Bakan Tunç'tan kuryenin ölümüne neden olan kazayla ilgili flaş açıklama: "Somalili sanık Türkiye'ye gelecek"

Son dakika haberi! Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Fatih’te Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun, motosikletli kurye Yunus Emre Göçer’e çarparak ölümüne neden olmasına ilişkin soruşturmasına ilişkin, "Hiçbir vatandaşımızın hakkının gasp edilmesine izin vermeyiz. Somalili sanık Türkiye'ye gelecek. Sanığın Türkiye'ye gelmesi ve yargılanması söz konusu olacak. Biz hiçbir vatandaşımızın bir yabancı karşısında hak hukukunun ihlalini kabul etmeyiz." dedi. Öte yandan Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, olayla ilgili ilk kez konuştu.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :14 Aralık 2023 , 11:11 Güncelleme Tarihi :14 Aralık 2023 , 13:22
Bakan Tunç’tan kuryenin ölümüne neden olan kazayla ilgili flaş açıklama: Somalili sanık Türkiye’ye gelecek

İÇİNDEKİLER

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun İstanbul'da karıştığı trafik kazasında bir motosikletli kuryenin hayatını kaybetmesine ilişkin Somali adli makamlarıyla görüşme gerçekleştirildiğini belirterek, "Önümüzdeki günlerde sanığın Türkiye'ye gelmesi ve yargılama sürecine katılması söz konusu olacak." dedi.

Bakan Tunç, Ankara'da bir otelde düzenlenen 7. Yılında İstinaf Kanun Yolu Değerlendirme Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İstanbul'da bir avukatın savcı odasında çekilen fotoğraflarının basına yansıdığı hatırlatılan Tunç, konuyla ilgili soruşturma açıldığını bildirdi.

Söz konusu görüntülerin adliyelerde olmaması gereken görüntüler olduğunu dile getiren Tunç, "Hem savcı hakkında soruşturma açıldı hem de ilgili avukatla ilgili olarak da baroya suç duyurusunda bulunuldu. Bu tür nahoş görüntülere, fotoğraflara kesinlikle yargımızda müsaade edilemez. Bu tür görüntülerle, yargının da yıpratılmasına müsaade edemeyiz." dedi.

Bakan Tunç, Türkiye Barolar Birliğinden konuya hassasiyetle yaklaşmasını beklediğini belirtti.

"SOMALİ ADALET BAKANI İLE GÖRÜŞTÜM"

Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun İstanbul'da karıştığı kaza nedeniyle bir motosikletli kuryenin hayatını kaybettiği hatırlatılarak sorulan soruyu cevaplayan Bakan Tunç, "Bizim önceliğimiz vatandaşımızdır. Vefat eden vatandaşımızın hakkını hukukunu korumak geriye kalanlara sahip çıkmak bizim vazifemizdir." diye konuştu.

Kazayla ilgili ilk rapor doğrultusunda tahliye kararı verildiğini, sonrasında ortaya çıkan görüntüler üzerine alınan ikinci raporda sürücünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini aktaran Tunç, raporlar arasındaki çelişki nedeniyle dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini ifade etti.

Bakan Tunç, şöyle devam etti:

"Bu süreç içerisinde biz Somali adli makamlarıyla da görüşmeleri gerçekleştirdik. O anlamda önümüzdeki günlerde de sanığın Türkiye'ye gelmesi ve bu konuda yargılama sürecine katılması söz konusu olacak. Biz hiçbir vatandaşımızın bir yabancı karşısında bu şekilde hakkının hukukunun kaybedilmesine kesinlikle müsaade etmeyiz. Sosyal medyada da bu konuda birtakım eleştiriler var. Özellikle ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel de bu konuda eleştirilerde bulunmuş. Biz vatandaşımızın savunmasını Özel'e bırakmayız. Biz sonuna kadar bunu takip edeceğiz. Ve bu anlamda da hakkaniyetin ortaya çıkması için çalışacağız. Bu kapsamda Somali Adalet Bakanı'yla da ben bizzat görüştüm. Bu konuyu, özellikle Somali tarafında da onlar da iyi niyetle baktılar olaya. Ve inşallah Yakın bir süre içerisinde yargılama süreci başlamış olacak. Tabii adli tıptan gelecek olan rapor çerçevesi içerisinde, yine takdir elbette ki yargımızındır."

SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİRE KANUN'DA DÜZENLEME

Adalet Bakanı Tunç, Trendyol Süper Lig'de MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor arasında oynanan maçın ardından yaşananlara ilişkin soru üzerine, olayların herkesi üzdüğünü dile getirdi.

Tunç, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da bu tür olaylara ilişkin önemli yaptırımların bulunduğunu, kanunun yürürlüğe girmesinin ardından ortaya çıkan birtakım ihtiyaçların da bulunduğunu belirtti.

Cezai yaptırımların arttırılması adına çalışmaların sürdüğünü kaydeden Tunç, şöyle konuştu:

"Yeniden bir değerlendirme yaparak, spor sahalarında görmek istemediğimiz bu olayların bir daha olmaması noktasında Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da birtakım ihtiyaçlar olduğunu tespit ettik. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda biz taslak çalışmamızı gerçekleştireceğiz. Konunun tüm taraflarıyla görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Gerek federasyon gerek kulüplerimiz gerekse Gençlik ve Spor Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız tüm taraflarla birlikte hazırladığımız ve ihtiyaçları ortaya koyduğumuz taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerimizin takdirine sunacağız. Takdir tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin. Kanunlaştığında da uygulamasını takip noktasında elbette ki yürütmenin bu konudaki hassasiyeti devam ediyor."

Adalet Bakanı Tunç, hakem Halil Umut Meler'e yapılan saldırının ardından hemen adli soruşturmanın başlatıldığını anımsatarak, yargılama sürecinin de takip edileceğini sözlerine ekledi.

SOMALİ CUMHURBAŞKANI İLK KEZ KONUŞTU

Bakan Yılmaz Somalili sanığın Türkiye'ye geleceğini ifade ederken Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud'un karıştığı ölümlü kazayla ilgili ilk kez konuştu.

"TÜRKİYE'DEN KAÇMADI İŞLERİ VARDI DÖNDÜ"

Associated Press'e (AP) konuşan Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, oğlunun kaza sonrasında Türkiye'den kaçmadığını, iş için ülkesine dönmesi gerektiğini savundu.

Oğlunun çarpışma sonrası kaza mahallinden ayrılmadığını ve ardından günlerce İstanbul'da kaldığını belirten Şeyh Mahmud, "Bu bir kazaydı. Kaçmadı. Bu olayla ilgili bir avukat tuttu. Ve hakkında bir yakalama kararı yoktu." dedi.

"TÜRKİYE'YE DÖNÜP TESLİM OLMASINI TAVSİYE EDİYORUM"

Oğlunun Türkiye ile bağlantısının sürdüğünü belirten Şeyh Mahmud, kendisine geri dönüp yargıya teslim olması tavsiyesinde bulunduğunu belirterek "Geri dönüp adalete teslim olmasını söylüyorum. Ama sonuçta o bir yetişkin ve bu onun vereceği bir karar. Ben dönmesi tavsiyesinde bulunuyorum." dedi.

KURYENİN AİLESİYLE GÖRÜŞMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ

Kazada yaşamını yitiren 38 yaşındaki moto kurye Yunus Emre Göçer'in ailesine başsağlığı dileklerini ileten Somali Cumhurbaşkanı, "Kendilerine nasıl ulaşabileceğimi bilmiyorum. Sizin vesilenizle başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Kayıplarının acısını paylaşıyoruz. Kayıpları için üzgünüz." dedi.

İstanbul Fatih'te çarptığı motosikletli kurye Yunus Emre Göçer'in ölümüne neden olan Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud'in olay yerinde çekilen fotoğrafı ortaya çıkmıştı.

Göçer'in eşi Öznur Göçer kaza sonrası yaşadıkları süreçleri anlattı.

OLAY YERİNDEKİ FOTOĞAFI

Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde 30 Kasım Perşembe günü öğlen saatlerinde meydana gelen kazada Yunus Emre Göçer (38)'in kullandığı motosiklete, Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud'un kullandığı 06 CD 4581 plakalı otomobil çarptı. Çarpmanın etkisi ile yola savrulan Göçer ağır yaralandı ve kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen 6 gün sonra hayatını kaybetti. Kaza sonrası ise ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Mohammed Hassan Shekh Mohamud'un yurt dışına kaçtığı belirlendi. Bu arada Mohammed Hassan Shekh Mohamud'in kazanın sonrası olay yerinde çekilmiş fotoğrafı ortaya çıktı.

"FREN İZİ YOK HİÇBİR ŞEKİLDE"

Göçer'in eşi Öznur Göçer yaşadıkları süreci anlattı. Öznur Göçer, "2 çocuğum var. Kızım 15 yaşında, oğlum 8 yaşında. Otizmli kendisi. Yağız'ın hep yanındayım. Desteğim olmasa zaten hiçbir şekilde tek başına bir iş yapamıyor. Onu okuldan aldım. Tam rehabiliteye gidecektik. Telefon geldi bana. Dediler ki 'Hemen acil gelmeniz gerekiyor.' Arayanlar arkadaş grubu yani tanıdıkları. Ve hiçbir şekilde bana emniyet ulaşmadı zaten. Hemen gelmeniz gerekiyor dediler. Ben de normal bir motor kazası zannettim. Çünkü günlük oluyordu yani ufak tefek. Siz alın gelin, çünkü Yağız'ı bırakacak kimsem yok dedim. Dilinden anlayan da kimse yok. Dediler ki 'Hayır gelmen gerekiyor. Çünkü kulağından kan gelmiş.' Zaten ben orada bittim. Ondan sonra ağabeyim geldi beni aldı götürdüler. Kapıda 1000 kişilik bir grup vardı, motorculardan yer yoktu zaten. İçeri girdiğimde eşimin ayaklarını görünce zaten ben oraya bir yığılmışım. Adam vuruyor. Kaskı fırlatıyor. Tekrar üstünden bir daha eziyor geçiyor. Ve gidiyor fren izi yok hiçbir şekilde. Gidiyor tekrar olay yerine geliyor. 250 metre sonra geliyor. Orada kime telefon açıyorsa açıyor. Bu olay da kapanıyor." dedi.

"'KALDIRIMDAN SEKİYOR BİLEREK ARACIN ALTINA ATLIYOR.' DEDİLER"

Eşinin intihar ettiğine yönelik söylenen iddialar hakkında konuşan Göçer, "Önce kaskı yok dediler. Tabii ki ben buna inanmadım. Markette bile kask kullanan bir adam. Evin içine kadar. Çünkü interkom olduğu için direkt telefon kaska bağlanıyordu. Yani kaskını çıkarması için bir neden yoktu Emre'nin. Ona inanmadım. Ondan sonra dediler ki 'Sağda durmuş telefonla konuşuyor.' İnterkomu var. Telefonla konuşması mümkün değil. Zaten iş üstünde, Kadıköy'den bir paket alarak gidiyor. Ben hiçbirine inanmadım. Sonra dediler ki, 'Kaldırıma vuruyor. Kaldırımdan sekiyor bilerek aracın altına atlıyor.' dediler. Bu da bir intihardır yani. Hem arkadaş gruplarında böyle anladık hem de böyle söylenildi. Bir baktık oraya. Orada bir kaldırım bile yok. Makinelere bağlı yaşadı 6 gün. Hani bir kurtarma olur mu diye. Hastane de yardımcı oldu. Ama 7 saat kırmızı alanda bekledi. Yerimiz hiç yok dediler. Yarım saat sonra bizi hemen aşağıya aldılar. Günlük bir 10, 15 saniye, görme şansımız oldu. Ve ben hep bir umutla bekledim. Morgda bile ben hala inanamadım. Bu adam ölemez dedim. O kadar mutlu bir adam ki. Kaskı yoktu, telefonu vardı. Telefonla konuşuyordu gibi şeylere inanmadım. Öyle bir insan değildi. Profesyonel bir sürücü çünkü. Birçok ehliyeti var. Uçak dahil her şeyi kullanıyor " diye konuştu.

"MEDYAYA DÜŞTÜKTEN SONRA GÖRÜNTÜLER BİZE GELMEYE BAŞLADI"

Göçer, "Polisler zannedersem hastanenin önüne geldi. Arkadaşları polise baskı yapınca polislere dediler ki 'Siz bu tutanağı tuttunuz ama kameraya bakmadınız.' dedi arkadaşları. Çünkü ben kötüydüm. Kameraya bakmadınız. Olay yerine bakılmadı. Neye göre bu tutanağı tuttunuz dediler. Belki de bizimki suçluydu. Ondan sonra dediler ki 'Biz 20 yıllık polisiz. Bizim işimize karışamazsınız. Gidin kendinizi mahkemede bir şekilde savunun.' dediler. Kimse inanmadı. Sonra medyaya düştükten sonra görüntüler bize gelmeye başladı. Biz akşam karakola gittiğimizde polis hiç yüzümüze bakmadı. Yüzümüze bakılmadı. 'Dosya yok. O sabahki memurlar yok. 3 gün sonra gelebilirsiniz sabah belki yakalayabilirsiniz. Böyle bir dosya yok.' dendi. Demek ki adam geliyor. Telefon açıyor. Orada hemen ben şuyum, buyum, diplomatım diyor. Bir şey gösteriyor ya da birisini arattırıyor. Ve savcı da bunu onaylıyor. Evet diyor bu bilinçli olarak ön atlatılmış bir şey diyor." şeklinde konuştu.

"TÜRK POLİSİNE GÜVENİMİZ SONSUZ"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından polis memurları hakkında başlatılan soruşturma hakkında konuşan Göçer, "İlk önce onlardan şikayetçiydik. Çok iyi oldu bu durum. Ama ben onların da ne ifade vereceğini çok merak ediyorum. Onlar bir taraftan baskı mı gördüler. Gözüyle mi gördüler. Neye dayanarak bunu söylediler açıkçası. Çünkü Türk polisine güvenimiz sonsuz. Onların ifadesini çok merak ediyorum. Ama tabii ki buna sebebiyet veren herkesten şikayetçiyim." dedi. "Bundan sonraki süreçte devletimin bana sahip çıkacağını düşünüyorum." diyen Göçer, " Devletime çok güveniyorum. Çünkü ben bir Türk vatandaşıyım. Devletim her ülkeye yardım ediyor. Tabii ki benim çocuklarımı da burada boynu bükük bırakmayacak ve eğitime ihtiyacı olan bir çocuğum var. Devletim büyüktür. Adalet istiyorum." dedi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN