7'li koalisyonun adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortakları birbirine girdi.
14 Mayıs'ta gerçekleştirilen seçimde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan 2.5 milyon oy fark yiyen Kemal Kılıçdaroğlu seçimlerin 50+1 kuralından ötürü ikinci tura kalmasıyla birlikte milliyetçi pozları kesmeye başladı.
İLK TUR HDP İLE İKİNCİ TUR ÖNCESİ ÜMİT ÖZDAĞ İLE SÖZLENDİ!
İlk tur öncesi HDPKK ile masaya oturan, Kandil'den gelen destek açıklamalarına itiraz etmeyen, FETÖ'cülere KHK sözü veren Kemal Kılıçdaroğlu yaşadığı hezimetin ardından Atatürk portesinin önüne geçerek bir video çekti daha sonra da Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile masaya oturdu.
Daha önce "Kılıçdaroğlu seçilirse iç savaş çıkar" diyen Özdağ'a da bakanlık vereceği konuşulan Kılıçdaroğlu 7 maddelik bir protokol imzaladı.
Seçimler öncesi HDP'ye yerel özerklik sözü veren Kılıçdaroğlu'nun Özdağ ile imzaladığı protokolde, "Türkiye'nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir. " ifadeleri yer aldı.
KILIÇDAROĞLU'NUN ORTAKLARI BİRBİRİNE GİRDİ
Ümit Özdağ ile Kılıçdaroğlu'nun imzasının ardından masadan kalkacağı konuşulan HDP Kandil'den gelen talimatlarla birlikte dün Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı.
Ancak HDP'li Pervin Buldan bugün yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nun yeni ortağı Ümit Özdağ'a olay sözler söyledi.
Özdağ'ın daha önce partilerine yönelik söylediği sözlere dikkat çeken Buldan, Kılıçdaroğlu'nun Özdağ ile attığı imzaların önemsiz olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun kendilerine söz verdiğini itiraf eden Buldan "O yüzden de ırkçı söylemlerin, faşist söylemlerin bizim açımızdan herhangi bir bağlayıcı tarafı da yoktur" dedi.
Buldan'ın Özdağ'a yönelik kriz çıkaracak ve kirli pazarlığı itiraf eden sözleri şu şekilde;
"Ben Ümit Özdağ'ın da, Sinan Oğan'ın da iki ittifak arasında ve iki ittifak içerisine girerek birçok oyunu bozmak adına böyle bir hamle gerçekleştirdiğini ifade etmek istiyorum. O yüzden biz Ümit Özdağ'ın ne dediğine bakmıyoruz. Ümit Özdağ'ın ırkçı ve faşist söylemlerine asla takılmıyoruz. Bizim için esas olan Sayın Kılıçdaroğlu'nun topluma vermiş olduğu sözlerdir. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha önce yapmış olduğu açıklamalardır. İkinci turda kazanabilmek için Ümit Özdağ ile bir protokol imzalamış olabilirler. Ama bizim için esas olan Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha önce topluma yapmış olduğu açıklamalar, vermiş olduğu sözlerdir. Bu kayyum meselesiyle ilgili, hem Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümüne dair söylemleri hem de Türkiye'nin geleceği açısından demokratikleşme yönünde atılacak adımlara dair söylemleridir. Biz bunu esas alırız ve biz buna bakarız. O yüzden Ümit Özdağ son günlerde ırkçı, faşist söylemleri çok yaygın bir şekilde kullanıyor. Kürt halkına düşmanlığı bir kez daha ortaya koyuyor. Kürt halkı üzerinden bazı oyunları oynamaya çalışıyor. Ama biz bu oyunlara asla ve asla gelmeyeceğiz. Bizim esas meselemiz demokratikleşme meselesidir. Esas meselemiz Türkiye'nin geleceğidir. Türkiye'nin demokratikleşmesidir. O yüzden de ırkçı söylemlerin, faşist söylemlerin bizim açımızdan herhangi bir bağlayıcı tarafı da yoktur"
Buldan daha sonra yandaşlarına 28 Mayıs için Kılıçdaroğlu'na oy verme çağrısı yaptı.
'MİLLİYETÇİ TARTIŞMALAR HALKIMIZDA KIRGINLIK YARATTI'
Buldan'ın ardından Ahmet Türk de konuya ilişkin açıklama yaptı. Bölücü ifadeler kullanarak "Kürdistan" skandalına imza atan Türk, "Ümit Özdağ'ın bizim için kayyumla ilgili ortaya koyduğu protokolün bizim için hiçbir anlamı ve önemi yok." dedi.
HDPKK'lı Türk şunları söyledi;
"Son dönemlerde milliyetçi tartışmalar ister istemez halkımıza bir kırgınlık yarattı. Bunun farkındayız. Halkımıza gençlerimize şu mesajı iletmek istiyorum. Sakın oyuna gelmeyin. Protesto etmeniz sandık başına gitmemeniz durumunda Erdoğan iktidarının değirmenine su taşımış olacaksınız. Bu bilinçle hareket etmeniz gerekmektedir. Elbette tercihimiz Kılıçdaroğlu'ndan yana olacaktı. Bu nedenle milliyetçi söylemlerin sonucunda halkımızda bir kırgınlık olduğunu görüyoruz. Aynı kırgınlığı biz de yaşıyoruz. Ama oyuna gelmemek lazım. Bu seçimde bir bütün olarak sandık başında olmamız lazım.
ÖZDAĞ'IN PROTOKOLÜNÜN BİR ANLAMI YOK
Ümit Özdağ'ın bizim için kayyumla ilgili ortaya koyduğu protokolün bizim için hiçbir anlamı ve önemi yok. Biz bu ülkede demokrasinin kalıcı olması için mücadelesini veriyoruz. Bütün anti demokratik gelişmeler karşısında tutumumuz aynı olacak. Kim olursa olsun tutumumuz demokrasiden yana olacak. Kürt halkının özgür geleceğiyle ilgili yaptığımız çalışmalar ve taleplerimiz her zaman gündemde olacak. Bizler için temel talebimiz şudur; Kürdistan'da yerellerin güçlendirilmesi. Kürt halkının demokratik bir Türkiye'de söz ve karar sahibi olacağı bir sürecin başlamasıdır. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Seçimlere çok fazla takılmamak lazım. Kılıçdaroğlu mu, Erdoğan mı gelir? Bizim mücadelemiz aynı olacak. 40 yıldır yürüttüğümüz mücadelenin devamıdır. Tabii ki Kürt halkı büyük bedeller ödedi. Kürt halkı faşizmden yana, faşizmi bu ülkeye taşıyanların yanına yer alması mümkün değil. Kayyum meselesi elbette ki Kürt halkının iradesine bir ipotektir. Bunun farkındayız. Kim gelirse gelsin bu ipoteğe karşı tutumumuzu ortaya koyacağız. Yerel yönetimlerde hiçbir arkadaşımız hakkında dava açılmamış ancak belediye başkanı olduktan sonra davalar açıldı ve sanık durumuna takıldı. Kürt siyasetçileri cezaevinde, dokunulmazlıkları kaldırıldı. Elbette muhalefet de sütten çıkmış bir şey değil ama biz 2 tercihten yana kaldığımız için Kılıçdaroğlu'nun yanında kalıyoruz."
KILIÇDAROĞLU HDP İLE PAZARLIK YAPMADIM DEMİŞTİ
Öte yandan Kılıçdaroğlu HDP ile pazarlık yapmadığını söylemişti.
HDP ile seçim sonrasına ilişkin bir görüşme olup olmadığına yönelik soruya Kılıçdaroğlu Başkan Erdoğan'ı hedef alarak "Milli İstihbarat Teşkilatı onun emrinde zaten. Bizim gizli kapaklı bir görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi bir sorumluluk üstlenir. Ben o sorumluluğu üstleniyorum ve diyorum ki ben eğer görüştüysem açık ve net derim ki 'evet bunlarla oturduk, ittifak konusunda anlaştık, görüştük'. Yok öyle bir şey. Bunlar seçmenin kafasını karıştırmak için ortaya atılıyor" cevabını vermişti.
SIRRI SAKIK DA İTİRAF ETMİŞTİ
HDP'li Sırrı Sakık da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile yaptıkları pazarlığı itiraf etmişti.
Sakık şunları söylemişti;
"Kapalı kapılar ardında söylenenlerin deklare edilmesi gerekir. Biz önümüzdeki dönem bir genel affı masaya yatıracağız. Öcalan dahil olmak üzere herkese özgürlük. Geri dönüş başlamalı cezaevinden, sürgünden… Cumhurbaşkanı yardımcılıkları, bakanlıkları, paylaşıyorlar. Ama bunu kimin sayesinde yapacaksınız, HDP'nin."