Terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP'nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş cezaevinden ortaklarını tehdit etti.
Türkiye'de seçim tarihi Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla birlikte 14 Mayıs 2023 olarak resmileşmese de artık kesinleşti ancak CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisinin yer aldığı HDP'nin de dışarıdan destek verdiği muhalefet masasının adayı ise henüz belli değil.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'TAN 'ORTAK ADAY' ÇIKIŞI
Adaylık kaosu muhalefetin yandaşlarının da tepkisini çekerken Terör suçlarından tutuklu Selahattin Demirtaş'tan flaş bi çıkış geldi.
Selahattin Demirtaş ortaklarının durumunu akıl tutulması olarak yorumlanırken "Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz. Ya içeride ya dışarıda!" ifadeleriyle de tehdit etti.
Demirtaş Twitter üzerinden şunları yazdı;
"Üç yıldır demokrasi ittifakı olsun diye çırpınıp durduk, olmasın diye muhalefet dahil herkes üstüne düşeni fazlasıyla yaptı. Halk demokrasi ittifakını yoksullaşarak kurdu, partiler ne yazık ki kuramadı.
ORTAKLARINA YÜKLENDİ: AKIL TUTULMASI
Şimdi önümüzde dört ay var, ortak aday diyoruz, yine herkes, olmasın diye ne gerekiyorsa yapıyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
TEHDİT ETTİ: YA İÇERİDE YA DIŞARIDA!
Tüm liderlere sesleniyorum, yakında hepinizle bir araya geleceğiz. Ya içeride ya dışarıda!"
HEM İTİRAF HEM TEHDİT
Selahattin Demirtaş'ın bu açıklamaları aday konusunda net bir karar veremeyen masa ortaklarına tehdit olarak yorumlandı.
Öte yandan bu çıkış HDP içindeki bölünmeyi de gözler önüne serdi. Öyle ki HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, Selahattin Demirtaş'ın 'ortak aday' vurgusunun aksine açıklamalar yapmıştı.
PERVİN BUNDAN: KENDİ ADAYIMIZLA SEÇİME GİRECEĞİZ
7 Ocak'ta HDP Kars İl Örgütü'nün 4'üncü Olağan Kongresi'nde konuşan PKK'nın siyasi kolu HDP'nin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kendi adaylarıyla seçime gideceklerini belirterek yakın zamanda cumhurbaşkanı adaylarını açıklayacaklarını söyledi.
Buldan şunları söyledi;
"Biz halkların demokratik partisi olarak en kısa zamanda en yakın zamanda kendi cumhurbaşkanı adayımızı Türkiye halklarıyla paylaşacağız. Yani HDP kendi adayınız çıkaracak, kendi adayını gösterecek ve seçimlere kendi adayıyla girecek. Bizim ne Cumhur İttifakı'yla ne Millet İttifakı'yla herhangi bir ortaklığımız yok. Ancak ilkesel yaklaşımlarımız elbette ki var. Bu ilkesel yaklaşımlarımızı zamanı geldiğinde oturup konuşabiliriz, zamanı geldiğinde müzakere edebiliriz, zamanı geldiğinde diyalog içinde olabiliriz. Ama HDP'nin şu anki kararı kendi adayıyla seçimlere gitmektir"
MASANIN 'TEKLİ ADAY' 'ÇOKLU ADAY SÖYLEMLERİ
Demirtaş daha önce de ortak adaylık çıkışı yapmıştı. Yuvarlak masanın toplanıp toplanıp dağınılmasını eleştiren Selahattin Demirtaş tekrar 'birliktelik' çağrısı yaparak, "Bunu başaramayan muhalefet, tarihi bir vebal altında kalır. Değişim isteyen, neredeyse yüzde yetmişe varan seçmen gücünü zafere dönüştürmek için mucizeye ihtiyaç yok. Aksine, muhalefetin kaybetmesi mucize olur." ifadeleriyle uyarıda bulunmuş ve bu çıkışın zamanlaması da manidar bulunmuştu.
Öyle ki İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'mağduriyet' algısıyla Kemal Kılıçdaroğlu'na çektikleri 'Saraçhane Operasyonu 'Ahlatlıbel'de Kılıçdaroğlu ve Akşener'in ani bir kararla görüşmelerine sebep olmuştu.
KILIÇDAROĞLU VE DAVUTOĞLU'NDAN ÇOKLU ADAY SİNYALİ
Görüşme esnasında masanın diğer ortağı Ahmet Davutoğlu "2 isimle de seçime girebiliriz" çıkışını yapmış daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu da konuya ilişkin yaptığı açıklamada benzer bir söylemde bulunmuştu.
Kılıçdaroğlu tartışmaların yaşandığı dönemde 'Dilimizde tüy bitti' diyerek Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın adaylığını veto ederek 6'lı masa için çoklu adaylık sinyali verdi.
Kılıçdaroğlu, "Altılı masada konuşulmadı. Ama birisi gelir konuşursa konuşuruz. İlla çoklu aday olacak, tekli aday olacak değil. Şu ana kadar altılı masada cumhurbaşkanı adaylığı konusu konuşulmadı. Sadece cumhurbaşkanının nitelikleri konuşuldu ve o nitelikler bir metne bağlandı, kamuoyuyla paylaşıldı." dedi.
İYİ PARTİ TEK ADAY DEDİ
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı olan İYİ Parti ise 'tek aday' konusunda ısrarcı olmuştu.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu, Kılıçdaroğlu'nun 'çoklu aday' olabileceği açıklaması için "Ortak ve tek bir aday olması konusunda bizim kararlılığımız devam etmekte. Tabii ki liderler farklı bir yol haritası çizerse buna diyecek bir şey yok" değerlendirmesini yaptı.
MASA SON TOPLANTIDA ORTAK ADAY VURGUSU YAPTI
Son olarak 6'lı masa toplantılarının 10'uncusu 5 Ocak'ta yapıldı ve toplantıdan ortak aday vurgusu çıktı.
Masa toplantı sonrası "Aday konuşmaya başlıyoruz" açıklamasını yaparak ortak aday çıkaracaklarını belirtti.
Masadan ortak aday vurgusunun çıkmasının ardından Pervin Buldan kendş adaylarını çıkaraklarını açıklamış ve bu da HDP içindeki bölünmeyi gözler önüne sermişti.
HDPKK'DAKİ KAVGANIN PERDE ARKASI AYLAR ÖNCE YAZILMIŞTI
Seçime aylar kala terör örgütü PKK'nın siyasi ayağı HDP'nin neden böyle bir karar verdiği ise aylar önce başlayan kavgada gizli.
HDPKK İÇİNDE DERİN KAVGA: APOCULAR SELAHATTİN DEMİRTAŞ'I TASFİYE Mİ EDİYOR?
İstanbul Kadıköy'de Haziran ayında terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan için gerçekleştirdiği Gemlik yürüyüşleri HDP'nin içinde yeni bir kavganın başlaması olarak yorumlanmıştı.
Aynı tarite konuyu köşesine taşıyarak, "Çok yazıldı, HDP içinde derinlerde süren bir iç çatışma var ve bu çatışma giderek alevleniyor." diyen Sabah gazetesi Mahmut Övür, Demirtaş ve Öcalan arasındaki gerilimi deşifre etmişti.
İşte Övür'ün 18 Haziran 2022 tarihli yazısı;
ÖCALAN YÜRÜYÜŞLERİ NE ANLAMA GELİYOR
HDP'lilerin uzun bir aradan sonra İstanbul Kadıköy'deki Gemlik yürüyüşleriyle İmralı'ya gömdükleri Öcalan'ı hatırlamaları nereden bakarsanız bakın manidar.
Bir yanda İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği üzerinden terör örgütü PKK meselesi küresel siyasetin bir parçası olarak tartışılıyor, diğer yanda 6'lı masanın bir ayağı olarak HDP üzerinden PKK iç siyasetin önemli gündem maddesi...
Artık bilinen, kaçamak cevaplar verilen HDP-PKK ilişkisi çok net ortada.
Bunun 6'lı masayı nasıl etkileyeceğini göreceğiz ama mesele sadece bundan ibaret değil.
Çok yazıldı, HDP içinde derinlerde süren bir iç çatışma var ve bu çatışma giderek alevleniyor.
Bu açıdan şu sıralarda en çok sorulan soru şu: "Neden HDP'liler, 6'lı masaya bile ayar çeken popülist aktörleri Selahattin Demirtaş dururken çok daha sert tartışmalara yol açacak Öcalan'a sahip çıkmayı göze aldı?"
ÖCALAN-DEMİRTAŞ KAVGASI
Yazar Orhan Miroğlu şöyle diyor:
"Çünkü HDP içinde Apocularla diğerleri arasında ciddi bir kavga var. O kavga açığa çıkıyor. Bu bir yönüyle Demirtaş'la ilgili bir kavga. Son 6 yılda sıradan bir avukatın neredeyse Nobel alacak hale getirilmesinden Apocular rahatsız oldu. Öcalan'ın liderliğinin gölgelenmesini istemiyorlar. Fırsatını buldukları için de harekete geçtiler."
HDP içindeki "Apocuların" çıkışına Kandil baronlarının da sıcak baktığı söyleniyor. Çünkü bölgede birkaç açıdan sıkışmış durumdalar. Bir yandan Kuzey Irak ve Suriye'de TSK'nın operasyonları sürüyor, diğer yandan PYDYPG içinde Mazlum Kobani kod adlı Abdi Şahin gerilimi yaşanıyor. Hatta işin suikastlara kadar vardığı söyleniyor.
Bütün bu gelişmelerin içeride yeni bir çözüm süreci anlamına gelip gelmediği de merak ediliyor. Buna ilişkin hiçbir somut bilgi yok ancak HDP içinde böyle bir beklenti var. Bunun nedenini de bir HDP'li şöyle anlatıyor:
"HDP içindeki bir grup, Gemlik'e yapılacak yürüyüşlerle Öcalan'ı gündeme getirmek istiyor.
Bu aynı zamanda parti içindeki bir kavganın yansıması ama bir gerekçeleri de var; ortada şiddet dışında sivil çözüm üretebilecek bir aktör yok. Bunu Öcalan yapabilir. Tabii kimse eskisi gibi bir çözüm süreci de beklemiyor.
Ayrıca 6'lı masa da umut vermediği için elleri güçlendi."
DEMİRTAŞ'IN ADI GEÇMİYOR
Araya girip soruyorum: "HDP neden Demirtaş'ı değil de riske girerek Öcalan'ı öne çıkartıyor?" HDP'linin cevabı da parti içindeki derin kavgaya işaret ediyor:
"Sadece şunu söyleyeyim, onun izlediği siyaset beğenilmiyor.
Bir süre önce 4'üncü konferans yapıldı. Önümüzdeki ay da 5'inci kongre olacak. O konferansta Demirtaş'ın adı hiç geçmedi.
Tek bir kişi bile ondan söz etmedi."
Devreye girmesi istenen Öcalan'ın bu tür süreçlerde nasıl bir rol oynadığının, geçmiş çözüm süreçlerinde neler yaşandığının bire bir tanığı olan bir siyasetçinin uyarısı da manidar:
"Bazıları hâlâ Öcalan'ın hükümet lehine bir şeyler yapabileceğine inanıyor. Öcalan bir şey verecekse bin mislini alır. Geriye dönün bakın, ateşkes ve çözüm süreçlerinde hep Öcalan kazançlı çıktı. Hareketini büyüttü, terör örgütü ilan eden ABD'den bile milyon dolarlar aldı. Başkan Erdoğan'ın dediği gibi, aynı yerden bir kez daha ısırılmamak için çok dikkat etmek, istihbarat oyunlarına gelmemek gerekiyor."
HDP KANDİL'İN TALİMATI DIŞINA ÇIKAMAZ
Benzer bir yazı kaleme alan Hürriyet yazarı Nedim Şener ise, gelen açıklamalar sonrası sosyal medyadan 9 Kasım 2022'de kaleme aldığı yazıyı paylaşarak, "PKK/HDP'li Pervin Buldan, Cumhurbaşkanlığı seçimine kendi adayı ile gireceklerini açıklamış. 2021 Ekim'inden beri en az üç kez yazdım; Bu PKK'nın HDP'ye yolladığı ve istihbarat tarafından ele geçirilen 'perspektif" başlıklı talimattır, dışına çıkamazlar" ifadelerini kullandı.
STRATEJİ HDP'YE DEĞİL SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPTIĞI TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YA AİT
Yazısında HDP ve PKK'nın kirli ortaklığını ve seçim sürecinde nasıl karar alacaklarını yazan Şener, "PKK/HDP'nin cumhurbaşkanlığı seçimine doğru giderken izlediği siyasi strateji ve perspektifinin ne olduğunu bu köşede birkaç kez yazmıştım. O strateji HDP'ye değil, sözcülüğünü yaptığı terör örgütü PKK'ya ait. Hatırlayacaksınız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 10 Ekim 2021 günü bir açıklama yaparak, "PKK terör örgütünün HDP'ye 15 gün önce gönderdiği belge var. Nasıl davranacağını, hangi adımları atacağını, siyaseti nasıl yapacağını, PKK'ya nerede bağlı olacağını ifade eden bir talimat metni" demişti." ifadelerini kullandı.
İşte terörün siyasi ayağı HDP'nin PKK'dan gelen emirle hareket ettiğini yazan Şener'in yazısı:
BİRİNCİ TURA KENDİ ADAYI İLE GİRECEK
PKK'nın HDP'ye 2021 yılı eylül ayı sonunda gönderdiği ve istihbarat birimleri tarafından ele geçirilen "Perspektif" başlıklı talimat yazısında, seçimin birinci turunda PKK/HDP'nin kendi adayıyla gireceği açıkça şöyle söyleniyor: "...Bir de cumhurbaşkanı adaylığı için bir hazırlık olmalıdır. Her hâlükârda birinci tura kendi adayımızla gireceğimiz için, düşünülmüş bir adayı şimdiden hazırlamak gerekir. İkinci tur adayı için de ilke ve prensiplerimizi şimdiden oluşturmamız iyi olur. Yine genel seçimlerde ittifak siyasetimiz ne olacak? Resmi ittifak mı dayatacağız, yoksa 31 Mart'taki gibi dışarıdan destek vermekle mi yetineceğiz, yeni kurulan muhalefet partilerine yaklaşımımız ne olacak vb. konularda sizlerin de bir görüş ve hazırlığının olması süreç açısından önemli olmaktadır."
İKİNCİ TURDA MUHALEFETLE PAZARLIK
PKK'nın talimatının diğer önemli bölümü CHP ve İYİ Parti ile ilişkilerin nasıl kurulması gerektiğini şöyle anlatıyordu: "...CHP, İYİ parti gibi partiler demokrasi ittifakı, faşizme karşı mücadele etme ittifakına gelmezler. HDP'yle açık ilişkiye de girmezler.
Fakat HDP'nin seçimler açısından onlar için çok önemli olduğunu biliyorlar. HDP olmadan seçimleri kazanamayacaklarını, AKP ve MHP'den kurtulamayacaklarını biliyorlar. HDP bu partilere 'Bize doğru yaklaşırsanız biz de yerel seçimlerdeki gibi yaklaşabiliriz, aksi takdirde kaybedersiniz' biçiminde yaklaşmalı, onlara hem umut vermeli hem de 'Böyle bir politika yürütmemiz için bizleri cesaretlendirecek yaklaşım göstermelisiniz' demelidir. Yani karşılıksız bir yaklaşım göstermelerinin böyle bir tutumu ortaya koymayı zorlaştıracağı biçiminde uygun uyarılar olabilir. 'Tabanımızın sizlerden böyle bir beklentisi var', mesajını vermeliler. HDP yürüteceği siyasetiyle bunları kendine muhtaç hale getirebilir ve bunlardan yararlanabilir... Önemli olan doğru taktiklerle bunları AKP-MHP'yle karşı karşıya getirmektir. Öyle bir siyaset izlenirse seçimler gündeme geldiğinde seçim blokuna gelebilirler. Fakat şimdiden seçim blokunu telaffuz etmemek gerekiyor..."
Mithat Sancar'ın 25 Ekim günü, cumhurbaşkanı adayında olması gereken kriterleri sıralayarak, "Kendi adayımız için uygun isim arayışını başlattık" açıklamasıyla, dünkü "Kalıcı çözümler üretmekte gerekli iradeyi ortaya koymayan bir muhalefet blokuyla karşı karşıyayız" sözleri, PKK'nın HDP'ye çizdiği perspektifin devam ettiğini gösteriyor.