Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde adaylık için karşı karşıya sık sık gelen Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonrasında da CHP Genel Başkanlık koltuğu için karşı karşıya.
Baba-oğul mesajı vermeye çalışsalar da yaptıkları açıklamalar, gerilimi gözler önüne seriyor.
HAYAL KIRIKLIĞI YAŞANDI
Kılıçdaroğlu'nun seçimde 12'nci mağlubiyetini almasıyla parti içerisinde dengeler tamamen bozuldu. Öyle ki, seçmenler ve partili isimlerden değişim, istifa sesleri yükselmeye başladı.
Çağrılara aldırış etmeyen Kılıçdaroğlu ise 'görevimin başındayım' mesajı verdi. CHP'de iç hesaplaşmalar ise kaçınılmaz oldu.
İKİ İSİM BİR ARAYA GELDİ
Bu süreçte değişim mesajı veren isimlerden biri de Ekrem İmamoğlu oldu. Muhalefette kritik günler yaşanırken iki isim arasında sürpriz bir gelişme yaşandı.
İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu ile Ankara'da Ahlatlıbel Sosyal Tesisleri'nde bir araya geldi. Basına kapalı yapışan görüşme yaklaşık 2 saat sürdü.
KILIÇDAROĞLU'NDAN İMAMOĞLU'NA "BAKARIZ" CEVABI
Siyaset kulislerinde konuşulanlara göre, İmamoğlu direkt aday olduğunu söylemedi ancak değişimin gerekli olduğunun altını çizerek "çekilin" dedi. Kılıçdaroğlu'nun bu talebe karşılığı ise "Sürece birlikte bakarız" oldu.
İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu arasındaki koltuk savaşı fondaş medya tarafından sözde kulis bilgileri ve sızdırma haberlerle yakında takip ediliyor. Konuyla ilgili İmamoğlu'na yakınlığıyla bilinen CHP yandaşı Sözcü gazetesinde bir yazı kaleme alan Aytunç Erkin, İmamoğlu'nun koruması Mustafa Akın'ın elindeki kara kaplı dosyanın detaylarını yazdı. İşte "Seçimleri neden Erdoğan ve Cumhur İttifakı kazandı?" sorusunun cevaplarının yer aldığı dosyada yer alan maddeler...
VATAN MI, SOĞAN MI, KAOS MU
İktidar seçmeni "vatan mı soğan mı" ve "istikrar mı kaos mu" soruları etrafında karar vermeye ikna etti. Muhalefet ne bunlara karşılık verebildi ne de kendi gündemini seçmen gündemi haline getirebildi." Türkiye'nin problemlerini biz çözeriz" fikri uzlaşılmış liyakatli isimlerle tahkim edilemedi, ete kemiğe büründürülemedi.
MİTİNGDEKİ VİDEOLARA YANIT YOK
Mitingdeki sahte videolar servis edildiğini öne süren Erkin, "İktidar söyleminin dışında hiçbir şekilde muhalefeti takip etmeyen seçmene sahada bire bir iletişim yapılmadı." maddesinin dosyada yer aldığını iddia etti.
MÜTTEFİKLERİ BASTIRMA GİRİŞİMLERİ
Özellikle Muharrem İnce kaset vakasının FETÖ ve CHP'nin, özellikle Kılıçdaroğlu'nun işbirliği ile yapıldığı iddiası boşa çıkarılamadı ve etkili oldu. CHP kampanya ekibinin Meral Akşener'e ve İmamoğlu'na yönelik, daha önceki aşağılayıcı linç kampanyaları da bu iddianın aksini savunma motivasyonlarını düşürdü. Müttefikleri ve destekçileri bastırma girişimleri kampanyanın normali olarak görüldü.
ERDOĞAN REFERANDUMUNA DÖNÜŞMEDİ
CHP, milliyetçi İyi Parti'nin ve dindar kesim temsilcileri Gelecek Partisi ve Saadet Partisi'nin esas müttefiki olduğu türünden bir imge oluşturamadı. Seçim bir Erdoğan referandumuna dönüştürülemedi.
"YOKSULLUĞUN NEDENİ ERDOĞAN" İDDİASI ANLATILAMADI
Erdoğan'la devam etmenin ülkenin yoksullaşmasına devam demek olduğu, yoksulluğun sebebinin Erdoğan, çözümününse Erdoğansız bir yönetim olduğu fikri vurgulanamadı.
BİR YILLIK KAMPANYANIN AMACI KILIÇDAROĞLU'NU ADAY YAPMAKTI
Bir yıldan uzun bir süre boyunca yürütülen adaylık kampanyası, seçimi kazanmaya değil, Kılıçdaroğlu'nu aday yapmaya dönük bir kampanyaya döndü.
TOPLUM İNTİKAMCI KARAKTER GÖRDÜ
Kemal Kılıçdaroğlu'nu toplumun gözünde değerli yapan sakin ama iddialı, yumuşak ama kararlı, barışçı ve kapsayıcı özellikleriydi. Siyasi olarak da tek adamlık fikrinin karşıtı, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirebilen moderatör liderlik anlayışıydı. Ancak kampanyada bu olumlu özellikler zayıflatıldı. Bir yandan pozitif mesajlar ve sembollere odaklanan diğer taraftan agresif ve intikamcı bir karakter gördü toplum.
İTTİFAK ÇIKAR İTTİFAKINA DÖNÜŞTÜ
Kampanya, ittifakı bir çıkar ittifakına dönüştürüp, tüm ittifak bileşenlerini adaylık karşılığında ödüllendirme, itirazları da aşağılamayla, sosyal medya linçleriyle etkisizleştirme yoluna gitti.
AKŞENER'İN MİLLİYETÇİLERLE BAĞ KURMASI
Akşener'in bu kesimlerle (milliyetçi-seküler) bağ kurması için çaba harcanmadı. Bütün bağ kurma görevi kurgulanmış karizmatik lidere ve onun sembollere dayalı söylemine bırakıldı.
EKONOMİYİ NASIL DÜZELTECEKSİN SORUSU:
Ekonomi ve deprem gibi pragmatik gündemlerde, seçmenin beklentisini göremedi, beklenti karşılanamadı. Beklentiyi karşılamaya yönelik vaatler abartılı ve gerçekdışı bulundu. Seçmenin "ekonomiyi nasıl ve kiminle düzelteceksin" sorusu görmezden gelindi.
ÇETE SÖYLEMİ HELALLEŞMEYLE TEZAT YARATTI:
Çete, hesaplaşma, hırsızlar, çalınan parayı geri alma gibi liderde kişiselleşen söylemler, niyet edilmemiş olsa da helalleşme siyaseti ile tezat bir duygu yarattı. Kişilik bölünmesine dönüştü.
ELLERİNİ ARKADAN BAĞLAYARAK YÜRÜDÜ
Görüşmenin ardından basın mensuplarına el sallayan İmamoğlu'nun gergin yüz ifadesi dikkat çekti. Görüşmenin detayları merak edilirken, iki ismin Ahlatlıbel bahçesindeki görüntüleri ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu bahçede gezintiye çıktı. Bu sırada İmamoğlu'nun beden dili, görüşmedeki gerilimi gözler önüne serdi.
Sohbet sırasında Ekrem İmamoğlu'nun Genel Başkan'ın yanında ellerini beline götürerek yürümesi dikkat çekti.
O anlar sosyal medyada ise gündem oldu.
BEDEN DİLİNDE ELLERİN ARKADA BAĞLI OLMASI NE ANLAMA GELİYOR?
Beden diline göre ellerin arkada bağlı olmasının dikkat çeken bir anlamı var. Ellerini arkada bağlayan kişi "Benim gücüm var, kendimden eminim ve arkam sağlam anlamına gelir. Bu kişiler otoritelerinin güçlü olduğuna dair mesaj vermeye çalışırlar. Genelde erkeklerde olan bu davranış şekli her yerde erkeğin gücünü ve otoritesini koyma ve koruma çabasını içine alır. Bu tarz bir hareket kadınlarda görülmez; görülse dahi erkek gibi kadın imajı olan kadınlar bunu yapabilir" demek istiyordur.
Öte yandan beden dili uzmanları İmamoğlu'nun yaptığı gibi elleri arkaya bağlamanın çirkin bir hareket olduğunu ifade edip "Hoş karşılanmadığını" da belirtiyor.
İMAMOĞLU ÇİFTE KOLTUK İSTİYOR: HEM İBB HEM CHP
Görüşme sonrası kulislere yansıyan iddialara göre İmamoğlu, hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile CHP Genel Başkanlığı bir arada yürütme istiyor. Konuyu köşesine taşıyan Abdulkadir Selvi, "Ekrem İmamoğlu ekibi bir ara üçüncü yol diye bir şey ortaya atmıştı. Kılıçdaroğlu da İmamoğlu da aday olmasın, iki ismin üzerinde uzlaşacağı bir isim genel başkan olsun. Demirel'den sonra, "Kasıma kadar İsmet abi" formülü olarak gündeme gelmişti. Olmadı. CHP-SHP birleşmesinde ise Karayalçın ve Deniz Baykal da aday olmamıştı. "Hikmet abi" modeli olarak uygulanmıştı. Zaten Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu'nun bu görüşmesi için de Hikmet Çetin aracı olmuş. Hikmet Çetin iki partiyi CHP şemsiyesi altında birleştirdi. Deniz Baykal ilk kurultayda CHP'nin başına geçti." ifadelerini kullandı.
İKİNCİ TOPLANTI HAFTAYA
İki ismin görüşmesini CHP yandaşları da köşelerine taşıdı. Fondaş Sözcü'den İsmail Saymaz, iki ismin önümüzdeki hafta bir görüşme yapacağını belirtirken, "İddiaya göre İmamoğlu, değişime ilişkin önerilerini tekrarladı. Kılıçdaroğlu, "Çalışma yapın, getirin" dedi. İmamoğlu çalışmasını tamamladıktan sonra önümüdeki hafta bir daha görüşecekler. Şimdilik herkes kendi pozisyonu koruyor." ifadelerini kullandı.
