Katil İsrail, 7 Ekim'den bu yana Filistin'de soykırım yapıyor. Kadın-çocuk dinlemeden bomba yağdıran İsrail ordusu şu ana kadar 9 bini aşkın kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Katil İsrail, 7 Ekim'den bu yana Filistin'de soykırım yapıyor. Kadın-çocuk dinlemeden bomba yağdıran İsrail ordusu şu ana kadar 9 bini aşkın kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Cuma namazı öncesinde İsrail polisi yine bilindiği gibi gaz bombalı müdahalede bulundu.
İsrail polisinin cuma namazı kılmak isteyen Filistinlileri işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa'ya almadığı görüldü.
KORKAK POLİS
Sokakta saf tutmak zorunda kalan Filistinliler namaz sonrası dağılırken İsrail polisi ses bombası ve göz yaşartıcı bombalarla saldırdı.
Müdahale yüzünden bölgede bulunan gazeteciler olumsuz etkilendi.
GAZ FİŞEĞİYLE BASKI!
Namaz kılarken müdahalede bulunmayan İsrail güçleri, namazdan sonra mahalla aralarına dahi girerek, gaz fişeği atmaya devam etti.
BATI ŞERİA'DA İSRAİL ZULMÜ
İsrail askerleri işgal altındaki Batı Şeria'ya düzenlediği baskın ve saldırılarda 5'i Cenin Mülteci Kampı'nda olmak üzere 8 Filistinliyi öldürdü.
Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail ordusunun, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı'na insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlediği saldırıda 5 Filistinli hayatını kaybetti, bazı Filistinliler de yaralandı.
İsrail güçleri, ambulansların yaralılara ulaşmasını engelledi.
İSRAİL GÜÇLERİ EL HALİL VE NABULS'TA DA BASKINLAR DÜZENLEDİ
İsrail ordusu, El Halil'in güneyindeki El-Fevvar Mülteci Kampı'na baskın düzenledi.
Baskına karşı çıkan bölge sakinleri ile İsrail askerleri arasında gerginlik yaşandı, İsrail güçleri Filistinlilere gerçek mermilerle müdahale etti.
İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucu Filistinli Muhammed Said el-İzze ile Vedi Yahya en-Neccar hayatını kaybetti.
İsrail güçleri, Kudüs'ün kuzeyindeki Kalendiya Mülteci Kampı'na düzenlediği baskında da 29 yaşındaki İbrahim Zayid'i ateş açarak öldürdü. Baskında, İsrail askerlerinin kurşunuyla birinin durumu ağır olmak üzere 2 Filistinli yaralandı.
Öte yandan Nablus'un güneybatısındaki Tel beldesinde 1 Kasım'da İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucu ağır şekilde yaralanan Filistinli Asım Cihad Ramazan hayatını kaybetti.
İşgal altındaki Batı Şeria'da 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ile Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 143'e yükseldi.
İsrail ordusu, 28 gündür Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını sürdürürken, işgal altındaki Batı Şeria ile Kudüs'ün çeşitli bölgelerine de gözaltı operasyonları iddiasıyla baskınlar düzenliyor.
Batı Şeria'nın kuzeyinde özellikle Cenin ve Nablus'ta baskına karşı koyan Filistinliler ile İsrail güçleri arasında silahlı çatışmalar yaşanıyor.
HUTBE KONUSU GAZZE
Öte yandan katil İsrail'in Gazze soykırımında yanında olan devletlerin açıklamaları ve hamleleri dünya gündemine bomba gibi düşerken Türkiye'de de Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü hutbe konu başlığını "Zulme rıza göstermek zulümdür" olarak duyurdu.
Cuma hutbesinde şu ifadelere yer verildi:
Bugün, fert, toplum ve insanlık olarak ağır bir imtihandan geçiyoruz. Hak, hukuk, ahlak, vicdan ve merhamet gibi insanı insan yapan değerler; işgalci zalimler ve destekçileri tarafından ayaklar altına alınmaktadır. Filistinli kardeşlerimiz yaklaşık bir asırdır kendi vatanlarında baskı, esaret ve zulüm altında yaşamaya mahkûm edilmiştir. Bugün de Gazze'de kadın, çocuk, yaşlı demeden dünyanın gözü önünde büyük bir soykırım gerçekleştirilmektedir.
Aziz Müminler!
Eşi görülmemiş bu soykırımı gerçekleştiren gözü dönmüş caniler, cesaretlerini ümmet-i Muhammed'in suskunluğundan ve dağınıklığından
almaktadır. Oysa yüce dinimiz İslam, bizleri vahdete çağırmaktadır. Birlik olmaya, birlikte hareket etmeye davet etmektedir. Sadece dualarımızı değil, bilgimizi, gücümüzü, maddi ve manevi imkânlarımızı birleştirmemizi istemektedir. İstiklal Şairimiz bu hususu ne de güzel ifade etmektedir: Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez, Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Ey İnsanlar!
Yaşanan bu vahşet, sadece Müslümanların değil bütün insanlığın ortak sorunudur. Dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen cinayetlere seyirci kalmak hatta destek olmak, bütün insanlığın ayıbıdır. Zira kendilerini diğer insanlardan üstün tutan, yeryüzünü özel mülkleri gören zalimler, sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın geleceğine kastetmektedir. Ülkemiz, dinimiz, dilimiz, ırkımız ne olursa olsun böyle bir katliama karşı çıkmak insan olmanın gereğidir.
Zulüm nerede işlenirse işlensin zalime dur demek insan olarak hepimizin mesuliyetidir. Çünkü zulme rıza göstermek de zulümdür.
Kıymetli Kardeşlerim!
Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "İçinizden sadece zulmedenlere dokunmakla kalmayacak olan bir musibetten sakının ve bilin ki Allah'ın cezası çok şiddetlidir." Hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: "İnsanlar zalimin zulmünü görür de ona engel olmazsa, Allah'ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır."
Bu ayet ve hadisten anlamaktayız ki; masum canlara kıyan katillerin zulmüne karşı durmazsak ateş tüm dünyayı saracak, kimse güvende olmayacaktır. Çocukların bombalar altındaki çığlıklarını duymazsak herkesin canı yanacaktır. Unutmayalım ki herkesin, her zaman kötülüğe engel olmak için yapabileceği bir şeyler mutlaka vardır. Zulme engel, mazluma umut olmak için caydırıcı rol üstlenelim; elimizle, dilimizle ve kalbimizle ne gerekiyorsa yapalım. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: "Kim bir kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin..."
Aziz Müslümanlar!
Kadın erkek, genç yaşlı her birimiz dünyadaki tüm zulümlerin son bulması için sorumluluklarımızı yerine getirelim. Hz. İbrahim'in ateşini söndürmeye giden karınca misali hakkın yanında, bâtılın karşısında yer almaya devam edelim. Bizler inanıyoruz ki bu zor günler elbet sona erecektir. Zalimlerin zulmü mutlaka bitecek, mazlumların yüzü gülecek, zafer inananların olacaktır. Mazlumların umudu olan aziz milletimiz, ümmet bilinciyle dünyamızı yeniden barış yurdu haline getirecektir.
Hutbemi bir ayet-i kerime ile bitiriyorum:
"Rabbimiz! Bize sabır ve dayanma gücü ver. Ayaklarımızı senin yolunda sabit kıl. Kâfirlere karşı bize yardım eyle."