BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA MANGALDA KÜL BIRAKMAYAN ABD'DEN İKİYÜZLÜLÜK
Paksoy, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel'e "Gün ağarırken Alman polisi 2 Türk gazetecinin evini bastı, eşleri ve çocuklarının önünde gözaltına aldı. Laptop ve telefonlarına el konulup arabaları dahi çekildi. Orada çalıştığım dönemden ikisini şahsen de tanıyorum. Bu AB üyesi ve NATO müttefiki olan Almanya'da gerçekleşti. Bu gazetecileri sindirme ve kötü davranma değil mi ne dersiniz?" sorusunu yöneltti.
Patel'in "Davanın detaylarını bilmiyorum yorum yapmayacağım" şeklinde yanıt vermesi üzerine Paksoy, "Konu basın özgürlüğü olunca çoğu davanın detayını bilmiyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine tekrar söze giren ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel, "Sorunuzdaki varsayımı reddediyorum. Spesifik bilgi olmadan davalar hakkında konuşmuyoruz. Sizi Alman kolluk kuvvetlerine yönlendiriyorum. Genel olarak bakınca basın özgürlüğü hakkında hepimiz çok açık konuştuk ama başka söyleyeceğim bir şey yok" dedi.
Basın özgürlüğü havarisi kesilen ABD'nin mevzu Türk gazeteciler olduğu vakit ölü numarası yapması sergilenen ikiyüzlü tutumu da gözler önüne serdi.
"SESSİZ KALMAK KABUL EDİLEMEZ"
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Bozacının şahidi şıracı. Almanya'da kanuni bir biçimde gazetecilik faaliyetlerinde bulunan Türk basın mensuplarını hedef alan çirkin operasyon kadar yapılanlara sessiz kalmak da kesinlikle kabul edilemez.
Yüzlerce yabancı basın mensubunun özgürce çalışmalarını sürdürdüğü Türkiye'ye her fırsatta ders vermeye kalkanlar, bugün sözde değerlerinin gerçek yüzünü açıkça ortaya koymuştur.
Basın mensuplarımızı sindirmek için yapılan bu operasyonu, yabancı büyükelçilere "Batı'nın sözünden çıkmayacak bir Türkiye" sözü verenlerin 14 Mayıs'ta kazanabileceğini zannederek bu operasyonu planladığını çok iyi biliyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde Türkiye'nin artık kendi çıkarlarını koruyan, vatandaşına yapılan yanlışın hesabını mutlaka soran, büyük bir devlet olduğunu seve seve hazmedeceksiniz."