7'li koalisyonla 'bahar' söylemi üzerinden ağız birliği yapan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Muharrem İnce adaylıktan çekilsin diye sahte görüntüler üzerinden kaset kumpası kurdu. CHP fondaşlarının da destek verdiği kumpasa boyun eğen İnce, adaylıktan çekilirken 14 Mayıs hezimetine karşı her türlü yolu deneyen Kılıçdaroğlu, küresel çetenin tetikçiliğine soyunarak Rusya'ya saldırdı.
RESMEN ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ
İnce'nin 14 Mayıs Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi'nde cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesine ilişkin dilekçesi, Memleket Partisi Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Kayhan Yüreğir tarafından Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) sunuldu.
YSK Başkanlığına gelerek İnce'nin adaylıktan çekilmesine ilişkin dilekçeyi verdiklerini bildiren Yüreğir, "Sayın genel başkanımız zaten dün gerekli bütün açıklamaları yaptı."
"Genel başkanımızın dünkü beyanını şimdi dilekçe halinde Yüksek Seçim Kuruluna sunduk. Bundan sonrası Yüksek Seçim Kurulunun ve seçmenlerimizin takdiri." diye konuştu.
FETÖ VE PKK İLE İRTİBATLI KAYNAKLARDAN YAPILDI
Resmi olarak YSK'ya başvuru yaptıktan sonra sosyal medya hesabından bir açıklama yayınlayan Muharrem İnce, yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Rusya" iddialarıyla ilgili konuşmayan İnce kumpasın FETÖ ve PKK tarafından yapıldığını ifade etti. İnce, "FETÖ ve PKK ile irtibatlı kaynaklardan bize bu yapılanlar karşısında demokrat olma iddiasındaki bazı siyasiler ve bazı gazeteciler ellerini ovuşturmuş, gizliden gizliye zevk almışlardır. Seçimde ikinci tura kalamayacağım belli olmuştur. Ancak bu rezil kampanyanın, bu memleketin son kalesi Memleket Partisi'ni baraj altında bırakmaya doğru gittiği için bu kararı aldım." dedi.
Muharrem İnce sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Bu mektubum; sokaklarda sabahlayan, elinde taşıdığı hoparlörle sesimizi duyuran, caddelerde şarkılarımızı söyleyen, sosyal medyada mücadele eden, bana inanan, güvenen yürekli evlatlarımadır.
Sevgili gençler, güzel evlatlarım;
Sizin gözünüzden akan bir damla gözyaşına bile hiçbir makamı mevkiyi değişmem. Dünyada en son isteyeceğim şey sizi üzmektir.
Ortaya hangi karanlık odaklar tarafından yayıldığı belli olmayan, tamamen gerçek dışı, uydurma görüntü ve sahte belgelerle haysiyet cellatları 45 gündür üzerime saldırdı. Yalan üzerine yalan, iftira üzerine iftira attılar. Bunların hiçbirisi doğru değil, bunu en iyi ben biliyorum. Buna rağmen bunlardan etkilenmemek, psikolojik olarak yıpranmamak normal bir insan için mümkün değildir. Meramımızı en yakınlarımıza anlatamadık. En yakın dostlardan gelen şüpheli bakışlar kadar yaralayıcı bir şey olamaz.
Bunları izleyen, dinleyen, gören bazılarınızın kafası karışabilir.
Yüce Türk Milleti bilsin ve emin olsun ki; Muharrem İnce hiçbir zaman kul hakkı yemez. Saraydan para aldı çekilemez iftirasını atanlar bilsin ki; beni satın alacak parayı basacak matbaa henüz icat olmadı. Açıkladıklarımın dışında bir malvarlığım yoktur. Neyim varsa kuruşuna kadar her zaman hesap vermeye hazırım. Görüntülerin hepsi montajdır. Bunların montaj olduğu zaten ispatlandı.
Bilmenizi isterim ki; adaylıktan çekilmem bu rezil kampanyada ortaya saçılan iftiralar değildir. Bazı şeref yoksunlarının öne sürdüğü gibi başka sahte kasetler olduğu içinde değildir. Ben bunlara boyun eğmem. Ama bunlar seçmeni etkilemiştir. Bu iftiraları atanlar maalesef amaçlarına ulaşmışlar ve seçmeni manipüle etmiş ve oylarımızı aşağı çekmişlerdir.
FETÖ ve PKK ile irtibatlı kaynaklardan bize bu yapılanlar karşısında demokrat olma iddiasındaki bazı siyasiler ve bazı gazeteciler ellerini ovuşturmuş, gizliden gizliye zevk almışlardır. Seçimde ikinci tura kalamayacağım belli olmuştur. Ancak bu rezil kampanyanın, bu memleketin son kalesi Memleket Partisi'ni baraj altında bırakmaya doğru gittiği için bu kararı aldım.
Harp sanatında ricat etmek (yani tekrar güç toplamak üzere geri çekilmek) de vardır. Bu, savaştan çekildiğimiz ve mağlubiyeti kabul ettiğimiz anlamına gelmez.
Bu karanlık odaklarla bizim mücadelemiz ölene kadar devam edecektir. Bağımsız bir Türkiye için her yolu deneyeceğiz.
Türkiye bir gün ayaklar altında kalırsa, bilin ki biz ölmüşüzdür. Çünkü biz, YA İSTİKLAL YA ÖLÜM diyenlerdeniz.
Şimdi mücadelemizi; memleketin son kalesi, Memleket Partisi'nin Meclis'e girmesi için veriyoruz.
Umudunuzu, inancınızı diri tutun.
Eninde sonunda memleketini sevenler kazanacak.
Hepinizin gözlerinden öpüyorum.
NE OLMUŞTU?
7'li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Muharrem İnce'ye kaset kumpasının ardından Rusya'yı suçlamıştı. Kılıçdaroğlu'nun iddiasına Kremlin'den açıklama geldi. Kremlin'den yapılan açıklamada "Türkiye'deki seçimlere müdahale ettiğimizin iddia edilmesinin nedenini bilmiyoruz ve şiddetle karşı çıkıyoruz" denildi.
BU YÖNDE BİR BİLGİ VEREN OLDUYSA, ONLAR YALANCIDIR
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın Türkiye'deki seçimlere müdahil olduğuna yönelik iddiaları reddettiklerini belirterek, "Türkiye ile ikili ilişkilerimize çok ama çok değer veriyoruz çünkü Türkiye, karşı karşıya kaldığımız bir dizi bölgesel ve küresel sorun karşısında bugüne kadar çok sorumlu, egemen ve düşünülmüş bir tavır almıştır." dedi.
Peskov, başkent Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Twitter üzerinden Rusya'ya yönelik suçlamasını değerlendirdi.
Rusya'nın başka ülkelerin seçim süreçlerine müdahil olmadığını vurgulayan Peskov, "Söz konusu ifadeleri kesin bir şekilde reddediyoruz. Başka ülkelerin içişlerine ve seçim süreçlerine müdahil olmadığımızı birçok defa söyledik. Herhangi bir müdahalenin söz konusu olamayacağını resmen beyan ediyoruz. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu'na bu yönde bir bilgi veren olduysa, onlar yalancıdır." ifadelerini kullandı.
Peskov, Türkiye ile ilişkilere son derece değer verdiklerinin altını çizerek, "Türkiye ile ikili ilişkilerimize çok ama çok değer veriyoruz, çünkü Türkiye, karşı karşıya kaldığımız bir dizi bölgesel ve küresel sorun karşısında bugüne kadar çok sorumlu, egemen ve düşünülmüş bir tavır almıştır." şeklinde konuştu.
NE OLMUŞTU?
Yüzyılın seçimine sayılı saatler kala, Türkiye siyaset tarihine '17-25 Aralık ve Deniz Baykal kasedi' kumpaslarını anımsatan yeni bir kirli komple eklendi. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Muharrem İnce adaylıktan çekilsin diye sahte görüntüler üzerinden kaset kumpası kurdu.
FETÖ'DEN MUHARREM İNCE'YE SAHTE GÖRÜNTÜLERLE KASET KUMPASI: BAŞROLDE CEVHERİ GÜVEN
Türkiye güne '17-25 Aralık ve Deniz Baykal kasedi' kumpaslarını anımsatan çok ama çok çirkin bir kumpasla uyandı. 7'li koalisyonla 'bahar' söylemi üzerinden ağız birliği yapan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Muharrem İnce adaylıktan çekilsin diye sahte görüntüler üzerinden kaset kumpası kurmaya yeltendi. Sahnede Deniz Baykal'a kaset komplosu kuran FETÖ'cü Cevheri Güven var idi.
Cevheri Güven kendi yönetiminde olan Ali Yeşildağ isimli Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Bel altı vurmayacaktım demiştim. Ancak şuan her şey mübah. Bu halk her şeyi bilmeli. Yarın saat 12:00'da Muharrem İnce'nin cinsel ilişki kasetinden bir bölüm paylaşacağım. Çocukları bu ekrandan uzak tutun" ifadelerini kullandı.
MUHARREM İNCE: "BENİM ABDESTİMDEN ŞÜPHEM YOK"
Bu paylaşıma dakikalar sonra yine yanıt veren Muharrem İnce, "Elinizde hangi sahte belge, hangi sahte dekont, hangi sahte görüntü varsa; 1 dakika bile beklemeden yayınlayın. Benim abdestimden şüphem yok. Ömrüm sizin ağababalarınızla mücadele etmek ile geçti. Ne FETÖ'ye, ne PKK'ya, ne Hizbullah'a asla boyun eğmedim, eğmem. Hepinizle yargıda hesaplaşacağım" dedi.
SAHTE SEKS KAYDI GÖRÜNTÜLERİ
Sahte bir seks kaydının görüntülerini Instagram üzerinden ekran görüntüsü alarak paylaşan FETÖ güdümündeki 'Ali Yeşildağ' hesabı paylaşımına "Muharrem İnce'nin videosunu paylaşmama kararı aldım. Fakat size birkaç fotoğraf çektim. Böylelikle Muharrem p*** dosyasını kapatıyorum" notunu düştü.
Ancak söz konusu görüntülerin yetişkin filminden kırpılmış kareler olduğunun ortaya çıkmasıyla rezil kumpas bozguna uğradı.
Yaşanan bu gelişmelerin ardından Muharrem İnce açıklamalarda bulundu.
"45 GÜNDE GÖRDÜKLERİMİ 45 SENEDE GÖRMEDİM, ADAYLIKTAN ÇEKİLİYORUM"
Memeket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, "Yanlışa yanlış, doğruya doğru dedim. 40 yılın içerisinde haksızlık yaptığım insanlar olabilir. Bu son 45 günde gördüklerimi, 45 senede görmedim" ifadelerini kullanarak adaylıktan çekildi.
İnce, "Adaylıktan çekiliyorum. Türkiye'ye üçüncü seçenek önerdim. Bir kanal açmaya çalıştım. Bu kanalı başaramadık. Bahaneleri kalmasın" dedi.
KASET KUMPASININ ARDINDAN KILIÇDAROĞLU TOPA GİRDİ
Kaset kumpasının ardından sahneye Kemal Kılıçaroğlu çıktı... Kılıçdaroğlu, Barış Manço'nun Halil İbrahim Sofrası parçasını paylaşarak "Benim çağrım hala geçerli. Eski kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakalım artık. Sayın İnce'yi Türkiye'nin sofrasına bekliyoruz. Buyursun lütfen gelsin…" dedi, İnce'yi davet etti. Ancak bu daveti birçok kişi samimi bulmadı.
CHP liderinin "Gelmek istiyorsa otursun soframıza. Bu pislikleri birlikte temizleyelim" sözleri dikkatlerden kaçmadı.
FETÖ-CHP ELİYLE KURGULANAN KUMPASI RUSYA'YA YIKMAYA ÇALIŞTI
7'li koalisyonun Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Muharrem İnce hakkında dün yapılan paylaşımların arkasında Rusya olduğunu ileri sürerek sosyal medya hesabından "Sevgili Rus Dostlarımız, Dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk'ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız." açıklamasında bulundu.
BAŞLANGIÇ 2016 ABD SEÇİMLERİ
Kılıçdaroğlu'nun kulağına "Rusya'yı" fısıldayan ekibin, NATO tarafından fonlanan düşünce kuruluşu Digital Forensic Research Lab olduğunu ortaya çıktı. Sol yazarı Ali Örnek'in köşesine taşıdığı iddia ABD'li düşünce kuruluşunun hem Kılıçdaroğlu'nun hem de Avrupa'da yürütüelen benzer operasyonlardaki parmağını deşifre etti.
İşte Örnek 'in yazısından çarpıcı kısımlar:
2016 ABD seçimlerinde gösterime giren "Hain Moskof ve Sefil Trolleri" filminin Türkiyeli sinemaseverlerle de buluşacağını duyurdu. Serinin devam filmi, 2020 ABD Başkanlık seçimlerinde "Hunter Trollere Karşı" adıyla gösterime girmişti. Her iki filmin tümüyle kurgu olduğu daha sonra en üst düzeyde bile itiraf edilse de geride Ukrayna savaşına ABD'nin doğrudan müdahil olmasını meşrulaştıran Rusofobi baki kaldı.
RUSYA'YA YÖNELİK YAPTIRIM SOPASI
CHP'nin en ABD yanlısı isimlerinden biri olan Erdoğan Toprak, gazeteci İsmail Saymaz'a Rusya'nın seçim sürecine bir müdahalesi olup olmadığıyla ilgili olarak "O tip duyumlar var. Kampanyalarla ilgili bazı hamleler olduğunu düşünüyoruz örtülü olarak" diye konuştu.
Toprak'ın asıl çarpıcı sözleriyse Rusya'nın Türkiye'deki yatırımlarıyla ilgiliydi: "Çıkarımız olumlu yöndeyse devlet aklıyla hareket ederiz. Kinle hareket etmeyiz. Ama bugün bir partiyle hareket eden bir devletin yarın öbür gün bu projelerle benim iç işlerime karışıp karışmayacağının garantisi yok."
ALMAN DW DEVREYE GİRDİ
Geçen hafta Alman devlet kanalı DW bu konuda bir haber yapmıştı. DW'ye göre "Datailor" firmasının yaptığı bir araştırma, Rusya'nın bu iş için 12 bin trol'ü aktive ettiğini ortaya koyuyordu. Bu cinnet hali içinde Datailor'un raporun eski olduğu ve 'deep fake' ya da 'deep web' gibi yanları bulunmadığını açıklaması dikkat çekmedi.
ARKASINDA NATO PARMAĞI
Aslında Moskof oyununu bize ilk duyuran Datailor değil, Digital Forensic Research Lab… Digital Forensic Research Lab raporunda, Rus istihbaratı bağlantılı olduğu iddia edilen bir sitede Mehmet Perinçek ve Cem Gürdeniz'e yazı yazdırılması gibi çarpıcı deliller(!) gözler önüne seriliyor.
Hemen ekleyelim, "Digital Forensic Research Lab" NATO tarafından fonlanan The Atlantic Council'in bir uzantısı… Dahası Atlantic Council "Dürüstlük Girişimi"nin ortaklarından.
SORUŞTURMA BOŞ ÇIKTI
Digital Forensic Research Lab'ın raporunda Türkiye'ye müdahale faaliyetini yönlendirdiği iddia edilen Internet Research Agency için şöyle deniliyor: "2016 ABD seçimlerine de müdahale edip Demokrat Hillary Clinton'a seçimleri kaybettirdiler…" 2016 – 2020 yılları arasında ABD'yi kasıp kavuran bu iddiaya göre binlerce Rus troll Trump'ın kazanmasını sağlayacak biçimde ABD'li seçmenlere etki etmişti.
ABD'nin eski başkanı Nixon'u deviren Watergate skandalını çağrıştırırcasına skandala "Russiagate" ismi de verilerek "Sonuna kadar gideceğiz" denmiş olundu. Bu kapsamda Trump kampanyasını yürütenlerin Rus dezenformasyon ekibiyle bağlantısını soruşturmak için Özel Yetkili Savcı Robert Mueller bile görevlendirildi.
Ancak 2 yıl sonra Mueller "Trump kampanyasıyla Rusya arasında bir bağ bulamadım" diye 400 sayfalık raporla geri döndü.
"ERDOĞAN" RAHATSIZLIĞI VAR
Kılıçdaroğlu'nun Rusya'yı seçimlere müdahale suçlaması, bir süredir liberallerin nakış gibi işlediği bir masalın oluşturduğu arka planda inandırıcılık kazanıyor. O da ABD'nin Erdoğan'ın Ukrayna konusundaki "tarafsız" tutumundan rahatsızlığı!
Savaş başlayalı bir buçuk yıl olmuşken ABD'den bu yönde tek bir açıklama bile gelmemesi ve hatta eski ABD elçisi James Jeffrey'in "Washington'da Ukrayna konusunda Erdoğan'dan duyulan memnuniyeti" dile getirmesi hatta Türkiye'nin anayasaya aykırı bir biçimde, TBMM kararı olmadan savaş döneminde Ukrayna'ya zırhlı araç, SİHA ve hatta uzun menzilli roket sistemleri satması bile bu tevatürü öldüremedi.
Ancak NATO'nun Macaristan dışındaki üyeleri savaşa bizzat dahil olduklarından Türkiye'nin Ukrayna'ya verdiği açık desteğe rağmen Erdoğan "Tarafsız İsviçre" olarak görülüyor.