Başkan Erdoğan'dan Türkiye’nin ilk Bor Karbür Tesisi açılışında önemli açıklamalar

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve savunma sanayisinin gücüne güç katacak olan Türkiye'nin ilk bor karbür tesisinde hazırlıklar tamamlandı. Tam kapasite çalıştığında 279 kişiye istihdam sağlayacak dev tesiste yılda 1000 ton bor karbür üretilecek. Elmas ve kübik bordan sonra en sert üçüncü madde olan bor karbür başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda kullanılıyor. Başkan Erdoğan Türkiye'nin ilk bor karbür tesisi açılışında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, dünyada bir numara olmanın hedeflendiğini açıklayarak "Buradan elde ettiğimiz tecrübe ile Kütahya'da 5 bin ton kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi kuracağız. Durmak yok yola devam" dedi. Öte yandan asrın felaketini siyasete malzeme etmeye çalışan 6'lı masaya tepki gösteren Erdoğan, "Dolaştığımız deprem kentlerinde vatandaşlarımızın şu ifadeleri bizi ayakta tutuyor: 'Baba bizi bırakma'" şeklinde konuştu.

Giriş Tarihi :18 Mart 2023 , 09:01 Güncelleme Tarihi :19 Mart 2023 , 18:16
Başkan Erdoğan’dan Türkiye’nin ilk Bor Karbür Tesisi açılışında önemli açıklamalar

İÇİNDEKİLER

Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini, "cevherden mücevhere" anlayışıyla 300 kat artıracak tesisin açılışı vesilesiyle bir arada olunduğunu belirterek, "Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi, bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır." diye konuştu.

Bor karbürün, sıcaklık ve mekanik dayanıklılığı itibarıyla birçok farklı endüstriyel uygulamalarda aranan ve tercih edilen bir ürün olduğunu vurgulayan Erdoğan, bor karbürün özellikle zırh, aşınmaya dayanıklı mekanik parça üretimi, nükleer tesislerde nötron tutucu gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezi olduğuna dikkati çekti.

Uçaklardan taktik araçlara, personel yeleklerinden korunaklı levhalara kadar pek çok yerde bu ürünü görmenin mümkün olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bandırma tesisimizde yapılacak yıllık 1000 ton üretim, kullanıldığı alanlarda da 150 kattan 2 bin kata kadar varan değer artışları sağlamaktadır. Bir başka ifadeyle bu tesis sayesinde Türkiye, sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor aynı zamanda ülkemiz, dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu haline geliyor." ifadesini kullandı.

Erdoğan, bugünkü açılışın öneminin, tesisin yatırım ve üretim rakamlarının ötesinde Türkiye'ye sağladığı stratejik katkıyla ilgili olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"Geçmişte bu tür ürünlerin stratejik önemi dikkate alınmayıp sadece fiyat unsurlarıyla dışarıdan tedariki yoluna gidildiği için kriz dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Savunma sanayimizin ihtiyaçları başta olmak üzere kritik her üründe maruz kaldığımız gizli açık ambargoların ülkemize yaşattığı vakit ve hamle kayıplarını gayet iyi biliyorsunuz. Bunun için artık her alanda önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak, onunla birlikte dünya pazarlarında pay sahibi olmamıza katkı sağlayacak yatırımların tamamını destekliyoruz. Sadece Eti Maden bünyesinde yürütülen çalışmalar bile başlı başına birer başarı hikayesidir. Bor karbür yanında sıvı karbürden lityum üretimi konusunda da yakında somut adımlar atılacaktır. Aynı şekilde temeli atılan, çeliğin dayanıklılığını artırma başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan ferrobor tesisimiz de bu sene içinde hizmete girecektir."

Nadir toprak elementleri konusunda iyi bir rezerve sahip olunduğunu belirten Erdoğan, "Eskişehir'de keşfettiğimiz 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervimizi yıllık 1200 ton cevher işleyecek bir tesisle kazanca dönüştüreceğiz. Ham maddeyle başlayıp nihai ürününe kadar uzanacak bir sistemle ülkemizin tüm değerlerini harekete geçirmekte kararlıyız." sözlerini sarf etti.

"ÜLKEMİZİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ ARASINA ÇIKARMA HEDEFİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLIYIZ"

Diğer alanlarda da benzeri güzel gelişmeler yaşandığını vurgulayan Erdoğan, dünyada küresel tedarikleri belirli yerlere terk edip sadece fikri mülkiyet haklarının kazancıyla yetinme devrinin geride kaldığını ifade etti.

Amerika'sından Avrupa'sına kadar yüksek istişare ve işletme maliyetleri sebebiyle üretimi angarya görerek uzak coğrafyalara taşıyan her yerde ciddi bir paradigma değişikliğinin başladığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye, hem gelişmiş ülke pazarlarına yakınlığı hem lojistik avantajları hem yetişmiş insan gücü ve ham madde potansiyeliyle küresel üretim merkezlerindeki değişimde avantajlı bir yerde duruyor. Geçtiğimiz 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı, bu avantajın temelini oluşturuyor. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ne küresel sağlık ve güvenlik krizleri ne yaşadığımız tabii afetler ne de önümüze çıkartılan diğer engeller bizi bu hedeften uzaklaştırabilir."

"DEPREMLERDE VE SELLERDE YİTİRDİĞİMİZ CANLARIN ACILARI YÜREKLERİMİZİ YAKIYOR"

Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçildiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kovid-19 salgını sebebiyle iki yıl sıkıntı çektik. Tam bu badireyi aşmışken kendimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgenine sıkıştırılarak taviz vermeye zorlandığımız bir başka mücadelenin içinde bulduk. Bu sıkıntının da üstesinden gelirken asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yıkıntıları arasında kaldık. Aşırı yağışların sebep olduğu seller deprem bölgemize felaket üstüne felaket yaşattı. Depremlerde ve sellerde yitirdiğimiz canların acıları yüreklerimizi yakıyor. Rabb'im, hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin.

Biz, bugüne kadar önüne çıkan hiçbir tehdide, maruz kaldığı hiçbir saldırıya, yaşadığı hiçbir zorluğa teslim olmamış, hepsine karşı da inançla ve cesaretle direnmiş bir milletiz. Bugün de öyle yapıyoruz. Bir yandan depremin enkazını kaldırıyor, diğer yandan geçici barınma alanlarını özellikle kuruyor, öte yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz."

Erdoğan, vatandaşların kar kışta, aç açıkta bırakılmaması için çadır kentler ve konteyner kentler yaptıklarını, bakanlıkların bu konuda müştereken adımlar attığını aktardı.

Erdoğan, "Projedeki personelimizin, depremzedelerin yardımına koşması sebebiyle yaşanan gecikmeye rağmen Karadeniz gazını yakında milli sisteme bağlıyoruz." dedi.

Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, insanların yaralarını sararken umutlarını güçlendirdiklerini, hayata bağlanmalarını temine çalıştıklarını ifade etti.

Sanayicisiyle, esnafıyla, işletmecisiyle, çiftçisiyle deprem bölgesindeki üreticileri destekleyerek istihdamı canlandırdıklarını anlatan Erdoğan, "Yaşanan sarsıntıların yol açtığı huzursuzluk yüzünden başka yerlere giden insanlarımız, yavaş yavaş şehirlerine dönüyor. Milletçe yürek yüreğe, kol kola vererek Allah'ın izniyle bu felaketin izlerini de sileceğiz." diye konuştu.

"BIRAKMA BİZİ BABA"

Deprem bölgelerinde vatandaşlardan 1 yıl izin istediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bize 1 yıl müsaade edin, inşallah biz 1 yıl içerisinde kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bu konteyner kentlerle birlikte bir taraftan da dikkat ederseniz prefabrik kentler yapıyoruz. Üç ayrı çeşit... Derdimiz ne? Derdimiz vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Dolaştığımız bu deprem kentlerinde elhamdülillah vatandaşlarımın şu ifadeleri sorumluluğumuzu artırıyor: 'Baba bizi bunlara bırakma.' Mümkün mü? Biz bunların ne yapacağını zaten gayet iyi biliyoruz. Bunlara benim vatandaşım, benim insanım bırakılabilir mi ya? Bunların derdi başka. Biz can derdindeyiz, onlar mal derdinde. Onun için de sağ olsun bütün bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, valilerim, bütün STK'lerimiz, hepsi şu deprem bölgelerinde her gün sabahtan akşama 7/24 çalıştılar, çalışıyorlar. Bizler de Cumhur İttifakı olarak gerek şahsım, gerekse Devlet Bey, birlikte bölgeyi dolaştık, dolaşıyoruz, dolaşacağız. Konutlarıyla, iş yerleriyle, altyapısıyla, üstyapısıyla, yeni, güvenli, huzurlu yerleşim yerleri kurarak, şehirlerimizin tarihi ve kültürel zenginliklerini ihya ederek Türkiye Yüzyılı'na doğru yürümeyi sürdüreceğiz.

İşte bunlar, onlarla uğraşırken bakın biz neyle uğraşıyoruz. Biz de işte bor madeniyle alakalı, onun çeşitlendirilmesinde bor karbürü, bugün bu tesisi, bu dev tesisi açıyoruz. Aramızdaki fark bu. Bütün bunları başarana kadar bize durmak, dinlenmek, başka yöne bakmak haramdır."

"TOGG TESLİMATLARINI AY SONUNDAN İTİBAREN PEYDERPEY GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"

Başkan Erdoğan, Türkiye'nin bir kısmında yaşanan sıkıntının çözümü için ülkenin tamamının yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle ayakta kalması, güçlü olmasının şart olduğunu vurgulayarak, bunun için deprem bölgesindeki şehirleri ayağa kaldırırken ülkeyi hedeflerine yaklaştıracak diğer projeleri de ihmal etmediklerini söyledi.

Milletin 60 yıllık hayali Türkiye'nin otomobilinin bunlardan biri olduğuna işaret eden Erdoğan, geçen günlerde Togg'un ön siparişlerinin alınmaya başlandığını, çok kısa sürede de rekor talep oranına ulaşıldığını belirterek, "Ay sonundan itibaren teslimatları peyderpey gerçekleştireceğiz." dedi.

"BUNLARA BU FIRSATI BEN İNANIYORUM Kİ 14 MAYIS'TA BENİM VATANDAŞIM VERMEYECEK"

Erdoğan, bor karbür üretim tesisinin de bir başka proje olduğunu ifade ederek, "Buradan elde ettiğimiz tecrübeyle Kütahya Emet'te 5 bin ton üretim kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi daha kuracağız. Durmak yok, yola devam." diye konuştu.

Karadeniz'de keşfettikleri gazı milletin hizmetine sunma çabasında olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Projedeki personelimizin depremzedelerimizin yardımına koşması sebebiyle yaşanan birkaç haftalık gecikmeye rağmen Karadeniz gazını yakında milli sisteme bağlıyoruz. Doğal gaz boru hatlarımızı geliştirme, doğal gaz depolama tesislerimiz bunlardan biridir. Ülkemizi taşıması, ticareti ve üretimiyle bir doğal gaz merkezi yapma yolunda hızla ilerliyoruz. Önümüzdeki aylarda ilk ünitesini devreye alacağımız Akkuyu Nükleer Güç Santralimiz bunlardan biridir. Tüm üniteleri devreye girdiğinde bu nükleer santral, ülkemizin kesintisiz ve dengeli elektrik üretiminde önemli bir role sahip olacaktır. Ana muhalefet, yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santrali'ni gezmek istiyor. Arkadaşlara 'Buyurun gezdirin.' diyorum. Gidiyorlar, geziyorlar, 'Muhteşem bir eser.' diyorlar. Dönüp geldikten sonra da 'Yaptırmayacağız.' diyorlar. Ya bu ne mantıktır? Bu ne kafadır? Bu ne anlayıştır? Dünya, enerjide 'Yeşil enerjiye nasıl ulaşacağız?' diye bunun mücadelesini verirken biz yeşil enerji noktasında özellikle gerek doğal gaz gerekse Akkuyu Nükleer Enerji, bütün bunlarla yeşil enerji noktasında adımlar atıyoruz. Bunlar ise 'Hayır yaptırmayacağız.' diyorlar. Ben milletime şikayet ediyorum. Sevgili halkım, sevgili vatandaşım, işte bu ana muhalefet ve yanındakiler, bu ülkede yarın inanın eğer elektrikler bir zamanlar bunların iktidarlarında nasıl kesiliyorsa, nasıl enerjiye hep muhtaç kalmışsak gene bu noktaya düşeriz. Bunlara bu fırsatı ben inanıyorum ki 14 Mayıs'ta benim vatandaşım vermeyecek.

İşte buyurun. Dünyanın en yüksek barajlarından Yusufeli, bunlardan biridir. Yusufeli Barajı bir yeşil enerjidir, bir hidroelektrik santraldir ama bütün bunlarla beraber aynı zamanda bu baraj, sulamada da istenildiği şekilde kullanılacak bir imkandır."

"YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZI HIZLA GELİŞTİRME ÇABALARIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR"

Erdoğan, ülkenin su kaynaklarının önemli bir kısmını son 20 yılda devreye alarak bu alandaki potansiyeli hakkıyla kullanabilir hale geldiklerini vurguladı.

Güneş ve rüzgar enerjisinde çok iyi bir yerde bulunulduğunu ifade eden Erdoğan, "GES, RES, bütün bunlarla beraber dünyada artık parmakla gösterilen bir ülke konumundayız. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı hızla geliştirme çabalarımız artarak devam ediyor. Bu konuda katettiğimiz mesafenin en güzel örneği, ülkemizin yenilenebilir enerjide dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeye hazırlanmasıdır." diye konuştu.

Savunma sanayisinde yakalanan ivmenin bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Artık Türkiye, dünyanın önde gelen savunma sanayi tedarikçileri arasına girdi." dedi.

Erdoğan, göreve geldiklerinde savunma sanayisinde yerli ve milli potansiyelin yüzde 20 olduğunu belirterek, şunları dile getirdi:

"Şimdi yüzde 80, nereden nereye. İnşallah yakında hep birlikte şahitlik edeceğimiz yeni gelişmeler, yeni müjdelerle bu konumumuzu daha da pekiştireceğiz. Bu örnekleri üretimin her alanına teşmil etmek mümkündür. Hiçbir kaybın, hiçbir tuzağın bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeden devletiyle, milletiyle, dostlarımızla tek yürek, tek bilek olarak yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Başkaları ne yaparsa yapsın. Hangi siyasi hesaplar peşinde koşarsa koşsun, biz Hakk'ın rızası için, halkın rızası için halkımıza aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İnançla, sabırla, dirayetle çalışarak milletimize ne söz verdiysek Allah'ın izniyle hepsini Cumhur İttifakı olarak tek tek hayata geçireceğiz. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzla aramıza hiç kimsenin, hiçbir engelin, hiçbir siyaset mühendisliği projesinin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Rabb'im, yar ve yardımcımız olsun. Rabb'im yolumuzu, bahtımızı açık etsin diye dua ediyorum."

Başkan Erdoğan, bu duygularla Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi'nin şehre, ülkeye ve sektöre hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.

YILDA BİN TON BOR KARBÜR ÜRETİLECEK
Tam kapasite çalıştığında 279 kişinin istihdam edileceği tesiste, yılda 1000 ton bor karbür üretilecek. Elmas ve kübik bordan sonra en sert üçüncü madde olan bor karbür, başta savunma sanayisi olmak üzere birçok alanda kullanılıyor.

Öte yandan, Kütahya'nın Emet ilçesinde yıllık 5 bin ton kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi kurulmasıyla ilgili çalışmalar devam ediyor.

BOR CEVHERİNDEKİ KATMA DEĞER ARTACAK
Açıklamada görüşlerine yer verilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin, son yıllarda borda attığı adımların meyvelerini toplamaya başladığını belirterek, "Bor cevherini borik asite ve atıklarını da lityuma dönüştürüp satıyoruz. Bunun dışında kullanım alanlarını da artırıyoruz."

"Nitekim bu attığımız adımlar bize rekorlar getiriyor. İki yıl üst üste bor ihracatında rekor kırdık. Yeni rekorlar için yeni tesisler ve katma değerli ürün portföyünün artması gerekiyordu. Bu tesisle bunu da yapmış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Borun işlenmesiyle cevherin değerinin daha da artacağına işaret eden Dönmez, "Bor cevherindeki katma değer, borik asit gibi rafine ürünlerde 7 katına, bor karbür gibi ürünlerde 300 katına, bor karbürün kullanıldığı zırh sektöründe 2 bin katına, hatta roket nozul yapımı sektöründe 35 bin katına çıkmış oluyor." ifadesini kullandı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN