Garantör ülkelerin 6 Şubat 2023'te meydana gelen ve Suriye'de hissedilen yıkıcı depremin ardından daha da ağırlaşan insani durum nedeniyle endişelerini dile getirdiği belirtilen bildiride, garantör ülkelerin BM Güvenlik Konseyi'nin kararları istikametinde bölgeye insani yardımın artırılması gerektiğine vurgu yapıldı.
"ÜLKELERİNE DÖNMELERİ İÇİN DESTEK SAĞLANMALI"
Bildiride, garantör ülkelerin Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde kendi iradeleriyle ülkelerine dönmeleri için destek sağlanması gerektiğinin altı çizilen bildiri, garantör ülkelerin bu yönde uluslararası topluma Suriyeli mülteciler için gerekli yardımı sağlama çağrısı yapıldı.
Suriye konulu bir sonraki Astana toplantısının ise bu yılın ikinci yarısında yapılmasının kararlaştırıldığı aktarıldı.
"SÖZDE 'ÖZ YÖNETİM' TEŞEBBÜSLERİ KABUL EDİLEMEZ"
Dışişleri Bakanlığı, Kazakistan'ın başkenti Astana'da; Türkiye, İran ve Rusya arasında gerçekleştirilen 'Suriye' konulu toplantıyla ilgili, "Taraflar, Suriyelilerin ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerinin sağlanması için Suriye içinde gerekli koşulların oluşturulmasının ve bu dönüşlerin kolaylaştırılmasının gerekliliğini kaydetmişlerdir" açıklamasını yaptı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Astana formatındaki Suriye konulu yüksek düzeyli toplantılardan 20'ncisinin 20-21 Haziran 2023 tarihlerinde Astana'da düzenlendiği belirtilerek, Türkiye'nin toplantıda Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Burak Akçapar başkanlığındaki bir heyetle temsil edildiği ifade edildi.
"GERİ DÖNÜŞLER ELE ALINDI"
Toplantıda, sahadaki durum ve terörizmle mücadele, bölgesel gelişmeler, siyasi süreç, geri dönüşler ile insani yardım konularının ele alındığı ve toplantı sonunda Ortak Bildiri yayımlandığı belirtildi.
Açıklamada, şöyle denildi:
"Ortak Bildiride taraflar, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik güçlü taahhütlerine, Astana Süreci'nin Suriye meselesinin barışçıl çözümünde öncü rolüne vurgu yapmış, sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı mücadeledeki kararlılıklarını kaydetmişlerdir. Taraflar, Suriye'de faaliyet gösteren terör örgütlerinin farklı isimler ve uzantılar altında artan varlığı ve saldırılarını kınamış, terörle mücadele bahanesiyle hayata geçirilmeye çalışılan gayrı meşru, sözde 'öz yönetim' teşebbüslerinin kabul edilemez olduğunu kaydetmiş, Suriye'nin kuzey doğusundaki ayrılıkçı yapının ihlallerini kınamış, bu girişimler dahil olmak üzere terör oluşumlarını destekleyen ülkelerin eylemlerinden duyulan rahatsızlığı ifade etmişlerdir. Suriye'nin kuzeyine ve ayrıca İdlib'e ilişkin tüm düzenlemelerin fiilen uygulanmasının önemine dikkat çekmişlerdir."
"İNSANİ YARDIMLAR ARTIRILMALI"
Tarafların ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca, Suriye ihtilafında siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesine bağlılıklarını teyit ettiği vurgulandı.