İstanbul Kağıthane'de uyuşturucu ihbarına giden polis memuru Hakan Telli'nin şehit edilmesi ve polis memuru Ahmet Yasin Çevik'i yaralanmasına ilişkin soruşturmada, düzenlenen tutuklamaya sevk yazısında şüphelilerin, saldırının yaşandığı evi örgüt evi olarak kullandıkları, uyuşturucu madde trafiğinin bu adresten yönettikleri belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının dün adliyeye sevk edilen 39 şüpheli hakkındaki tutuklamaya sevk yazısında, elebaşısının Sinan Anucur olan Anucurlar Silahlı Suç Örgütü'nün uyuşturucu madde satışından kazandıkları paralarla örgüte yeni üyeler temin ettikleri, silahlandıkları ve ağlarını güçlendirerek hem uyuşturucu madde üretimi, hem de yurt dışından kaçak yollarla ülkeye çeşitli uyuşturucular sokmaya başladıkları belirtildi.
POLİSE ATEŞ AÇTILAR
Olayın yaşandığı 25 Ağustos'ta Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü Mobil Park Timi tarafından şüpheliler Kadir Taşdemir ve Görkem Doğan'ın şüphe üzerine durduruldukları, şüphelilerin ellerinde bulunan pakette uzun namlulu otomatik tabanca bulunduğu kaydedildi.
Şüphelilerin paketi Şehit Öner Sokak üzerindeki bir adresten aldıklarını söylemeleri üzerine polis memurlarının söz konusu adresin kapısını çaldıkları, içeride bulunan şüpheliler Ozan Anucur, Diyar Anucur ve Akın Arsakay'ın polislere ateş açtıkları kaydedildi. Silahlı saldırıda polis memuru Hakan Telli'nin şehit olduğu, polis memuru Ahmet Yasin Çevik'in ağır şekilde yaralandığı, olay yerinde Diyar Anucur'un ölü olarak ele geçirildiği, Ozan Anucur ve Akın Arsakay'ın ise yakalandıkları anlatıldı.
ÖRGÜT EVİ OLARAK KULLANMIŞLAR
Sevk yazısında, söz konusu ikametin örgüt lideri Sinan Anucur'un kardeşi Ozan Anucur tarafından örgüt evi olarak kullanıldığı, Diyar Anucur ve Akın Arsakay'ın olası saldırıya karşı ikamette bekletildikleri, uyuşturucu madde trafiğinin bu adresten yönetildiğinin cep telefonu incelemesinden ortaya çıktığı vurgulandı.
Şüpheli Ozan Anucur'ın cep telefonunda bulunan kalıp halinde uyuşturucu madde fotoğrafları ve şüpheli Yılmaz Burak ile yazışmalarından uyuşturucu madde satışının koordineli gerçekleştirildiği, satıştan kazanılan paraların Burak'ta toplandığı, Burak'ın bu paraları örgüt üyelerine ve ailelerine göndererek örgütün devamlılığını sağladıkları, böylece örgütte olası kopuşların önüne geçildiği değerlendirmesi yapıldı.
YAZIŞMALARDA FARKLI İSİMLER KULLANDILAR
Cep telefonu yazışmalarında farklı isimler kullanan örgüt üyelerinin polisin yakalaması durumunda ifşa olmamak için bu yolu izledikleri, uyuşturucu hammaddelerini polise yakalanmamak için bilindik markaları ve logoları kullanarak kalıplar haline dönüştürerek yurt dışından soktukları, uyuşturucu satıcılarına bu maddeleri dağıttıkları ve polis takiplerini zorlaştırmaya çalıştıkları belirtildi.
Ozan Anucur'un örgütte yönetici konumunda olduğu, olay günü diğer şüpheliler Akın Arsakay ve Diyar Anucur ile uzun namululu tüfek kullanarak fikir, eylem ve işbirliği içerisinde polis memuru Hakan Telli'yi şehit edip bir polis memurunu yaraladıkları kaydedildi.
Kamera görüntülerine göre Ozan Anucur'un yaralı polisin silahını aldığı, Diyar Anucur'un elinde uzun namlulu tüfek olduğu, örgüt üyesi şüpheli Akın Arsakay'ın ise elinde tabancayla ikametten çıktıklarının görüldüğü tespit edildi. Şüphelilerden Görkem Doğan'ın örgüt üyesi olduğu, diğer örgüt üyesi Kadir Taşdemir ile suç örgütünün motosikletli kuryeliğini yaptıkları, ikametten ayrıldıkları sırada uzi marka otomatik tüfekle yakalandıkları belirtildi.
Şüpheliler Cüneyt Sarıova, Eyüp Şafak Altın, Engin Kadalık, Harun Bakaç, İbrahim Tacar, Yusuf Süsli ve Göksel Doğan'ın da örgüt üyesi oldukları, yapılan aramada çok sayıda uyuşturucu ve uyarıcı maddeler ve hassas terazinin ele geçirildiği ifade edildi. Toplam 39 şüphelinin "Suç örgütü kurmak,yönetmek ve suç örgütü üyeliği", "Nitelikli Kasten Öldürme", "Uyuşturucu Madde Ticareti" ve "6136 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından tutuklanmaları talep edildi. Mahkemeye çıkarılan 39 şüpheli 37'si tutuklanırken, 2'si hakkında adli kontrol kararı verildi.