İngilizler uçaklar ve balonlarla özellikle de siperlere bol miktarda propaganda beyanname ve broşürleri attılar. Amaç taktik propaganda ile savaş azim ve gücünü kırmaktı. İngilizler hazırlamış oldukları ve Türk esirlerin fotoğraf ve parmak izleriyle de desteklenen broşürlerde, esirlere çok iyi muamele edildiği ve çok rahat içinde oldukları, askerin düşman tarafına geçmesini sağlamaya çalıştıkları görülüyordu. 28 Nisan 1915'te Gelibolu yarımadasında 3. Kolordu bölgesine ve 5 Haziran'da da Şimal Grubu Komutanlığına bağlı 57. Alay siperlerine atılan bildirilerde İngilizler şu kara propagandayı yaptı:
"Ey Türk kardeşlerimiz! İngilizlerin aldıkları esirlere kötü muamele ettikleri ve hatta kestikleri hakkında çıkarılan rivayetler Almanların yalanlarıdır. Esir düştükleri zamanda aç, çıplak, perişan olan Osmanlı askerlerine İngiliz Hükümeti tarafından fevkalade iyi bakılmıştır. Mezkur yalanlara kulak vermeyip esir düşmüş arkadaşlarımızın refahına siz de iştirak ediniz."
Türk askerlerine dönük olumsuz propaganda özellikle Türkler ile Almanların arasını açmak için kullanıldı. Almanya'nın Osmanlı'yı işgal etmek gibi gizli bir amacı olduğunun yazıldığı broşürler 11 Haziran 1915'te Çanakkale'de Asya Grubu bölgesine uçaklarla atıldı.
Türk askerlerine şöyle hitap edildi:
"… biz Müslümanlar pekiyi biliriz ki Almanlar hilekar bir millettir. Tarih bile bunların böyle olduğuna şahittir. Bu halde Almanlar sizi aldatıyor ve memleketinizi mahvediyorlar. Bundan başka bunların fikri, yer ve yurdunuzu zapt etmek ve Almanlarla doldurmaktır. Emin olunuz ki bütün dindaşlarınız, Almanlar tarafından aldatıldığınıza canları acıyor ve gece gündüz Almanların elinden ve hilelerinden kurtulmanıza yürekten dua ediyorlar."
İngilizler kara propaganda yöntemlerinde ise dil ve üsluba ciddi biçimde özen gösterdiler. "Vatanperver", "dindar" gibi davranılırken vatan, millet, namus, şeref gibi kelimelerle "Ey Osmancığın temiz ve asil evlatları", "Ey vatan dindaşlarımız ve asker kardeşlerimiz", "Ey suçsuz askerler", "Ey saygıdeğer askerler", gibi yaldızlı ifadelere yer verdiler.
İŞTE İNGİLİZLER TARAFINDAN UÇAK VE BALONLARLA ATILAN BİLDİRİ ÖRNEKLERİ
Silah Arkadaşlarıma
Her nasılsa birkaç gün evvel İngilizlere esir düştüm. Görmekte olduğumuz muamele-i nazikane bizim orada zannettiğimizden bütün bütün aksine bulunmaktadır. Birkaç satırla sizlere bildirmeği vicdanen bir borç addederim. Vakta ki, teslim olduğumda, beni birkaç kumandan huzuruna çıkardılar. Her biri ayrı ayrı hediyelerle taltif etti. Sigara paketlerini, çay, reçel vesaire takdim ettiler. Yolda zabitan ve efrad beni bir kardeş gibi, samimiyetle selamladılar. Ve nasıl memnun edeceklerini bile soruyorlardı. Nihayet İmroz Adası'na sevk olunduk. Burada, bizden pek çok arkadaş var. Hepsine yeni çamaşır elbise ve kundura verilmiş. Beşer beşer mahruti çadırlara taksim edilmişler. Yatmak için, insan başına içer battaniye tevzi edilmiştir. İngilizler, Osmanlılar hakkında hiçbir garez beslemiyorlar. Yalnız Almanların kurbanı olduğumuzu söylüyorlar.
Arkadaşlar!
Esir düştüğüm günden beri ve özellikle bu soğuk günlerde ne kadar rahat ve mutlu bir ömür geçirdiğimi bir kardeş gibi size iletmeyi kutsal bir görev sayıyorum. Kardeşler, arkadaşlar siperlerde bulunduğum günleri andıkça vücudum titriyor. Siperlerde yiyecek maddelerinin azlığı, soğuğu ve üstlerden zincirleme olarak görülen vahşice hareketler özetle çekmekte olduğumuz çeşitli saldırı ve yoksulluğu göz önüne getirdikçe üzüntü duymadan yapamıyorum. Düpedüz kan ağlıyorum. Buraya gelir gelmez bana derhal sıcak çay, bol bol yiyecek maddeleri, tatlı ve sigaralar verildi. Battaniyelerin, yünden elbiselerin ise sınırı yok. Nihayet ömrümde benzerini görmediğim rahatlığa burada kavuştum. Bir baba kendi çocuğu için bundan fazla bir şey istemez ve yapamaz! Büyükten küçüğe varıncaya kadar herkes bize kardeşçesine davranıyor. Din ve mezhebimize her açıdan saygı gösteriliyor. İngilizler bize düşman olmak şöyle dursun, hakikatte en ciddi dostlarımız imişler. Yazık ki, o saadeti değerlendirmeyen kardeşlerin kalben dilediğim bir şey varsa o da sizin de benim gibi rahatlığınızı sağlamanızdır. O halde bu sefil durumunuzdan bir an evvel yakanızı kurtarmanın çaresine bakınız. Fırsatı geri tepmeyerek buraya geliniz! Bu büyük ve insanlığı seven milletin kucağına atılınız! Sizi Yüce Allah'a emanet eder; esenlik ve rahatınıza dua ederim.
6 Kasım 1915
İmroz Adası'ndaki savaş esirlerinden
Vatandaş ve silah arkadaşınız "
BELGE BELGE İNGİLİZLERİN SAVAŞ YALANLARI
İngilizlerin savaş boyunca nasıl yalan ve kara propagandayla hareket ettikleri, Devlet Arşivleri'nin Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri çalışmasında da çarpıcı biçimde ortaya konuyor. İngilizlerin Çanakkale girişindeki istihkamları susturdukları iddialarının nasıl bir İngiliz yalanı olduğu belgede şöyle anlatılıyor:
Uçaklarla atılan yalan ve kara propaganda malzemelerinin aksine İngilizler boğucu gaz içeren kimyasal patlayıcıları bile kullandılar.
İngilizlerin yalanlarının aksine esirlere iyi davranan da Osmanlı askerleri idi. Osmanlı arşivi belgelerine göre İngilizlerin Türk askerlere kötü muamelesi de belgelere şöyle yansıdı:
Fransa'nın esir aldığı Türk askerlerini angarya işlerde kullanarak kötü muamele etmesi, Echo de Paris gazetesinin 6 Ağustos 1915 tarihli nüshasında da yer aldı. Osmanlı da bu durumu sert biçimde protesto etti.
İşte Osmanlı Arşivlerinde yer alan İngilizlerin Gelibolu ve Lapseki'de uçaklardan attıkları bir bildiri örneği: