Your browser doesn’t support HTML5 audio

İstanbul ve İzmir'de LGBT terörü! Başkan Erdoğan'ı hedef alıp sokakları karıştırdılar! HDPKK'lı isimler yine başrolde

Son dakika haberleri... Aile değerlerini hedef alan ve tüm dünyanın savaştığı LGBT terörü, sözde ‘Onur’ ayı adı altında iyice çizgiyi aştı. Kendine yeni propaganda alanları açarak başta çocuklar olmak üzere zihinleri kirleten sapkınlar, bugün yine İstanbul sokaklarını karıştırdılar. Basın açıklamasında Başkan Erdoğan’ı hedef alan LGBT’lilere polis müdahale etti. Sapkınlara destek yine HDPKK’dan geldi. Geçtiğimiz hafta da yapılan yürüyüşte polise ‘işgalci kuvvet’ diyen HDPKK’lı Özgül Saki ve yine HDPKK’lı Kezban Konukçu, lubunyalarla birlikte yürüdü. Sapkınlar bir ili daha karıştırdı. İstanbul’dan sonra İzmir sokakları da LGBT’lilerin skandal yürüyüşüne maruz kaldı. Polis ekiplerince uyarılara aldırış etmeyen 50’nin üzerinde LGBT üyesi gözaltına alınarak emniyete götürüldü.

Dünya genelinde cinsiyetsiz bir toplum hedefleyen LGBT terörü yine sokakları karıştırmaya çalışıyor.

İSTANBUL ŞİŞLİ'DE LGBT TERÖRÜ I VİDEO İZLE

İstanbul Şişli'de bugün yine lubunyalar 'onur'suz yürüyüşünü gerçekleştirmek istedi.

Nişantaşı'nda tüm yasaklara rağmen basın açıklaması yapan LGBT'liler, sapkın sloganlarını atmaktan da çekinmedi.

YİNE BAŞKAN ERDOĞAN'I HEDEF ALDILAR

Açıklamada Başkan Erdoğan'ı hedef aldılar.

Skandal açıklamada şu ifadeleri kullandılar:

Seçim sonrası gördük ki, balkon konuşmasında yine ilk bizler hedef gösterildik. Yürütülen bu nefret ve inkar siyasetini kabul etmiyoruz. Bütün yasaklamalara, kriminalize etmelere, baskılara, sindirme politikalarına rağmen bizler herkes için, insanca bir yaşamı savunmaya, demokratik yaşamda ısrarcı olmaya devam edeceğiz.

Emniyet'in "dağılın" uyarısına aldırış etmeyen sapkınlara müdahale edildi. Yaşanan arbedede gözaltına alınanlar oldu.

Polisin müdahale ettiği sapkınlardan biri avukat iki kişi ise gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlar sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

SAPKINLAR GALATA KULESİ'NE LGBT PAÇAVRASI AÇTI I VİDEO İZLE

BM'DEN SAPKINLIĞA DESTEK

Birleşmiş Milletler (BM) Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Bağımsız Uzmanı Victor Madrigal ise sapkınlığa çanak tutarak LGBT'lilere destek mesajı yolladı.

"Türkiye, LGBT bireylerin yürüyüşüne engel olmamalı" diyen Madrigal skandal açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Çalışmalarım boyunca özel hayatlarımızda şiddet ve ayrımcılıktan uzak olabilmenin yanı sıra; lezbiyen, gey, biseksüel, trans kimliklerimizle ve tüm cinsiyet çeşitliliğimizle kamusal alanda var olabilmenin de ne kadar önemli olduğunu gördüm. Kamusal alanda toplanabilmek sadece onurumuzun değil, pek çok insan hakkını kullanabildiğimizin de göstergesi. Bu hak, meşru bir neden olmadan engellenemez. Onur yürüyüşü ve kamusal alanda var olmak bir haktır. Hepimiz hak ettiğimiz gibi eşit, saygın ve özgür şekilde yaşayıncaya dek hep birlikte çalışmaya devam edeceğimizi bilmenizi isterim."

HDPKK EŞLİĞİNDE LGBT TERÖRÜ
Geçtiğimiz hafta da yapılan yürüyüşte polise 'işgalci kuvvet' diyen HDPKK'lı Özgül Saki ve yine HDPKK'lı Kezban Konukçu, lubunyalarla birlikte yürüdü.

Kendilerince ilan ettikleri Onur ayı kapsamında geçen hafta da yürüyüş yapan sapkınların "Kürdistan" sloganları attıkları görülmüş, HDPKK'lı vekiller tarafından savunulmuştu.

Valiliğin gösteri ve yürüyüş yasağına rağmen LGBT'lilerin sözde 'onur yürüyüşü'ne izin vermeyen polis ekipleri görevini yaparken HDP İstanbul Milletvekili Özgül Saki, Türk polisine yönelik "İşgalci kuvvetler" demişti.

EGM'DEN POLİSLERE 'İŞGALCİ' DİYEN MİLLETVEKİLİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), İstanbul'da yasa dışı gösteri yapmak isteyen gruba izin vermeyen polislere 'işgalci' diyen HDP İstanbul Milletvekili Özgül Saki hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu duyurmuştu.
EGM'nin Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Aziz milletimizin huzur ve güvenliği için 7 gün 24 saat görev yapan, başta terör örgütleri olmak üzere suç ve suçluyla mücadeleyi aralıksız sürdüren Türk Polis Teşkilatı'na yönelik 'işgalci' hakareti asla kabul edilemez. İstanbul'da yasa dışı gösteri yapmak isteyen gruba izin vermeyen polislerimize 'işgalci' diyen HDP İstanbul Milletvekili Özgül Saki hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur" denilmişti.


İSTANBUL VALİSİ GÜL: EYLEM YAPAN 113 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
İstanbul Valisi Davut Gül, Taksim ve çevresinde yapılan eylemlerde 113 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.

Vali Gül, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Milli geleceğimiz, aile kurumunu milli ve manevi değerlerimizle yaşatmaya bağlıdır. Aile kurumunu zayıflatacak hiç bir etkinliğe müsaade etmeyeceğiz. Propaganda yapmak maksadıyla eylem yapan 113 kişi gözaltına alındı. Eleştirmek için bile olsa lütfen eylemlerini paylaşmayınız." ifadelerine yer verdi.

İSTANBUL'DAN SONRA İZMİR'İ DE KARIŞTIRDILAR

Sapkınlar bir ili daha karıştırdı. İstanbul'dan sonra İzmir sokakları da LGBT'lilerin skandal yürüyüşüne maruz kaldı.

İzmir Valiliği, geçtiğimiz cuma günü LGBTİ dernekleri, benzeri oluşumlar ve gruplar tarafından gerçekleştirilmek istenen etkinliklerin genel ahlaka aykırı olduğunu ve provokatif olaylara sebep olabileceğini, olası şiddet ve terör olaylarının önüne geçilmesi amacıyla 2 gün boyunca toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklandığını duyurmuştu.

Valilik kararına rağmen LBGT üyeleri, eylem yapmak amacıyla bugün saat 17.45'te Alsancak Semti Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde bir araya geldi.

Polis ekipleri caddeye çıkan tüm sokakları barikatlarla kapattı. Çevik Kuvvet ekipleri ve asayiş ekiplerin de katılımıyla geniş çaplı önlemler alınırken, bölgeye TOMA'da sevk edildi.

Caddede bekleme yapmamaları ve dağılmaları konusunda polis ekiplerince yapılan tüm ikazlara aldırış etmeyen LGBT üyelerine müdahalede bulunuldu.

Polis ekiplerince uyarılara aldırış etmeyen 50'nin üzerinde LGBT üyesi gözaltına alınarak emniyete götürüldü.

ŞİŞLİ'DE BİR AVM'DE LGBT TUVALETİ!
Geçtiğimiz günlerde de İstanbul'un Şişli ilçesindeki alışveriş merkezindeki görüntülere büyük tepki yağmıştı. Ziyaretçi yoğunluğunun yaşandığı Kanyon Alışveriş Merkezi'nde, LGBT skandalı yaşanmıştı.


LGBT TERÖRÜ HER YERDE
Aşçılık eğitimi verilen bir restoranın olduğu kısımda LGBT'liler için tuvalet açıldı. Bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülerde; erkek, kadın ve engelliler için tuvaletlerin olduğu koridorda LGBT'liler için ayrıca başka bir tuvalet olduğu görüldü.


KADIN ERKEK SEMBOLLERİ BİR ARADA
Tuvaletin kapısında hem erkek hem de kadın sembollerine yer verildi. Bu sembollerin altında da LGBT'lilere ait gökkuşağının bulunduğu görüntülere yansıdı. Öte yandan tuvaletin içinde ise İngilizce olarak "büyük düşün" yazdığı görüldü.

Vatandaşlar tarafından bu olayın bilinçli ve toplumun değerlerine karşı saldırı boyutuna ulaşmasına büyük tepki gelince amblemi yapan kuruluş geri adım attı.

SKANDAL SAVUNMA
Yaptıkları çalışmada yanlış anlaşıldıklarını belirterek erkek, kadın ve engelliler için tuvaletlerin olduğu bölümde ayrıca LGBT'nin sembolü olan gökkuşağının başka bir kapıda yer almasının amacının tuvaletlerin yoğun olduğu zamanlarda kadın erkek karışık olarak kullanım için tasarlandığını açıkladı.

Yapılan açıklamada , "Diğer tuvaletlerin yoğun olduğu zamanda ortak kullanım için tasarlanan alanlarımız, bu sebeple yeniden düzenlenmiştir. Yanlış anlaşılmadan dolayı üzüntülerimizi paylaşırız. Saygılarımızla" ifadesi kullanıldı.

LGBT TERÖRÜ, TÜRKİYE'NİN BAŞINA NASIL SARILDI?
Bu bağlamda Lacivert dergisinin Kasım 2022'de kaleme aldığı LGBT terörünün Türkiye'ye nasıl sokulduğunu anlatan yazsını tekrar hatırlayalım;


TÜRKİYE'DE LGBT TARİHİ VE GEZİ EYLEMLERİYLE YÜKSELEN LGBT AKTİVİZMİ
Türkiye'de Gezi Parkı olaylarından sonra LGBT'nin ivme kazandığı herkesin malumu. Son yıllarda artan LGBT hareketi ve sosyal medyanın LGBT yanlısı içerikleri öne çıkarma ve koruma politikası aileleri endişelendirmeye devam ediyor. Peki, Türkiye'de LGBT nasıl ortaya çıktı ve hangi odaklar LGBT'yi gündemimize dayattı?

1980 askeri darbesinin ardından 19 Mart 1981 tarihinde İçişleri Bakanlığı, erkeklerin kadın kıyafetiyle gece kulüplerinde sahneye çıkmasını yasaklıyordu. 1987'de polis baskınları ile trans "seks işçileri"nin yanı sıra kimi lezbiyen ve geylerin önderliğinde kolektif bir protesto hareketi başladı. 1987'de 37 trans, lezbiyen ve gey, İstanbul'daki Gezi Parkı'nda açlık grevi yaparak kamuoyu oluşturmaya çalıştı. Protestocuları bazı sanatçılar ve aydınlar da destekliyordu. Bu on günlük açlık grevi, günümüz Türkiye "queer" (zenne) hareketi tarafından bir dönüm noktası olarak anılıyor.

1990'lı yıllarda Batılı STK'larla ilişkiler artmaya başlayarak Gökkuşağı'92 adı altında bir queer grubu kuruldu ancak kısa sürede dağılan grup uluslararası queer inisiyatifleriyle temasa geçti. Almanya'daki "Schwule International" grubunun teşvikiyle 1993'te İstanbul'da "Christop

her Street Days" çerçevesinde bir "Onur Yürüyüşü" yapmak istendi fakat İstanbul Valiliği yürüyüşe izin vermedi. Yürüyüş yapamadıkları için çeşitli queer grupları, "Lambdaİstanbul" adıyla yeni bir inisiyatif altında toplanmaya karar verdi. Türkiye'deki ilk LGBT örgütü Lambdaistanbul 1993'te, İstanbul'da kuruldu. Lambdaİstanbul'dan bir yıl sonra, 1994'te Ankara'da, siyasi çalışmasına bir queer dergiyle başlayan KaosGL inisiyatifi açıldı. Bu gruplar, 1990'lı yılların ikinci yarısında dernekleşme yoluyla kurumsal kimlik kazanmaya başladılar.1994'te Özgürlük ve Dayanışma Partisi, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı parti içerisinde yasaklayarak Demet Demir'i yerel seçimlerde İstanbul'dan aday göstererek Türkiye'de ilk kez bir transseksüeli aday gösteren parti oldu.1995 yılında Türkiye'nin ilk lezbiyen inisiyatifi "Venüs'ün Kızları" adıyla kuruldu.

1996 yılında ülkedeki ilk LGBT öğrenci örgütlenmesi olan LEGATO, ODTÜ'de kurularak hızla diğer üniversitelere yayılmaya başladı. 2007 yılında ilk resmi LGBT öğrenci topluluğu Gökkuşağı, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde toplandı. Haziran 2003'te "LGBT Onur Yürüyüşü" Lambdaistanbul tarafından İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde gerçekleştirildi. "İstanbul Pride" adındaki yürüyüş bir hafta süren bir "Onur Haftası"nın son günü düzenlenilmeye başlandı.


LGBT'LİLERİN EYLEME GEÇMESİ VE TEPKİLER
2005 yılına dek tüzel kişiliği olmayan gey ve lezbiyen inisiyatif KaosGL resmi dernek statüsüne erişti. Türkiye'de dernekleşme siyasallaşma yoluna giden bu gruplar ise bu "başarılarını", "hoşgörülü politika"lara değil, tamamen AB katılım sürecinin sonucuna bağlıyorlardı.

Bursa Gökkuşağı LGBTT Derneği Türkiye'nin ilk travesti transeksüel hakları için kurulmuş resmi derneği oldu. Ağustos 2006'da, Bursa'daki Gökkuşağı LGBTT Derneği'nin düzenlemek istediği Türkiye'nin ilk resmi izinli LGBT yürüyüşü halktan gelen tepkiler nedeniyle iptal edildi.

Hükümetin artık haddini aşamaya başlayan queer harekete karşı politika geliştirmesinin ilk örneği, Lambdaİstanbul Derneği'ne açılan 2006 tarihli dava oluşturdu. Öykü Evren Özen aynı zamanda Bursa Gökkuşağı LGBTT Derneğinin de kurucu başkanıydı. 2007 yılında Bursa'dan Öykü Evren Özen bağımsız milletvekili adayı oldu fakat YSK tarafından veto edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Özen'i aday adayı olarak açıkladı ancak aday olarak göstermedi.

"Christopher Street Day" kapsamında ve Gezi protestolarının da etkisiyle yaklaşık 100 bin insanın katıldığı hükümet karşıtı ve LGBT destekli "Onur Yürüyüşü" düzenlendi. Böylece Gezi protestoları esnasında ve sonrasında queer ideoloji taraftarlarının siyasi hayata katılımı artış göstermeye başladı. Feminist, antimilitarist, çevreci, Kürt örgütlerle işbirliği derinleşirken, siyasi partilerle temaslar daha da artıyordu.

Bunun başlıca örneklerinden biri CHP milletvekili Mahmut Tanal'ın meclise sunduğu soru önergesi oldu. Tanal kanun değişiklikleri konusunda yürütülen tartışmalarda queer ideoloji taraftarlarının haklarının da göz ardı edilmemesini önceliyordu.

Aynı günlerde HDP ve BDP gibi kimi partiler bünyesinde queer grupları kurulmaya başlandı. Gezi protestoları sırasında ve sonrasında Türkiye'nin birçok bölgesinde yeni queer örgütler kurularak faaliyetlerini etkinleştirme yoluna gitmeye başladılar. 7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi Eskişehir'den LGBT hakları aktivisti Barış Sulu'yu milletvekili adayı olarak göstererek bu sürece önemli bir katkıda bulundu. 2022 yılına gelindiğinde ise Taksim'de yapılması planlanan "Onur Yürüyüşü" için LGBT'liler harekete geçmeye başladılar. Bunun üzerine Taksim kapatıldı. Beyazıt Meydanı ve Saraçhane'de ise LGBT harekete karşıt olan aileler ve çocuklar yürüyüşte bulunarak tepkilerini gösterdiler.


LGBT HAREKETİNİ KİMLER FONLUYOR
Türkiye'de LGBT'yi yaymak için saha çalışmaları ve yürüyüşler yapıp paneller düzenleyen dernekler, son yıllarda gündemden düşmeyen Boğaziçi eylemleriyle daha da görünürleşti. Yurt dışından temsilciler ve bazı CHP'li belediyeler de LGBT'li örgütleri finanse ettikleri iddiaları var. "Kaos Gey ve Lezbiyen (KAOS GL) Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği" eşcinsel örgütler için fon rehberi hazırlayarak para alabilecekleri adresleri belirliyor ve buna göre 14 ülkedeki 59 sivil toplum kuruluşu LGBT'lilere sponsor oluyor. Bu STK'ların 22'si ABD, 12'si Hollanda, 8'i İngiltere, 3'ü Almanya ve 2'si Fransa'da. Türkiye'de de 10 büyükelçilik/konsolosluğun fon sağladığı belirtiliyor. Bunlar ABD, Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, Kanada, Norveç, İngiltere ve İsviçre büyükelçilikleri ile İsveç İstanbul Başkonsolosluğu. Rehberde, fon alınabilecek kurumlar arasında CHP'li Beşiktaş, Kadıköy ve Şişli belediyeleri de sıralanıyor. Soros Fonları tarafından finanse edilen LGBT dernekleri, örgütlenme özgürlüğünü kullanarak yürüyüşler düzenlemeye devam ediyor.


BAŞLICA RACONU: QUEER OLMAK YA DA ÖYLE GÖRÜNMEK
Moda ve medya sektöründe eşcinsellere sempatik görünme konusunda büyük bir gayret var, bu herkesin gördüğü bir realite. Bunun nedenleri çeşitli ama en bariz olanı karmaşık çıkar ilişkileri ile moda ve medya dünyasında eşcinsellerin hatırı sayılır derecede söz sahibi olmaları. Bilinen bir gerçek var ki moda dünyası büyük ölçüde queer bireyi barındırıyor. Hatta queer eğilimlere sahip olmak ya da olmasa bile öyle görünmek moda sektörünün başlıca raconları arasında geliyor. Christian Dior'dan Alexander McQueen'e, Yves Saint Laurent'dan Jil Sander'a dünyanın en büyük tasarımcıları eşcinsel eğilimleriyle ya da LGBT taraftarlıklarıyla tanınıyor.

Moda yüzyıllardır, bu eğilimlerdeki birey ve gruplar için bir ifade ve deneme aracı konumunda. Walter Van Beirendonck gibi tasarımcıların seks yüklü kreasyonları ve moda haftasının podyumlarından taşan androjen bakışlar, cinsellik ile insanların yarattığı tarzın ayrılmaz biçimde birbirine bağlı olduğunu kanıtlamaya yönelik çalışmalar ön planda tutuluyor. Billboardları ve vitrinleri aynı cinsten kadın-kadın, erkek-erkek pozlarla kıyafetleri tanıtan propaganda yüklü reklamlar oluşturuyor. Masum olduğunu söylemek mümkün değil. Rudi Gernreich ise üniseks ve androjen kıyafetlerin, hem erkekler hem de kadınlar için yeni bir özgürlük alanı sağlayabileceğini söylüyor. Açıkçası queer'lik moda olabilir ama masum olduğunu söylemek mümkün değil.


ALTIN PORTAKAL'DA LGBT PROPAGANDASI
Altın Portakal Film Festivali Türkiye'nin en ses getiren sinema sanatı organizasyonlarından biri olarak her sene tartışmaları üzerine çekiyor. 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali boyunca program içeriğini adeta söz birliği edilmiş gibi LGBT propagandası, Gezi'ye selam, tutuklu gazetecilere özgürlük gibi tek nefes ve tek dilde iktidara karşı muhalefet oluşturunca festivali takip eden izleyiciler de tepki verdi. Metin Akpınar'ın "Ben necip Türk milletinin kararlarından ödü patlayan bir sanatçıyım. O yüzden onlar seçebiliyorlar. Niye? Eğitim seviyesi ortalama beşinci sınıf" ifadeleri de bu tavra ayrıca tuz biber ekti.

Yönetmen Emin Alper'in Kurak Günler filmi, Cannes Film Festivali'nin "Belirli Bir Bakış" seçkisinde prömiyer yapmış, "Queer Palm" yani LGBT filmlerin gösterildiği bölümde de aday olmuştu. Kültür Bakanlığı destekli diyerek prestij topladığı filmi Cannes'dan ödülsüz dönmüştü. Yönetmeni, bakanlık desteği onayından sonra senaryoyu değiştirdiğini verdiği röportajda itiraf etmişti. Ama LGBT'nin ödülsüz kalmasına bazılarının gönlü dayanamadı ve Kurak Günler Antalya'da dokuz ödül aldı. Yetmezmiş gibi Iguana Tokyo filminde ensest ilişkinin açıktan verilmesi ve oyuncunun 14 yaşında olması da tartışmaları beraberinde getirdi. Açıkçası bu festival sanatsal boyutundan öte, festival boyunca kültür endüstrisinden geçer akçe almak için yaratılan muhalefet rüzgârı ve buna eklemlenen LGBT propagandası ile akıllarda yer edinmeyi başardı.

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.