Your browser doesn’t support HTML5 audio

Tetikçi Batı medyasından küstah manşetler! Başkan Recep Tayyip Erdoğan: Milli iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz

2023 seçimlerine giderayak küresel tetikçilerin milli iradeyi hedef alan kirli algı operasyonları hız kazandı. İngiliz The Economist'in "Erdoğan gitmeli", "Demokrasiyi kurtarın", "Kılıçdaroğlu'nu içtenlikle destekliyoruz" satırlarının yer aldığı küstah analizi sonrası uluslararası yayın yapan çok sayıda dergi ve gazete Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan ve koalisyonun ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ön plana çıkaran değerlendirmeleri arka arkaya paylaştı. İngiliz The Economist'in yanı sıra çeşitli Fransız dergilerinin ardından bu halkaya şimdi de Almanya merkezli Der Spiegel eklendi. Başkan Erdoğan'a oy verilmemesi çağrısı yaparak büyük bir skandala imza atan gazete, PKK elebaşı Cemil Bayık ile benzer ifadeler kullanarak Türkiye'de bir "kaos" çıkabileceğini değerlendirmesinde bulundu. Başkan Erdoğan skandal manşetlere rest çekerek, "Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, millî iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Türkiye, ikinci yüzyılının en önemli dönemeci olan 2023 seçimleri için gün sayıyor. Cumhur İttifakı'nın adayı Başkan Recep Tayyip Erdoğan olarak karşımıza çıkarken, 7'li koalisyon binbir kavga ve dövüşün gölgesinde Kemal Kılıçdaroğlu isminde mutabık kaldı.
SEÇİMLER DÜNYA BASININ TARAFINDAN YAKINDA TAKİP EDİLİYOR
Yaklaşan seçimler sadece yakın coğrafya değil, dünya tarafından da dikkatle takip ediliyor.

Takvim.com.tr geride bıraktığımız günlerde Londra merkezli The Economist'in "ERDOĞAN SONRASI..." başlığı altında yayına aldığı skandallarla dolu yazısını deşifre etmiş, "Erdoğan giderse gerginlikler bitecek" şeklindeki kirli algıyı satır satır bozguna uğratmıştı.


Söz konusu yazıda, "Demirtaş ve Kavala'yı sal, Batı'nın desteğini al" sözleriyle 7'li koalisyona yol haritası çizilmişti.


Londra merkezli dergi, muhalefetin iktidara gelmesi durumunda Rusya'dan alınan S-400'lerin depoya kaldıralacağını, Akkuyu Nükleer projesine son verileceğini aktarmış, üst düzey bir muhalefet milletvekilini kaynak göstererek de olası iktidar değişiminde gelen yönetimin Suriye'nin kuzeyinden TSK'yı peyderpey çekeceğini duyurmuştu.

TAKVİM.COM.TR GÜNDEME GETİRDİ, MHP ÇOK SERT TEPKİ GÖSTERDİ
Takvim.com.tr'nin gündemi belirlediği 'The Economist' haberi sonrası MHP'den açıklama geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter şu ifadeleri kullandı;


"The Economist'in iddiaları çok vahimdir. Üstelik onların ifadesi ile; muhalefet partilerinden birisinin üst düzey yöneticisine dayanarak söylemiş yayınlamış! Çünkü zillet partileri eğer 14 Mayıs'ta hedeflerine ulaşırlarsa Türkiye'nin tarihi yürüyüşü kesilecek. Yanı başımızda terör koridoru olacak. Verdiğimiz mücadeleler heba olacak. Türkiye her alanda saldırıya açık konuma gelecek"


Aynı The Economist skandal bir manşetle daha okurlarının karşısına çıktı.

MİLLİ İRADEYE MÜDAHALE GİRİŞİMİ! "ERDOĞAN GİTMELİ" VURGULU SKANDAL MANŞET
Derginin "2023'ün en önemli seçimi" başlıklı yazısında "Demokrasiyi kurtarın", "Oy verin", "Erdoğan gitmeli" gibi ifadeler kullanılması küreselcilerin milli iradeyi müdahale girişimi olarak kayıtlara geçti.

"KILIÇDAROĞLU'NU İÇTENLİKLE DESTEKLİYORUZ"
"Türkiye ve demokrasinin geleceği"
ifadesinin de yer verildiği analizde, "Türk halkı daha özgür ve zamanla daha müreffeh olacaktır." denilerek seçmenin dışarıdan yönlendirilmeye çalışıldığı görüldü.

GÜNLER KALA ALMAN DA SALDIRIYA GEÇTİ
İngiliz The Economist'in yanı sıra çeşitli Fransız dergilerinin ardından bu halkaya şimdi de Almanya merkezli Der Spiegel eklendi. Alman Der Spiegel dergisi, Alman Yeşiller Partisi'nin, Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a oy verilmemesi çağrısında bulunduğunu duyurdu. Der Spiegel, Alman Yeşiller Partisi'nin yönetim kurulu toplantısının karar metnine dayandırdığı haberde, partinin Türkiye'deki seçimlerde Başkan Erdoğan'a oy verilmemesi çağrısında bulunduğunu yazdı.

Buna göre, Alman Yeşiller Partisi'nin yönetim kurulu karar metninde şu ifadeler yer aldı:

"Parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte, Başkan Erdoğan'ın yıllarca süren otoriter yönetiminin ardından demokrasi ve hukukun üstünlüğüne geri dönmek için gerçek bir şans var. Almanya'da yaşayan ve Türkiye'de oy kullanma hakkına sahip herkesi 14 Mayıs'taki seçimlere katılmaya ve demokratik değişim sürecini desteklemeye davet ediyoruz."

Haberde, Yeşiller'in Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına karıştığı ve parti yönetiminin bütün Türkleri demokrasiyi güçlendirmek için oylarını kullanmaya çağırdığı vurgulandı. Bunun yanı sıra Yeşiller Partisi de sosyal medya hesaplarından Der Spiegel'in haberini doğrulayan paylaşımlar yaptı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Christian Wagner de konuya ilişkin Berlin'de yaptığı açıklamada, "Bizim açımızdan bu seçimlerin, Türkiye'nin kesinlikle taahhüt ettiği uluslararası standartlara uygun olması çok önemlidir. Ayrıca Almanya'nın uluslararası seçim gözlem misyonları çerçevesinde de önemli bir katkı sunduğunu söyleyebilirim. AGİT misyonuna seçim gözlemcileri göndereceğiz." ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Alman Der Spiegel dergisinin yarın basılı şekilde piyasaya çıkacak son sayısı da Türkiye'deki seçimleri ve Başkan Erdoğan'ı konu aldı.

TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İLE AYNI AĞIZ
Dergi, Erdoğan'ın fotoğrafına yer verdiği kapağında, "yenilmez" anlamına gelen "unbesiegbar" kelimesini kullandı ancak "un" ekini siliniyormuş gibi gösterdi. Kapakta "yenilmez"i "yenilmez değil" imasıyla gösteren Der Spiegel ayrıca, "Ayrılış mı yoksa kaos mu?", "Erdoğan kaybederse ne olur?" gibi ifadelere yer verdi.


Bilindiği benzer bir algı operasyonunu terör örgütü elebaşı Cemil Bayık yapmıştı. Terör örgütü PKK'nın yayın organına verdiği röportajda Başkan Erdoğan'ın seçimi kaybedeceğini iddia etti. Buna rağmen alçak iftiralarla Erdoğan'ın iktidarı bırakmayacağını iddia eden elebaşı Bayık, "Kılıçdaroğlu'nun seçilmemesi" durumlarını ima ederek iç savaş tehdidinde bulundu. Daha önce de terörist elebaşı Bese Hozat alçak ifadeler kullanarak iç savaş tehdidinde bulunmuştu.

Anketlerde önde olmasına rağmen Başkan Erdoğan'ı güçsüz bir şekilde seçimlere gittiğini ima eden Der Spiegel, iç sayfalarda "sarsılmış" başlığını kullanırken, alt başlıkta da şu ifadelere yer verdi:

"Recep Tayyip Erdoğan 20 yılı aşkın bir süredir iktidarda. Onun döneminde Türkler refaha kavuştu ama aynı zamanda baskıya da maruz kaldı. Ama şimdi ebedi başkan gerçekten de görevden gidebilir. Hayal kırıklığına uğramış destekçilere, yoksullaşmış yeni yetmelere, genç seçmenlere ve Erdoğan'ın yerine geçebilecek adama doğru bir yolculuk."

ALMAN GAZETE FİRARİ DÜNDAR VE TERÖR TUTUKLUSU DEMİRTAŞ'IN İFADELERİNE YER VERDİ
Haberde terörün siyasi ayağı eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Muhalefet her zamankinden daha iyi hazırlandı. Erdoğan bu sefer kesin kaybedecek." ifadesine de yer verildi. Bir başka bölümde ise FETÖ'nün "MİT tırları kumpası"nda görüntüleri yayınlayan ve yapılan yargılamada 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni firari Can Dündar'ın, "O gün gelirse" başlıklı makalesi yer aldı.

DER SPIEGEL'İN KARALAMA KAMPANYASI
Türkiye'nin Erdoğan yönetiminde "farklı bir yönetim şekline" büründüğüyle ilgili iddiaları öne süren dergi, alçak bir karalama kampanyası başlattı. Spiegel, konu Ankara olunca ikiyüzlü tavır takınmasıyla biliniyor. Bu, derginin ilk Türkiye karşıtı duruşu değil. Dergi, daha önce de "Bir ülke özgürlüğünü kaybediyor: Türkiye'ye odaklanın." diye yazmıştı.

ABD MEDYASI DA WASHİNGTON POST'DAN ERDOĞAN'I HEDEF ALAN ANALİZ
Türkiye 14 Mayıs'ta cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına gidecek. Batı medyası da Türkiye'nin iç politikasına yön vermeye çalışan skandal kapaklarla okurlarının karşısına çıkıyor.
The Economist, Le Point ve L'EXPRESS'in ardından Washington Post da Erdoğan'ı hedef alan bir analiz yayımladı. Türkiye'nin despotizmin gölgesinde seçime gittiği iddia eden gazete alçak ifadelerle Başkan Erdoğan'ın yargıyı yönlendirdiği iftirasını attı. ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, "Türkiye'deki seçimlerin üzerinde despotizmin gölgesi büyüyor" başlıklı başyazısında, Başkan Erdoğan'ın iktidara ilk geldiği dönem çizdiği "ılımlı lider" imajının büyük oranda yok olduğu savunuldu. Türkiye'nin iç siyaset dinamizmine yönelik eleştirilerin ardı arkası kesilmezken baş yazıda kullanılan ifadelerle adeta nefret kusuldu.

BAŞKAN ERDOĞAN: MİLLî İRADEYE PARMAK SALLANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ
The Economist'in ardından uluslarası düzeyde yayın yapan dergi ve gazetelerden Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan skandal değerlendirmeler arka arkaya geldi.

Toplu saldırıya karşı Başkan Erdoğan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla gerekli karşılığı verdi:
"Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler.

Artık siyasi, diplomatik ve askerî hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var.

İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikâyesi

Ülkemiz, üç kıtanın kalbi konumundaki jeopolitiğine rağmen yıllarca tek eksenli bir dış politikayla yönetildi.

Boraltan Köprüsü faciasında can kardeşlerini göz göre göre katillerine teslim eden pısırık zihniyete son verdik.

Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik.

Dış temsilcilik sayımızı 163'ten 260'a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik.

TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ile soydaşlarımıza ve yurt dışında yaşayan 7 milyon insanımıza kucak açıyoruz.

Kıbrıs Türklerinin, Türk dünyasının ve Balkanlar'daki Evladı Fatihan'ın hakkını kararlılıkla savunuyoruz.

Libya'da, Suriye'de, 30 yıllık işgalin ardından azat edilen Karabağ'da olduğu gibi gerektiğinde tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız.

Esir takası ve tahıl koridoru anlaşmalarıyla bölgesel krizlerin çözümüne katkı sunuyoruz.

Tarihi şanlı zaferlerle dolu bir devlet olarak uluslararası sistemde hak ettiğimiz yere geliyoruz.

Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, millî iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz.

Türkiye Yüzyılı'yla inşallah tüm bu diplomatik başarıları zirveye taşıyacağız."


'PUTİN' BENZETMELİ SKANDAL KAPAK: "SEÇİM ARİFESİNDE DÜNYA NEFESİNİ TUTUYOR"
Daha önce de seçim arefesinde Türkiye'yi ve Başkan Erdoğan'ı hedef alan İngiliz The Economoist gibi Fransız 'Le Point' ve 'Le'xpress' dergileri de Erdoğan nefretlerini kapaklarına yansıttı.
Fransız Le Point dergisi Başkan Erdoğan'ın fotoğrafını kapağını taşırken, Putin benzetmesinde bulundu.
Derginin kapağında Başkan Erdoğan'dan 'İslamcı' olarak bahsedilirken "Putin gibi, İslamcı cumhurbaşkanı da imparatorluk hayalinin peşinden gidiyor. Seçim arifesinde dünya nefesini tutuyor." denildi.


KÜSTAH FRANSIZ'DAN REZİL BAŞLIK REZİL GÖRSEL: "ERDOĞAN VE KAOS RİSKİ"
Fransız Lexpress ise "Erdoğan ve kaos riski" başlıklı kapağında Türkiye'de yapılacak 14 Mayıs seçimlerine odaklandı.
"Avrupa ile ilişkiler, Mülteciler ve Orta Doğu" konularını işlendiği kapakta "Türkiye: Tüm tehlikelerin seçimi" başlığı dikkatlerden kaçmadı.
Öte yandan dergi, Başkan Erdoğan'ın Putin ile yaptığı anlaşmaları ve ikili ilişkileri de hedef aldı.

FOREİGN POLİCY'DEN SKANDAL DEĞERLENDİRME SEÇİMLER ÖZGÜR VE ADİL OLMAYACAK
Kılıçdaroğlu ile röportaj yapan BBC, haberine "Tehlike birçok farklı biçimde gelir. Türkiye'nin uzun süreli lideri Recep Tayyip Erdoğan için, eski bir devlet memurunun elleriyle yaptığı kalp emojisi şeklinde geliyor" cümlesiyle başladı.

Amerikan Foreign Policy dergisi, "Türkiye seçimleri özgür ve adil olmayacak" başlığıyla yayımladığı analizde, "Ancak muhalefet hala kazanabilir" diyerek Erdoğan karşıtlığını ortaya koydu.

İNGİLİZ THE GUARDİAN'DAN FELAKET İSTİSMARI
Fransız Le Monde gazetesi, "Eğer kaybederse, Erdoğan yetkisini bırakacak mı?" sorusunu başlığına taşıdı, "Erdoğan döneminin sona ermesinin başlangıcını mı yaşıyoruz?" diyerek skandala devam etti.

İngiliz The Guardian gazetesi, seçimlere günler kala "Erdoğan'ın depremi: Yıllar boyu süren kötü yönetim bir felaketi nasıl daha kötü hale getirdi?" başlıklı bir haber yayımladı.

WASHİNGTON POST NEFRET KUSTU: DESPOTİZM
The Washington Post gazetesinin başyazısı da Başkan Erdoğan'a nefret kustu: "Despotizmin büyüyen gölgesi Türkiye seçimlerinin üstünde pusuda bekliyor."

İngiliz Financial Times gazetesi, "Türk muhalefet lideri, otokrasiye kayışı geri çevirmeye ant içiyor" dedi.

Yunan basını da seçim sürecini yakından takip ediyor.

Seçimin dünyanın en önemli konularından birisi olduğuna vurgu yapan IN.gr 'Avrupa, Türkiye'deki seçimleri özellikle ilgiyle izliyor, çünkü sonuç mevcut dengeyi değiştirebilir ve hem Ukraynalıları hem de mülteci nüfusu etkileyebilir' yorumunda bulundu.

İeidiseis 'Erdoğan dünkü konuşmasında, seçimlere sadece 10 gün kala Türkiye'de doğal gazın ardından petrol kuyularının da keşfedildiğini dünyaya açıkladı' dedi.

Ethnos dikkat çeken bir Seçim senaryosu yayınladı. 'Diğer iki cumhurbaşkanı adayı İnce ve Oğan ilk turda yüzde 5'in üzerinde oy alırsa, bu ikilinin seçmenlerinin ikinci turda Erdoğan'a oy vermesi münkün' diyen gazete 'Erdoğan'ın istediği yüzdeyi tamamlaması mümkün' yorumunda bulundu.

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN REST
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Batı medyasındaki manşetlere tepki gösterdi.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Polisimizi, askerimizi, sivillerimizi alçakça şehit edenlere terörist diyebilmek için Batı'nın gözünün içine bakanlar bilmezler.

Artık siyasi, diplomatik ve askerî hamleleriyle terör örgütlerine dünyayı dar eden bir Türkiye var.

İşte sahada ve masada güçlü Türkiye'nin hikâyesi

Ülkemiz, üç kıtanın kalbi konumundaki jeopolitiğine rağmen yıllarca tek eksenli bir dış politikayla yönetildi.

Boraltan Köprüsü faciasında can kardeşlerini göz göre göre katillerine teslim eden pısırık zihniyete son verdik.

Diplomatlarımızın da gayretleriyle öz güveni yüksek, girişimci ve insani bir dış politika pratiğini hayata geçirdik.

Dış temsilcilik sayımızı 163'ten 260'a çıkartarak dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5 ülkesi arasına girdik.

KALIN: SON SÖZÜ MİLLET SANDIKTA SÖYLEYECEK
Batı medyasında artan Erdoğan karşıtlığına, Türkiye'den arka arkaya tepki geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, The Economist'in kapağına Twitter hesabından tepki gösterdi. Sözcü Kalın, "Yine heyecan yapmışlar ve eklemişler: 'Yeni hükümet Batı'yla hasarlı ilişkileri tamir edecek.' Ben bu dili, söylemi ve hangi bağlamda söylendiğini iyi biliyorum. Sakin olun. Ülkeme talimat verdiğiniz günler geride kaldı. Son sözü millet sandıkta söyleyecek" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, The Economist'in gelecek ayki sayısında yer alacak makalesini geri çekti, Twitter hesabından, "Bu 'The Economist'in ilk vukuatı değil. İstedikleri kadar hariçten gazel okumaya devam etsinler. Türk milletinin demokratik iradesini kimse gasbedemez. Halkımız gereken cevabı 14 Mayıs günü verecektir" mesajını paylaştı.

ÇELİK: AYNI AKIBETLE KARŞILACAKLAR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, The Economist'in yanı sıra Le Point, BBC ve L'Express'in kapak ve başlıklarını alıntıladığı Twitter mesajında, "14 Mayıs seçimleri öncesinde Batı medyasının patolojik hale gelen Türkiye karşıtlığı ve Erdoğan düşmanlığını esefle karşılıyor, milletimizin iradesini hedef alan yayınları şaşkınlıkla izliyoruz" ifadesini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise, Twitter mesajında, "Batılı dergiler ve gazeteler yine Türkiye'deki siyasi süreçleri etkilemek için seferber olmuş. Cumhurbaşkanımıza karşı yorumlar döşenmişler. Halbuki ders almış olmaları lazımdı. Şimdiye kadar hiçbir konuda etkileri olmadığı defalarca görüldü. Yine aynı akıbetle karşılaşacaklar" dedi.

"SEÇİMİ THE ECONOMİST YAPMAYACAK"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yabancı devlet başkanlarının, basın mensuplarının, çok sayıda çevrenin Türkiye'deki seçimlere müdahale veya seçmenlerin tercihlerini etkilemek için değişik davranışlar ortaya koyduğuna işaret ederek, The Economist'in de onlardan biri olduğunu kaydetti.

Başka dergiler ve gazetelerin de zaman zaman benzer haberler yapıp, benzer manşetler attığını belirten Bozdağ, şöyle konuştu:
"Çok belli, Türkiye'nin seçimlerine müdahale girişimi bunlar ve Türk seçmeninin tercihlerini etkileme teşebbüsleri olarak duruyor. Ama şu açık, Türkiye'nin seçimini The Economist yapmayacak. Türkiye'nin cumhurbaşkanını ve milletvekilini Washington yahut da Londra'dakiler seçmeyecek, Türk milleti seçecek. Dolayısıyla bu manşetlerin milletimizin tercihlerini değiştirmeye etkili olacağına inanmıyorum."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.