Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi 1. Etap Anahtar Teslimi ile 2. ve 3. Etaplarda Kentsel Dönüşüm Başlangıç Töreni'nde konuştu.
Kura töreninde yer alan vatandaşların Kadir Gecesi'ni tebrik eden Erdoğan, ramazan ayı ve bayramların son yıllarda önce salgın felaketi, bu yıl da deprem felaketinin gölgesi altında yaşandığını anlattı.
Devletin gücü ve milletin birliği, beraberliği, dayanışması sayesinde bu felaketlerin üstesinden geldiklerini vurgulayan Erdoğan, "Yaşadığımız her felaket bize bundan sonrası için almamız gereken tedbirleri tekrar hatırlatıyor. Depremin ağır sonuçlarıyla ilgili olarak 1999 yılından kalma bir tecrübemiz zaten vardı. Asrın felaketi 6 Şubat depremleri ise etki ve yıkım alanının büyüklüğüyle yaşayanların ifadesiyle adeta bir küçük kıyamet şeklinde gerçekleşti." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, ülkenin Doğu Anadolu'dan başlayıp Marmara'ya kadar iki koldan gelen bir fay hattı tehdidiyle karşı karşıya olduğuna işaret ederek, sel, yangın, heyelan ve başka afet risklerini de tamamen içine alan bir afet risk yönetimi sistemi kurmak amacıyla uzun süredir yoğun gayret gösterdiklerini kaydetti.
"İSTANBUL ÖNCELİKLERİMİZİN BAŞINDA YER ALMAK MECBURİYETİNDEDİR"
Kentsel dönüşüm projelerine verdikleri öneme vurgu yapan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Elbette afet riski olan her yerde bu projeleri uygulayacağız ama nüfus yoğunluğu, insani ve ekonomik sonuçları, stratejik konumu gibi hususlar sebebiyle İstanbul önceliklerimizin başında yer almak mecburiyetindedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım döneminde şehrin doğu ve batı istikametinde sağlam, huzurlu yerleşim yerleri kurmak için çok çaba sarf ettik. Ardından başbakanlığımız ve cumhurbaşkanlığımız dönemlerinde bu anlayışı TOKİ vasıtasıyla Türkiye'nin tamamında bugüne kadar 81 vilayetimizde yaptığımız 1 milyon 180 bin TOKİ konutuyla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bu depremlerden de bu konutlarımız alınlarını akıyla çıktı."
Erdoğan, deprem bölgesindeki 11 ilde yapacakları konutlarla bu şehirleri yeniden ayağa kaldırmak için gece gündüz çalıştıklarını söyledi.
"20 MİLYONA YAKIN İNSANIMIZI GÜVENLİ YUVALARA KAVUŞTURDUK"
Kentsel dönüşüm projeleriyle de bugüne kadar ülkenin dört bir yanında 3,3 milyon konutun inşasını sağladıklarını bildiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Böylece neredeyse 20 milyona yakın insanımızı güvenli yuvalara kavuşturduk. 6 Şubat depremleri gösterdi ki, deprem bizim hazırlıklarımızın bitmesini beklemiyor. Bunun için hem mevcut projeleri hızlandırmakta hem de yeni projeleri olabilecek en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız. İstanbul Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi ise 830 bin metrekareyi bulan alanı ve 2,5 milyon metrekareye yaklaşan inşaat sahasıyla ülkemizin en önemli projelerinden biridir. 18 parselde yürütülen Yeni Fikirtepe Projesi'ne 2020 yılında başlandı. 20 milyar liralık yatırımla 60 bin vatandaşın yaşayacağı 12 bin 418 konut yapıyoruz. Fikirtepe'de gerçekten örnek bir proje yürütülüyor."
Erdoğan, şu anda parsellerde yüzde 27 ile yüzde 84 arasında gerçekleşmelere ulaşıldığını belirtti.
Erdoğan, söz konusu projenin 3'te 1'inin tamamlandığını dile getirerek, "Projenin ilk etabında inşa ettiğimiz 1648 konutun anahtarlarını teslim ediyoruz. Ayrıca projenin 2'inci ve 3'üncü etaplarındaki dönüşüm çalışmalarını da başlatıyoruz. Önümüzdeki yılın temmuz ayına kadar konutların hepsi sahiplerine teslim edilmiş olacak." ifadelerini kullandı.
Gönüllerinin bu projenin daha yatay bir mimariyle gerçekleştirilmesini istediğini ancak insanları gönüllü bir şekilde ve bulundukları yerde dönüşüm sürecine dahil etmek için böyle bir yöntemle projeyi yürüttüklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"İstanbul'da acilen dönüştürmemiz gereken 1,5 milyon riskli konut var. Bunun için İstanbul'un Avrupa ve Anadolu yakasında 500 bin konutluk uydu kentler planlıyoruz. Diğer dönüşümlerin de vatandaşlarımızın ve belediyelerin iş birliğiyle mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmesinin takipçisi olacağız. Bu çerçevede, kentsel dönüşüm kredilerinin limitlerini 600 bin liradan 1 milyon 250 bin liraya çıkardık. Bayramın ilk günü kentsel dönüşüme ivme katacak yeni bir müjdeyi inşallah milletimizle paylaşacağız. Deprem yıkıntılarının altında canlarımızın yitip gitmemesi, mallarımızın toza, toprağa dönüşmemesi için kentsel dönüşüm çalışmalarında en küçük bir ihmale veya açgözlülüğe meydan vermemeliyiz. Ne İstanbul ne de Türkiye, göz göre göre gelen böyle bir tehdidin altında kalmayı hak etmiyor. Gerekiyorsa biraz daha fazla fedakarlık yaparak, bir an önce bu işin bitmesini sağlamalıyız."
"İSTANBUL'UN EN İHMAL EDİLMİŞ BÖLGESİNİ EN PRESTİJLİ YERİ HALİNE GETİRDİK"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, bugün kentsel dönüşümü için devleti ve vatandaşıyla seferber oldukları, pek çok fedakarlığı göze aldıkları Fikirtepe'nin, 1950 yılına kadar Sultan 5. Murad'ın av köşkünden başka binası olmayan bir mesire yeri olduğunu anlattı.
Sonrasında, sadece 20-30 yıl içerisinde burada 3 mahalleden oluşan, koca bir gecekondu şehrinin ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, İstanbul'un daha da büyümesiyle bu bölgenin şehrin en gözde yerleşim alanlarından biri haline geldiğini söyledi.
Erdoğan, dönüşüm projelerinin tamamlanmasıyla Fikirtepe'nin artık gecekondularla düşük standartlı binalarla anılan bir yer olmaktan tamamen çıktığını vurgulayarak, artık bu bölgenin İstanbul'a ve Fikirtepe halkına layık, modern, temiz, nezih bir cazibe merkezi olarak şehrin siluetinde hak ettiği yeri aldığını ifade etti.
Fikirtepe'de yaşanan değişimin, 21 yıllık iktidarlıklarını en yalın haliyle göstermeye yeterli olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"İstanbul'un en ihmal edilmiş, en sıkıntılı, en sorunlu bölgesini aldık, en prestijli yeri haline getirdik. İşte Türkiye'yi de 21 yıl önce Fikirtepe'nin eski hali gibi aldık. 1994 yılında İstanbul'u nasıl aldık? Hatırlayın; çöp, çukur, çamur. Öyle mi? Buralar öyle değil miydi? Sonra çöpten, çukurdan, çamurdan buraları biz temizlemedik mi? Su var mıydı, su? Kim vardı İstanbul'un yönetiminde; CHP. CHP demek çöp demektir, çukur demektir, susuzluk demektir. Ne yaptık; bir yılda tertemiz bir İstanbul meydana getirdik. Bir yılda susuzluğu giderdik ve İstanbul suyuna kavuştu. Sabırla ve azimle çalışarak hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla yoklukların, yoksullukların, yasakların, baskıların, zulümlerin, kavgaların, çekişmelerin ülkesini, Türkiye Yüzyılı'nın eşiğine getirdik. Bunun için vesayetle mücadele ettik. Bunun için emperyalistlere meydan okuduk. Bunun için eğitimden sağlığa her alanda reformlar yaptık. Bunun için yeri geldi terör örgütleriyle yeri geldi darbecilerle çarpıştık. Cudi'yi, Gabar'ı, Tendürek'i, Bestler Deresi'ni bütün bu teröristlerden biz temizledik biz. Kandil'e yavrularımızı bunlar kaçırmadı mı? Diyarbakır annelerini bunlar gözü yaşlı hale getirmedi mi? Şimdi ne oldu? Artık ne Gabar kaldı ne Cudi ne Tendürek ne Bestler. Bütün buradaki mağaraları delik deşik ettik."
"DAHA 7 KİŞİ BİRBİRİNİ İDARE EDEMEYENLER, 85 MİLYONU NASIL YÖNETECEK?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi Kandil'den meydan okuyorlar. Ne diyorlar? Bay bay Kemal'i destekleyeceğiz. Ben de diyorum ki 14 Mayıs'ta benim milletim Kandil'e prim vermeyecek." dedi.
Onun için çok çalışacaklarını vurgulayan Erdoğan, İstanbul'un birinci, ikinci, üçüncü bölgeleri ile ana kademe, kadın kolları ve gençlere seslenerek, çok çalışacaklarının altını çizdi.
Erdoğan, karşılarında 7'li bir ittifak oluşturduklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aylar, yıllar süren bir kavganın ardından da karşımıza bay bay Kemal'i aday olarak çıkardılar. Ama bu bay bay Kemal, her biri ayrı bir alemde yaşayan, kendi iç sıkıntılarını bile çözmekten aciz, 7 cumhurbaşkanı yardımcısından habersiz adım atmayacakmış. Ya böyle devlet yönetimi olur mu? Bu nasıl bir kafa, nasıl bir anlayış? Bunlar bu devletimizi batırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Onun için de yol erkenken kararımızı vereceğiz ve sandıkları patlatacağız. Daha geride bekleyen PKK'sını, FETÖ'sünü, Londra tefecilerini, Washington ve Berlin'deki patronlarını saymıyorum bile. Bay bay Kemal, 300 milyar dolar getirecekmiş Londra'dan. Tefeciye bak. Onla da kalmayacak ya. Bunlar aynı zamanda esrar, eroin kaçakçısı. Yaptıkları iş bu. Şimdi bu Frankeştayn koalisyonu ne yapacakmış? 85 milyonluk Türkiye'yi yönetecekmiş. Yüzlerce milyonluk güç ve etki alanına sahip Türkiye'ye istikamet belirleyecekmiş. Ne yapacakmış? Küresel düzeyde siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik iddialara sahip Türkiye'nin geleceğini inşa edecekmiş. Daha 7 kişi birbirini idare edemeyenler, 85 milyonu nasıl yönetecek?"
Erdoğan orduya teslim edilen TCG Anadolu Gemisi'nin bugün halkın ziyaretine açıldığını söyledi.
Sarayburnu'ndaki gemiyi ziyaret etmek isteyenlerin kilometrelerce kuyruk oluşturduğunu aktaran Erdoğan, "Allah'a hamdolsun. Bunu gerçekleştirmek de bize nasip oldu. Fırkateynlerden tutunuz, hücumbotlarına varıncaya kadar böyle bir uçak gemisini yapmak, İHA, SİHA, Akıncı ve Kızılelma, bütün bunları yapmak da bize nasip oldu." diye konuştu.
"VATANDAŞIMIN SAĞLIĞI, SIHHATİ BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA"
"İş bilenin kılıç kuşağınındır." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz göreve geldiğimizde yerli, milli savunma sanayi neydi, yüzde 20. Şimdi yüzde 80. Bak nereden nerelere geldik. Bir toplu iğneyi üretemeyen Türkiye'den artık savunma sanayinde mühimmatından araç gerecine kadar bütün bunları üreten Türkiye'ye geldik. Şimdi ben burada Fikirtepe'den soruyorum, ey bu ülkenin anneleri ve babaları, ey bu ülkenin gençleri, hayallerinizi, hedeflerinizi, beklentilerinizi, bu hezimet abidesine emanet eder misiniz? Ey bu ülkenin esnafı, sanatkarı, sanayicisi, girişimcisi bırakınız ülkenizi, kendi işinizin en basit kısmını güvenip de SSK'yı batıran, bu acize bırakır mısınız? Evladımızı, hayallerimizi, işimizi teslim etmeyeceğimiz birine ülkeyi teslim eder miyiz? Hatırlıyorsunuz değil mi, o meşhur Savaş Ay'ın bay bay Kemal'le yaptığı programı? Ne rezaletti o. SSK Okmeydanı Hastanesi'nde yavrularımız orada maalesef ellerinde serumlarla nasıl ölüyorlardı? Ya rehin ya rehine alınıyorlardı. Şimdi bizim hastanelerimizde böyle bir durum var mı? İşte burada hemen yanı başınızda bir şehir hastanesi. Çam Sakura Şehir Hastanesi, Murat Dilmen Şehir Hastanesi, Feriha Öz Şehir Hastanesi. Bütün bunlarla beraber ne diyoruz? Benim vatandaşımın sağlığı, sıhhati bizim sorumluluğumuzda."
Başkan Erdoğan, bundan taviz vermeyeceklerine dikkati çekerek, "Bunun için sizlerden 14 Mayıs'ta kendinizin ve evlatlarınızın geleceğine sıkı sıkıya sahip çıkmanızı istiyorum. Değerli kardeşlerim, tabii ki sıkıntılar yok mu? Sıkıntılar da var ama bunları çözecek olan da 21 yıldır bu ülkenin her meselesinin üstesinden gelmiş, her eserin, her hizmetin altına imzasını atmış olan biziz." ifadelerini kullandı.
"EV SAHİBİ OLACAK HERKESE YENİ YUVALARI HAYIRLI OLSUN"
Vatandaşlara, "Marmaray'ı yaptık mı?" diye seslenen Erdoğan, "En ideal şekilde kullanıyor musunuz? Avrasya'yı yaptık mı? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık mı? Ya bunlara sorun ya. Siz ne yaptınız? Osmangazi Köprüsü'nü yaptık mı? Şimdi gelin hep birlikte 14 Mayıs'ı Türkiye Yüzyılı'nın miladı haline dönüştürelim, emperyalistinden teröristine ülkemize gözünü diken herkesin heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakalım. Rabb'im hepinizden razı olsun." dedi.
Erdoğan, Fikirtepe Kentsel Projesi'nde ev sahibi olacak herkese yeni yuvalarının hayırlı olmasını diledi.
Konutların teslim töreninde de tekrar beraber olacaklarını, bu mutluluğu hep birlikte yaşayacaklarını kaydeden Erdoğan, projenin hayata geçirilmesinde emeği olan bakanlık, ilgili kurumlar ve yüklenici firmalar ile hak sahibi vatandaşları kutladı.
Başkan Erdoğan, sözlerini tamamlarken vatandaşların Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramı'nı da tebrik etti.
ERDOĞAN ANAHTARLARI TESLİM ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Emlak Konut GYO Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Gedikli ile kürsüye çıktı.
Kurada hak kazananlara anahtarlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan teslim etti.