Genel seçimler sonrası 'değişim' tartışmalarıyla koltuk kavgasına tutuşan CHP'de büyük gün geldi çattı.
CHP'de bugüne kadar 19'u olağanüstü olmak üzere 56 kurultay gerçekleştirildi. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı ise "İkinci yüzyılda demokrasi ve birlik kurultayı" sloganı ile 4-5 Kasım'da Ankara Spor Salonu'nda yapılacak. Kurultayda 13 yıldır genel başkanlık görevini sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu ile Manisa Milletvekili Özgür Özel yarışacak.
Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, CHP'deki kurultay öncesi son kulis bilgilerini "Mayıs 2010'dan Kasım 2023'e... Nereden, nereye?" başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı.
İşte Müderrisoğlu'nun dikkat çeken yazısı:
Açtık arşivi, Mayıs 2010'a kadar indik. 33. CHP Kurultayı için yaptığımız ilk tespitlere bir de bugünün gözüyle baktık:
"Motor eski, kaporta yeni!"
Merhum Baykal'ın bir kaset komplosu ile CHP Genel Başkanlığı'ndan uzaklaştırıldığı, "Yeni CHP" söylemi ile Türk siyasetine format atma arayışının hız kazandığı günleri hatırladık.
Yine de soğukkanlı teşhislerde bulunduğumuzu gördük:
Değişim talebi delegeyi önüne katıp götürmüş, siyasi pragmatizm ise vefa duygusunu silip süpürmüş! Kılıçdaroğlu'nun solun yeni markası olarak seçmen nezdinde kazandığı prim, (partideki) eski siyasetin savunucularının ya değişeceğini ya da tasfiyeye uğrayacağını tescilledi.
Bugün, 38.'ncisi gerçekleşecek olan CHP Kurultayı'na dair kulis bol. "Türk siyasetinin geleceği adına ne vaat ediyor?" derseniz... Maalesef, kuru gürültü. Ama yine de hafife alınmayacak hususlar dile getiriliyor. Örneğin bugün ciddi bir genel başkanlık yarışı yaşanmayacağı, o işin bittiği konuşuluyor. Kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu arasında, "şimdilik siyasi ateşkes" ilan edildiği, asıl mücadelenin Parti Meclisi için verileceği anlatılıyor.
Böylece CHP Meclis Grubu Başkanı Özgür Özel'in, "değişim isteğinin içini boşaltmayacak kadar" oy alabileceği, İstanbul delegeleri arasından bile Kemal Bey'e oy kayması yaşanacağı ileri sürülüyor. Bir başka anlatımla... Kılıçdaroğlu görünür gelecekte koltuğu nasılsa bırakacak. Fakat Özel bu kurultayda seçilirse İmamoğlu'nun, Ankara'da bir süre güç gösterisinde bulunamayacağı, bu nedenle desteğinin yönünün değiştiği yorumları paylaşılıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın... Kü��ük hesaplar, parti içi dengeler, gelecek adına bugünden tüketilen umutlar.
13 yıl öncesinden bugüne gelen, Kemal Bey'in seri seçim yenilgileri ile eriyip giden "Yeni CHP" iddiası ile "Değişim arayan CHP" arasında ne fark var ki? Mesele gelip genel başkanın isminde, tarzında ve ekibinde düğümlenip kalıyor!
CHP'deki en büyük kavga ise "sağa açılma politikasının!" sonuçlarından kaynaklanıyor. "Sağdan adam transfer etmemeliydik. Sağa kaymamalıydık. Sağ partilerle derin ittifaka girmemeliydik..." Konunun özü bundan ibaret.
Bir taraf kendisinin sol olduğunu zannederek kusuru sağ kanada yıkıyor. Öbür taraf, "Onlar olmasaydı bugünkü oy potansiyeli harekete geçirilmezdi" diye övünüp, yine bir seçim mağlubiyetini başarı gibi sunuyor.
Ve geriye... Siyasetten soğuyan, duygusal kopuş yaşayan, iktidar olma hayali kâbusa dönen bir kitlenin düş kırıklıkları kalıyor.
Buna rağmen, canhıraş çaba içinde olanlar mı? İçlerinde tenzih edeceklerimiz olsa da... Büyük kısmı, CHP'li belediyelerin etrafındaki rant çemberine tutunmaya uğraşıyor, o kadar!