KONSEY KURUP BAKANLIKLARI PAYLAŞTILAR
Resmi makamların iddialarına göre örgüt üyeleri olası silahlı bir darbe ve Meclise baskın girişiminde ölümlerin olacağını da planlamış ve göze almışlar. Nitekim tutuklanan kişilerin olası darbe girişimi sonrası bir konsey kurarak bakanlıkları aralarında paylaştıkları bilgisi de kamuoyuyla paylaşıldı.
ALMANYA 2. DÜNYA SAVAŞINDAN BERİ İŞGALDE
Operasyonda tutuklanan kişilerin de üyesi olduğu Reichsbürger ideolojisi Federal Almanya Cumhuriyeti devletini tanımıyor, tüm resmi kurum ve yapılanmaları reddediyor. Bu harekete göre 2. Dünya Savaşı sonrası Almanya hala işgal altında ve mevcut siyasilerin ve devlet görevlilerinin vatana ihanetten ikinci bir Nünberg mahkemesinde yargılanması gerekiyor.
ALMANYA'YI DERİN DEVLET YÖNETİYOR İNANCI
Almanya'nın şu an derin bir devlet tarafından yönetildiğine inanan örgüt ayrıca Holocaust'u da inkar ediyor. Örgüt taraftarları, 1871 Alman İmparatorluğu'nun 1871 yılı itibariyle geçerli sınırlarını baz alıyorlar. Hiçbir resmi evrakı tanımayan örgüt üyeleri, kendi kimliklerini, ehliyet ve tapu belgelerini kendileri oluşturuyor. Polis ve yargı güçlerini de tanımadıkları için sıklıkla suç işlemeye meyilliler.
ÖRGÜT NEDEN TEHLİKELİ?
Kendi aralarında başta telegram olmak üzere dijital mecralar üzerinden iletişim kuran ve İmparatorluk bayrağı olarak siyah beyaz kırmızı renkleri sembol olarak kullanan örgüt üyeleri daha ziyade Almanya'nın kırsalında örgütlenmiş durumda. Alman makamlarına göre Alman yargı sistemi, ordusu, polis teşkilatı ve AfD üzerinden parlemento içine sızabilmesi örgütü daha da tehlikeli hale getiriyor.
3-OPERASYONA YÖNELİK TEREDDÜT VE ELEŞTİRİLER NELER?
54 kişinin suçlandığı, 25 kişinin tutuklandığı terör karşıtı Schatten operasyonu, Almanya tarihinde RAF terör örgütünden sonra gerçekleştirilen en büyük anti terör operasyonu olarak nitelendirilen operasyona yönelik tereddüt ve eleştiriler ise şu şekilde;
ÖRGÜT 2011'DEN BERİ TAKİPTE
3 bin memur ile aynı anda 150 ev, daire, depo ve bir kışlaya baskın düzenleniyor. Böylesi kapsamlı bir operasyon için uzun bir hazırlık yapıldığı anlaşılıyor. Nitekim Federal Başsavcılık 2011 Kasım ayından beri örgütün takip edildiğini ve nihayetinde baskının düzenlendiğini ifade etti.
OPERASYONE EN BÜYÜK ELEŞTİRİ: 'MEDYA EŞLİĞİNDE YAPILDI'
Operasyona yönelik çeşitli mecralarda dile getirilen en büyük eleştiri operasyonun medya eşliğinde yapılması ve detaylarının çeşitli medya organlarıyla günler öncesinden paylaşılmış olması. Nitekim Sol Parti Milletvekili Martina Renner, operasyonun düzenleneceğinin iki haftadır bazı medya organlarınca bilindiğini ve bu durumun böylesi ciddi ve büyük çaplı bir güvenlik operasyonu için güvenlik riski oluşturacağını iddia etti. Renner, kendisinin de geçen hafta ortasından itibaren operasyonun yapılacağını bildiğini ifade ederek, bu bilgi paylaşımlarını, Reichsbürger üyelerinin de önceden uyarılarak önlem almalarına neden olabileceği yönünde eleştirdi.
'GERÇEK BİR DARBE TEHLİKESİ YOK'
Başta Cumhurbaşkanı Steinmeier olmak üzere tüm siyasiler darbe planını Alman demokrasisine ve anayasal düzenine karşı girişilmiş ciddi bir tehdit olarak nitelendirirken karşıt sesler de olduğu gözlemleniyor. Eski Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily darbe planı iddialarının abartıldığını ve bu grubun devlet için gerçek bir darbe tehdidi ve tehlikesi oluşturmadığını iddia etti.
TİYATROVARİ SÖZDE OPERASYON
Benzer şekilde Almanya'daki aktif aşırı sağ mecraları da bunun aşırı sağ hareketlerin ve aşı karşıtlarının ifade özgürlüğünü kısıtlamaya ve baskıyı artırmaya yönelik hükümet kontrolünde tiyatrovari bir sözde operasyon ve medyanın eşlik ettiği bir PR çalışması olduğunu iddia ediyor. Hükümetin AfD üzerindeki baskıyı artırmak için kullanacağı iddiaları da aynı mecralarda dile getiriliyor. Alman kamuoyunda operasyonun gerçekleştirilme biçimi ve medya-polis işbirliği ve bunun yarattığı olası risklere yönelik eleştirilerin tartışılmaya başlandığı görülüyor.