ALTIN PORTAKAL'DA LGBT PROPAGANDASI
Altın Portakal Film Festivali Türkiye'nin en ses getiren sinema sanatı organizasyonlarından biri olarak her sene tartışmaları üzerine çekiyor. 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali boyunca program içeriğini adeta söz birliği edilmiş gibi LGBT propagandası, Gezi'ye selam, tutuklu gazetecilere özgürlük gibi tek nefes ve tek dilde iktidara karşı muhalefet oluşturunca festivali takip eden izleyiciler de tepki verdi. Metin Akpınar'ın "Ben necip Türk milletinin kararlarından ödü patlayan bir sanatçıyım. O yüzden onlar seçebiliyorlar. Niye? Eğitim seviyesi ortalama beşinci sınıf" ifadeleri de bu tavra ayrıca tuz biber ekti.
Yönetmen Emin Alper'in Kurak Günler filmi, Cannes Film Festivali'nin "Belirli Bir Bakış" seçkisinde prömiyer yapmış, "Queer Palm" yani LGBT filmlerin gösterildiği bölümde de aday olmuştu. Kültür Bakanlığı destekli diyerek prestij topladığı filmi Cannes'dan ödülsüz dönmüştü. Yönetmeni, bakanlık desteği onayından sonra senaryoyu değiştirdiğini verdiği röportajda itiraf etmişti. Ama LGBT'nin ödülsüz kalmasına bazılarının gönlü dayanamadı ve Kurak Günler Antalya'da dokuz ödül aldı. Yetmezmiş gibi Iguana Tokyo filminde ensest ilişkinin açıktan verilmesi ve oyuncunun 14 yaşında olması da tartışmaları beraberinde getirdi. Açıkçası bu festival sanatsal boyutundan öte, festival boyunca kültür endüstrisinden geçer akçe almak için yaratılan muhalefet rüzgârı ve buna eklemlenen LGBT propagandası ile akıllarda yer edinmeyi başardı.
MUBİ VE NETFLİX'TE LGBT: "YENİ NORMAL" DEDİKLERİ BU OLSA GEREK
En geniş kullanıcıya sahip yayın platformu Netflix'in, televizyon içeriklerinde queer görünürlüğe en çok alan sağlayan kuruluş olması ve içeriklerin tartışmaya kapalı olması bir handikap olmaya devam ediyor. Gençlerin ve aileleri takip ettiği Mubi ve Netflix gibi platformlarda LGBT propagandası sıradan ve alışıldık bir durum haline geldi. Amazon, HBO, Fox, BlueTV, Apple TV, Netflix, MUBI gibi milyar dolarlık şirketler sponsor oldukları dizilerde LGBT temasını zorunlu tutuyor. Bu yüzden en olmadık bir film ya da dizide bile birkaç eşcinsel karakter olmazsa olmuyor. Sadece bu dijital platformlar sektörün yüzde 80'inini oluşturuyor. Bunların yanında bankalar, holdingler ve vakıf sözleşmelerinde LGBT hakları zorunlu maddeler olarak dayatılıyor, çalışanların oluşumlara katılması isteniyor. Eğer uygulamaları kullanıyorsanız zihin dünyanızda LGBT'nin istedikleri gibi normalleşmesinin yolu açılmış demektir.
"WOKE" KÜLTÜRÜ, "CANCEL" KÜLTÜRÜ: "LGBT KARŞITIYSA LİNÇ ET!"
"Cancel culture," yahut "iptal kültürü." Cancel etmek, ya da sosyal medyada yayın haliyle cancel'lamak, kişisel davranışlarda açıkça sistematik ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi zorbalıkların kamusal alanda ifşa/işaret edilmesi yoluyla bu davranışları sergileyen kişileri sorumluluğa çağırmak olarak özetleniyor. LGBT'ye herhangi bir şekilde yan gözle bakar olur da eleştirirseniz başınıza gelecek şey özetle: Cancel ya da Woke!
Genelde, benzer sorunlardan mülhem kavram woke, söylemsel/davranışsal politik ve etik sorunları gördüğü yerde tepki gösterenler için verilen isim, diğer adıyla politik doğruculuk olarak literatüre girmiş durumda. Aslında cancel eden kişiler otomatikman woke oluyor. Cancel kelimesinin kaynağını tıpkı woke kelimesinde olduğu gibi Amerikalı Siyah aktivistler oluşturuyor. Siyahlara karşı uygulanan sistematik şiddete karşı mücadelede kullanılmaya başlayan "woke" kelimesi, 2017'de sosyal adalet ve ırksal eşitliğe vurgu yapan bir hareket tanımlanıyor. Ancak ana akım medyada bu kelime hızlı bir değişim yaşadı. Her konuda özgür, eşit ve saygılı söyleme kapı açmazsanız etiketi yiyorsunuz.
Aslında kabul görmeyen eylem ve söylemleri toplumsal cinsiyet adı altında uzun bir süredir sorunsallaştıran feminist ve LGBTI+ gruplar da, özellikle #metoo sonrası Cancel Culture'a eklemlenerek korumacılık zırhını giymiş bulunuyor. Bugün ırkçılık, cinsiyetçilik, gibi normatif dünyanın üzerinde durduğu ayaklardan herhangi birini kımıldattığınız takdirde, "Woke çetesinde cancel (cancel Türkçede linç olarak da karşımıza çıkıyor) yapıyor" şeklinde parmakla işaretlenmeniz an meselesi.
ONA DA, BUNA DA, ŞUNA DA AÇIK İMAMOĞLU TARZI SİYASET
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tezatlarla dolu bir profil ama muhafazakar ve ahlaki değerlerden LGBT değerlerine kadar pek çok kitleye hitap etmekten geri durmuyor. Güya özgürlüklere saygı duyan bir başkan olduğunu vurgulayarak "eşcinsel evliliklere toplum hazır değil" diyen İmamoğlu aslında partisinin konu hakkındaki yaklaşımına benzer bakış çizdiğini resmetmiş oldu. Katıldığı canlı yayında: Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın hutbesini de hatırlatan Jülide Ateş'in "Eşcinsel evlilikleri onaylıyor musunuz?" sorusuna cevap veren CHP'li İmamoğlu, "eşcinsellerin yaşam kalitesini korumakla sorumlu olduğunu" belirtti. Sözlerinin devamında eşcinsel evliliği onayladığını ancak toplumun buna hazır olmadığını ifade etti.
KILIÇDAROĞLU'NA LGBT'DEN TAM DESTEK
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim vaatlerine üstü örtülü olarak LGBT'yi de eklemeyi sürdürüyor. "Telafi edeceğiz. Kaybettiğini yerine koyma vakti" sloganı ile seçim vaatlerini billboard'lara taşıyan Kılıçdaroğlu, LGBT lafını kullanmadı ama "cinsel yönelim"in yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacağı ifadesine yer verdi. Kılıçdaroğlu, "Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak" demişti.
Kılıçdaroğlu'nun "cinsel yönelim" vaadi öncesinde de CHP'li belediyeler LGBT konusunda tepkileri çekmişti. 2019 yılında CHP'li belediyeler, eşcinsellerin "Onur Haftası" adı altında düzenledikleri etkinlikleri kutlama yarışına girmişti. Aralarında İstanbul, Mersin, İzmir, Eskişehir Büyükşehir Belediyelerinin bulunduğu 33 belediyenin resmi sosyal medya hesaplarında destek mesajları yayınlanmıştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir tv kanalında kendisine sorulan bir soruyu yanıtlayarak "LGBT'nin aile yapısını bozmadığını" ifade etmişti. Bunun üzerine bir grup LGBT üyesi CHP önüne geldi ve bir basın açıklaması yaptı. Pankartlarında "Başta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olmak üzere bize destek olan herkese teşekkür ediyoruz" ifadeleri kullanılıyordu.