Türkiye 2023 seçimlerine gün sayarken 6'lı koalisyonun adayını açıklamaması artık kendisini destekleyenlerin de canını sıkmaya başladı. Türkiye'yi geriye götürme mutabakatının altına imza atan 6 parti hala adaylık tartışması yaşıyor.
CHP lideri 13 Şubat'ı işaret edip "Ben Kemal, geliyorum" diyerek adaylık sinyali verse de bu durum İYİ Parti cephesince pek de kabul görmüyor. Meral Akşener sürecin başından bu yana 'Kazanacak aday' söylemine sığınıyor, CHP'yi içten vurarak Ekrem İmamoğlu'nun önünü açıyor.
İYİ PARTİ'NİN "HALKIN TERCİHLERİ" MASKELİ ANKET OYUNU!
Bunun son örneği 6'lı masanın 9 saat süren 11. toplantısıyla bir kez daha gözler önüne serildi. Toplantı sonrası yayımlanan bildiride 'Halkın tercihleri' ibaresi ise tüm dikkatleri üzerine topladı.
Bu ifade İYİ Parti'nin aday belirleme yöntemleri olarak "anketler kullanılsın" talebini akıllara getirdi ve Meral Akşener'in Ekrem İmamoğlu'nun önünü açmak, Kılıçdaroğlu'nun yolunu kesmek için yapmış olduğu hamle gözler önüne serildi.
CHP - İYİ Parti hattında karşılıklı salvolaşmalar ise hız mesmeden sürüyor. Kılıçdaroğlu'nun kurmayları adayın açıklanması için 13 Şubat'ı işaret etse de İYİ Partililer ısrarla bu durumu inkar ediyor.
AKŞENER'DEN KILIÇDAROĞLU'NA: "BU MÜCADELE HİÇBİR KAPRİSE HİÇBİR İNADA FEDA EDİLEMEZ"
Akşener son olarak "Bu mücadele hiçbir kaprise hiçbir inada feda edilemez" sözleri ile tüm dikkatleri üzerine topladı. Bu sözlerin ana hedefinin ise "Ben Kemal, geliyorum" diyerek adaylığını ilan eden Kılıçdaroğlu olduğu su götürmez bir gerçek.
İYİ Parti'nin sergilediği bu tutum ve Meral Akşener'in 'güçlendirilmiş yetkilerler tek cumhurbaşkanı yardımcısı ben olayım' talebi kriz ve kaosla boğuşan masayı iyice çıkmaza soktu.
Tüm bu yaşananların ışığında takvim.com.tr kulisleriyle siyaset gündemini belirlemeye devam ediyor.
KILIÇDAROĞLU'NUN 'AKŞENER'SİZ MASA PLANI TIKIR TIKIR İŞLİYOR
İYİ Parti'nin Kılıçdaroğlu'nun adaylığını son kerteye kadar reddedeceğini, bu durumun farkında olan Kılıçdaroğlu'nun ise Akşener'siz masa planları yaptığını duyurmuştuk.
Bu bağlamda CHP liderinin Meral Akşener'e "Ya bana destek ver ya da masadan kalk" diyeceği iddiası gündeme bomba gibi düştü.
Öte yandan aday olmak için büyük efor harcayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Akşener'siz masa" için yürüttüğü çalışmalara kolları hız verdi. Bu bağlamda Akşener'in 'oyunuz kadar konuşun' ayarı verdiği masadaki küçük partileri kendi güdümüne çekti.
Bu durum Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun hamleleriyle somut bir şekilde bir kez daha gözler önüne serildi.
KÜÇÜK ORTAKLARDAN İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER
Karamollaoğlu, geride bıraktığımız gün DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu ziyaret etti. Saadet Partisi lideri bu görüşmelerde Kılıçdaroğlu'nun adaylığını zikrederek, CHP liderine sıcak baktığını söyledi.
CHP yandaşı fondaş İsmail Saymaz da Karamollaoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na yaptığı ziyarette "Görüşmede adınız geçti, ben de destekliyorum" ifadesini kullandığını aktardı. Saymaz, Kılıçdaroğlu'nun Karamollaoğlu'nun sözlerini dinlediğini ve herhangi bir karşılık vermediğini iddia etti.
Aynı Temel Karamollaoğlu bugün de Demokrat Partisi Genel Başkanı Gültekin Uysal ile bir araya geldi.
Küçük ortakların Kılıçdaroğlu'nun adaylığı doğrultusunda yürüttüğü istikşafi görüşmeler sonrası İYİ Parti'nin nasıl bir aksiyon alacağı merak konusu oldu.
GÖLGE ORTAK HDP'DEN KILIÇDAROĞLU'NA OY TEMİNATI
Öte yandan masanın gölge ortağı HDP'den de manidar bir adım geldi.
Terör örgütünün siyasi uzatısında bulunan partinin eş başkanı Mithat Sancar, Kılıçdaroğlu'nun adaylığının vuku bulması durumunda oy teminatı verdi.
Gelişmeyi fondaş Enver Aysever duyurdu. Aysever, "HDP'li Ahmet Türk'ün de dediği gibi Kürt seçmen Kemal Kılıçdaroğlu'nun arkasında" dedi.
Küçük ortakların yaptığı istikşafi görüşmeler ve HDP'nin Kılıçdaroğlu'na verdiği oy teminatı Takvim.com.tr'nin gündeme getirdiği Kılıçdaroğlu'nun 'Akşener'siz masa' planını destekler nitelikte.
ADAY NEDEN AÇIKLANMIYOR?
Tüm Türkiye'nin merak ettiği konu ise tam olarak şu: 6'lı koalisyon adayını neden açıklamıyor. Gerçekten bu partiler anlaşamadılar mı yoksa adaylık tartışmasını bir reklam aracı olarak mı kullanıyorlar?
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür muhaletin merkezinde bulunan bir siyasi ile konuşmasını yazısına taşıdı. İşte o satırlar:
Sindirilmesi ağır sözler söylense de sanki hiçbir şey olmamış gibi 6 siyasi aktör, yuvarlak masada buluşup 9-10 saat konuştu.
Peki bütün bunlar çok "hoşgörü" sahibi oldukları için miydi yoksa hepsi rol müydü?
Doğrusu bu rol meselesini hep düşündüm. Zaman zaman da ucuz bir gündemde kalma çabası diye yazdım ve yorumladım. Ama bunu söylememe rağmen o kurgunun bir parçası olmaktan da kurtulamadım. Nasıl kurtulabilirdim ki, bu ülkenin 6 partisi bir araya geliyorsa doğal olarak dönüp bakar ve değerlendirirsiniz.
Ama artık bu iş çok uzadı ve işin tadı kaçtı. Sanıyorum bugünlerde sadece biz gazeteciler değil artık Millet İttifakı'nı destekleyenler de usandı ki hepsi isyan noktasında.
Buna rağmen masacıların umurunda değil. Öyle olsaydı, en azından 13 Şubat'ta veya hemen sonra adaylarını açıklarlardı. Ama açıklamayacaklar. Bunu da gereksiz tartışmalar nedeniyle veya "yıpranır" kaygısıyla değil, bilinçli olarak yapmayacaklar.
12 MART İŞARETİ
Önceki gün Ankara'da muhalefetin merkezinde bulunan bir siyasi aktörle konuştum. Israrla da adayın ne zaman açıklanacağını sordum.
Ne dese beğenirsiniz? "Biraz daha bekleyin."
Sonra da devam etti:
"Farkındaysanız her gün televizyonlarda Millet İttifakı'nın ya adayı ya bir çalışması ya da aralarındaki gerginlik tartışılıyor. Bundan iyi reklam mı olur? İsteseniz bunu parayla bile yapamazsınız."
Artık aralarındaki gerçek kavgayı gizlemek için mi yaptı bilemem ama araya girip sordum: "Bu sizin açınızdan güven sarsıcı olmaz mı?"
"Olmaz tabii, bu halk çabuk unutur. Seçim takvimi resmen açıklanıncaya kadar da adayımız açıklanmayacak."
Şaşırdınız mı bilmiyorum ama verdiği şu ayrıntı da dikkat çekici:
"Adayımız belli, herkes kendi çalışmasını da yapıyor. Neden aday meselesiyle işi tekleştirelim. Cumhurbaşkanı 10 Mart'ta seçim tarihini açıkladıktan, hatta Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra belki 12 Mart'ta adayımızı açıklarız. Acelemiz yok."
Herhalde en geç martta gerçekten kavga mı ettiklerini yoksa rol mü yaptıklarını, 14 Mayıs'ta halkın onlara nasıl baktığını öğreneceğiz.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
MASA PAZARLIK MASASINA DÖNDÜ
Öte yandan küçük ortakların büyük ortak CHP'den istekleri de var tabii. Öyle kuru kuruya Kılıçdaroğlu'na destek vermeyecekler. Birçok haberimizde 6'lı koalisyonun bakanlıkları paylaştığını dile getirmiştik.
Gelen son kulise göre, barajın çok altındaki küçük ortaklar Kılıçdaroğlu'ndan birtakım isteklerde bulunmuş. Milliyet gazetesi yazarı Zafer Şahin, "An itibarıyla CHP lideri Kılıçdaroğlu muhalefetin ortak adayı olmaya çok yakın. Saadet Partisi ve Demokrat Parti zaten yanında. Bu iki partiye CHP listelerinden 5'er milletvekilliği verileceği, isimlerin ve seçim bölgelerinin bugünden belli olduğu belirtiliyor. Davutoğlu elini biraz daha yüksek tutuyor. Meclis'te grup kuracak kadar, yani 20 milletvekilliği istiyor Kılıçdaroğlu'ndan. Babacan ise öncelikle HDP'nin kapatma davasından çıkacak sonucu bekliyor. HDP kapanırsa izleyeceği yol haritası farklı olacak ama Cumhurbaşkanı adaylığında Kılıçdaroğlu'na itiraz etmesi beklenmiyor. Tabii beklentilerinin karşılanması şartıyla" diye yazdı.
Şahin, Kılıçdaroğlu'nu zorlayan en büyük isteğin ise Meral Akşener'den geldiğini yazdı. Şahin, "Ve Meral Akşener… Kemal Bey'i en çok onun istekleri zorluyor. İcradan sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcılığı… Hükümet Sözcülüğü ve İçişleri Bakanlığı'nın kendisine bağlanması… Bitmedi… HDP'dekine benzer bir "Eş Başkanlık Modeli" öneriyor aslında CHP liderine. Kılıçdaroğlu seçildiği takdirde ilk gün partisinden istifa edecek. Çankaya Köşkü'nde oturacak, yürütme yetkisi Akşener tarafından kullanılacak, vs…" dedi.