Türkiye, geride kalan gün yüzyılın felaketini yaşadı. Kahramanmaraş'ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin ardından şu ana kadar 5 bin 894 kişi hayatını kaybetti, 34 bin 810 kişi de yaralandı.
BAŞKAN ERDOĞAN: "EN BÜYÜK FELAKETLERDEN BİRİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, yıkıcı afete ilişkin, ''Uzmanlar bu iki depremi istisnai yer hareketi olarak tabir ediyor. Çok büyük bir yıkıma sebep oldu. Coğrafyamızın en büyük felaketlerinden biri ile karşı karşıyayız'' dedi. "2 büyük deprem 13,5 milyon vatandaşımızın yaşadığı 10 kenti etkiledi" diyen Erdoğan, ''Depremde yaşanan 10 ilde 3 ay sürecek OHAL kararı aldık'' ifadelerini kullandı. Karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
KILIÇDAROĞLU HATAY'DAKİ DEPREM BÖLGESİNDEN SİYASET DEVŞİRDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, depremin en çok hissedildiği noktalardan olan Hatay'da basın açıklaması yaptı. CHP lideri, devletin çalışmak isteyen bürokratlara engel koyduğunu, devletin nefes almasını engellediğini öne sürdü.
Deprem bölgesinde algı operasyonuna girişen Kılıçdaroğlu, geride kalan gün de sahada canla başla mücadele eden AFAD'ı hedef almış, kendisine randevu verilmediği gerekçesiyle basın açıklaması yapmıştı. Kılıçdaroğlu daha sonra AFAD yetkilileri ile görüşmüş ve açıklama yapmadan ayrılmıştı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Gördüğüm tablo şu, onu açık yüreklilikle ifade etmek isterim, devletin kurumları, bürokratlar çalışmak istiyorlar ama onlara engeller konuyor, farklı tercihler konuyor ve bu devletin rahat nefes almasını engelliyor. Bugün buraya büyükşehir belediye başkanı arkadaşlarımızla geldik. Hepimiz üzgünüz, hepimiz bir anlamda da kızgınız. Sorun var, evet. Sorunu el birliğiyle çözmek istiyoruz, evet ama sorunun çözülmesi için çözecek insanların önüne engellerin konulmaması lazım. Kararlıyız, gerçekten de kararlıyız, bu kentlerin tamamını ayağa kaldırmaya kararlıyız. Beraber mücadele ettiğimiz zaman bunun sonucunu kesinlikle elde edeceğiz. Söylenecek çok şey var ama onların tamamını kimse merak etmesin, yeri zamanı geldiğinde tamamını konuşacağız. Elbette üzgünüz, elbette kızgınız ama bir şekliyle bu sorunu çözmeye kararlı olduğumuzu da ifade etmek isterim."