Bakan Çavuşoğlu'ndan eski ABD'li Bakan Pompeo'nun skandal iddialarına sert tepki: "Gerçek dışı bilgiler"
Son dakika haberi! Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, eski ABD'li Bakan Mike Pompeo'nun iddialarına sert tepki gösterdi. Çavuşoğlu, "Bu bahsettiğiniz iddialar ile ilgili gerçek dışı bilgiler var. Diplomatik bir dille söylüyorum siz buna yalan da diyebilirsiniz. Abartı var çifte standart var" dedi. Pompeo'nun 15 Temmuz'da sildiği tweet olduğunu belirten Çavuşoğlu, "O gece sildiği bir tweet var Anlıyoruz ki darbe girişimini o desteklemiş. Türkiye'nin darbecileri yendiğinden rahatsız olmuş" ifadelerini kullandı. Öte yandan Pompeo'nun iddialarıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Başkan Erdoğan ve dönemin ABD Başkan Yardımcısı Pence'in görüşme yaptıkları sırada yaşananları anlattı. Kalın, "Görüşme uzadıkça Pompeo dışarıda sinir krizleri geçirmiş, biz sonradan öğrendik." ifadelerini kullandı.
Giriş Tarihi :26 Ocak 2023 , 11:03Güncelleme Tarihi :26 Ocak 2023 , 17:00
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun kitabında yer alan Türkiye hakkındaki iddialarına ilişkin, "Bir kere gerçek dışı bilgiler var ki diplomatik bir dil ile söylüyorum siz buna yalan da diyebilirsiniz. Abartı var, çifte standart var." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Tayland Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ile ortak basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun kitabını başkanlık adaylığında ya da adaylığının kampanyasını başlatmak için yazdığı değerlendirmesini yapan Çavuşoğlu, "Bugüne kadar terörizme verdikleri destek konusunda, ABD'de ciddi bir suçtur, sanırım yargı sürecine tabi olmamak için de ciddi dezenformasyon var." dedi.
"Bir kere gerçek dışı bilgiler var ki diplomatik bir dil ile söylüyorum siz buna yalan da diyebilirsiniz. Abartı var, çifte standart var." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, kitapta yer alan "Türk ordusunun DEAŞ'ı yenme kapasitesine sahip olmadığını gördük" iddiasını "ibretlik" olarak nitelendirdi.
Çavuşoğlu, eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde YPG/PKK ile angajmana girilmediğini bunun eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde başladığını ifade etti.
DEAŞ'a karşı göğüs göğüse mücadele eden tek NATO ordusunun Türk ordusu olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"4 bin 500'den fazla DEAŞ'lı teröristi biz elimine ettik. Hem Suriye'de hem Irak'ta. Biz Suriye'de DEAŞ'lı teröristleri elimine ederken ya da Suriye'nin kuzeyini DEAŞ'lı teröristlerden temizlerken ABD, Pompeo'nun olduğu dönemde YPG/PKK ile DEAŞ'lıları önce otobüslere Rakka ve o bölgeden sonra da uçaklara bindirerek Afganistan'a gönderdiler. Bugün Afganistan'daki terör saldırılarının müsebbibi de bunlar. DEAŞ'ın ve El Kaide'nin saldırılarından bahsediyorum. Dolayısıyla Türk ordusunun NATO'da en büyük ikinci gücünü Türk ordusunun kapasitesini herkes gördü. Hem PKK hem YPG hem DEAŞ'tan 8 bin kilometrekarelik bir alanı Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklemek adına temizleyen Türk ordusudur."
Pompeo'nun, 2019'da eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile Türkiye'ye yaptığı ziyaret hakkındaki iddialara ilişkin soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, o süreçte Pompeo'nun baştan sona yanında bulunduğunu, Türkiye'ye gelme sebeplerinin ise ABD'nin teröristleri bölgeden temizleyeceğini belirtmek ve Türkiye'nin teröristlere karşı operasyona ara vermesini istemek olduğunu aktardı.
Çavuşoğlu, "Biz onların belgesini müzakere edilemez bulduk, karşılarına 11 maddelik bir belge sunduk, 9'unu kabul ettiler, 2'sini de burada Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) huzurunda müzakere ettik ve o iki madde konusunda da mutabakata vardık." dedi.
Mutabakat sonrası ortak basın açıklaması da yapıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, bu ortak açıklamanın yükümlülüklerini de yerine getirmediklerini ve dürüst olunmadığını kaydetti.
Çavuşoğlu, Başkan Erdoğan ve Pence arasında heyetler arasında görüşmeden önce baş başa görüşme gerçekleştiğini kaydederek "Pompeo'nun sürenin uzamasından rahatsız olduğunu gördük ve içeri girelim diye de bazı talepleri oldu. Ben de kendisine 'birisi başkan birisi başkan yardımcısı bize ihtiyaç duydukları zaman kendileri bizi çağırır dolayısıyla protokol gereği de adap gereği de liderler içeri çağırmadan girmenin doğru olmadığını' söyledim, kendisini uyardım." dedi.
Pompeo'nun, Pence'e izletilmesinden endişe duyduğu ve "iğrenç" diye tabir ettiği 15 Temmuz videosu hakkında da konuşan Çavuşoğlu, FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde 251 Türk vatandaşının şehit olduğunu ve o geceyi Türkiye'nin yaşadığını söyledi.
Çavuşoğlu, "(Pompeo'nun) O gece (15 Temmuz'la ilgili) sildiği bir tweet var. Cumhurbaşkanımızın aleyhine yazdıklarından da anlıyoruz ki darbe girişimini desteklemiştir. Videodan rahatsız olmasının sebebi de budur çünkü o görüntüler darbenin nasıl başladığını gösteriyor ve Türk milletinin darbeyi nasıl yendiğini gösteriyor. Sanırım Türk milletinin darbecileri yenmesinden rahatsız olmuş ki bu ifadeleri kendisi sergilemiş." dedi.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine ilişkin Türkiye'nin Akdeniz'de yasa dışı enerji arama faaliyetlerini yürüttüğü iddiasına yanıt veren Çavuşoğlu, Rum kesiminde ABD'nin dengesini, denge politikasını bozanların (Pompeo) olduğunu kaydetti.
Çavuşoğlu, "Pompeo'nun önümüzdeki seçimlerde aday olduğu zaman Rum lobisinden de oy alabilmek için bu söylemleri yazdığını görüyoruz." diye konuştu.
Kitapta bahsedilen Patrikhane ziyareti hakkındaki iddialar hakkında da Çavuşoğlu şunları kaydetti:
"Patriğe herhangi bir tehditte bulunmamız bizim mümkün değil, hiçbir zaman olmamıştır. Kendisine de her zaman her türlü desteği veriyoruz. Bu ziyareti İstanbul'a yapmak istediğini Patrikhaneye gitmek istediğini ve benimle de orada görüşmek istediğini söyledi ve benim de cevabım gayet net. Patrikhaneye gidilmesinden hiçbir zaman rahatsız olmadık. Benimle görüşmek isteyen Ankara'ya buyurur gelir burada görüşürüz. İstanbul'a onun ayağına gitmem dedim. Olay bundan ibaret."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı'nın nihai hedefinin, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın tesis edilmesi olduğunu belirterek "Eylem planlıyla ekonomik ilişkilerden kültüre, enerjiden güvenlik işbirliğine pek çok alanda somut adımlarla ilişkilerimizi geliştirmeyi öngörüyoruz." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Tayland Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ile Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı'nın imza töreninin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Çavuşoğlu, mevkidaşı Pramudwinai'yi ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek bu yıl Türkiye-Tayland diplomatik ilişkilerinin 65'inci yılının kutlandığını belirtti.
Çavuşoğlu, Pramudwinai ile 2023-2028 döneminde, ikili ilişkilerde atılacak adımları kapsayan ikinci ortak eylem planının imzalandığını kaydetti.
"Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı'yla ekonomik ilişkilerden kültüre, enerjiden güvenlik işbirliğine pek çok alanda somut adımlarla ilişkilerimizi geliştirmeyi öngörüyoruz. Ortak eylem planımızın nihai hedefi, ülkelerimiz arasındaki stratejik ortaklığımızın tesis edilmesi." diyen Çavuşoğlu, ticaret hacminin geçen yıl yüzde 20 arttığını ve 2,5 milyar dolara yaklaştığını aktardı.
Öte yandan Çavuşoğlu, Tayland lehine bir açık olduğunu ve bunun dengelenmesi için neler yapılacağının Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısında ele alınacağını belirtti.
Önde gelen Türk firmalarının Tayland'a yaptığı yatırımlara değinen Bakan Çavuşoğlu, bunun Tayland'ın potansiyelini gösterdiğine işaret ederek "Ayrıca biliyorsunuz, ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) örgütüyle de çok yakın işbirliğimiz var, Tayland'ın da çok desteği var." dedi.
Bunun yanı sıra "İki kalkınma ajansı TİKA ve TICA (Tayland Uluslararası İşbirliği Ajansı) arasında da işbirliğinin geliştirilmesini istiyoruz." diyen Çavuşoğlu, TİKA'nın Tayland'da önemli yatırımları olduğunu, yıllardır kalkınma projelerinin desteklendiğini kaydetti.
"TAYLAND'DA FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ MEVCUDİYETİ HALEN DEVAM EDİYOR"
Çavuşoğlu, güvenlik alanında işbirliğinin, terörle mücadele alanında da her zaman gündemde olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Özellikle Tayland'da FETÖ mevcudiyeti halen devam ediyor. Bu FETÖ okullarının kapatılması ve bazı FETÖ mensuplarının mal varlıklarının dondurması ile ilgili mahkeme kararlarımızı da iletmiştik ve bazı FETÖ mensuplarının da Türkiye'ye iadesiyle ilgili taleplerimizi bugün de dostumuza ilettik."
TAYLAND-TÜRKİYE ARASINDA HAFTADA 21 SEFER DÜZENLENİYOR
Mevlüt Çavuşoğlu, bazı Asya ülkeleri ile geliştirildiği gibi Tayland'la da savunma sanayisi alandaki işbirliğinin geliştirilmesini isteyerek Tayland'ın da bu yönde ilgisinin olmasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Öte yandan, Türk Hava Yollarının (THY) Tayland-Türkiye sefer sayısının haftada 21 olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bunun ciddi bir potansiyel ve ilgiyi gösterdiğine işaret etti.
Görüşmede, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da ele alındığını belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin çabaları hakkında Taylandlı mevkidaşına bilgi verdiğini aktardı.
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Pompeo FETÖ'nün hain 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Türk halkını direnişinden dolayı kutlayan İran Dışişleri Bakanı Zarifi'ye, "İran da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti kadar demokratik. İkisi de İslamcı totaliter bir diktatörlük." tweeti atmış ardından silmişti.
POMPEO'DAN SKANDAL İDDİALAR
ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 2018-2021 yılları arasında yaşadıklarını kendi bakış açısından kitaplaştırdı. Pompeo yazdıkarıyla ABD yönetimlerinin ikiyüzlü tavrını bir kez daha gözler önüne serdi. Konuyla ilgili İbrahim Kalın'ın açıklamalarına yer veren Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat, Pompeo'nun diplomatik nezaketten uzak skandal tavırlarını köşesine taşıdı. İşte Hande Fırat'ın o yazısı:
Kısa bir hatırlatma ile başlayalım; Donald Trump, Ocak 2017'de başkanlık koltuğuna oturmuştu. Türkiye darbenin hemen ardından; üç terör örgütüyle aynı anda mücadele ediyordu; FETÖ, DEAŞ ve PYD/YPG. Erdoğan'ın Trump ile ABD'de yapacağı görüşme öncesinde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan Mayıs 2017'de ABD'ye gittiler.
Kitabı yazan Mike Pompeo o tarihte CIA Başkanı idi. Türk-ABD heyetleri arasındaki görüşmelere ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral Herbert Raymond McMaster başkanlığındaki heyet ev sahipliği yaptı. Pompeo o masada CIA Başkanı olarak oturuyordu. Mike Pompeo kitabında o döneme ait olarak, "Türklerin yoğun ABD desteği olmadan IŞID'ı yenme şansı olmadığı, bu nedenle Başkan'ın SDF (YPG/PYD) çalışmayı seçtiği, bunu heyete söyleyince Hakan Fidan ve İbrahim Kalın'ın öfkeyle odayı terk ettikleri" iddiasını yazdı. Önce bu iddiayla başlıyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan - Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo Beştepe'de heyetlerarası görüşmede...
İBRAHİM KALIN: "ÇARPITIYOR"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Pompeo yaşananları çarpıtarak anlatıyor" dedi ve ilk kez o masada Türk heyetinin neler söylediğini anlattı:
- "Onlara çok açık şekilde ABD'nin PYD/YPG politikasının çok yanlış olduğunu söyledik.
- Hakan Fidan, Suriye sahasındaki gelişmeleri detaylı bir şekilde anlattı. Daha sonra Pompeo ile yaptığı görüşmelerde de pozisyonumuzu tekrar açıkça ortaya koydu. Aynı şekilde Mevlüt Bey ve Hulusi Paşa; Suriye, PYD/YPG politikalarının kökten yanlış olduğunu pekçok defa aktardı.
- Amerikalılar bize PYD/YPG politikalarının devam edeceğini söyleyince bazı önemli konulara dikkat çektik:
1- 'Bu politika yanlış çünkü bu politika Suriye'de terör örgütü PKK'yı desteklemektir.'
2- 'Siz bu politikayı Obama döneminden devraldınız. Obama dönemine ait bütün politikaları yerden yere vururken Suriye politikasını devam ettirmeniz büyük bir tutarsızlık. Siz bu politikayı kucağınızda buldunuz, siz icat etmediniz.'
3- DEAŞ ile mücadele konusunda iddia ettiğiniz gibi 'Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye'nin desteklediği muhalifler etkin bir güç değildir ve başarılı olamazlar' tezinizin hiçbir temeli yoktur, bunu asla kabul etmiyoruz.
- Obama yönetimine söylediğimiz gibi size şunu açık ve net söylüyoruz; DEAŞ terör örgütü ile mücadele etmek için PYD/YPG yani Suriye'deki PKK'ya ihtiyacınız yok.
KALIN: "ÖFKE DEDİĞİ ŞEY, NET TAVRIMIZDI"
- Zira bir terör örgütü ile mücadele bir diğer terör örgütü destekleyerek yapılamaz.Güya özgür dünyanın, serbest piyasa ekonomisinin, kapitalizmin, anti Marksizmin lideri olan bir ülke Suriye'de kendini Marksist, Leninist olarak tanımlayan bir örgütü kendine müttefik olarak seçiyor. Bu ironi de tarihin bir cilvesi.
- Bizim öfkelendiğimizi yazmış, biz orada net tavrımızı sergiledik. Öfke dediği şey net tavrımızdı."
POMPEO BAŞKAN YARDIMCISI'NI NEDEN YALNIZ BIRAKAMADI? KAPIYI ZORLADI MI?
- Gelelim ikinci konuya; dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence ile Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmuş olan Pompeo'nun Ekim 2019'daki Ankara ziyaretlerine. İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pence ile önce baş başa görüşme istediğini hatırlatarak; "Heyet bunu önce istemedi, kendi başkan yardımcılarını Cumhurbaşkanımızla yalnız bırakmaya korktular" dedi. Pompeo, kitabında bu bölümde, "Başkan Yardımcısı'nın 2016 darbesini anlatan videoya maruz kalmasından endişelendim. Video o kadar uzun ve o kadar iğrençti ki..." sözlerini kullanıyor.
İKİLİ GÖRÜŞMEDE KALIN DA VARDI
Pompeo izinsizce görüşme odasına girmeye çalıştığını da anlatıyor. İkili görüşmede hem not almak, hem de tercüme yapmak için iki isim daha bulunuyordu. Biri dönemin ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey diğeri ise İbrahim Kalın'dı. İşte tarihi gerçekleri Kalın şöyle anlattı:
- "Görüşmenin hemen başında James Jeffrey benim kulağıma eğildi; "İbrahim benim Türkçem o kadar yeterli değil, sen idare et lütfen iki tarafı da" dedi.
- Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz'u net, açık, detaylı anlattı. Bu ülkenin demokrasisine kasteden bir darbe girişimi olduğunu, 251 insanın şehit olduğunu, 2000'den fazla insanın gazi olduğunu söyledi.
POMPEO SİNİR KRİZLERİ GEÇİRMİŞ
- Cumhurbaşkanımız Suriye politikasında Obama yönetiminden beri gelen bir yanlış politikanın terör örgütü PKK'ya verilen destek olduğunu, bundan dönülmesi gerektiğini söyledi. DEAŞ'ın da bizim düşmanımız olduğunu, o dönemde 3000'e yakın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiğimizipaylaştı.
- Görüşme uzadıkça Pompeo dışarıda sinir krizleri geçirmiş, biz sonradan öğrendik. Şimdi enteresan bir şey bu; içeride başkan yardımcınız görüşüyor ve siz dışarıdan tazyik yapıyorsunuz; "Ben de gireceğim" diye.
- Kendisi, kendi başkan yardımcısı istemediği halde o görüşmeye girmek için fiziki olarak kapıya doğru hamle yapmış. Sonradan öğrendik.
PENCE BİZE POMPEO'YU İÇERİ ALIN DEMEDİ
- Başkan Yardımcısı Pence bize Pompeo'yu da görüşmeye alın demedi. Biz kimseyi görüşmeden men etmiş falan değiliz. Karşı taraf istediği halde görüşmeye almıyor da değiliz. Pence'in böyle bir talebi olmadı.
- Pompeo kendince bu konu başkan yardımcısına bırakılamaz mı demek istiyor, bilemem. Kendileri arasındaki konudur.
- Baş başa görüşme sonrası heyetler arası görüşmelere geçildi, masada haritalar ve görüntüler de vardı. Ana konusu Suriye'de özellikle de Mümbiç'ti.
- Biz onlara PYD ve YPG'nin mutlaka Mümbiç'ten çıkarılması ve 30 km. sınırın ötesine çekilmeleri gerektiğini söyledik.
- 60 günlük eylem planında karar kılındı; Mevlüt Çavuşoğlu ile Pompeo kameraların karşısında bunu açıkladı.
- O eylem planına asla uymadılar. Mutabakatın uygulanmadığını Mevlüt Çavuşoğlu da birçok kez dile getirdi. Amerikalılar buna hiçbir zaman net ve dürüst cevap vermediler.
KALIN: DEMEK Kİ TARAFSIZ DEĞİLLER
- Kitaptaki üçüncü mesele Yunanistan konusu. Yunanistan'la ilişkileri geliştirmekten gurur duyduğunu; 1970'lerde Kissinger örneği ile anlatan Pompeo'ya İbrahim Kalın'ın yanıtları şöyle:
- "Orada çok açıkça itiraf ediyor. Bir zamanların ABD Dışişleri Bakanı Kissinger'dan beri hiç kimsenin bu kadar Yunanistan tarafını tutmadığını açıkça söylüyor.
- Demek ki ABD, NATO ittifakı içerisinde, müttefikler arasında tarafsız bir tutuma sahip falan değil.
- Amerikan yönetiminin Yunan tarafını tuttuğunu biliyorduk. Bunu itiraf etmiş ve kayda geçirmiş oldu.
- Daha da kötüsü Yunanistan'a böyle açıktan destek vererek iki müttefik arasındaki ilişkileri daha da gerdiğini, Ege'de barış derken; bir tarafı tutarak aslında tam da aleyhine politika izlediklerini de gösterdi.
- Bugün Biden yönetimi de çok farklı tutumda değil.
- Belli konularda Amerikan yönetimi mi diyelim, derin devleti mi diyelim Obama hükümetinin başlattığı bir politikayı Trump, onların başlattığı bir politikayı Biden yönetimi devam ettiriyor.
- Ondan sonra da insanlar dönüp bize; "Amerika ile Türkiye ilişkileri neden gergin" gibi sorular soruyorlar. Pompeo'nun itirafları sorunun asıl muhatabının biz değil ABD olduğunu da ortaya koyuyor.
- Kendisi seçim yatırımı yapacağım derken bizim pozisyonumuzun da ne kadar haklı olduğunu teyit eden ifadeler kullanmış.
ADAY OLACAK
- İbrahim Kalın ABD'de yeniden siyasete girecek isimlerin önce kitap yazdığına dikkati çekerek, "Pompeo kendine göre çarpıtıyor mevzuyu. Tabi şimdi bunları neden anlatıyor? Aday olacak, ABD siyasetinde bu çok yaygın moda bir şeydir. Aday olanlar önce bir kitap yayınlarlar" dedi.
15 TEMMUZ YANITI
- İbrahim Kalın hem Pompeo'nun hem tweet'ini hem de kitabındaki sözlerine dikkati çekerek, "15 Temmuz darbesiyle ilgili, bütün şehitlerimizin aziz hatırasına saygısızlık yapıyor. En şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Bizim derdimiz orada propaganda yapmak değil. Darbeyi ve arkasındakini anlamak istemeyenlere gerçekleri net bir şekilde göstermek ya da bu darbeyi doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyenler varsa bu konuda da açık net tutum almalarını sağlamaktı" dedi.
WP: BU KİTAP KOBRADAN DAHA ZEHİRLİ
- Donald Trump döneminin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, yeni çıkardığı 'Never Give an Inch: Fighting for the America I Love (Hiçbir zaman taviz verme: Sevdiğim Amerika için Mücadele) isimli kitabında Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'ya dair kullandığı "Gazeteci değil, aktivistti' ifadesi büyük tepki çekti. Kaşıkçı'nın da çalıştığı Washington Post gazetesinde kitaba dair çıkan ve Pulitzer ödüllü gazeteci Tim Weiner imzası taşıyan yazıda Pompeo'ya sert eleştiriler yöneltildi.
"Siyasi kitaplar genellikle naziktir, Pompeo'nunki ise vahşi" başlıklı yazıda, Weiner, 'kitabın nefret içerdiğini ve bir kobradan daha zehirli olduğunu' belirterek ABD'li eski bakanın gazetecilerden nefret ettiğini yazdı.