Gül yaptığı konuşmasında kaçak göçle mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. Gül, "Bizim göç politikamız merhamet, adalet eksenli. Kimseye zulüm de etmiyoruz, kimsenin başıboş dolaşmasına da müsaade etmiyoruz. Bu uygulama devam ettiği müddetçe kısa süre içerisinde düzensiz göç İstanbul'un gündeminden çıkmış olur" şeklinde konuştu.
"İSTANBUL'DA CİNAYET SUÇLARINDA FAİLİ MEÇHUL OLAY YOK"
İstanbul'un güvenliği konusunda açıklamalarda bulunan Gül, "İstanbul'da her yıl suç oranının azaldığını görüyoruz. Bir önceki seneye göre İstanbul'da yaşanan suç olaylarında yüzde 11 düşüş var. Elbette milyonlarca insanın yaşadığı bu şehirde suç işleniyor. Kolluk kuvvetlerimiz mücadele ediyor. 60 bine yaklaşan emniyet, jandarma, sahil güvenlik ve benzeri kamu görevlisi var. Suç oranlarını azaltmaya gayret ediyoruz. İstanbul'da cinayet suçlarında faili meçhul olay yok. Mala karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranı her geçen gün artıyor. Devraldığımız güvenlikle ilgili iyi bir tablo var ama bize düşen bunu daha iyi hale getirmek" ifadelerini kullandı.
"ESENYURT'TA SUÇ ORANI GEÇEN SENEYE GÖRE YÜZDE 9 ORANINDA DÜŞMÜŞ"
Esenyurt'ta son dönemde yaşanan asayiş olayları ile ilgili soruya yanıt veren Vali Gül, "Esenyurt'ta suç oranı geçen seneye göre yüzde 9 oranında düşmüş. Dün de suç işleniyordu bugün de işleniyor, yarın da işlenecek. Şunu dersek 16 milyonun yaşandığı yerde hiç suç işlenmeyecek dersek böyle bir şey yok. Ama İstanbul'da suç işleyenin yanına kalmıyor. Hiçbir şey faili meçhul kalmıyor. Suçun azalması için ciddi tedbirler aldık. Esenyurt'ta nüfus artmasına rağmen suç oranı yüzde 9 azaldıysa bir mücadele var. Asıl olan devletin bir kararlılığı var. Devletin sokak çeteleriyle adı ne olursa olsun illegal gruplarla mücadele ediyor. İster bir ister bin kişi olsun asla suç işleyenleri hoş görmeyeceğiz, himaye etmeyeceğiz, normalleştirmeyeceğiz. İnsan olan yerde suç işlenir. Tüm tedbirleri alacağız" diye konuştu.
Vali Gül İstanbul'da suç işlenme oranlarına bakıldığında Türk vatandaşlarının yabancılara oranla daha çok suç işlediğini kaydetti.
Polislerin yoğun çalışma şartlarından şikayet ettiklerinin hatırlatılması üzerine, "Polis başta olmak üzere bir aileyiz. İşin bir şekilde yapılması lazım. Gönül ister ki en iyisini yapalım ama bu geçiş dönemi. Kamera sayılarımızın artmasıyla, personel sayımızın artmasıyla polislerimizin de çalışma saatleri daha da normalleşecek. Güvenliğin pardonu yok. Sıkıntılı bir şey varsa bu güvenliği bizim sağlamamız gerekir. Başka türlü suç oranında düşüşü değil artışı konuşuyor oluruz. Bizim bu şehrin güvenliğini sağlarken müdüründen bekçisine kadar herkesin fedakarlık yapması lazım. İstanbul'da polis sayısı her geçen gün artıyor. Hem sayı hem teknik kapasite olarak biraz daha iyileşeceğiz inşallah. Polislerimiz haklı ama bu geçiş döneminde İstanbul'un güvenliği benden de bütün mesai arkadaşlarımızdan da daha kıymeti. Arkadaşlarımız da bu bilinçle çalışıyorlar" dedi.
Suç oranlarının düşüş gösterdiğini bir kez daha yineleyen Gül, "Bize göre suçu kimin işlediğinin önemi yok. Asıl olan suçun işlenmesi. Vatandaş öldükten sonra onu öldüren Türk yabancı fark etmez. 'Burası kurtarılmış bölge polis jandarma giremiyor' Bunlar şehir efsanesi. Bütün ilçelerde suç oranları düşüyor, uyuşturucu çete benzeri organize gruplarla özel mücadele yapıyoruz. İstanbul emniyetinin organize suçlarla ilgili yaptığı operasyonlar belli. Kendini nasıl isimlendirirse isimlendirsin birçok gruba operasyon yapıldı. O kararlılık devam ediyor. İstanbul güvenli bir şehir ama daha güvenli olması için yapmamız gereken işler var, bunları da yapacağız" diye konuştu.
"TAKSİ MESELESİNDE MEMNUN OLAN KİMSEYİ GÖRMEDİM"
İstanbul'daki taksi sorununa değinen Vali Gül şunları söyledi:
"Evet İstanbul'da bir taksi problemi var. Sebebi ne olursa olsun taksiciler mutsuz, müşteriler mutsuz, kamu ve sivil toplum kuruluşları mutsuz. Dolayısıyla sebep ne olursa olsun mevcut taksiciler de dahil olmak üzere taksi meselesinde memnun olan kimseyi görmedim. Bunun oturulup bir şekilde çözülmesi lazım. Minibüslerden taksiye geçiş izni verilmiş. Bunlardan da yaklaşık 2 bin civarında minibüs taksi olarak faaliyete girmemiş. Çok acilse bu iki binin bir şekilde sisteme dahil olması gerekiyor. Ama özellikle turistler kalabalık yerler. Taksicilerin söylediği şu 'Biz para kazanamıyoruz'. Müşteri 'Bizi almıyorlar' diyor. Adam müşteri alıyor 2 saatte 5 kilometre yol gidebiliyor. Belki taksilere metrobüs benzeri farklı alternatifler oluşturmak lazım. Taksi meselesini trafikten bağımsız düşündüğümüzde sorun çözülmüyor. Taksi bulamamak sorun ama taksiye 2 bin lira vermek daha büyük sorun. Dolayısıyla taksi ulaşılabilir olacak, ekonomik olacak, bunlar bir araya geldiğine mesele çözülmüş olur. Bana kalsa eğer taksi plakası verilecekse bunların ücretleri Valiliğe alıp kentsel dönüşümde kullanmak isterim. Depreme hazırlık diyoruz ya okulların üniversitelerin altyapısında kullanmak isterim. Bunu bir temenni olarak söylüyorum."
Yeni eğitim öğretim yılı öncesinde okulların depreme dayanıklı hale getirildiğinin altını çizen Vali Gül, "Okullarımızın yüzde 97'si ya depreme dayanıklı hale getirilmiş ya da sıfırdan yapılmış. Milli Eğitim'e ait okullarda deprem riski taşıyan hiçbir okulumuz yok" dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAMPANYASI
Kentsel dönüşüm ile ilgili vatandaşların da elini taşının altına koyması gerektiğini savunan Vali Gül, "Yarısı bizden kampanyası çok kıymetli. Vatandaşın depremle ilgili dönüşüme hazır olması lazım. Hemşerilerimiz şunu beklerse 'hiç para harcamayayım biri gelsin evimizi yenilesin'. Bunun olma ihtimali zayıf. Nasıl arabanız eskidiğinde üzerine para veriyor yeniliyorsanız, eviniz eskidiğinde de üzerine para vereceksiniz. Mevcut evi belki eskidir ama yenileyince değeri artar. Daha güvenli evlere iş yerlerine geçmek için fedakarlık yapmak gerekiyor. Bunun sonucunda herkes kazanacak. Sadece ben kazanayım dediğinizde siz kazanmıyorsunuz" açıklamalarında bulundu.
"HAYVANLARIN BİR SAHİBİNİN OLMASI LAZIM"
Sokak hayvanları ile ilgili açıklamalarda da bulunan Gül, "Hayvanların bir sahibinin olması lazım. 'Ben çok seviyorum, dolayısıyla da sahipsiz olsun, mahallede dolaşsın, zaman zaman da insanlara zarar verebilir, hoş görelim' deme lüksümüz yok. Belediyelere kanunen bir görev verilmiş. Belediyeler görevini yaptığında bu konuştuğumuz problemler ortadan kalkmış olur. Belediye görevin yapmazsa bu sefer vatandaşın yaşam kalitesi düşüyor, can kayıpları oluyor. Gaziantep'te şahit oldum yasaklı ırklardan birisi 4 yaşındaki bir çocuğun kafatasını yemişti. Bunu hayvanseverlikle karşılayacağımız bir mesele değil. Hayvanların birer sahibi olacak. Bunları sevenler de bunun sahiplenecekler. Onun dışındakileri de belediyeler görevini yapacak. Herkes görevini yaptığında sahipsiz hayvan problemi kalmamış olacak" şeklinde konuştu.
İstanbul genelinde çocuk dilenci meselesinin ortadan kaldırılacağını ifade eden Gül, "Çocuk dilenci meselesi şehrin gündeminden çıkaracağız. Tespit ettiğimizde ekonomik sebeple dilendiriliyorsa bu sebepleri ortadan kaldıracağız. İkinciye devam ediyorsa aile ile ilgili adli süreç başlayacak, çocuk da devlet korumasına alacağız. Yabancı ise ailesi ile birlikte sınır dışı edeceğiz. İhtiyaçtan dolayı dilenme bu şehre yakışmaz, bunu ortadan kaldırmamız lazım. Önemli bir kısmının dilencilik çeteleri tarafından yapıldığın düşünüyoruz. Bununla mücadele edeceğiz" diye konuştu.