Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet tarihinin ilk kilisesi Yeşilköy'deki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla açılmıştı. Konuyan ilişkin Günaydın'dan Tuğba Kalçık'a konuşan Süryani Ortodoks Cemaati Lideri Yusuf Çetin, "20 yıl önce hayal bile edemezdik, Cumhurbaşkanımızın iradesiyle kilisemize kavuştuk. Türkiye'yi örnek alsalar Ortadoğu bu halde olmazdı." dedi.
BİZİ RÜYAMIZA KAVUŞTURDU
Çetin, "Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi 8 Ekim'de açıldı. Cumhuriyet tarihinde bir ilk bu... İstanbul'da 1844 yılında Tarlabaşı'nda inşa edilen Meryem Ana Kilisemizden 179 yıl sonra ikinci kilisemize kavuştuk. Bizim için çok büyük bir mutluluk. 20 sene önce böyle bir kilisenin açılacağını rüyamızda görseydik inanmazdık. Bu bizim için büyük bir hayaldi. Önce Allah'ın büyük lütfu sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle kilisemiz açıldı. Cumhurbaşkanımız ile 2010'da ilk görüşmemizi gerçekleştirdiğimizde kilise konusunda bize yardımcı olmasını istemiştik. Cumhurbaşkanımız da daha ilk günden büyük bir samimiyetle bu isteğimize yaklaştı. Biz cemaat olarak kendisine inandık, samimiyetine güvendik. Bizi hiç yanıltmadı. Düşünebiliyor musunuz; Türkiye'de 25-30 bin arası bir nüfusa sahip cemaatin kilisesinin temel atma törenine 85 milyonu temsil eden, ülkenin en yüksek makamındaki yönetici geliyor. Bu bile bizim için büyük bir onurdur. Sadece Türkiye'deki Süryanileri değil diasporadaki Süryanileri de onurlandırdı. Bizim için tarihi bir olay. Kilisemizin 2 bin senelik tarihi var. Tarihimizde başka coğrafyada da bir Hristiyan kral ya da kraliçenin temel atmasını ya da açılışını yaptığını duymadım. 8 Ekim'de kilisemizin açılışına dünyanın dört yanından dini temsilciler geldi. Sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrif etmesi cemaatimizi çok mutlu etti. Kilisemiz yapılana kadar diğer cemaatlerin kiliselerini kullanıyorduk ve halen de kullanıyoruz. Şükürler olsun artık kendimize ait bir kilisemiz daha oldu. Devlet Baba azınlıklar için görevini tam olarak yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bizi rüyamıza kavuşturdu, milyonlarca cemaatimizin hayır duasını aldı." şeklinde konuştu.
KUR'AN-I KERİM'E YÖNELİK İNSANLIK DILI SALDIRILARI KINIYORUZ
Çetin, "Türkiye 8 Ekim'de sizce dünyaya nasıl bir mesaj verdi?" sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
Türkiye'de din, dil, ırk ayrımı olmadığının, azınlıkların da çoğunluk kadar hakları ve din özgürlüğüne sahip olduğunun en büyük kanıtını yaşadık ve gördük. Dünyaya da bu açıdan önemli bir mesaj verdik. İnsanların inançları ne olursa olsun kardeşçe yaşayabildiğinin en güzel örneklerinden birini gösteriyoruz dünyaya. Batı'da son yıllarda ifade özgürlüğü kapsamında yaşanan bazı olaylara şahit olduk. Hadsiz kişi ve odaklar tarafından Kur'an-ı Kerim'e yönelik tekrarlanan insanlık dışı saldırıları bütün fikrimizle ve bütün gücümüzle kınıyoruz. Toplumların manevi değerlerine yapılan böyle saldırıların fikir özgürlüğü adı altında yapılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Böyle provokatif nefret eylemlerinin hedefi ise insanları ayrıştırmak ve dünya barışını zora sokmaktır. Bu tarz provokatif eylemlerin son bulması için ülkeler gerekli önlemleri almalıdır. Dünya barışını zora sokacak böyle eylemlerin bir an önce son bulmasını diliyorum. Kutsal Kitabımız "Herkes devletin yönetimine bağlı olsun. Yönetime karşı direnen Allah'ın buyruğuna karşı gelmiş sayılır. Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Allah'a hizmet etmektedir" diyor. Süryaniler bu öğretiyi takip ederek yaşadıkları topraklarda yönetimlere bağlı kalmış ve din, dil ayırmaksızın herkesle kardeşçe yaşamışlardır.
AÇILIŞTA SEVİNÇ GÖZYAŞLARI DÖKTÜK
Kilise açılışını cemaat nasıl karşıladı? sorusuna yönelik ise şunları söyledi:
Yurt içinden ve yurt dışından gece-gündüz arayıp tebrik ediyorlar. Çok büyük bir mutlulukla duygulanıp ağlayanlar bile oldu. Ortadoğu'da 5 bin 500 senelik geçmişi olan bir toplumuz. Süryaniler, Arap coğrafyasından İsrail'e uzanan geniş bir alana dağıldı. Savaş, işsizlik gibi nedenlerden dolayı da 50 yıldan bu yana Avrupa ülkelerine göç başladı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki terör ve ekonomik sorunların etkisiyle oradan İstanbul'a gelen çok fazla Süryani aile oldu. Cemaat olarak bizim İstanbul'da Tarlabaşı'nda Meryem Ana Kilisemiz var. Bir asırdan fazla bir süre sonra İstanbul'da ikinci kilisemize kavuştuk. Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesi de mutluluğumuzu arttırdı. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyor ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i saygı ile anarak ruhu şad olsun diyorum. Dün Patriğimiz Antakya Doğu ve dünyadaki tüm Süryani Kilisesinin Genel Patriği Kadasetli Moran Mor Ignatıus II. Efrem Kerim başkanlığında birçok ülkeden bu sevincimizi paylaşmak üzere gelen gelenlerin katılımlarıyla kilisemizin takdisi yapıldı. Kilisemizin toplumumuza hayırlı olmasını diliyorum. Barışın dünyada egemen olması için dua ediyorum.
HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ
Türkiye'nin azınlıklara yönelik politikasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çetin, "İyi bir noktaya geldiğini düşünüyorum. Bu topraklarda yaşayan biz cemaatler böyle önemli jestlere alışık değildik. Kiliselerimizi onarmak bile kolay değilken, sıfırdan bir kilise yapılması çok önemli. Bir ülkenin demokratikleşme derecesi o ülkedeki azınlıklara nasıl davrandığı ile doğru orantılıdır. Ben de kendi adıma ülkemizin gerek demokrasi gerek özgürlük açısından doğru bir politika izlediğini düşünüyorum. Hepimiz aynı gemideyiz. Türkiye büyük bir ailedir ve biz Süryaniler de bu ailenin bir parçasıyız. Etnik, din, dil ayrımı olmadan barış ve kardeşlik içinde bu topraklarda yaşamanın kıymetini bilmeliyiz." dedi.
ORTADOĞU'DAKİ ÜLKELER TÜRKİYE'Yİ ÖRNEK ALMALI
İsrail-Filistin olaylarına dair de konuşan Çetin, "Yaşadığımız coğrafyaya baktığımızda bizim ülkemizin her açıdan örnek bir ülke olduğunu düşünüyorum. Asırlardır kapalı olan kiliseler açılabiliyor, ayin yapılmasına, onarılmasına izin veriliyor veya bizim kilisemiz gibi sıfırdan kilise inşa edilebiliyor... Cumhurbaşkanımız kilisenin temelini atıyor ve açılışını yapıyor. Bu bence dünyaya en önemli mesajdır. Demokrasi, din özgürlüğü, kardeşçe yaşama hepsi Türkiye'de var.
Süryaniler olarak biz bunu gözlerimizle görüyoruz, sevgiyi hissediyoruz. Keşke Türkiye'yi Ortadoğu'daki ülkeler örnek alsa. 21 senedir büyük bir özgürlük yaşıyoruz. Keşke bir asır önce bu topraklarda şimdiki özgürlükler olsaydı, o zaman belki bu kadar göçler yaşanmazdı ve ülkemiz çok daha güçlü olurdu. Göç eden Süryani ailelere "Geri dönün" diye hep çağrıda bulunuyorum. Ama şunu da söyleyeyim, yurt dışına yerleşmiş olan cemaat üyelerimiz yazları geliyorlar. Onlar rüyalarında bile Türkiye'yi görüyor.
Umarım temelli olarak Türkiye'ye dönerler. İsrail-Filistin arasındaki savaş konusunda ise, tek temennim bir an evvel bu savaşın durması. Hepimiz Allah'a inanıyoruz, insan olarak hepimiz bu fani dünyada kardeşiz. Hepimiz misafiriz, önemli olan insan kardeşimizi sevmektir. Bunu uygularsak zaten savaşlar olmaz. Ama bölgede ortayı karıştırmak isteyenler var. Bu savaşın durması için tüm ülkelerin siyasi yöneticilerine görev düşüyor. Bakın Sayın Cumhurbaşkanımız, savaşın durması için mücadele ediyor. Rusya-Ukrayna savaşında da savaşın durması için büyük çaba sarf etti. Ortadoğu kaynıyor, bir ateş alevine dönüştü. Sayın Cumhurbaşkanımız bu ateşin sönmesi için büyük çaba sarf ediyor. Dua ediyorum ki diğer ülkelerin yöneticileri de bu ateşin sönmesi için su döksünler. Benzinle ateşin üstüne gitmek felaket getirir. Kudüs üç semavi din için kutsal bir yer. Hepimizin Allah'ı bir. Kutsal Kitabımız "Düşmanını bile kendin gibi sev ve onun için dua et" diyor. Sina Dağı'nda Allah'ın, Peygamber Musa'ya verdiği on emirden birinde 'Öldürmeyeceksin' diyor. Öldürmek en büyük günah. Dua ve temennim Ortadoğu'daki bu ateşin sönmesi ve ölümlerin bitmesi." ifadelerini kullandı.