14 Mayıs'ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde Başkan Erdoğan, yüzde 49,5'lik oy ile 7'li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 5 puan önüne geçti. Muhalefet halkın iradesini hazmedemezken YSK Başkanı Ahmet Yener, seçimlerin ikinci tura kaldığını, 28 Mayıs'ta yeniden sandıklara gidileceğini duyurdu.
İlk turda 7'li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen Batı, ikinci tur için umudunu kesmiş durumda.
Her gün yeni bir haberle karşımıza çıkan Batı medyası, özellikle Kılıçdaroğlu'nun söylem değiştirmesine dikkat çekerek "İlk turda kalp yapıyordu şimdi masa yumrukluyor. Bizi yanıltır mı?" diye yaşadıkları umutsuzluğu manşetlere taşıyor.
Peki Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa ne olur Başkan Erdoğan kazanırsa ne olur?
SEÇİMLERLE İLGİLİ İKİ SENARYO
Seçim sonuçlarına göre önümüzde iki senaryo olduğunu söyleyen Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, "Erdoğan kazandığı takdirde Türkiye beş yıl daha Külliye-Meclis dengesini aksatmadan istikrarla yönetilecek. Bu istikrar tablosu, hem siyaset hem dış politika hem de ekonomiye güç olarak yansıyacak" diye yazdı.
Kılıçdaroğlu'nun kazandığı takdirde çoğu vaadini gerçekleştiremeyeceğini de ekleyen Kaplan, "Mesela Kılıçdaroğlu, verdiği pek vaadi gerçekleştiremeyecektir. Örneğin Suriye'deki askeri varlığımızı sona erdiremeyecektir. Çünkü Cumhur İttifakı buna geçit vermeyecek, gelen tezkereleri onaylayacaktır. "Tüm KHK'lıları görevlerine iade edeceğiz" sözünü tutamayacaktır, Meclis yine bu girişimin önüne dikilecektir. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'yı serbest bırakma sözünü ise nasıl yerine getireceğini, mahkemelere baskı mı kuracağını henüz net biçimde açıklamadığı için bilmiyoruz. Ancak yargı bürokrasisinin "topal ördek" bir Cumhurbaşkanını ne kadar kale alacağı da şüphelidir" dedi.
İşte Hilal Kaplan'ın o yazısı:
Önümüzde iki senaryo var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kazanması daha muhtemel ama gelin ülke için seçeneklere bir bakalım:
Erdoğan kazandığı takdirde Türkiye beş yıl daha Külliye-Meclis dengesini aksatmadan istikrarla yönetilecek. Bu istikrar tablosu, hem siyaset hem dış politika hem de ekonomiye güç olarak yansıyacak.
İç siyasette partiler arası olağan çekişmeler dışında ülkenin gidişatını sarsacak bir gelişme olmayacaktır. Böylelikle pandemiden Rusya-Ukrayna savaşına değin pek çok krizde içteki dengeleri sağlam tutabilen Türkiye, gelecekteki benzer krizlerden de daha az zarar görecek kurtulacaktır. Hatta yer yer "krizi fırsata dönüştürme" imkanlarını da değerlendirebilecektir.
Dış politika açısından en önemli başlıklardan biri olan Rusya-Ukrayna arasındaki arabulucu rolümüz sürecektir. Böylelikle tahıl anlaşmasındaki gibi başarılarla dünyayı ekonomik krizden koruyan bir unsur olmayı devam ettirirken, ihracat rakamlarımızda da yükselemeye devam edeceğiz. Savunma sanayiindeki yükselen rolümüzün sürmesinden İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusuna, Yunanistan'a karşı direncimizden sınır ötesi harekâtlarımızın sürekliliğine pek çok stratejik politika hamlemiz de varlığını muhafaza edecektir.
Ekonomi açısından Erdoğan'ın kazanmasının felaket senaryosu olduğunu iddia edenler, yedi ortaklı Kılıçdaroğlu'nun daha seçilmeden başta Akşener olmak üzere aralarındaki kavgaları hatırlarsanız ülkeyi neyin beklediğini daha iyi anlayabilirsiniz. Kaldı ki Mecliste çoğunluk Cumhur ittifakı'ndayken, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olması başka yönetim krizlerine de kapı aralayacaktır.
Mesela Kılıçdaroğlu, verdiği pek vaadi gerçekleştiremeyecektir. Örneğin Suriye'deki askeri varlığımızı sona erdiremeyecektir. Çünkü Cumhur İttifakı buna geçit vermeyecek, gelen tezkereleri onaylayacaktır. "Tüm KHK'lıları görevlerine iade edeceğiz" sözünü tutamayacaktır, Meclis yine bu girişimin önüne dikilecektir. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'yı serbest bırakma sözünü ise nasıl yerine getireceğini, mahkemelere baskı mı kuracağını henüz net biçimde açıklamadığı için bilmiyoruz. Ancak yargı bürokrasisinin "topal ördek" bir Cumhurbaşkanını ne kadar kale alacağı da şüphelidir
En önemlisi, Erdoğan kazandığı takdirde, bu ülkede muhalefetin HDP ile aynı masada olmasının, FETÖ'nün ahlaksız yöntemlerine göz yummasının kati bir yenilgiye sebep olacağı daha net ortaya çıkmış olacak. Böylelikle Kılıçdaroğlu'ndan sonra başa geçecek ana muhalefet lideri kim olacaksa, bu gerçeği hesaba katmadan adım atamayacaktır. Yani muhalefet mecburen daha millî bir çizgiyi benimsemek zorunda kalacaktır.
Erdoğan kazandığı takdirde, depremzedelerden dindarlara bu ülkenin toplumsal kesimlerini aşağılamayı kendine hak gören zihniyet kaybetmiş olacaktır. Toplumsal barışın yolunun "Alevi, Kürt", vb. başlıklı videolar paylaşıp kalp emojileri saçmaktan değil; gerçekten kendini halktan üstün görmeyen hizmetkâr bir siyasetten geçtiği anlaşılacaktır.
Yani nerden bakarsanız bakın, Erdoğan kazandığı takdirde Türkiye kazanmış olacaktır.
2023 SEÇİM İKİNCİ TUR TAKVİMİ
Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin ikinci oylamasına ilişkin seçim takvimi ise şöyle işleyecek:
15 Mayıs: İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde aday ikamesi için belirlenen süre saat 17.00'de sona erecek. Geçici sonuçların ilanının gecikmesi halinde aday ikamesine ilişkin seçim takvimi buna göre teselsül ettirilecek. Propaganda dönemi başlayacak. Sandık kurullarının kararları ve tutanaklarına karşı ilçe seçim kurullarına yapılacak itiraz süresi saat 17.00'de sona erecek ve ilçe seçim kurullarınca en geç saat 23.59'a kadar karara bağlanacak.
16 Mayıs: İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı il seçim kuruluna yapılacak itiraz süresi saat 17.00'de son bulacak ve yapılan itirazlar il seçim kurullarınca en geç saat 23.59'a kadar karara bağlanacak.
17 Mayıs: İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı YSK'ye yapılacak itiraz süresi 17.00'de sona erecek. İlçe seçim kurullarınca, sandık kurulu ve diğer görevlilerin değişikliklerinin SEÇSİS'e işlenmesine başlanacak. Yurt dışı ilçe seçim kurulunca, varsa saklama ve ulaştırma kurulu, sandık kurulu ve diğer görevlilerin değişiklikleri yapılacak.
18 Mayıs: İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazlar YSK tarafından karara bağlanacak.
19 Mayıs: YSK tarafından kesin seçim sonuçları Resmi Gazete ile radyo ve televizyonda ilan edilmek üzere ilgili mercilere gönderilecek.
20 Mayıs: Gümrük kapılarında ve yurt dışında oy verme işlemi başlayacak.
24 Mayıs: Yurt dışında oy verme işlemi sona erecek. Radyo ve televizyon propaganda konuşmaları başlayacak.
27 Mayıs: Seçim propaganda dönemi saat 18.00'de sona erecek.
28 Mayıs: Oy verme günü.
29 Mayıs: Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçları ilan edilecek. Sandık kurullarının kararları ve tutanaklarına karşı ilçe seçim kurullarına yapılacak itiraz süresi 17.00'de sona erecek ve yapılan itirazlar ilçe seçim kurullarınca en geç 23.59'a kadar karara bağlanacak.
30 Mayıs: İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı, il seçim kurullarına yapılacak itiraz süreci saat 17.00'de sona erecek ve en geç saat 23.59'a kadar karara bağlanacak.
31 Mayıs: İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı, YSK'ye yapılacak itiraz süresi sona erecek.
1 Haziran: İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itirazlar YSK tarafından karara bağlanacak. YSK tarafından kesin seçim sonuçları Resmi Gazete ile radyo ve televizyonda ilan edilmek üzere ilgili mercilere gönderilecek.