Başkan Recep Tayyip Erdoğan dünyanın merakla takip ettiği Soçi Zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yeni Tahıl Koridoru anlaşması olacak mı? | VİDEO
Erdoğan, tüm ülkeleri ilgilendiren tahıl koridoru meselesini çok net bir şekilde özetlerken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in isteklerini, kendisinin yürüttüğü diplomasiyi anlattı.
İşte Erdoğan'a yöneltilen Tahıl Koridoru sorusu ve yanıtı:
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım Tahıl Koridoru nedeniyle dünyanın gözü sizin bu görüşmenizdeydi. Birleşmiş Milletlerin önerisi nedir?
Rusya'nın iki tane özel isteği var. Birisi Rusların tarım bankasının, Ziraat Bankasının SWIFT sistemine bağlanması. Şu anda yaptırımlardan dolayı Rus bankaları SWIFT sisteminden çıkmış durumda. Biliyorsunuz bu ülke, senede 120-130 milyon ton tahıl ihracatı yapıyor. Sayın Putin'de basın toplantısında söyledi, 62 yıldır satıyorlar. Satışın devamı için iki şeyin hayata geçmesi lazım. Birincisi satış sonucu parayı alması gerekiyor, ikincisi de taşımada kullanılan gemilerin sigortalanması gerekiyor. Gemilerin Avrupa veya başka limanlara mal taşıyabilmesi için sigorta edilmesi şart. Yaptırımlardan dolayı İngiliz merkezli sigorta şirketi, gemilerin sigortasını yapmıyor. Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkartılması nedeniyle de para transferi olmuyor, bunun ikisinin mümkün olmasını Ruslar şart koşuyorlar. Şimdi Birleşmiş Milletler biraz geriden başlayan bir pozisyonla Türkiye'nin de sürekli katkısıyla süreci bir noktaya getirdi. En son 28 Ağustos'ta BM Genel Sekreteri Gutteres, gönderdiği mektupta, Rusların istediği gibi direkt SWIFT değil ama SWIFT işleminden kaynaklanacak bir aracılık mekanizması teklif etti. Sigorta meselesi için de çalışmaları olduğunu söylediler.
Sayın Putin'in Soçi'ye hareketinden önce Amerika Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. "ABD ve Birleşmiş Milletler, hayat kurtaran tahıl girişimine aracılık çalışmaları nedeniyle Türkiye'ye minnettardır" diye bir açıklaması var. Ancak gerek SWIFT olayı gerekse sigorta konusunda, Batı, Rusya'ya çok değişik bir bakış sergiliyor.
Değişik bakış sergileyişi sebebiyle de şu anda Sayın Putin "bana karşı bunlar edimlerini yerine getirmiyor, getirmediği için de ben bu konuda bunlarla müşterek bir çalışmanın içine girmem" diyor. Bir de tahılın yüzde 44'ü Avrupa'ya gidiyor. Afrika'ya ise yüzde 14'ü gidiyor. Sayın Putin, "Avrupa zaten bana düşman. Avrupa verdiği sözleri yerine getirmeden bende bu konu da adım atmayacağım" diyor. Ama şimdilik 1 milyon ton tahılı 6 ülkeye göndermeyi düşündüğünü söyledi. "Katar ile beraber bunu bir görüşelim" dedi.
İŞTE SOÇİ ZİRVESİ'NİN ŞİFRELERİ
Karadeniz kıyısındaki tatil merkezi Soçi'de buluşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve ev sahibi Rusya lideri Vladimir Putin, yaklaşık iki aydır askıda olan tahıl anlaşmasını ele aldı. Dünya gıda pazarı için hayati önemdeki anlaşma, beklendiği gibi uluslararası medya tarafından yakından takip edildi.
Birçok uluslararası ve bölgesel konunun ele alındığı toplantıda dünyanın gözü gıda krizinin geleceği ile ilgili açıklamalardaydı.
Toplantıda yeni bir tahıl anlaşması için girişimlerin devam etmesi ve Batı dünyasının Rusya'nın taleplerini karşılaması gerektiği dile getirildi.
Bu bağlamda dünya medyası Başkan Erdoğan'ın Rus lider Putin'i yeni tahıl anlaşması girişimini görüşmeye ikna ettiğini vurgulaması dikkat çekti.
SOÇİ ZİRVESİ'NİN ŞİFRELERİ
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Burhanettin Duran, Soçi Zirvesi'nin şifrelerini kaleme aldı.
Duran, "Soçi'den çıkan, Moskova'nın Batı'nın verdiği sözleri tutması için bir süre daha bekleyeceği. Türkiye-Rusya ilişkileri ise güçlenmeye devam ediyor" ifadelerini kullanırken Soçi caddelerinde Başkan Erdoğan'a gösterilen ilginin arkasında NATO ittifakı içerisinde olmasına rağmen Türkiye'nin yaptırımlara katılmaması olduğunu söyledi.
İşte Duran'ın o yazısı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın günübirlik çalışma ziyareti için dün Soçi'deydik. 17 Temmuz'da sona eren tahıl koridoru anlaşmasının yenilenmesi ihtiyacının dünya gündeminde olduğu günlerde dikkatler Erdoğan-Putin görüşmesine çevrilmişti. Vilnius Zirvesi'nde Ankara'nın İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasından sonra Türkiye-Batı ilişkilerinin yeniden canlandığı bir dönemde bu görüşmenin "zor geçeceğini" düşünenler de oldu. Herkesin üzerinde ittifak ettiği husus ise Erdoğan ile Putin arasında çok özel bir lider diplomasisi olduğu. Yine 2015 sonrası yeniden yapılandırılan Türkiye-Rusya ilişkilerinin kendine has özellikleri bulunduğu. Suriye'de karşı karşıya gelme riskini yöneten iki lider, enerji ve turizmden savunmaya kadar birçok alanda işbirliğini güçlendirdi ve derinleştirdi. İki ülke arasında ticaret hacmi 69 milyar dolara ulaşırken hedef 100 milyar dolar olarak belirlendi. Akkuyu Nükleer Reaktörü'nden sonra Sinop'ta yeni reaktör yapılması da müzakere masasında. Ukrayna'daki savaş Türk-Rus ilişkilerinin mahiyetini bir ölçüde değiştirdi. Yaptırımlara katılmayan Türkiye hem stratejik otonomisini gösterdi hem de istisnai bir denge politikası yürüttü. Bugün hem Putin hem de Zelenski ile görüşerek diplomasiyi işletebilen tek lider Erdoğan. Bu dengeyi Rusya ve Ukrayna ile ilişkileri bozmadan yürütebildi. Tahıl koridoru ve esir takası Ukrayna'daki savaş boyunca gerçekleşen en önemli diplomatik gelişmeler. İşte bu rol sebebiyle bütün başkentlerin gözü Soçi'deydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konvoyu Soçi caddelerinden geçerken kaldırımlarda bekleyenlerin ilgisi kimi zaman video çekimi kimi zaman da el sallamak olarak kendisini gösterdi. Bu ilginin arkasında NATO ittifakı içerisinde olmasına rağmen Türkiye'nin yaptırımlara katılmaması vardı. Diğer bir faktör ise Erdoğan'ın halklara ulaşabilen ve beğeni toplayan lider özellikleriydi.
Soçi'deki görüşmelere dışişleri bakanının yanı sıra enerji, savunma, hazine ve maliye, sanayi ve teknoloji, tarım ve orman, ticaret bakanlarının katılması ikili konuların geniş kapsamını gösteriyordu. Ayrıca Merkez Bankası başkanının bulunması, yerli para kullanımı gündemine işaret ediyordu. MİT Başkanı ise Suriye dosyasını akla getiriyordu. Malum son bir haftada Suriye hareketli. ABD, Suriye-Irak sınırını kontrol altına alarak İran etkisini sınırlandırmaya çalışıyor. Rakka'da YPG ve Arap aşiretleri arasında çatışma var. Ve Deyrizor'da Esed karşıtı gösteriler devam ediyor. Bu haliyle Suriye dosyası en ilginç müzakere alanı olabilir. Seçimlerin ardından buluşan Erdoğan ve Putin her zirvede olduğu gibi dün Soçi'de de çok sayıda konuyu ele aldı. Ukrayna savaşından küresel meselelere dair perspektiflerini paylaştılar. Bu tür zirvelerde iki lider, heyetlerinin detaylı müzakere ettiği konuları karara bağlıyor. Baş başa görüşme stratejik değerlendirmelere, ufuk turuna sahne oluyor.
Rusya ve Ukrayna'nın alternatif tahıl koridoru planı var. Kiev, Bulgaristan ve Romanya kıta sahanlığı üzerinden yeni hat açmaya çalışıyor. Moskova ise mevcut koridorun söz verildiği gibi çalışmamasından (swift sisteminden çıkarılması ve gübre ithalatına izin verilmemesi) şikâyetçi. Ankara ise hem Rusya'nın hem de Ukrayna'nın dahil olduğu yeni bir planı BM ile çalıştı. Karadeniz'in çatışma ortamı olmasını istemiyor. Rus tarafı iki aydır anlaşmaya dönmek için Batı'nın sözlerini tutmasında ısrarcı tutum takınıyor. Eski sanatoryum binasındaki basın toplantısında Erdoğan ile Putin'in yaptığı açıklamalarda ikili konularda işbirliğini derinleştirme (yerli para kullanımı, nükleer işbirliği, gaz dağıtım merkezi, tarımda işbirliği, turizm artışı hedefi) öne çıktı. Tahıl koridoru müzakereleri devam edecek. Putin, Batı'nın kendilerini aldattığını, koridordan giden tahılın fakir ülkelere ulaşmadığını söyledi. "Yaptırımlar kaldırılırsa koridor yeniden başlar" dedi.
Ayrıca, 1 milyon ton tahılın Türkiye üzerinden ve Katar işbirliği ile sevk edilebileceğini vurguladı. Erdoğan ise Rusya'nın KKTC'de ofis açmasından memnuniyetini dile getirdi. Tahıl koridoru konusunda "Eksikliklerin giderilerek devam etmesi görüşündeyim" dedi. BM ile yürütülen çalışmaya işaret etti. Afrika ülkelerine gönderilecek tahılın Avrupa'ya kayması konusunda Rusya'nın rahatsızlığına katıldığını belirtti. Rus tahılının işlenerek Afrika ülkelerine gönderilmesinde mutabık kalındığını açıkladı. Soçi'den çıkan, Moskova'nın Batı'nın verdiği sözleri tutması için bir süre daha bekleyeceği. Türkiye-Rusya ilişkileri ise güçlenmeye devam ediyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ