Özhaseki, İller Bankası Sosyal Tesisleri'nde Ankara temsilcileri ile bir araya geldiği toplantıda, deprem bölgesinin birinci öncelikleri olduğunu belirterek, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde 680 bin konutun, 170 bin civarında iş yeri gibi tek katlı yapıların yıkıldığını ve maddi hasarın çok büyük olduğunu kaydetti.
"Her birisini aynı şekilde belediye ihaleleriyle rezerv alanlarda yapacak olsanız neredeyse 110 milyar doları buluyor." diyen Özhaseki, şu anda kendilerini daha çok ilgilendiren ve zorlayan bir konunun geçici barınma alanlarında yaşayanların durumu olduğunu söyledi.
Özhaseki, "Geçici barınma alanlarında 1 milyon 903 bin kişi var. Bu vatandaşların 55 bini çadırlarda kalıyor, 79 bini yurtlarda, sosyal tesislerde kalıyor. Konteynerlerde 467 bin kişi kalıyor. Kira yardımı yapılan da 1 milyon 301 bin kişi var. Bundan dolayı birinci işimiz bu insanları konutlarına kavuşturabilmek. Konutlarında huzurla yaşayabilmek diye düşünüyorum." diye konuştu.
"İSTANBUL DÜNYADAKİ EN RİSKLİ 10 BÜYÜKŞEHİRDEN BİRİSİDİR"
Özhaseki, ikinci önem verdikleri ve dikkatlerini yönlendirdikleri konunun İstanbul olduğuna dikkati çekerek, "İstanbul bir noktada Türkiye demek. Orada olabilecek bir sıkıntı herhalde kolay kolay atlatılamaz. O yüzden bizim bütün dikkatimiz, bütün çabamız, enerjimiz de olası bir depreme yakalanmadan önce hazırlık içerisinde geçirmek ve gece gündüz demeden İstanbul'u depreme hazırlamak. İstanbul dünyadaki en riskli 10 büyükşehirden birisidir. Bunu hiç kimse unutmasın." ifadesini kullandı.
İstanbul'da 39 ilçede kentsel dönüşümün yapıldığını, 2012'den itibaren Kentsel Dönüşüm Yasası çıktıktan sonra 800 bine yakın binanın yenilendiğini kaydeden Özhaseki, bir taraftan da şu anda devam eden çalışmalar olduğunu söyledi. Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul'u kısaca özetleyecek olursak 5,8 milyon civarında bağımsız birim var. Bunun 1,5 milyonu riskli görünüyor. Ama 600 bin konut ilk etapta çok daha riskli ve yıkılabilecek bir yapı gözüküyor. Bizim bir an önce ne yapıp edip, önce 600 bin bağımsız birimin, akabinde de ikinci sırada da riskli görünen 1,5 milyon yapıyı dönüştürmek gibi bir mecburiyetimiz, zorunluluğumuz var. Bunu üzerimize büyük bir vazife olarak görüyoruz. Anadolu yakasında 150 bin konutluk, Avrupa yakasında da 200 bin rezerv alanlar tespit ettik. Bunları da çok hızlı bir şekilde devreye sokmak durumundayız."
"DEPREM SİYASET ÜSTÜ BİR DURUM"
Yarısı Bizden Kampanyası'nda İstanbul'da 1 milyon 20 bin bağımsız bölüm için müracaat olduğunu belirten Özhaseki, sakinlerinin yüzde 100 bir araya geldiği, anlaştığı apartmanlardan başlayacaklarını ve yüksek riskli binaları yıkıp yapacakları bir sıralama gözeteceklerini anlattı. Özhaseki, şöyle devam etti:
"Bizim kaybedecek bir saniyemiz bile yok. Deprem siyaset üstü bir durum, üzerine siyaset yapılacak bir durum değil. Geçenlerde Ekrem Bey geldi, onunla da konuştuk. İlçe belediye başkanı arkadaşlarımızla da bir araya geldik. Özellikle AK Parti'li arkadaşlarımızla da bir araya geldik. Prensipte anlaştık, haftaya çalışmalara başlıyoruz.
İstanbul için belki özel bir birim kurarak, baştan sona düşündüklerimizi en hızlı bir biçimde yapmamız gerekiyor. Daha önce ki kentsel dönüşüm yapılan yerlerde karşımıza çıkan ne kadar sorun varsa onların hepsini biliyoruz. Bunları aşacak şekilde de tedbirler aldık ki belki de çok ciddi yasalar ortaya koyarak, hızlı bir biçimde bizim İstanbul'u depreme hazırlamamız gerekiyor."
"1000 YILLIK ANADOLU MEDENİYETİNDE KARŞILAŞILAN EN BÜYÜK FELAKET"
Özhaseki, 6 Şubat depreminin, "asrın afeti" olarak tarif edilse de kendisinin 1000 yıllık Anadolu medeniyetinde karşılaşılan en büyük felaket olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Depremden etkilenen 11 il olduğunu, çevresindeki 7 ilin de önemli ölçüde etkilendiğini belirten Özhaseki, depremden etkilenenlerin sayısının 14 milyonu bulduğunu, bağımsız birim olarak 850 bin konut ve iş yerinin yıkıldığını, 51 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini anlattı.
Özhaseki, zor bir dönem yaşandığını, felaketin altından kalkabilmenin de kolay olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"320 bin bina yıkılmış, 2, 3 ve 5 katlı. Toplam 850 bin ediyor. Bağımsız görüldüğünde bina olarak 320 bin. Siz bu depremi önceden haber alsanız, bir gün önceden her binanın başına 10 kişi koyacak olsanız, 3 milyon 200 bin kişiyi orada tutmanız gerekir.
10 kişinin de kocaman binaya yapacağı bir şey yok. Belki her birine 10 tane iş makinesi gerekir. Her bina başına 100 kişi koyacak olsanız, orada 32 milyon insan gerekir. Böyle bir imkan dünyanın hiçbir yerinde yok."
Depremin olduğu ilk dakikalardan itibaren Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışmalar yürüttüğüne dikkati çeken Özhaseki, parti, bakanlar ve devletin tüm kurumlarının yoğun çalıştığını dile getirdi.
Bakanlık olarak deprem olduktan sonra hemen sert zeminler üzerinde uydu kentler kurulabilecek rezerv alanları tespit çalışmasına başladıklarını ve ufak tefek artçıların etkilemeyeceği bir biçimde inşaat çalışmalarının hızla devam ettiğini hatırlatan Özhaseki, şu bilgileri verdi:
"Şu ana kadar 179 bin konutun ihalesi yapıldı, yüzde 90'ı başladı. Büyük bir bölümünü bu senenin sonuna doğru teslim edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu rakamın 319 bine çıkarılmasını istemiş, bunun için de arkadaşlarımız o konuda hızlı bir şekilde çalışıyor ve 319 bin konutu başladığı günden itibaren bir sene içerisinde teslim edeceğiz. Geçici barınma alanlarında kalan vatandaşlarımızın hepsini o bölgeye taşıyacağız."
"REZERV ALAN YOKLUĞU VAR"
Özhaseki, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya'da vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, partililer ile bir araya gelerek bölge için istişarelerde bulunduklarını, vatandaşlardan memleketlerinde kalma talebi gelmesi üzerine Yerinde Dönüşüm Projesi'ni hayata geçirdiklerini ifade etti.
"Vatandaş yerinde dönüşüm istiyor ama bir taraftan da rezerv alan yokluğu var. Sizin elinizde geniş alanlar yapabileceğiniz, yeni şehirler kurabileceğiniz alanlar yok ki. Hatay da bile mecburen orman vasfını yitirmiş arazilere girmek zorunda kaldık." diyen Özhaseki, Anadolu'da 100 metrekarelik bir evin maliyetinin 1 milyon lira, metrekaresinin de 10 bin lira olduğunu, bakanlığın 100 metrekarelik evin yarısını hibe verdiğini, yarısını da kredilendirdiğini bildirdi.
"Bütün kredilerin ödemesi, 2 yıl inşaat süresince ödemesiz, sonra 10 yıl ödemeli ama sıfır faizle. Sanki vermiş olduğumuz 1 milyon lira vatandaşa tamamı hibe gibi gözüküyor. Eğer yıkılan ev 150 metrekareden fazla ise kredi miktarını 800 bine çıkarıyoruz. Dükkanlar içinde ayrı bir sistem var. İnternet ortamında yayınlıyoruz." ifadelerini kullanan Özhaseki, bu projenin şehirlere çok faydası olduğuna, yerinde dönüşümle birlikte şehirlerde ekonominin canlanacağına işaret etti.
"YERİNDE DÖNÜŞÜM YERELDEKİ MİMAR, MÜHENDİSLERİ HAREKETLENDİRİYOR"
Rezerv alanlarda yapılan 3 bin, 5 bin konutluk yerler için genellikle bu işi üstlenecek firmaların fabrikalarla anlaştığını, bunun şehre faydasının olmadığını dile getiren Özhaseki, "Yerinde dönüşüm başladığı zaman yereldeki mimar, mühendisler hareketleniyor. Yerel müteahhitlik grupları hareketleniyor. İstihdam çıkıyor, ihtiyaç duyulan inşaat malzemesi çevredeki tüccarlardan, esnaftan alınıyor. Müthiş şekilde ekonomide canlılık doğacak diye düşünüyoruz." dedi.
Şehirlerin yeniden inşasında 4 kırmızı çizgilerinin olduğunu vurgulayan Özhaseki, "fay hatları", "sel yatakları", "sıvılaşma" olan yerlerde yapılaşma yasakları bulunduğunu, binaların yapım aşamasında "sıfır tolerans" göstereceklerini ve sıkı denetim yapacaklarını söyledi.
Yerinde Dönüşüm Ofisleri'nin 22 yerde hizmet verdiğini belirten Özhaseki, imar planları hususundaki ihtilafların da bu ofislerde halledileceğini anlattı. Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Mimarlık, mühendislik ofislerinde masraf olur yapamam' diyenler varsa onlar için arkadaşlarımız TOKİ'den 15 kadar da proje hazırladı. Onların mimarlık, mühendislik hizmetleriyle ilgili ne kadar detay varsa hepsini hazır ettik.
Bu projeleri de alıp kullanabilecekler. En önemlisi de orada yapılacak inşaatları ruhsattan iskan sürecine, vatandaşın oturacağı alana kadar, her türlü inşaat faaliyetlerini, orada denetleyeceğiz ve takip edeceğiz. Bizim nezaretimizde başlayan denetlediğimiz işler, herhangi bir şekilde aksar ve yarım kalırsa TOKİ devreye girecek ve bütün vatandaşların binalarını TOKİ tamamlayacak."
"SAATTE 1000 KİŞİ MÜRACAAT EDİYOR"
Özhaseki, Yerinde Dönüşüm Projesi'ne müracaatları pazartesi günü saat 14.00-15.00'te açtıklarını, aradan 38-40 saat geçtiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Yerinde Dönüşüm Projesi'ne şu ana kadar başvuran vatandaş sayısı 36 bin 825. Yani neredeyse saatte 1000 kişi müracaat ediyor. Demek ki doğru yoldayız, doğru işler yapıyoruz. Onun içindir ki vatandaş hızla müracaat ediyor. Önümüzdeki günlerde bu müracaatların ne kadar olacağını göreceğiz. Orada bu inşaat faaliyetleri başlayacak sonra da rezerv alanları bir daha gözden geçirip ona göre yapacağız.
Amacımız bir an önce şehirlerin normale dönmesi ve dışarıda kalan vatandaşlarımızın güvenli konutlara kavuşması. Bunun içindir ki yerinde dönüşüm yapmak isteyen vatandaşlarımıza her türlü katkıda bulunacağız. Sadece bağış ve hibe olarak değil, kredi olarak da aynı zamanda onların tip sözleşmelerinin hazırlanmasında, denetiminde her bir safhada yardımcı olacağız."