya taşıma çabasına karşı Türkiye, net bir şekilde Balkan halklarından ve o devletlerden yana tutumunu barışçıl bir şekilde sürdürmeye devam edecektir." diye konuştu.
Türkiye-Rusya-Suriye Savunma Bakanlarının Rusya'nın başkenti Moskova'daki görüşmesine ilişkin soru üzerine Çelik, Türkiye'nin her zaman Suriye halkından ve Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu belirtti.
Çelik, gelinen noktada yine çözümün siyasi olduğunu düşündüklerini söyleyerek, şöyle devam etti:
"Defalarca söyledik, sınırımızın dibinde bir Afganistan istemiyoruz. O zaman herkesin bölgeyi istikrarsızlaştırıcı tutumuna karşı Türkiye istikrar üreten, Suriye halkının tamamını gözeten ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için ortaya irade koyan bir ülke olarak ortaya çıkıyor. Burada Cumhurbaşkanımız iradesini net bir şekilde ortaya koydu. Milli istihbarat teşkilatları arasındaki görüşme, şu anda Rusya'da yapılan görüşmede olduğu gibi Milli Savunma Bakanları arasında bir görüşmeye evrilmiştir.
Bundan sonrasında diğer siyasi temaslarla bütün bu süreçler olgunlaşarak en üst düzeyde görüşmenin ajandası oluşturulacaktır. Şimdiye kadar gelinen noktadan memnunuz. Teröre karşı işbirliği olmak üzere diğer alanlarda konuşmamız gereken meseleler var. Bazen şöyle söylenir, 'Bu kadar sorun var arada, niye konuşuyorsunuz?' Zaten diplomasi, müzakere ve konuşma, sorunu çözmek için üretilmiştir. Sorununuz olmayan biriyle ne konuşacaksınız? Asıl sorununuz olanla konuşacaksınız. Burada köprü kurma zamanıdır. Bu köprüler kurularak bu yola devam edilecektir."
"KARŞILIKLI BÜYÜKELÇİ ATAMASI HAYIRLI OLSUN"
İsrail'le karşılıklı büyükelçi atanmasına yönelik soru üzerine Çelik, Kudüs, Mescid-i Aksa'nın statüsü, yasa dışı yerleşimler, iki devletli çözüm konularında hassasiyetlerini koruduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bütün bunlar içerisinde sorunları konuşmaya devam edeceğiz. Peki her şey güllük gülistanlık mı? Tabii ki değil. Sorunlar, gerilimler ortaya çıkacak ama her halükarda müzakere ve diplomasi iradesini sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanımızın emir ve talimatlarıyla Türk diplomasisi bütün bu sorunları aşabilecek ve 'ortak kazan kazan alanları' çıkarabilecek kapasitesini ortaya koyacaktır. Karşılıklı büyükelçilerin atanması da hayırlı olsun."
SEÇİM AZ DAHA ÖNE
Çelik, bir gazetecinin, 2023 seçimleriyle ilgili 16-30 Nisan ve 14 Mayıs tarihlerinin gündeme geldiğini belirterek, "Seçimin öne alınması gerekli mi?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Bizim irademiz seçimin 18 Haziran'da, zamanında yapılması yönünde. Fakat 18 Haziran ile ilgili çıkabilecek bazı sıkıntılar, yani vatandaşlarımızın yurt içinde seyahat döneminin olması ve çeşitli şekillerde ülkemizde büyük hareketliliğin yaşandığı bir dönem olması sebebiyle bir değerlendirme yapılıyor. Bununla ilgili değerlendirmede net bir sonuca varırsak 'Tarih şudur' şeklinde, onu size açıklayacağım. Ama bu tabii ki bir erken seçim düzeyinde bir tarih değerlendirmesi olmayacak. Bu sadece 18 Haziran'da yapılmasının o sırada Türkiye içindeki, işte yaz gelmiş, vatandaşlarımızın birçoğu bulundukları yerleri terk ediyorlar, Anadolu'nun çeşitli yerlerine gidiyorlar, tarımla ilgili birçok konuyla ilgili birtakım tarihlere denk geliyor. O çerçevede bir değerlendirme yapılıyor. Yani bu değerlendirme erken seçim anlamına gelebilecek bir değerlendirme şeklinde değil, biraz daha, çok az daha tarihin geriye çekilmesiyle ilgili. Ama bununla ilgili olarak üst kurullarımızda verilmiş kesin bir karar yoktur. Kesin bir karar olduğu zaman sizinle paylaşacağım."
"DEVA ve Gelecek partilerinin genel başkanlarının AK Parti'deyken partinin 'demokratik', ayrıldıktan sonra ise 'antidemoktratik' olduğunu söylediklerine" ilişkin soru üzerine Çelik, "'Biz oralardayken AK Parti'de işler iyiydi, ayrıldıktan sonra kötü oldu' gibisinden yaklaşımlar siyasi olgunluk taşımayan yaklaşımlar." açıklamasını yaptı.
"OLAY BÜTÜN YÖNLERİYLE AYDINLATILACAKTIR"
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesi olayında yeni bilgiler olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, şu bilgileri verdi:
"Ailesine başsağlığı diliyoruz. Bu menfur olay gerçekleştikten sonra yapılan yorumların birçoğunu gördük. Bunların hiçbirine itibar edilmemesi gerekir. Bir ölüm üzerinden siyaset yapmaya kalkanlar var, bunların tutumu ahlaki değil. Sonuç olarak Emniyet güçleri, Türk yargısı bu konunun bütün boyutlarını açığa çıkaracaktır. Bu tip meseleler örtbas edilecekmiş gibisinden imalar, yurt dışında örgüt bağlantılı bazı kişilerin Cumhur İttifakı'nı adres göstererek yorum yapması ve bunu yaymaya çalışması, bütün bunları tespit ettik. Bunların hepsi tamamen başka amaçlara matuf olarak gündeme getirilen şeylerdir. Emniyet teşkilatı işinin başındadır, adliye işinin başındadır. Olay bütün yönleriyle aydınlatılacaktır."
Paris'te terör örgütü PKK destekçilerinin neden olduğu olaylara ilişkin bir soru üzerine Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"PKK terör örgütünün en güçlü şekilde faaliyet yürüttüğü ülkelerinden bir tanesi Fransa. Onların faaliyetleri doğrudan Fransa tarafından himaye ediliyor. Defalarca terör örgütü bayrakları ve sembolleriyle eylemler yaptılar. Biz, 'terörü himaye etmeyin' demiştik. Cumhurbaşkanımız, 'Terör denilen yılanı kim korursa o yılan yarın onu sokar' demişti. Şimdi ortaya çıkan tablo bu. Günlerce Paris'i yakıp yıktılar. Tabii ki ondan önce gerçekleşen o faşist ırkçı saldırıyı da kınıyoruz. Avrupa'yı da bu yükselen faşizm dalgası karşısında ciddi bir şekilde uyarıyoruz. Kim terörü himaye ederse, kim terörist faaliyetlere müsaade ederse yarın bir gün bununla yüzleşmek zorunda kalır. Daha büyük olaylarla da yüzleşmek durumunda kalabilirler. Bunun çaresi belli. Gelin hiçbir ayrım yapmadan terör örgütleriyle ortak mücadele temelinde işbirliği yapalım."