Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz darbe teşebbüsünü boşa çıkarmamızı, 17/25 Aralık girişimi sonrasında aldığımız önlemlere borçluyuz. Şayet o dönem polis akademisini yeniden yapılandırmamış, hassas birimlerde tasfiyelere gitmemiş olsaydık, daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırdık." dedi.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR I VİDEO İZLE
Erdoğan, Gölbaşı Polis Akademisi'nde düzenlenen Polis Meslek Yüksekokulları Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmaya, bu gurur gününde Polis Akademisi'nde bulunmaktan, mezunların coşkusuna, mutluluğuna şahitlik etmekten bahtiyarlık duyduğunu belirterek başladı.
Bugünkü törende, Polis Meslek Yüksek Okulları'nda 6'ncı dönem olarak eğitimlerini tamamlayan polis memurlarının mezun olacağını ifade eden Erdoğan, 2 yıl süren zorlu ve yoğun eğitim süreçlerini başarıyla bitiren 497'si kadın, 1592'si erkek toplam 2 bin 89 polis memurunu kutladı.
Dereceye giren öğrencileri tebrik eden Erdoğan, "Sizlerin mezuniyetine vesile olan tüm hocalarınıza, amirlerinize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Aynı şekilde, sizleri vatana, millete, devlete onurla hizmet edecek şuura sahip şahsiyetler olarak yetiştiren ailelerinize şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bugün dünyanın 16 farklı ülkesinden toplam 87 misafir öğrenciyi de akademiden mezun etmenin sevincini yaşadıklarını dile getirerek, Polis Amirleri Eğitim Merkezi'nde gerek Türkçe dil becerilerini gerekse mesleki eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencileri tebrik etti.
Misafir polis amirlerinin, akademide aldıkları üst düzey eğitimle kendi ülkelerine en güzel şekilde hizmet edeceğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de eğitim gören hiçbir öğrenciye yabancı gözüyle bakmadıklarının altını çizdi.
İster üniversitede okusun, ister kamu kurumlarında eğitim alsın, tüm uluslararası öğrencileri misafir olarak gördüklerini belirten Erdoğan, onlara, Türk misafirperverliğini hissettirme çabasında olduklarını söyledi.
Misafir öğrencilerin de hüsnü kabulün karşılığını fazlasıyla verdiğine işaret eden Erdoğan, öğrencilerin, "Türkiye'nin gönül elçileri" sıfatıyla ülkeler arasındaki münasebetlerin gelişmesine katkı sağladığını, bugünkü mezunların da aynı gayreti sergileyeceğini kaydetti.
Başkan Erdoğan, misafir öğrencilere, bundan sonraki meslek hayatlarında başarılar diledi.
"TOPLUMSAL BARIŞIN TEMİNATISINIZ"
Bugün bünyesine katılan 2 bin 89 yeni polis memuruyla birlikte Emniyet Teşkilatı'nın daha da güçleneceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Rabb'im, sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan muhafaza buyursun diyorum. Ülkemizin dört bir köşesinde, 81 vilayetimizin tamamında asayişi, güvenliği ve huzuru sağlamak amacıyla gece, gündüz demeden fedakarca görev yapan tüm polislerimize teşekkür ediyorum. Milletçe kendimizi huzur ve güvende hissediyorsak bunun arkasında tüm birimleri ve kademeleri ile Emniyet Teşkilatımızın emeğinin yer aldığını çok iyi biliyoruz. Polislerimiz, sorumluluğu ağır bir mesleği şanla, şerefle yaparak, insanın en başta gelen ihtiyacı olan güvenlik talebini karşılıyor. Sizler ifa ettiğiniz ve edeceğiniz görevlerle aynı zamanda devletimizin bekasının, milletimizin esenliğinin, toplumsal barışımızın da teminatısınız. Ekonomide elde ettiğimiz başarıların, ticarette yakaladığımız ivmenin, turizmde ardı ardına gelen güzel haberlerin, terör örgütlerine karşı verdiğimiz başarılı mücadelenin, hasılı asayişle birlikte diğer alanlarda sağladığımız kazanımların baş aktörlerinden biri, mensubu olduğunuz Emniyet Teşkilatımızdır."
Erdoğan, güvenlik güçlerinin ne kadar kritik bir rol oynadığının 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir kez daha görüldüğünü anımsatarak, "Asrın felaketi olarak nitelenen depremler sonrasında emniyet birimlerimiz süratle harekete geçti. Kendi mesai arkadaşlarını depremde şehit vermelerine rağmen polisi, bekçisi, jandarması, korucusu, askeriyle tüm güvenlik güçlerimiz depremzedelerimize yardım için adeta seferber oldu." dedi.
Polislerin, arama kurtarma çalışmalarından yardım dağıtımına, yağmacılarla mücadeleden asayişi teminine kadar acil ihtiyaç duyulan her konuda aktif sorumluluk üstlendiğini hatırlatan Erdoğan, depremin 11 ili ve 14 milyon insanı etkilediği dikkate alındığında, birkaç münferit hadise dışında sürecin suhuletle yönetildiğini kaydetti.
Dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırıldığında, afet sonrasında güvenlik hizmetlerinin sağlanmasında Türkiye'nin başarılı bir imtihan verdiğini vurgulayan Erdoğan, depremde yıkıntıların altında kalarak hayatını kaybeden 216 emniyet mensubunu rahmetle andı.
Erdoğan, Türkiye'nin bir daha benzer afetlerle karşı karşıya kalmaması temennisinde bulundu.
"İNSANLIK BÖYLE BİR ALÇAKLIK GÖRMEMİŞTİR"
Türkiye'de 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri döneminde özverili çalışmaları dolayısıyla tüm emniyet güçlerini tebrik eden Erdoğan, "Türkiye, depremden sadece 3 ay sonra üst üste iki seçimi, demokrasisine yakışır bir olgunlukla, yüzde 90'ları bulan rekor katılım oranlarıyla hiçbir sorun, sıkıntı yaşamadan başarıyla yapmıştır." dedi.
Erdoğan, önceki hafta cumartesi günü tarihin en büyük ihanetlerinden olan 15 Temmuz darbe girişiminin 7. yılının geride bırakıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"7 sene önce uçak ve silah sesleri ile başlayan karanlık bir geceyi, milletimizin direnişi sayesinde kardan daha aydınlık bir sabaha çevirdik. Demokrasi tarihine altın harflerle yazılan 15 Temmuz kıyamımızı 85 milyon olarak hep beraber yeniden hatırladık. Kayıplarımızın dinmeyen sızısı yüreğimizi kavururken, maruz kaldığımız ihanetin büyüklüğü karşısında öfkemiz daha da arttı. Hem tanklara karşı meydan okumanın gururunu hem de kendi silahıyla vurulmanın acısını beraber yaşadık. Üstünden değil 7 yıl, 70 yıl da geçse 15 Temmuz'u unutmayacağımızı tüm dünyaya bir kez daha ilan ettik. Bilhassa Özel Harekat Başkanlığı ve Havacılık Dairesi Başkanlığına yönelik yapılan kalleşliği hiçbir zaman unutmayacağız. Şehitlerimizin aziz hatıralarına daima sahip çıkacağız. 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını şehit verdik. Şehitlerimiz arasında 63 polisimiz bulunuyordu. Sadece Gölbaşı'nda 51 kahramanımız şehit edildi. Şehitlerimizden geriye kalan eşyalar, o gece burada yaşanan vahşeti, FETÖ'cülerin canavarlığının boyutunu bizlere hatırlatmaktadır. İnsanlık böyle bir ihanet, böyle bir alçaklık görmemiştir.
"GELİN BURADA GÖZLERİNİZLE GÖRÜN"
15 Temmuz'a "kontrollü darbe" iftirası atanları, milletin vicdanına havale eden Erdoğan, "Buradan kendilerine şu çağrıyı yapmak istiyorum, 15 Temmuz'da sizler televizyon karşısında kahvenizi yudumlarken, bu milletin evlatlarının nasıl bir mücadele verdiğini görmek istiyorsanız gelin hemen yanı başımızdaki müzeyi ziyaret edin. Türkiye'nin o gece nasıl büyük bir badire atlattığını, istiklal ve istikbali uğrunda milletimizin ne bedeller ödediğini gelin burada görün." dedi.
Başkan Erdoğan, şunları ifade etti:
"15 Temmuz'la ilgili yalanlarınızı, iftiralarınızı, FETÖ'cülere destek veren beyanlarınızı, şayet yüzünüz varsa gelin burada da söyleyin. Siyasi hesaplarla masum ilan ettiğiniz FETÖ'cü mankurtların Türk milletine yaşattığı acıları gelin burada kendi gözlerinizle görün. Terörü öven gazeteci kılıklı tetikçilere ve 6-8 Ekim olaylarının faillerine gösterdiğiniz vefanın binde birini gelin vatanımız için toprağa düşen kahramanlara da gösterin. Milletimiz şu gerçeğin farkındadır, o geceyi bizzat yaşamasa dahi FETÖ'cü hainlerin işlediği cürümlere şahit olan birinin FETÖ'ye müsamahakar davranması mümkün değildir.
FETÖ ile mücadelede oluşacak en küçük bir zafiyetin bize neye mal olabileceğini hemen yanımızdaki gazi mekanda görebiliyoruz. Bir daha benzer ihanetlere maruz kalmamak için hem hafızamızı diri tutmamız hem de tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü boşa çıkarmamızı, 17/25 Aralık girişimi sonrasında aldığımız önlemlere borçluyuz. Şayet o dönem Polis Akademisini yeniden yapılandırmamış, hassas birimlerde tasfiyelere gitmemiş olsaydık, daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırdık. Nasıl vakitlice alınan tedbirler devletimizi işgal girişiminden kurtardıysa 15 Temmuz sonrası atılan adımlar da güvenlik birimlerimizin görevlerini daha iyi yapmalarını, milletimize daha iyi hizmet etmelerini sağlamıştır."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ve Irak'ta terör saldırıları devam ettikçe sığınmacıların kendi topraklarına dönmesinin beklenenden daha fazla vakit alacağını belirterek, "Şu anda 500 bine yakın konutu oralarda inşa ediyoruz. Güvenlik ve istikrar sağlandıkça gönüllü ve onurlu geri dönüşler artacaktır. Bunu Suriye'nin kuzeyinde gördük." dedi.
Erdoğan, Gölbaşı Polis Akademisi'nde düzenlenen Polis Meslek Yüksekokulları Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada, bir taraftan polis teşkilatını FETÖ'cü unsurlardan temizlerken aynı zamanda emniyet hizmetlerinde sıkıntıya mahal vermediklerini söyledi.
Darbe girişiminden bugüne toplam 41 bin emniyet mensubunun kurumla ilişiğinin kesildiğini ifade eden Erdoğan, Emniyet Teşkilatını güçlendirmek için 31 bin çarşı ve mahalle bekçisi aldıklarını, komiser yardımcısı, polis memuru ve sivil personel olarak ise toplam 128 bin personel alımının gerçekleştirildiğini bildirdi.
Erdoğan, "Böylece farklı ünvanlarda toplam 158 bin 682 personel alımı yaparak, Emniyet Teşkilatımızın eksikliklerini fazlasıyla giderdik. Halihazırda 340 bin emniyet personelimiz görev yapıyor. Güvenlik sistemimizi nitelikli insan kaynağıyla, yeni uzmanlık birimleriyle, teknik kapasiteyle sürekli geliştiriyoruz. Bunun neticelerini başta terörle mücadele olmak üzere güvenliğimize dair her konuda bizzat tecrübe ediyoruz." diye konuştu.
FETÖ'nün devlet içindeki uzantılarının önemli bir kısmını tasfiye ettiklerini dile getiren Erdoğan, mahrem yapılanmasına yönelik operasyonların kesintisiz sürdüğünü vurguladı.
"TERÖRÜ KAYNAĞINDA KURUTMA STRATEJİ"
Erdoğan, bölücü terör örgütüne katılımın neredeyse durma noktasına geldiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bugün Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestlerderesi'nde bütün bu teröristlerin inlerine giriyor ve bu inlerde, bunları yok ediyorsak işte bunun faili sizlersiniz. Sizlerin kahramanlığı, sizlerin başarısı, inanıyorum ki bu inlere onları mahkum edecektir. Bundan sonraki süreçte de evelallah Güneydoğu, Doğu bütün buraları, bu teröristlerden temizliyoruz, temizleyeceğiz. Örgütü sadece sınırlarımız içinde değil, Irak ve Suriye sahasında da başını kaldıramaz hale getirdik. Terörü kaynağında kurutma stratejimiz çerçevesinde, nerede bir terör kümelenmesi varsa hemen yok ediyoruz. Döktükleri şehit kanlarının ve vatandaşlarımıza yaşattıkları acıların bedelini bölücü örgüt mensuplarına misliyle ödetiyoruz. Polis memurumuz Fethi Sekin'in, diplomatımız Osman Köse'nin ve daha nice kahramanımızın şehadetinde parmağı olanların hepsine alçaklıklarının hesabını tek tek sorduk, soruyoruz ve soracağız. Türkiye'ye uzanan kirli elleri nerede olursa olsun kırmakta kararlıyız. Amacımız terör örgütlerini, ülkemize yönelik bir tehdit unsuru olmaktan tamamen çıkarmaktır."
Türkiye'nin emperyalist güçler tarafından başına sarılan terör belasından kurtulmasının hayati derecede önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, sadece güvenliğe değil ekonomiden demokrasiye, dış politikadan milli birlik ve bütünlüğe yönelik girişimleri akamete uğratmalarının, terör belasını tamamen defetmelerine bağlı olduğunu söyledi.
"KÜRESEL SİSTEMDE SÖZ SAHİBİ BİR ÜLKE OLMAYI İSTİYORSAK TERÖR SORUNUNU ÇÖZMEMİZ ŞARTTIR"
Başkan Erdoğan, "Terör örgütleri varlığını sürdürdükçe kendimizi emniyette hissedemeyiz. İçeride veya sınırlarımızın ötesinde terör unsurları oldukça Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu arzu ettiğimiz hızda hayata geçiremeyiz. Kandil'deki terör baronlarının sesleri kesilmedikçe iç siyasetimizi dizayn etme çabalarının önünü alamayız. İşte görüyorsunuz 14,15,16 yaşında kızları, annelerinden, babalarından kaçırarak Kandil'e getiriyor ve terör baronları orada bunları taciz ediyorlar. Eğer dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacaksak, turizmde yıllık 100 milyar dolar gelire ulaşmayı hedefliyorsak, küresel sistemde söz sahibi bir ülke olmayı istiyorsak terör sorununu çözmemiz şarttır." diye konuştu.
Türkiye'de belli çevrelerin özellikle seçim döneminde istismar ettiği göçmen meselesinin çözüme kavuşturulmasının yolunun terör örgütleriyle başarılı mücadeleden geçtiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kardeşlerim şunu unutmayın, Suriye'de ölümden kaçarak bizlere sığınan, bizi ensar olarak gören bu kardeşlerimize ne yazık ki ülkemizde ana muhalefetin yaklaşımı insani bir yaklaşım değildir, İslami bir yaklaşım hiç değildir. Suriye ve Irak'ta terör saldırıları devam ettikçe sığınmacıların kendi topraklarına dönmesi beklenenden daha fazla vakit alacaktır. Şu anda 500 bine yakın konutu oralarda inşa ediyoruz. Güvenlik ve istikrar sağlandıkça gönüllü ve onurlu geri dönüşler artacaktır.
Bunu Suriye'nin kuzeyinde gördük. Terörden arındırıp güvenli hale getirdiğimiz yerleşim yerlerine şimdiye kadar 600 bine yakın sığınmacı geri döndü. Sivil toplum kuruluşlarımızın öncülüğünde yürütülen briket evler projesiyle 90 bine yakın aileye barınma imkanı sağlandı. İki ay önce temelini attığımız konut projesi kapsamında ise 240 bin ailenin yani 1 milyon sığınmacının geri dönüşünü hedefliyoruz. Katar'ın finansman desteğiyle hayata geçirdiğimiz kalıcı konut projelerinde inşaat çalışmaları devam ediyor. Bir taraftan bu adımları kararlılıkla atarken diğer taraftan düzensiz göçün engellenmesine yönelik çabalarımızı yoğunlaştırdık. Başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerimizde denetimler sıkı bir şekilde yapılıyor."
"SON İKİ AYDA 36 BİN DÜZENSİZ GÖÇMEN YAKALANDI"
Başkan Erdoğan, turizm, yatırım, eğitim, sağlık amacıyla Türkiye'ye gelenlere veya geçici koruma altında olanlara yönelik menfi yaklaşımın söz konusu olmadığını söyledi.
Türkiye ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayan herkese kapılarının açık olduğunu belirten Erdoğan, "Suça karışanlar, toplumun huzurunu bozanlarla, illegal olarak ülkemizde bulunanlarsa sınır dışı ediliyor. Son iki ayda 36 bin düzensiz göçmen yakalandı. Bunların 16 bini sınır dışı edildi. Kalanların işlemleri devam ediyor. İnşallah bu meseleyi kültürümüze, inancımıza, hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde hal yoluna koyacağız." ifadelerini kullandı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Mazlumları, rengine, kökenine, dinine göre yargılamak bize yakışmaz. Batı'da kendi insanımızı tehdit eden yabancı düşmanı fikirlere meyletmek bize yakışmaz." dedi.
Erdoğan, Gölbaşı Polis Akademisi'nde düzenlenen Polis Meslek Yüksekokulları Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türk milletinin, tarih boyunca dara düşene, başı sıkışana, zulme uğrayana kucak açtığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Irak'taki kardeşlerimiz 1990'larda zulme uğrayınca bunu yaptık. Suriyeli komşularımız canlarını kurtarmak için bize sığındığında bunu yaptık. Dün akşam bir televizyon kanalında bir babayı dinliyordum, 'Öldürün bizi' diyordu. 'Esed'in katliamından kurtulmaktan siz kardeşlerimize sığınıyoruz. Kabul etmiyorsanız, öldürün bizi.' Ukrayna'da savaş başladıktan sonra ülkemize gelen yerlerinden edilmiş kişilere biz kapılarımızı açtık. Yarın Allah korusun bir başka komşumuzun başına benzer felaketler gelirse insanlık ve komşuluk vazifemizi yine yerine getiririz."
"Atalarımızdan miras aldığımız bu vicdani duruşu hiçbir fitne tüccarı, hiçbir provokatör, hiçbir faşizm hevesli değiştiremez, değiştiremeyecektir." diyen Erdoğan, sığınmacılara yönelik nefret söylemlerine prim vermenin Müslüman'a, Müslüman Türk'e yakışmayacağını vurguladı.
Erdoğan, "Mazlumları, rengine, kökenine, dinine göre yargılamak bize yakışmaz. Batı'da kendi insanımızı tehdit eden yabancı düşmanı fikirlere meyletmek bize yakışmaz. Burada çizgimiz son derece nettir. Ne güvenliğimizden taviz vereceğiz ne vatandaşımızı sıkıntıya sokacağız ne de milletimize Boraltan Köprüsü faciası gibi utançlar yaşatacağız. Mazlum ve mağdura kucak açarken gerçekçi politikalarla yasa dışı göç sorununa kalıcı çözümler üretmeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.
Mesleğe yeni başlayan polislerin zor ve fedakarlık gerektiren ulvi bir göreve talip olduğunu söyleyen Erdoğan, "Mesleğinizde birbirinize destek olmanız, yardımlaşmanız, birbirinize göz kulak olmanız çok önemlidir." ifadesini kullandı.
Erdoğan, polislerin eğitimleri sürecinde her türlü duruma karşı hazırlandığını, mesleğin inceliklerinin, hassasiyetle takip edilmesi gereken kuralların anlatıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Polis Meslek Yüksekokullarında aldığınız eğitimlerin, dünyada bu alanda verilen en iyi, en kapsamlı eğitimlerden biri olduğu tartışmasız bir gerçektir. Ancak yine de bazı şeyleri görerek, yaşayarak öğreneceksiniz. Teorik eğitimlerinizi tecrübe kazanarak zamanla tekemmül ettireceksiniz. Bu süreçte sizlerden şu hususlara her zaman dikkat etmenizi istiyorum. Bizim devlet geleneğimizin 6 asırdır değişmeyen esası 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' prensibidir. İnsanımızı ne kadar korursanız, ne kadar yüceltirseniz devletimiz de o derece büyüyecek, gelişecek, güvenli ve huzurlu bir yer haline gelecektir. Ne vatandaşına tepeden bakan jakoben anlayışın ne insanına zulmeden ceberut zihniyetin bizim tasarrufumuzda ve tasavvurumuzda yeri yoktur."
"MİLLETİN CANINA, MALINA, NAMUSUNA KASTEDEN VİCDANSIZLARA KARŞI TAVİZSİZ DAVRANIN"
"Kendi vatandaşını tehdit kaynağı gören yaklaşımları 2002 yılı itibarıyla bir daha geri gelmemek üzere tamamen terk ettik." ifadesini kullanan Erdoğan, mezun olan polislere şöyle hitap etti:
"Sizlerden görevinizi icra ederken, özgürlük-güvenlik dengesini muhafaza etmenizi beklediğimi vurgulamakta fayda görüyorum. Kanunların size verdiği yetkiyi kullanırken asla sınırları aşmayın. Meslek hayatınız boyunca kanundan, hukuktan, ahlaktan ve sizlere daima doğru yolu gösterecek vicdan pusulanızdan ayrılmayın. Milletin canına, malına, namusuna kasteden vicdansızlara karşı tavizsiz, kurallara riayet eden insanlarımıza karşı her zaman müşfik davranın. Milletimizin desteği yanınızda olduğu müddetçe hainlerle, teröristlerle ve suçlularla çok daha kolay mücadele edeceğinizi unutmayın. Maşeri vicdanı yaralayan olayların önüne geçilmesinde adli birimlerimizle birlikte sizlerin çabaları belirleyici rol oynayacaktır. Adaletin tecellisinde ancak emniyetimiz ve yargımız el ele, omuz omuza çalıştığı takdirde suçlular hak ettiği cezaya çarptırılır. Diğer türlü mağdurların yüreğinde yanan ateşi söndüremeyiz. Diğer türlü verilen cezaların caydırıcı olmasını sağlayamayız. Diğer türlü devletimize olan güveni istediğimiz seviyeye çıkaramayız."
Türk polisinin vicdan, merhamet, adalet ve asalet bakımından dünyada eşinin ve benzerinin bulunmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Üzerinizde gururla taşıdığınız üniforma, milletimizin gönlüne huzur veren, güven aşılayan bir şeref timsalidir. Kimliğinizin, üniformanızın, mesleğinizin onurunu ve saygınlığını korumak daima önceliğiniz olsun. Sizlerden tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz ilkelerimize de sıkı sıkıya sahip çıkmanızı bekliyorum. Buradaki her bir kardeşimin görevini bu ilkeler temelinde aşkla yapacağına yürekten inanıyorum. Şimdi tüm velilerimize sesleniyorum, her şeyden önce yavrularınızı bizlere emanet ettiniz ve bizler de tüm hocalarımızla birlikte kalite ise kalite, verimse verim, eğitimden öğretime bütün bunlarla birlikte hamdolsun şu Polis Akademimizde en ideal şekilde yavrularımızı yetiştirdik. Sizler bize güvendiniz, bizler de size inandık."
Erdoğan, mezun olan polislerin Türkiye'nin dört bir yanında milletin güvence kaynağı olacağını ifade ederek, velilere teşekkür etti, şehitleri andı.
NOTLAR
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız, Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile mezun öğrencilerin aileleri de katıldı.
Törende, Kırşehir Polis Meslek Yüksek Okulunu birincilikle bitiren Murat Dilek, yaş kütüğüne plaket çaktı.
Dereceye giren mezunlara diplomaları Başkan Erdoğan tarafından verildi.
Diyanet İşleri Başkan Ali Erbaş'ın dua ettiği törende, mezunlar yemin edip, tören geçişi yaptı.
Polisler daha sonra keplerini havaya atarak, mezuniyet sevincini yaşadı.
Törenle, 6 Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüğünde eğitimini başarıyla tamamlayan 497'si kadın 2 bin 89 öğrenci Emniyet Teşkilatı kadrolarına katıldı.
Törende, Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Endonezya, Etiyopya, Irak, Kırgızistan, Kongo, Maldivler, Moğolistan, Ruanda, Somali, Tacikistan, Uganda, Ukrayna ve Yemen'den Polis Akademisi eğitimini başarıyla bitiren 6'sı kadın 87 öğrenci de yer aldı.