7'li koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 14 Mayıs'ta Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan fark yedi.
Kılıçdaroğlu seçim günü "Öndeyiz" şeklinde manipülasyon yaparken günün sonunda Başkan Erdoğan'dan 2.5 milyon fark yediği ortaya çıktı. Başkan Erdoğan %49.5 oy alarak seçimi önde tamamlasa da 50+1 kuralı sebebiyle seçim ikinci tura kaldı.
28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tur öncesi organize "provokasyon" çevrelerini yine harekete geçirdi.
OY VE ÖTESİ YİNE PARLATILIYOR
2015'ten bu yana gayriresmi sandık bekçiliğine soyunan ve geçmişte terör örgütü FETÖ ile de ortak hareket eden Oy ve Ötesi grubu yine parlatılmaya başlandı.
CHP YANDAŞI CUMHURİYET KAŞIMAYA BAŞLADI
Daha önce MİT personelinii ifşa etmesi sebebiyle yargılanan Cumhuriyet'ten Barış Pehlivan, "Seçimde Emniyet müdürlerine özel görev" başlıklı yazısıyla 'Oy ve Ötesi' güzellemesi çekti. Söz konusu oluşumun Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu sandıklarda engelleneceğini öne süren Pehlivan, Kılıçdaroğlu'nun sandık mağlubiyeti sonrası girişilecek algı için zemin hazırladı.
Takvim.com.tr'nin, hangi çevreler tarafından finanse edildiğini ayrıntılarıyla ortaya çıkardığı Oy ve Ötesi için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bir açıklama yapmıştı.
"SANDIK VE SEÇİM KURULANA BİR DERNEK GİRİP MÜDAHALE EDEMEZ"
Soylu, sandık ve seçim kuruluna polisin bile müdahale edemeyeceğini ancak müşahit çağırırsa, güvenliği sağlamak için müdahale edebileceğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Oy ve Ötesi denilen İsveç'in Avrupa'nın desteklediği dernek dahil olmak üzere tüm yetişmiş elemanlarınızı sahaya döktünüz. Buna itirazım var benim. İlçe Seçim Kurulları, İl Seçim Kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu buna hala bir cevap üretemediler. Sandık ve seçim kuruluna bir dernek girip müdahale edemez. Gayri kanunidir. Siyasi partiler vesayeti dışında kimse orada olamaz. Sen, buna bir derneği veya başka bir şeyi koyamazsın. Bunları ömrümde ilk defa görüyorum. Buna YSK müdahale etmelidir. Bu PKK'nın bundan yıllar önce Doğu ve Güneydoğu'da oluşturduğu seçim vesayetine benzer. Bunu çok net söylüyorum. Kimse bunu hafife almasın. Bu siyasetin ana konusudur. Ben polis olarak sandığa giremem. Ancak müşahit çağırırsa orada bir olay varsa güvenliği sağlamak için girer. Onun dışında giremez. Oraya bir dernekte giremez. Kim girer? Siyasi partiler girer. Orada siyasi partiler vesayeti vardır. Onun dışında kimse giremez oraya. Sen buna bir derneği veya başka bir şeyi koyamazsın. Göğsünde Oy ve Ötesi diye bir şey yazamaz. "
Bakan Soylu, bu derneklerin sandıklar kapatıldıktan sonra okulun içinde de olamayacaklarını ifade ederek, "Öyle bir demokratik hak yok. Anayasa ve kanun çok açıktır. Bu insanların aklını karıştırmak, kendi iradesiyle beraber oy kullanmasını önlemektir. 2022, 2023'te bu derneğe gönderilen paralar var. Dünyanın hangi demokrasisinde bu olabilir? Sana ne benim seçimimdeki olaylardan. Bunların hepsi iç içe dernekler. Böyle bir kakafoni olur mu? Bir sandığın başında 150-200 kişi olabilir mi?" değerlendirmesine bulundu.