Merhum Başbakan Necmettin Erbakan, vefatının 12. yılında dua ve rahmetle anıldı.
27 Şubat 2011'de vefat eden Erbakan, 12 Ekim 1969'daki seçimde Konya'dan bağımsız milletvekili seçilerek başladığı siyaset hayatında tam 42 yıl geçirdi.
Türk siyasetine ideolojisi ve üslubuyla yeni bir heyecan getiren Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926'da Sinop'ta doğdu. Babasının ağır ceza reisi olması dolayısıyla çocukluğu farklı şehirlerde geçen Erbakan, Kayseri Cumhuriyet İlkokulu'nda başladığı ilkokul eğitimini Trabzon'da tamamladı.
Erbakan, İstanbul Erkek Lisesi'ni 1943'te birincilikle tamamlamasının ardından, sınavsız geçiş hakkına rağmen İstanbul Teknik Üniversitesine sınavla girdi. Sınav sonucuna göre doğrudan ikinci sınıftan başlatılan Erbakan, 1948'de mezun olduğu üniversitenin Makine Fakültesi Motorlar Kürsüsünde asistan oldu.
1951 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Almanya'daki Aachen Teknik Üniversitesine ilmi araştırmalar yapmak üzere gönderilmesi, Erbakan'ın hayatındaki dönüm noktalarından biri oldu.
Alman ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezinde, biri doktora olmak üzere 3 tez hazırlayan Erbakan, bu tezleriyle Alman Ekonomi Bakanlığının dikkatini çekti.
Motorların daha az yakıt harcaması konusunda kendisinden istenilen raporu hazırlayan Erbakan, doçentlik tezini de "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunun matematiksel izahı" üzerine hazırladı.
Erbakan, çalışmalarıyla Leopard tanklarının üretiminin yapıldığı Almanya'nın en büyük motor fabrikasına davet edildi, daha sonra burada başmühendis olarak tank motorları üzerine çalışmalar yaptı.
AĞIR SANAYİ HAMLESİNİN ARDINDAN İLK YERLİ MOTOR ÜRETİLDİ
Türkiye'de başlattığı ağır sanayi hamlelerini Almanya'da kaldığı sürede tecrübe eden Erbakan, bunu aynı zamanda Milli Görüş'ün önemli hedeflerinden birisi olarak da belirledi.
Necmettin Erbakan, o yıllarda düzenlenen otomobil kongresinde, "Şeftaliden başka bir şey üretemeyiz" görüşünü savunanlara inat, bir araya geldiği arkadaşlarıyla 1956'da Türkiye'nin ilk yerli motorunu üretmek için Gümüş Motor Fabrikası'nı kurdu.
Burada, Avrupa'daki benzerlerinden düşük saatte 5,5 litre motorin harcayan bir ve iki silindirli motorların üretimi yapılmaya başlandı.
Fabrika hisselerinin çoğunluğu pancar kooperatifi ve şeker fabrikasına geçince Gümüş Motor'un adı "Pancar Motor" olarak değiştirildi.
Pancar Motor, Mart 1960'ta seri üretime başladı.
ODALAR BİRLİĞİNDEN SİYASETE
Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına 1966'da getirilmesinin adından Genel Sekreter olan Erbakan, önce Odalar Birliği İdare Heyeti üyeliğine, bir yıl sonra da Odalar Birliği Başkanlığına seçildi.
Erbakan o dönem tanıştığı Nermin Saatçioğlu ile evlendi. Nermin ve Necmettin Erbakan çiftinin evliliğinden çocukları Zeynep, Elif ve Muhammed Fatih dünyaya geldi.
Erbakan, Odalar Birliğinde de aktif dönem geçirdi, Anadolu sermayesini desteklemek için çalıştı.
Geçersiz sayılan Odalar Birliği Başkanlığı seçimi Danıştay'a taşınınca Erbakan, bu görevinden Ankara Valiliğinin emriyle uzaklaştırıldı.
Bu karar, Erbakan'ın siyaset yolculuğunu başlattı.
"HER BAHAR BİR ÇİÇEKLE BAŞLAR"
Erbakan, milletvekili seçiminin yapıldığı 12 Ekim 1969'a giden süreçte, güçlü bir siyasi parti olan Adalet Partisinden (AP) milletvekili olmak istedi ancak kabul edilmedi.
Bunun üzerine Konya'dan bağımsız aday olan Erbakan, üç milletvekili seçilebilecek kadar oy alarak milletvekili oldu.
Erbakan, Konya'daki milletvekilliği çalışmaları sırasında kendisine yönelik "Bir çiçekle bahar olmaz" değerlendirmeleri üzerine, "Evet, bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar" ifadesini kullandı.
MİLLİ NİZAM PARTİSİNİ KURDU
Konya Milletvekili Erbakan, 26 Ocak 1970'te 17 arkadaşıyla Milli Görüş hareketinin ortaya çıkmasını sağlayacak ilk parti olan Milli Nizam Partisini kurdu.
Parti kurulduğunda ilk üyenin kim olacağı konusunda karar vermek üzere toplanan yönetim, Erbakan'dan ilk üye olmasını istedi.
Bu teklif üzerine arkadaşlarına tebessümle bakan Erbakan, "Ecdadımız Anadolu'ya, Malazgirt Meydan Muharebesi ile Muş/Malazgirt'ten girmişti. O ilimizdeki bir caminin imamı, bizim birinci kurucu üyemiz olacak." ifadesini kullandı.
Genel Başkan Erbakan, partisinin kuruluşundan sonra kapitalizm ve Batıcılık karşıtı siyaset yürüttü.
Erbakan'ın siyasetinde "siyonizm" ile mücadele ön planda yer aldı. Erbakan ile Türk siyasetinde ve kamuoyunda "Filistin davası" konusunda hassasiyet oluştu.
Milli Görüş hareketi lideri Erbakan, "önce ahlak ve maneviyat" vurgusunu da Milli Nizam Partisinin çalışmalarıyla gençlere ve partililere aktardı.
AYASOFYA'DA NAMAZ DAVETİ PARTİ KAPATMA GEREKÇESİ OLDU
Erbakan ve arkadaşlarının izlediği siyaset tarzı pek çok çevrenin dikkatini çekti. 12 Mart 1971 muhtırasının ardından mayıs ayında "laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü" iddiasıyla Milli Nizam Partisi kapatıldı.
Partinin kapatılmasına ilişkin mahkeme kararının gerekçesinde, Erbakan'ın konuşmalarında halkı Ayasofya'da namaz kılmaya davet etmesi de yer aldı.
Partisinin kapatılmasının ardından Erbakan, arkadaşlarıyla 11 Ekim 1972'de Milli Selamet Partisini (MSP) kurdu. Parti, 1973'teki seçimde 48 milletvekilliği ve 3 senatörlük kazanarak 51 parlamenterle Meclise girdi.
Seçimlerden hemen sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Bülent Ecevit ile yapılan görüşmelerin ardından CHP-MSP koalisyon hükümeti kuruldu.
Erbakan, bu hükümette başbakan yardımcısı olarak görev aldı.
"MÜCAHİT ERBAKAN"
Bu dönemde Kıbrıs sorunu gündeme gelirken, siyasilerce ülkedeki sorunlardan daha fazla Ada'daki gelişmeler üzerine stratejiler üretildi.
Kıbrıs'a 20 Temmuz 1974'te düzenlenen Barış Harekatı'nı güçlü şekilde savunan Erbakan'ın ismi bu dönemde "Mücahit" sıfatıyla kullanılmaya başlandı.
Bülent Ecevit ile Erbakan'ın Kıbrıs meselesi üzerindeki görüş ayrılıkları nedeniyle CHP-MSP hükümeti, 17 Eylül 1974'te dağıldı. Erbakan'ın liderliğindeki MSP, o yıllarda kurulan yeni hükümetlerde ortak oldu.
"11'ler hükümeti", "Milletvekili pazarlığı" ve "Güneş Motel" şaibeleri 1978'de siyasette gündemi belirlerken, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde Erbakan ve siyasi hareketi de hedef alındı.
CEZAEVİ SÜRECİ
Milli Selamet Partisince 6 Eylül 1980'de Konya'da düzenlenen Kudüs Mitingi büyük ses getirirken, bu miting partinin kapatılma sebeplerinden birisi olarak gösterildi.
Erbakan'ın bu sürede verdiği mücadele "dava" olarak adlandırıldı. Erbakan'ın "dava" için yetiştirdiği nesil, yeni Türkiye inşasında bunu temel aldı.
Darbeden sonra İzmir'de uzun süre gözaltında kalan Erbakan, daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve 9 ay cezaevinde kaldı.
Erbakan, cezaevinden çıktıktan sonra yeni parti kurma çalışmalarını başlattı.