İHTİMAL VERMEMİŞTİM
Kendilerine İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere herhangi bir bakanlık konusunun iletilmediğini söyleyen Davutoğlu, "Cumhurbaşkanı adayının destek istemesi normaldir. Ancak ülkeyi birlikte yönetmek konusunda varılacak mutabakat Altılı Masa'yı yedili haline getireceği için açık olarak konuşulması lazım. Hepimizin onayı lazım. Böyle bir konu görüşülmediği gibi bakanlıklar da konuşulmadı. Bizim, İyi Parti'nin, diğerlerinin hangi bakanlığı alacağı belli değil. Bunlar ilkesel olarak konuşulmadan pazarlığa girildiğine ihtimal vermemiştim, açık söyleyeyim." dedi.
Gizli protokolden haberi olmadığını söyleyen Davutoğlu, "Olsa zaten masada pozisyon belirlerdik. Yeni bir katılım teklifi olsaydı bunu önceki usullerle karara bağlardık. Birisi gelmek istiyorsa ve Altılı Masa uygun görürse gelir. Ama kimlerle beraber olacağımıza biz karar veririz." dedi.
"DOĞRU GELMEDİ BANA"
Davutoğlu Kılıçdaroğlu'nu hedef alan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette Altılı Masa'daki partilerden birinin olması doğaldır. Çünkü nihai referans, liderlerin imzaladığı ortak politikalar metnidir. Bu metne imza atmamış bir partiyle mutabakatımız yokki. Mesele, hangi kontenjandan verildiği değil, kimlerle ülkeyi yöneteceğiniz. Herkesin ittifakta kimlerin olduğunu bilme hakkı var.
"İçişleri Bakanlığı ve MİT gibi üst düzey bürokratların tayinini istişareyle yapalım" dedik. Bizim için demokratik ve özgürlükçü ortamın sağlanması önemli. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere bu niteliklere sahip kişilerin gelmesi…
Birlikte oturmadığınız bir partiden kim olursa olsun, Altılı Masa'da "İçişleri Bakanlığı olacak, şu olacak" demek doğru gelmedi bana."
Kılıçdaroğlu'nun Parti Meclisi toplantısında kullandığı "Bakanlığı CHP'nin kendi hakkından verdim" ifadelerine de tepki gösteren Davutoğlu, "Fakat o masayı kuran altı liderle bunu konuşmamışız. Kimlerle bakanlar kurulunda olacağımız, bizim kendi olmamız kadar önemli. Özdağ'la beş dakika bile oturup konuşmamışız. Uygulamada nasıl beraber olacağız? Birçok tartışmalı konu gündeme gelecek. Hele İçişleri Bakanlığı gibi bir konuysa… İlkeler önem taşır bizim için. Biz makamlara önem vermekten ilkeleri gözardı ediyoruz. Mesele makama gelmek değil, o makamda neyi uygulayacağınız ve kimlerle uygulayacağınız." dedi.
Davutoğlu masa bilgilendirilmeliydi diyerek şunları söyledi:
"Yedi maddelik kamuoyuna açıklanan protokol bize iletildi. Baktık, tamam. Problem yok. (Ama) gizli protokolde bilgilendirilmedik, haberimiz yok. Onun için Cansu Çamlıbel'in ropörtajı çıkınca (Kılıçdaroğlu'nu) aradım. Sordum.
Böyle bir protokol var mı? İçişleri Bakalığı ve üç bakanlık verildi mi?
"Yok" dedi. "Bir bakanlık konuşuldu ama karara bağlanmadı. Bağlanmadığı için size getirmedim. Olsa bile benim kontenjanımdandı" dedi.
Ben de o akşam Karar TV'de, "Muhatabımız Kılıçdaroğlu'dur. O da 'Yok öyle bir protokol dedi" minvaline konuştum.
Onun üzerine (Kılıçdaroğlu) aradı. "Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş" dedi.
Üzüldüm ama bir şey söylemedim."
AKŞENER TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Öte yandan gizli mutabakattan haberi olmadığını savunan Meral Akşener, "Daha Bakanlıkları bile bölüşmemiştik. Hangi bakanlık hangi partide olacak, bunlar konuşulmadan bakanlıkları dağıtmak isabetli olmamıştır" dedi.
Akşener'in sağ kolu Kürşad Zorlu da Kemal Kılıçdaroğlu'na 'şeffaflık' ve 'ilke' ayarı verdi.
*İlgili haberi okumak için görsele tıklayın
KILIÇDAROĞLU'NDAN İYİ PARTİ'YE REST: "KENDİ HAKKIMDAN BAKANLIK VERDİM"
Kemal kendisini protokol konusunda eleştiren İYİ Parti'ye ayar vermeyi de ihmal etmedi ve "Bakanlık verdiysem partimizin hakkından verdim" sözleriyle rest çekti.
Takvim.com.tr gelişmeyi PROTO'GOL' manşetiyle okurlarına aktarmış, krize dikkat çekmişti.
Yaşanan bu gelişmeler tüm sıcaklığını korurken İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale'den ses getirecek bir çıkış geldi.
Özlale, Ümit Özdağ ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında 3 bakanlık ve MİT Başkanlığı üzerinden yapılan gizli protokol ile ilgili Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi.
KILIÇDAROĞLU'NA DANSÖZ GÖNDERMESİ
Kılıçdaroğlu'na 'dansöz' göndermesinde bulunan Özlale, "Bizzat kendi partisi içerisindeki insanlardan bile belli protokolün detaylarının saklanıp 'namusa havale edilmesi' ya da 'namusa teslim edilmesi' gibi, gayet oryantal terimlerin kullanılması, benim itirazım bunlara" şeklinde konuştu.
"KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞI HATAYDI" VURGUSU: ELEŞTİRİLERE KULAK TIKADILARI İÇİN KAYBETTİK
Öte yandan Özlale, "Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimini, bizim daha önceden getirdiğimiz eleştirilere kulak tıkadıkları için kaybettik" diyerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının hata olduğunu vurguladı.
Özlale şu ifadeleri kullandı;
"Haklı olmamın hiçbir faydası yok. Zamanında o eleştirileri yaptık, şimdi böyle bir sonuçla karşı karşıyayız. Herkes çok yıprandı. Ben şöyle düşünüyorum, şu anda benim haklı olmamla haksız olmam arasında hiçbir fark yok ki. Seçimi kaybettik.
Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimini, bizim daha önceden getirdiğimiz eleştirilere kulak tıkadıkları için kaybettik. O yüzden bir daha oraları deşmenin, 'Ben demiştim' demenin de hiç kimseye faydası yok bence."