Başkan Erdoğan'dan CHP'ye "Yeter Söz Milletindir" tepkisi: Bunlar gayri milli! EYT, 2. el konuta finansman desteği, İsveç ve Yunanistan...

Başkan Recep Tayyip Erdoğan katıldığı canlı yayında gazetecilerin sorularını cevapladı. Adnan Menderes'in "Yeter Söz Milletindir" sözünü sahiplenmeye çalışan CHP'ye sert tepki gösteren Erdoğan, "Kalleşçe astıkları Menderes'in şimdi de sloganını çalıyorlar. Bu slogan CHP'ye bir isyanın nişanesidir." ifadelerini kullandı. 7'li koalisyonun 'Erdoğan aday olamaz' iddiasına da tepki gösteren Başkan Erdoğan hukuki bir engel olmadığını belirterek, "Bunlar suyu bulandırma çabasıdır. Milletimiz inşallah bizi tekrar aday da yapacak, cumhurbaşkanı da yapacak." dedi. Erdoğan, EYT ve 2. el konuta finansman desteğine ilişkin de önemli mesajlar verdi.

Giriş Tarihi :01 Şubat 2023 , 21:12 Güncelleme Tarihi :02 Şubat 2023 , 11:03
Başkan Erdoğan’dan CHP’ye Yeter Söz Milletindir tepkisi: Bunlar gayri milli! EYT, 2. el konuta finansman desteği, İsveç ve Yunanistan...

İÇİNDEKİLER

Başkan Recep Tayyip Erdoğan TRT yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı ve gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

CHP'ye ve 7'li koalisyona sert sözlerle yüklenen Başkan Erdoğan Meclis'e sunulan EYT ve 2. el konutta verilecek finansman desteğine ilişkin de önemli açıklamalar yaptı.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

"Biz bugüne kadar eserlerimizle sürekli bir gayretin içindeyiz. Eğer siz eserlerinizle halkın karşısında değilseniz halk size değer vermez. Bizim yaptıklarımızı halk 20 yıldır görüyor. Halk bunları eser olarak görüyor. Marmaray'ı görüyor, Avrasya Tüneli'ni görüyor. Bunları benim halkım bugüne kadar görmedi. Ama bunları bizimle yaşadı, gördü. Bunları yaptırmamak için ellerinden geleni yaptılar ama engel olamadılar. Türkiye Yüzyılı dediğimiz bir vizyon meselesidir. Biz bu vizyonla çok daha ileri adımlar atacağız. Biz milletimizle beraber yeni zaferlere inşallah ulaşacağız. Yaptığımız yatırımlarla küresel güç olmaya adım attık. Türkiye Yüzyılı, Türkiye'nin dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağı dönemin adıdır. İnanıyorum ki milletim yine AK Parti diyecek yine Cumhur ittifakı diyecek.

ASTIKLARI MENDERES'İN SLOGANINI ÇALIYORLAR
Bunlarda utanma diye bir şey yok. Astıkları Menderes'in şimdi de sloganını çalıyorlar. Adnan Menderes'in partisi 'Yeter söz milletin' sloganını, CHP'nin tek parti faşizmine karşı yapmıştı. Bu söz millet iradesini sembolize ediyor. Millet iradesine sahip çıkanlar ancak bu sözü kullanabilir. Bugün millet iradesine sahip çıkan AK Parti'dir.

Bu slogana çökmeye çalışıyorlar. Binalara slogan asmakla olmaz. Önce milli iradeye saygılı olmayı öğrenin. Bunlar bir defa milli değil. Milli olmayan bu sözü kullanamaz. Benim milletim sana inanmaz. Siz gayrı millisiniz. Bu millete hep ihanet ettiniz. Menderes'i idam ettiniz, bunun sorumlusu sizsiniz. Şimdi de Batı'dan aferin almanın peşindeler. Biz de CHP zihniyetine bugün 'Yeter' diyoruz. Ama hizmet söz konusu olduğunda, eser söz konusu olduğunda 'yetmez' diyoruz.

"BİZ BUNLARA 7'Lİ MASA DİYELİM"
Biz bunlara 7'li masa diyelim. 6 deyince eksik oluyor. 7'nci parti masanın altında. Biz seçim tarihini açıklayarak bunların keyfini bozduk. Bunlar kapalı kapılar arkasında toplanıp dağılıyordu. Tarihi vermesek bunlar aday açıklamayacaktı. Bırakalım adayı, aday açıklama tarihlerinde bile belirsizlik, tutarsızlık var. Biri 13 Şubat'ta diyor. Diğeri o tarihte açıklamak gibi bir planımız yok diyor. Masadakilerin hiçbiri diğerine güvenmiyor. Siz birbirinize güvenmiyorken millet size nasıl güvensin. Onlar ipleri 7'sinin elinde bir kukla koymaya çalışıyorlar. Böyle bir aday modeli millete hakarettir. Bir de aday yıpranır diye aday açıklamıyorlarmış Siz bundan korktuğunuz için aday açıklayamazken biz 22 yıldır 2023'e hazırlanıyoruz. Hizmet yıpratır. Yeter ki sizin aşk ile koşan yorulmaz anlayışınız olsun. Biz aşkla koşuyoruz. Yorulmadık, yorulmuyoruz. Yıpranmadık, yıpranmıyoruz.

Çıkaracakları adayın seçilme şansı olmadığını görüyorlar bundan dolayı rahatsızlar. Milletimiz bizi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk cumhurbaşkanı yaptı. Biz böylece ilk dönemi tamamlamış olacağız. Yeniden adaylık konusunda da hiçbir engel bulunmuyor. Bu tartışmaları gereksiz buluyorum. Bunlar, sandıktan ümidini kesenlerin başvurduğu çabalardır. Milletimiz inşallah bizi tekrar aday da yapacak, cumhurbaşkanı da yapacak.

"TAM ANLAMIYLA KOALİSYON DÖNEMİNE DÖNÜŞ"
Ortak mutabakat metnini inceledim. Tam anlamıyla koalisyon dönemine dönüş söz konusu olacak. Başbakan olduğumda bakan sayısı 35'ti. Bakan sayılarını indirdik. Şu anda bizim 17 bakanımız var. Bunu şu anda o 7'li masada olanlardan bazıları bilir. Bunlar israfın ta kendisidir. Masa müdavimleri bir şeyler kapmak için ağlamaya başladı. Kendi kuklalarını aday yapıp bakanlık kapmak istiyorlar. Eski Türkiye'de olduğu gibi 6'lı masanın bakanlık kavgaları yakındır. Tüm bunlar amaçlarının hizmet değil rant olduğunu gösteriyor. Buradan hiçbir netice alamayacaklar.

7'li masa Türkiye'ye bir şey getiremez. Benim milletim de onlara bu yetkiyi vermez. Masadaki oturma düzeninden ziyaret sırasına kadar her konuda çıkmaza girenlere benim milletim yönetme yetkisi vermez. Onların vaatleri eski Türkiye. Masadakilerin talimatıyla hareket edecek bir cumhurbaşkanıyla böyle büyük bir ülke yönetilemez. Bunlar talimatı dışarıdan alıyor. 'Batı bize aferin diyecek' diyorlar. Kuklalara kim itibar eder?

7'Lİ MASANIN İÇİNDE OLANLARDAN IMF İLE GÖRÜŞMELER YAPANLAR VAR
2013'te IMF'e olan borcumuzu bitirdik. Bunu Tayyip Erdoğan'ın hükümeti halletti. IMF ile irtibatımızı kestik. Şu anda 7'li masanın içinde olanlardan IMF ile görüşmeler yapanlar var. Bizim o zaman Merkez Bankası'nın rezervi 27,5 milyar dolardı şu anda 128,5 milyar dolar döviz rezervimiz var. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara da çıktık. Yine çıkacağız. Çünkü bizim sistemimiz istikrar kazandı. Bir araya gelip aday seçemeyenlerin ülke yönetmeye kabiliyeti olamaz.

CHP'Yİ TANIMAK İÇİN EKMEK KARTINA BAKACAKSIN
Bir vatandaşım önümü kesti ve bana da bir kart verdi. Bu kart 1946'nın ekmek kartı. CHP dönemini tanımak için ekmek kartına bakacaksın. Bundan daha güzel ispat olmaz. Benim milletim bir daha bu karne dönemine dönmeyecektir.

Şu anda biz Cumhurbaşkanlığı'nın Çankaya Köşkü'nde bu programı yapıyoruz. Bu köşk, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal tarafından milletimize kazandırıldı. Bunun dışında Cumhuriyetin ilk yıllarından kalma fiilen kullanımı mümkün olmayan tarihi değere sahip binalar bulunuyor. 2014'te cumhurbaşkanı seçildiğimde burada göreve başladık. Ardından 29 Ekim 2014 tarihi itibarıyla Cumhurbaşkanlığı'nın Beştepe'deki külliyesine geçtik. Burası çalışıyor. Pek çok kabulümüzü, programlarımızı, toplantılarımızı burada yapmaya devam ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal'in Çankaya Köşkü içinde kullandığı tek yer olan Müze Köşk ise şu anda restore ediliyor.

DEVLET BEYİ ZİYARET EDECEĞİM
Cumhur İttifakı, birlik ve beraberliğin siyasetteki adresidir. Türkiye'nin bekası için yerli ve milli anlayışla siyaset yapan herkese kapımız açık. Cumhur İttifakı çatısı altında AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi olarak güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Cumhur İttifakı asla pazarlıklar üzerine kurulu değildir. İnandığımız değerlere inanan ve saygı gösterenlerle yol yürüyebiliriz. Bu anlamada yeniş gelişmeler olursa bunu da olumlu karşılarız. Yarın da inşallah Devlet Bey'i evinde ziyaret edeceğim.

Meclis'e sunduğumuz düzenleme bu konudaki samimiyet testi olacaktır. Milletim başörtüsü konusunda kimlerin istismarcı olduğunu gayet iyi bilir. Bu konuyu büyük mücadeleler vererek çözdük. Bizim partimiz kapatılmak dahi istendi. O zaman CHP soluğu Anayasa Mahkemesi'nde aldı. Bay bay Kemal başı çekiyordu o zaman. Bu meseleyi biz Anayasal düzenlemeyle güvence altına alalım istiyoruz. Teklifimizi sunduk. Konu Meclis'te çözüme kavuşturulmazsa milletimiz en güzel çözümü sunacaktır. Hiçbir zaman sandıktan kaçmadık. Milletin kendisine verdiği yetkiyi özgürlük ve demokrasiden yana kullanmayanlara halkımız gereken cevabı sandıkta verecektir. Temennimiz Meclis'te bu konuyu çözüme kavuşturmaktır. Ana muhalefet, aile yapısını bozan sapkınlıklara özgürlük kisvesiyle göz yumuyor. Aile değerlerimizin tahrip edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu milletin kutsal değeri ailedir.

Türkiye Yüzyılı gençlerin yüzyılı olacak. Onları yol arkadaşımız olarak görüyoruz. Bizlerin gençliğini yoksulluklarla kuşattılar. Biz gençlerimiz için seçilme yaşını önce 25'e ardından 18'e indirdik. O kadar ileri gittiler ki 'Parlamento'yu çoluk çocuğa mı bırakacağız' dediler. Biz Fatih Sultan Mehmet'ten ilhamla bu adımı attık. Bu milletin gençliği bunu başarır. İşe, sıraların üzerindeki kitaplardan başladık. Çünkü biz kitap bulamıyorduk. Notları üst sınıflardan almaya çalışıyorduk. Bu çileyi yavrularımız yaşamasın dedik, sıraların üzerine kuşe kağıttan tüm kitapları koyduk. Şimdi yardımcı ders kitaplarını da sıralara koyuyoruz. Biz gençlerimize güvendik. Onlarla yürüdük ve yürümeye devam ediyoruz. Türkiye'nin en büyük gençlik hareketine sahip partisi biziz. Onların ihtiyaçlarını karşılamak için çabalayan yegane parti biziz. Üye sayımız 11 milyon 500 bin civarında. Bunların 1 milyon 100 bini sadece genç. Bayanlarda 5 milyonun üzerindeyiz. Böyle bir yapıya sahibiz.

EYT'DE İLK MAAŞ
EYT konusunda çok kapsamlı bir çalışma yürütüldü. Teklif Meclis'e sunuldu. Yarın Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek. AK Parti olarak teklifi yasalaştırarak vatandaşlarımıza haklarını vermek istiyoruz. EYT kapsamında emekliliğe hak kazanan vatandaşlarımıza ilk aylıkları şubat ya da mart gibi bağlanabilir. Bu işi inşallah bir an önce bitireceğiz.

Dünyada faizi sürekli yükselttiler. Ben de tam aksine faizi indirmenin mücadelesini verdim. Şu anda bizde faiz yüzde 9 bunu daha da düşüreceğiz. Benim inancım şu; başbakanlığım döneminde faizi 4,6'ya indirdik, enflasyon da 6,4 gibiydi. Faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir. Benim alanım ekonomi, neticesi de ortada. Uluslararası toplantılarda bu tezimi savundum. Şimdi biz yine indireceğiz dedik. 86'lardaydı enflasyon 64'e düştü. Daha da düşecek. Tüm mesele istikrarımızdır, güvenimizdir. 2022'de toplam bütçe giderimiz 2 trilyon 941 milyar lira oldu. Bütçe gelirimiz ise 2 trilyon 802 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe açığımız yılın tamamında yalnızca 139,1 milyar lira oldu. Toplamda 171,8 milyar lira faiz dışı fazla verdik. COVID-19 salgını, emtia ve enerji fiyatlarındaki artışlara rağmen 4 yılın ardından yeniden faiz dışı fazla vermeyi başardık.

Bütçe açığını 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinde devralmıştık. Bunu 2022 yılında yüzde 1'e düşürmüş durumdayız. Bu yıl ayrıca faiz harcamalarının bütçe içindeki payını da azalttık. Bütçede yakaladığımız güçlü gelir performansını sağlamak için ne vergi artırdık ne yeni vergi getirdik. Tam aksine yükleri düşürdük. Uluslararası kuruluşlar büyümeyi de açıklıyorlar. Şu anda büyümede 5,5'i yakalamış durumdayız.

İkinci el konutlarla ilgili destek olmak için ayrı bir proje yapılacak. Planlama çalışmaları sürüyor. Önceliği ilk evini alacaklara ve yeni konut arzına veriyoruz. Bununla birlikte üretim ve istihdamı da artırmak istiyoruz. Bu tabii seçim sonrası atılacak bir adım. Bizim tabii bu konuda ciddi bir tecrübemiz var. Orta gelirliye destek olacağız dedik, yaptık. 21 ilde Roman vatandaşlarımıza özel proje için hazırlık yapıyoruz. Her vatandaşımızı uygun ödeme koşullarıyla ev sahibi yapmak istiyoruz. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı konut projesini yaptık. Bunu ilk biz yaptık ve 20 yıldır da yapıyoruz. Yeni projeleri de hayata geçirmekten geri durmayacağız.

2023'ün ilk çeyreğinde Karadeniz gazının milletimizle buluşması için tüm çalışmalar 7/24 esasıyla devam ediyor. Sahada yaklaşık 10 bin kişi çalışıyor. Denizde 50'den fazla gemi operasyonlarını sürdürüyor. Derin denizde boru ve kordon bağı serimi tamamlandı. Derin deniz ana kordon hattının nihai etütlerine de başlandı. Yavuz ve Kanuni gemileri kuyuların alt ve üst tamamlama işlemlerini gerçekleştiriyor.

İsveç'in NATO'ya üyelik başvurusu sürecini terörizmle mücadelede kapsamlı bir işbirliği tesis etmemiz için bir fırsat olarak gördük. Bize 127 teröristi iade edin dedik. İsveç, anayasa değişikliğini yaptıktan sonra biz süreci işleteceğiz dedi. Sayın başbakan geldi gayet güzel görüşmelerimiz oldu. Yeni İsveç hükümetinden aldığımız mesajlar, İsveç'te terörle mücadele anlamında bir anlayış değişikliğinin başlayabileceğine işaret ediyordu. Ancak verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini gördük. Terör örgütü faaliyetlerinin devam ettiğini gördük. Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar ortada. Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açılmasına dahi gerek duymadılar. İsveç, terör örgütleri mensuplarının güvenli limanı haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Mutabakat zaptı bizim yol haritamızdır. Buradaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi önceliğimizdir.

Avrupa'da ve İskandinav ülkelerinde son dönemde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden de endişe duyuyoruz. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan saldırıya İsveç'in seyirci kalmasını kabul edemeyiz. Sonrasında Hollanda'da benzer bir eylemin yapılmasını da tesadüf olarak görmüyoruz. Kutsal değerlerimize hakaret eden bu eylemlere duyarsız kalınması, güvenlik güçlerinin bunları kordon altına alması neyle izah edilebilir? Bizler bunları en güçlü şekilde kınadık. Bunu İsveç'in halletmesi lazım. İsveç'ten ülkede yaşayan tüm grupların inançlarına saygı göstermesini ve terörle mücadele konusunda samimi adımlar atmasını bekliyoruz. An itibarıyla İsveç'in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Öte yandan Finlandiya'nın durumunu farklı değerlendiriyoruz. Finlandiya eğer şu an olduğu gibi süreci işletirse parlamentomuz açık olduğunda üzerimize düşeni yerine getiririz.

Terörle mücadelemiz Suriye'nin toprak bütünlüğüne de katkıda bulunuyor. Rejim bunu farkına varmalı. Suriye'nin geleceğinin ipotek altına girmemesi için terör örgütlerinin tutumuna karşı mücadele edilmeli. Biz Suriye'nin kuzeyinde tavizsiz yolumuza devam ettik. Kademeli dediğimiz olayda da Rusya-Türkiye-Suriye olarak üçlü bir toplantı düzenleyelim ve istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin bu işin başarıyla sonuçlanmasıyla da dışişleri bakanları bir araya gelsin, nihayetinde de liderler bir araya gelsin. Bu gelişmelerden de İran'ı haberdar edelim dedik. Biz her anlamda ulusal güvenliğimizi koruma anlamında gereken önlemi alırız. Geri dönüşlerin güvenli olması gerekiyor. Biz o briket evleri boşuna yapmadık. İstedik ki gönüllü dönüşler başlasın ve Suriye'de BM ilkeleri temelinde geri dönüşlerin sağlanması için şartların oluşturulması gerekiyor. Bu da başladı. Şu anda 400-500 bine yakın mülteci Suriye'ye dönmeye başladı.

Rusya ve Ukrayna liderleriyle ihtiyaç anında sık sık görüşüyorum. Lider diplomasisi dediğim bu görüşmelerde onlar da arzulu. Bu görüşmeleri yapmazsak netice almamız mümkün değil. Kişisel ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte dünya görmüş olmalı. İnsiyatif alma konusunda hiçbir Avrupa ülkesi bizim kadar cesur olamadı. Tahıl koridoru, esir değişimi, nükleer santralin güvenliği ve insani yardımlar konusunda hep çözümün bir parçası olduk. Arabuluculuk görevini üstlenmeye her zaman hazırız. Barışa dair umutlarımı kaybetmiş olsaydım; tahıl koridoru açılmazdı, esir değişimi yaşanmazdı.

YUNAN'A UYARI
Yunanistan'ın son dönemde Türkiye'ye yönelik tutumunun izahı da kabulü de mümkün değil. Bu tutum, komşuluk ilişkilerine de müttefikliğe de aykırı. Yunanistan'ın esas rahatsızlığı Türkiye'nin küresel düzeyde yükselen profili. Yunanistan'ın hukuk dışı adımlarına verdiğimiz yanıtlar karşısında çaresiz kalan Yunan tarafı akıl dışı yöntemlere sığınıyor. Yunanistan'ın hava ihlali iddialarını dayandırabileceği bir temel yok. Asıl Yunanistan, hava sahamızı, uçaklarımızı ve balıkçılarımızı taciz ederek tansiyonu yükseltiyor. Bu eylemleri hava kuvvetlerimiz ve sahil güvenliğimiz yanıtsız bırakmıyor.

TAYFUN DEYİNCE PANİKLİYORLAR
'Tayfun' deyince panikliyorlar. Biz kendi hazırlıklarımızı yapmayacak mıyız? Şu anda 560km menzili var ama ben diyorum ki bu yetmez. Bunu 1000 km'ye çıkaracaksınız. Bizim attığımız adım bu. Ülkemizin güvenliğine yönelik eylemlere karşı elimiz bağlı oturmamız mümkün değil. Bunlara cevap vermeyi sürdüreceğiz. İHA'larımız, SİHA'larımız, Akıncı'larımız ve hepsinden öte KIZILELMA'mız bunlar önemli. İnşallah GÖKBEY de geliyor. Tüm bunlarla beraber silahlı kuvvetlerimiz çok güçlü hale gelecek.

Ben bu muhalefeti anlamış değilim. Bu yaptıklarımız ülkemizi korumak için. Bunların adı üstünde 'savunma' sanayii. Bunları yaparken onlardan izin mi alacağız? Onlar da bu yaptıklarımızı beğenecekler. Biz savunma sanayiinde ciddi manada ihracat yapıyoruz. İhracatta da iyi bir yere yerleştik. İktidara geldiğimizde hedefimizi tam bağımsız savunma sanayii olarak belirlemiştik. Şimdi bunu adım adım gerçekleştiriyoruz. Bunda emeği geçenleri tebrik ediyorum. Başta Baykar olmak üzere, TUSAŞ olmak üzere.

Benim ülkem bu muhalefetin anlayışına kalırsa bir toplu iğneyi bile üretemezler. Ama artık onların hepsi geride kaldı. Savunma sanayii sektöründe 2002'de 56 firma faaliyet gösterirken bugün bu sayı 2 bin 705'e yükseldi. Burada çeşitliliğin ve rekabetin önünü açan biz olduk.

Şu an itibarıyla 10-15 ülkenin parlamentosu Nobel Barış Ödülü adaylığıyla ilgili bir adım atmış. Karşımızda İsveç var. Onlar bu konuda nasıl bir tavır takınırlar bunu bilemem. Rusya-Ukrayna savaşında attığımız adımlar ve elde edilen başarı dünya barışına katkı sağlamakta. Bölgemizde ve ötesinde her zaman barış, huzur ve istikrar için durmadan gayret göstermeye devam edeceğiz.

"ATARKEN EN ÇOK HEYECAN DUYDUĞUM İMZA AYASOFYA"
Atarken en çok heyecan duyduğum imza Ayasofya. Açmak bize nasip oldu. Üstat Necip Fazıl'ın o kararlılığını orada yaşadık. Ayasofya'yı açmak Allah'a hamdolsun bize nasip oldu. Nasıl duygulanmayayım?

Erbakan hocamızın vaatlerini gerçekleştirmiş olmamıza rağmen şu anda birilerinin farklı zeminde, bu adımlara karşı olanlarla birlikte olmaları insanı ciddi manada yıkıyor.

Togg için siparişi verdim. Renk seçimini hanıma bıraktım. Sonra hemen sıraya İlham Aliyev girdi. 'İkinciyi bana ver' dedi."