Terörün siyasi ayağı HDP ile kol kola 14 Mayıs seçimlerine giden 7'li koalisyonun fonladığı medyada panik başladı.
CHP FONDAŞI TELE 1'DE SKANDAL YAYIN! VİDEO İZLE
FONDAŞ TELE 1'DE SKANDAL YAYIN
Geçtiğimiz günlerde oy pusulası üzerinden yalan ve iftiralarla akılalmaz iddialar ortaya atan Merdan Yanardaş fondaş TELE 1'de skandal açıklamalarda bulundu.
HÜKÜMETE SALDIRDI
Terörün siyasi ayağı HDP'nin kapatma davasıyla ilgili gece gündüz yayın yapan fondaşlar 28 Şubat'tan kalma algı operasyonuyla hükümete saldırıyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı hedef alarak vatanı satmakla suçlayan Yanardağ, "Servet biriktirenlerin bir korkusu var, suç işleyenlerin bir korkusu var." dedi.
LAİKLİK ÜZERİNDEN AK PARTİ'YE KİN KUSTU
Terörün siyasi ayağı HDP'nin kapatılma davasını görmezden gelen Yanardağ 28 Şubat döneminden kalma kirli bir algı operasyonuna imza attı. Bozdağ'ın açıklamalarını laiklik üzerinden değerlendiren ve AK Parti'nin kapatılması gerektiğini belirten Yanardağ, "Laikliğe karşı bir Adalet bakanı açıkça suç işliyor. Bir partinin bakanın böyle bir suç işlemesi o partinin bakanının kapatılma sebebidir." diyerek adeta kin kustu.
"MESELE SİYASİ İSTİSMAR, İSTİSMAR EDİYORLAR"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Benim söylediğim bir lafta 'şükür namazı', 'secde' geçiyor diye secdeyi, şükür namazını 'Orta Doğu bataklığına kodlanmış kafalar' olarak yaftalayan ilkel bir zihniyetle karşı karşıyayız. Söylediği lafın nereye gittiğini Sayın Kılıçdaroğlu da bilmiyor, avanesi de bilmiyor." dedi.
Şanlıurfa üzerine kurulan tuzakları bozacaklarının altını çizen Bozdağ, yollarına daha güçlü devam edeceklerini belirtti.
Bakan Bozdağ, yaptığı açıklamaların bazı kesimleri rahatsız ettiğini, bu açıklamalar nedeniyle haksız saldırılara geçildiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Benim söylediğim bir lafta 'şükür namazı', 'secde' geçiyor diye secdeyi, şükür namazını 'Orta Doğu bataklığına kodlanmış kafalar' olarak yaftalayan ilkel bir zihniyetle karşı karşıyayız. Söylediği lafın nereye gittiğini Sayın Kılıçdaroğlu da bilmiyor, avanesi de bilmiyor. Ne demişim ben? 'O gün şükür secdesi kılanlar da olacaktır, temiz alnını secdeye koyanlar da olacaktır.' Bu lafı söyleyeni yani beni, Orta Doğu bataklığına kodlanmış bir kafa olarak takdim ediyor. Orta Doğu bataklığından kastın nedir senin? Seccade mi, şükür secdesi mi, namaz mı? Benim söylediğim lafın Orta Doğu bataklığıyla uzaktan, yakından ne alakası var? Ama mesele siyasi istismar, istismar ediyorlar. Bizim iktidar olduğumuz dönemde bu ülkede hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmemiştir."
HDPKK HAKKINDA KAPATMA DAVASI
Bilindiği gibi CHP fondaşı medyanın desteklediği 7'li koalisyonun ortağı HDP hakkında terörden kaynaklı bir kapatma davası bulunuyor.
SEÇİME GİRMEYEN TERÖRÜN SİYASİ AYAĞI HDP'NİN 359.7 MİLYON TL'LİK YEŞİL SOL PARTİ VURGUNU! PARA KANDİL'E Mİ GİTTİ?Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, terörün siyasi uzantısı olarak harekete eden Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemli davada, partinin sözlü savunma yapmamasının ardından dava dosyasının, esas hakkındaki raporun hazırlanması için raportöre verilmesine karar verdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davada süreç devam ediyor. Bu kapsamda, 21 Haziran 2021'de iddianamenin kabul edilmesiyle başlayan yargılama sürecinde, HDP yetkililerinin 14 Mart'ta sözlü savunma yapması kararlaştırılmıştı.
Partinin talebi üzerine ek süre verilerek HDP'nin sözlü savunması 11 Nisan'a ertelenmiş; partinin, kapatma davasının 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonrasına bırakılması istemi ise reddedilmişti.
SAVUNMA İÇİN SÜRE İSTEYİP YAPMAYACAKLARINI AÇIKLADILAR
Anayasa Mahkemesinde 11 Nisan saat 10.00'da sözlü savunmasını yapması gereken HDP, 6 Nisan Perşembe günü sözlü savunma vermeyeceğine ilişkin Yüksek Mahkemeye dilekçe sunarken, son gün de savunma için partiden gelen olmadı.
Partinin dilekçesinde belirttiği hususları yerinde görmeyen Genel Kurul, davanın esası hakkındaki raporu düzenlemek üzere dosyanın Anayasa Mahkemesi raportörüne verilmesini kararlaştırdı.
Hazırlanacak raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek ve kapatma istemi esastan görüşülmeye başlanacak. Yüksek Mahkeme heyetinin, karar verene kadar aralıksız her gün bir araya gelmesi ve çalışmalarını sürdürmesi bekleniyor.
15 ÜYENİN 10'UNUN OY ÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLEBİLECEK
Raportörün raporunun, Anayasa Mahkemesi heyetini bağlayıcılığı bulunmuyor. HDP hakkındaki kapatma davasını, 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak.
Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğu olan 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek.
BLOKE KALDIRILDI: 539 MİLYON LİRA ÖDENECEĞİ BİLDİRİLDİ
Hakkında kapatma davası bulunan terörün siyasi ayağı HDP'nin hazine yardımı alması tartışma konusu oldu. PKK'nın en büyük gelir kaynaklarından birinin siyasi ayağı HDP olduğu biliniyor. Daha önce tanıkların ifadeleriyle ortaya çıkan skandala göre Kandil'e giden paranın en önemli ayağı HDP'li belediyeler.
HDP hakkında devam eden kapatma davası kapsamında hazine yardımına geçtiğimiz aylarda bloke konmuştu. Ancak seçime kısa bir süre kala Anayasa Mahkemesi (AYM) terörün siyasi ayağı HDP'nin hazine yardımı blokesinin oy çokluğu ile kaldırıldığını açıkladı. Bloke kararının kaldırılmasıyla 539 milyon TL ödeneceği bildirildi. Kararın, Anayasa Mahkemesi heyetinin 7'ye karşı 8 üyesinin oy çokluğuyla alındığı öğrenildi.
Bu süreçte seçime Yeşil Sol Parti üzerinden gireceğini açıklayan terörün siyasi ayağı HDP'nin kasasına milyonlarca lira girdi. Kelime oyunları yaparak farklı partilerle seçime giren HDP için bu yeni bir durum değil. Halkın vergileriyle hazineden ödenen yardımları alan HDP, Kandil'in talimatı ile yeni bir vurgunun planlarını yapmaya başladı.
YEŞİL SOL'UN SÖZCÜSÜNÜN PKK BAĞI!
Geçtiğimiz günlerde seçim bildirgesini açıklayan Yeşil Sol Partisi'nin Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün'ün PKK ile bağı ortaya çıkmıştı. Yeşil Sol Parti Eş sözcülüğü yürüten Çiğdem Kılıçgün'ün "Silahlı terör örgütü kurma yönetme veya üye olma" suçundan 3 adet, "Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye sokulması" suçundan 1 adet kaydının bulunduğu bildirilmişit. Kılıçgün'ün aynı zamanda BDP Eski İl Başkanlığı, HDP Eski İstanbul İl Başkanlığı, HDP eski PM üyeliği, HDP Yürütme kurulu üyelikleri olduğu belirlenmişti. Bu durum HDP'nin Yeşil Sol Parti üzerinden oluşturduğu kurgunun nasıl bir tezgaha hizmet ettiğini de gözler önüne seriyor.
HAZİNE YARDIMI
Buna göre hazine yardımı yapılan parti parayı harcama yapması için başka partiye aktaramıyor, yasalar buna izin vermiyor. Hazine yardımının nereye harcandığı ise bilinmiyor. Zira, başka partinin listelerinden seçime girecek olan HDP'nin ortada seçim harcaması da görünmüyor.
PARALAR KANDİL'E Mİ GİTTİ?
Bu durumda akla gelen ilk ihtimal paranın terörün merkezi Kandil'e gönderilmesi. Bilindiği gibi HDP'li belediyelerde bağış adı altında toplanan paralar terörün finansı için kullanılıyordu. HDP'nin, Yeşil Sol Parti operasyonuyla parayı Kandil'e göndermiş olabileceği değerlendiriliyor.
359.7 MİLYON LİRA HDP'DEN ALINABİLİR Mİ?
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, "Hazine yardımına konulan ihtiyati tedbiri AYM tarafından kaldırılan ancak seçime girmeyeceği açık olan HDP'ye, seçim dönemine özgü ekstra Hazine yardımı ödenmesi doğru mu? Seçim nedeni ile olağan yardımın iki katına denk gelen ilave 359,7 milyon lira, seçime girmeyecek bir partiye niçin ödensin ki? Hazine yardımının amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı, paravan bir başka partiye aktarılıp aktarılmadığı devletin ilgili birimlerince takip edilemez mi?" ifadelerini kullandı.
İşte Müderrisoğlu'nun 13 Nisan'daki yazısı:
Milletvekili aday listeleri, seçim beyannameleri, mitingler, televizyon programları derken siyaset sahnesi bir hayli hareketlendi. İttifakların ve partilerin birbiri ardına gelen açıklamaları, karşılıklı salvolar arasında dikkatlerden kaçmaması gereken gelişmeler de yaşandı. Bunlardan birincisi, kamuoyuna yansıdı. Diğerini ise ben çok yönlü tartışmaya açmak istiyorum. Zira konuya bazı yönleri ile değinenler de oldu. Önce ilk husustan başlayalım... Yüksek Seçim Kurulu, seçime girmeme kararı kesinleşen HDP'nin sandık kurullarında görev alamayacağına hükmetti. Her ne kadar PKK terör örgütünün sandığı tesir altına alma, seçmeni sindirme, yıldırma gücü azalsa da HDP tipi partilerin sandık çevrelerinde örgütlenmeleri de her zaman mümkün olabiliyor. Öyle ki hakkındaki kapatma davası son düzlüğe giren HDP, kendine taşıyıcı siyasal anne de buldu.
Yeşil Sol Parti! Bu oluşum bile 14 Mayıs'taki seçimler öncesi sandıklara yönelik hazırlıklara başlamış durumda. Seçime ilk defa gireceği için sandık kurulu üyesi olmayan Yeşil Sol Parti, her sandıkta bir müşahit ve sandık kurulan okullarda bir avukat bulundurmayı planlıyor! Ayrıca, Siyasi Partiler Yasası'na göre, son genel seçimde ilk 5 sırada bulunan partiler, sandık kurullarına temsilci gönderebiliyor. Yurtdışı ise tek seçim çevresi olarak kabul ediliyor. Ülke genelinde son seçimde ilk üç sırayı paylaşan siyasi partiler yurt dışı sandık kurullarında temsilci görevlendirebiliyor. YSK'nın son kararı ile birlikte yurt dışı sandık kurullarında HDP'nin yerine, MHP temsilci bulunduracak. Buraya kadar olan hukuki çerçeve sanırım net. Zira sandık güvenliği ve seçmenin hür iradesinin oy pusulasına yansıması son derece mühim.
***
Benim merak ettiğim hususa, yani ikinci başlığa bakacak olursak... Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların yüzde 3'ünden fazlasını alan siyasi partilere her yıl ocak ayı içinde devlet yardımı yapılıyor. Bu tutar, genel seçimlerdeki geçerli oylar esas alınarak partilerin kazandıkları oyla orantılı olarak ödeniyor. İlaveten... Yardıma hak kazanan siyasi partilere, milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl üç katı ödenek tahsis ediliyor. Ödemeler, YSK'nın seçim takvimini ilanını izleyen 10 gün içinde tamamlanıyor. Ve şimdi gelelim bam teline... HDP kapatma davası sürüyor. Anayasa Mahkemesi bu kritik davanın, 14 Mayıs Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi sonrasına bırakılması istemini daha önce reddetti. HDP'nin ek süre talebini ise kabul ederek sözlü savunma için 11 Nisan'a gün verdi.
Fakat HDP, seçim dönemi yoğunluğu bahanesiyle 11 Nisan'da sözlü savunma yapmasının imkânsız olduğunu ileri sürdü ve savunmadan imtina etti. Bu veriler ışığında... Hazine yardımına konulan ihtiyati tedbiri AYM tarafından kaldırılan ancak seçime girmeyeceği açık olan HDP'ye, seçim dönemine özgü ekstra Hazine yardımı ödenmesi doğru mu? Mevzuata göre, her yıl rutin olarak 10 Ocak'ta ödenen bir tutar zaten var. Yardım miktarı bu yıl HDP için 179,85 milyon lira.
Yani, Siyasi Partiler Yasası'ndaki şartları taşıdığı varsayımıyla aldığı Hazine yardımı bu kadar. Peki, seçim nedeni ile olağan yardımın iki katına denk gelen ilave 359,7 milyon lira, seçime girmeyecek bir partiye niçin ödensin ki? Hatta bir adım ileri giderek söyleyelim... Örneğin Hazine seçime endekslenen yardım tutarını bloke ederek, bu konunun yargıya intikalini ve o noktada da içtihada bağlanmasını sağlayamaz mı? Veya... Hazine yardımının amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı, paravan bir başka partiye aktarılıp aktarılmadığı devletin ilgili birimlerince takip edilemez mi? Bence, çok yönlü düşünmeye değer!
HDP'Lİ BELEDİYELERDE TOPLANAN PARALAR, MİLLETVEKİLLERİYLE MURAT KARAYILAN'A AKTARILIYOR!
Yasa dışı yollarla elde edilen gelirlerin KCK Türkiye maliyesinden birinci derecede sorumlu kişi tarafından belediyede imardan sorumlu başkan yardımcısına iletildiğini, belirlenen miktar imardan sorumlu başkan yardımcısı aracılığı ile başka bir kişiye verilerek Türkiye sözcülüğüne ulaştırıldığı belirlendi. HDP Milletvekillerinin bir görevi daha soruşturma kapsamında deşifre oldu. PKK'nın elde ettiği parayı, Kandil'deki Murat Karayılan'a milletvekilleri ya da özel kuryeler aracılığı ile aktardığı tespit edildi.
Kobani olaylarına ilişkin HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da arasında bulunduğu sanıklarla ilgili Ankara merkezli yürütülen Kobani soruşturmasında, gizli tanık ve şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda PKK'nın finans yapılanması deşifre oldu. Sabah'ta yer alan habere göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Altun'un yürüttüğü soruşturmada Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin yaptığı operasyonla yakalanan 18'i tutuklu 89 sanık hakkında 895 sayfalık iddianame hazırlandı. Soruşturmada, PKK'nın HDP'li belediyeler ve milletvekilleriyle kurdukları finans yapılanmasının adeta röntgeni çekildi.
10 yıllık mali verilen incelenmesi sonucu PKK'nın mali yapılanmasında yer aldıkları belirlenen aralarında PKK elebaşı Murat Karayılan ile HDP'li belediye başkaları ve milletvekillerinin de bulunduğu 91 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı. Aralarında talimat veren PKK elebaşlarından Murat Karayılan'ın ve HDP'li eski belediye başkanları ile milletvekillerinin de olduğu 89 sanık hakkında 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' ile 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 27,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
GELİR GİDER KAYNAKLARI DÜZENLİ BİÇİMDE DENETLENİYOR
İddianamede, PKK'nın finans faaliyetlerine ilişkin olarak, örgütün finans yönetiminin ilk dönemlerde elebaşı Abdullah Öcalan'ın bizzat kendisi ve kontrolündeki Merkez Komite ve bu komiteden görevlendirilen bir üye tarafından kontrol edildiği ancak zaman içerisinde örgütün ihtiyacına ve kaynaklarına göre daha karmaşık hale geldiği anlatıldı. Örgütün 'Ekonomik ve Mali Sistemine' ilişkin, ekonomi ve maliye komitesinin koordinesinde ve bütçe sistemi içinde yıllık bir planlamayla yürütüldüğü, mali alana ilişkin, maliye komitelerinin her alanda örgütlendiği, tüm çalışmaların bu komitelerde merkezileştirilmesi ve denetim kurulu oluşturularak her alanda tüm gelir-gide kaynaklarının düzenli biçimde denetlendiği aktarıldı.
ÖRGÜTÜN KAYNAĞI KAÇAKÇILIK, BAĞIŞ, ETKİNLİK VE PARAVAN ŞİRKETLER
Örgütün mali yapılanmasında her türlü kaçakçılık, (uyuşturucu, akaryakıt, sigara, insan, silah, emtia) faaliyetiyle uğraştığı, çeşitli yolsuzluk suçları, sözde vergilendirme, haraç, hırsızlık, adam kaçırma vb. eylemlere başvurduğu, çeşitli adlar altında halktan para topladığı ve sosyal etkinliklerden para elde ettiği kaydedildi. İddianamede, illegal finans faaliyetlerinin kaçakçılık ve yolsuzlukların yanı sıra legal görünümlü faaliyetler, sosyal etkinlik gelirleri, paravan şirketler, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve basın yayın faaliyetlerinden de gelir elde edildiği ifade edildi.
BİRİNCİ DERECE SORUMLU 'KARAYILAN'
İddianamede yer alan Ulaş isimli gizli tanık ifadesinde, KCK Türkiye maliyesi ve HPG maliyesi yapılanmaları mevcut olup tüm bu maliye yapılanmalarından KCK yürütme konsey üyesi Cemal kod adlı Murat Karayılan'ın birinci derecede sorumlu olduğunu söyledi. KCK Türkiye mali yapılanmasının ikiye ayrıldığını söyleyen gizli tanık Ulaş, "Türkiye metropollerindeki çalışmaları HDP, DBP genel saymanı ve il saymanları, ayrıca görevlendireceği sağlam, örgüte bağlı, güvenilir kişiler oluşturur. Bu kişiler iş insanlarından bağış, yardım adı altında örgüt adına vergilendirme faaliyeti yürütür. Geçmiş dönemlerde iş insanlarından örgüt adına alınan bu paralar direkt vergilendirme adı altında toplanıyordu. 2000 yılından sonra yine örgüt adına alınan bu paralar bağış, yardım adı altında alınmakla birlikte toplanan bu paraların karşılığında herhangi bir makbuz verilmez" dedi.
HDP'NİN KAMPANYA GELİRLERİ PKK'YA
KCK Türkiye maliye faaliyetlerinin diğer önemli ayağının da Doğu ve Güneydoğu illerinde BDP, HDP, DPB gibi partilerin kazanmış olduğu belediyelerdeki ihale, ruhsat, imar işlemleri üzerinden yürütüldüğünü söyleyen gizli tanık, yine bu bölgedeki iş insanlarından alınan yardım bağışı adı altında para toplanarak KCK Türkiye maliyesine aktarıldığını ifade etti. Gizli tanık, KCK Türkiye maliyesi tarafından KCK Türkiye sözcülüğüne aylık 600 bin lira verildiğini, bu bütçenin yetmemesi halinde, ilgili ay içerisinde eylem, etkinlik için gerekli olan ekstra bütçe talep edilerek maliye tarafından karşılandığını kaydetti.