Süper Lig'in 15. haftasında oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçından sonra o sırada Ankaragücü başkanı olan Faruk Koca sahaya girerek hakem Halil Umut Meler'e yumruk atmıştı.
Yere düşen Meler, bir kaç kişi tarafından da darp edilmişti. Olayın ardından Faruk Koca ve 2 saldırgan tutuklanmıştı.
Tüm Türkiye'nin merak ettiği olayın detaylarına ilişkin Halil Umut Meler, Hürriyet'ten Mehmet Arslan'ın sorularını yanıtladı.
İşte Meler'in açıklamalarından öne çıkan bölümler:
"OYUNCULARDAN PROTESTO YOKTU"
Maç bitti, düdüğü çaldın, o andan itibaren ne oldu?
Aslında bunu en baştan anlatmak lazım. Normal, çok da güzel bir maç oldu. Kora kor bir mücadele vardı. Bizim hakemlik anlamında, teknik anlamında oyunu, oyun yönetimini etkileyecek kötü yönetim sergilediğimiz bir ortam oluşmadı. Tribünlerden yana da çok büyük sıkıntılar oluşmadı. Ama şimdi hep düşünüyorum. Ekstra bir durum 90+6'da bir gol oldu. Sadece 1-0'ken 1-1 bitti. Sonuçta paylaşılan bir puan oldu. Oyunculardan herhangi bir protesto yoktu. Çünkü yedikleri gol öncesi tartışmalı pozisyon da olmadı son dakika. Normaldi.
"DURUMU TEKNİK DİREKTÖR PROVOKE ETTİ"
Maçtan sonra düdüğü çaldıktan sonra oyuncular teşekküre ve tebrik etmeye geldi. Ki bu da görünüyor zaten ekranlarda. O arada Emre Belözoğlu'nun elini, kollarını gördüm. O arada rakip teknik direktör İlhan Palut onu tuttu. Tam biz ne oluyor, ne bitiyor, neler deniyor diye oraya odaklandığımızda eylemi yapan şahıs sol tarafımdan yumruğu vurdu. Ondan sonrasını hatırlıyor muyum, hatırlamıyorum. Çünkü yerde darbe yiyordum. Zaten polis de temsilciler de bunu beklemiyordu. Beklenmeyen bir durum, çünkü oluşabilecek hiçbir hadise yoktu. Sadece bu durumu provoke eden teknik direktördü. Başka hiç kimse değildi.
"2018 YILINDA BENİMLE İLGİLİ ŞAHSİ BİR GÖRÜŞÜ VARDI"
Emre Belözoğlu mu provoke etti?
Evet bu alenen gözüken bir şey. Maç içerisinde desin ki 'Bana bu hatayı yaptın, ben senin yüzünden gol yedim.' Yok. Ankaragücü Spor Kulübü ya da taraftarlarının da bir şeyi yok. Normal bir aksiyonu var. Ya bunu öncesinde planladı. Çünkü biliyorsunuz 2018 yılında benimle ilgili şahsi bir görüşü vardı. Bu şahsi görüşün devam ettiğini düşünüyorum ben de şu an.
EMRE BELEZOĞLU ÖZÜR DİLEMEDİ
Sakatlandığımda gülüyordu' demişti... Darbe yediğinde ben ona gülmüşüm. 'Güldüğümü ispatlasın, tamam' dedim ben. Benim için problem değil. Ben bunu hiçbir zaman şahsileştirmedim. Onun görüşüydü. Ama şu güne geldiğimizde beni üzen konu şu; bana o eylemi yapan kişi, yumruk atan kişi benden ve ailemden yazılı olarak özür dilemesine rağmen kendisi özür dilemedi. Emre Belözoğlu özür dilemedi. Varsa ispatlayın, yaptı deyin, 'mesaj attım' desin... Ama şu ana kadar, farkındaysanız 2 gün öncesinde verdiği röportajda da herhangi bir şey yok. Üzgün olduğunu söylüyor ama neye üzgün? Şiddeti yapanın şu durumda olduğuna mı üzgün? Yoksa bu duruma kendisi getirdiği için mi üzgün? Yoksa ben darbe yediğim için mi üzgün?
FARUK KOCA'YI AFFETMEDiM ASLA AFFETMEYECEĞiM
Hukuksal olarak sürecin takipçisi olacağını söyledin peki vicdanen affettin mi Faruk Koca'yı?
Hayır affetmedim, affetmeyeceğim. Bunu özellikle bir çok yerde söyledim bunu yapan kendisi bir yumruk attı, yıkıldım ve yere düştüm. Ama asıl yerdeyken vurulanlar benim hayatım boyunca unutamayacağım bir durum olacak. O yüzden vicdanen asla affetmeyeceğim. Hiçbir şekilde affetmeyeceğim, yapanları da bunu tahrik edenleri de asla affetmeyeceğim. Bunu özellikle söylüyorum tahrik edeni de edenleri de affetmeyeceğim.
ASLA BiR CAMiAYA MAL ETMiYORUM
Bunu kimse kesinlikle ama kesinlikle bir camiaya mal ettiğimi düşünmesin. Bir kişinin veya birkaç kişinin yaptığı bir şeyi asla koca bir camiaya mal etmem. Bu konuda herkesin gönlü rahat olsun. Hakem arkadaşlarımın da bundan sonra gideceği müsabakalarda sahada gördüklerini çalacaklarından hiç şüphem yok. Kulağıma bazı şeyler geliyor bu konuyla ilgili. O olacak bu olacak şeklinde.
HERKES İŞİNE ODAKLANSIN
'Hakemler Ankaragücü'nü cezalandıracak' iddiaları için ne dersin? ·
Hayır asla böyle bir şey yok. Benim hakem arkadaşım gidecek gördüğünü çalacak bu kadar. Kimsenin bu konuda gözü arkada kalmasın. Herkes bundan sonra işine ve futboluna odaklansın. Ama şahsi olarak eylemi gerçekleştiren ve buna çanak tutanları asla affetmeyeceğim.
"CUMHURBAŞKANIMIZ BANA ÇOK BÜYÜK DESTEK VERDİ"
"O eylemler gerçekleştikten sonra ben orada bir duruş sergiledim. Mesajım şuydu; biliyorsunuz ki 2024-2026 (Avrupa Şampiyonası-Dünya Kupası) belki de kariyerimize başladığımızda en büyük hedeflerimizden biridir. Ve buna en büyük adaylardan biriyken, ben şu kararı verdim orada: Bu şiddet devam ettiği sürece ben yokum. Akabinde hastaneye gitme, hastane süreçlerinden sonra gelişen olaylarda sayın Cumhurbaşkanımızın çok büyük desteği ile sayın bakanlarımızın çok büyük destekleri ile birlikte çok hızlı bir reaksiyon alındı. Bu süreç içerisinde arayan, soran, döndüğüm dönemediğim herkesten çok olumlu tepkiler aldım. Zaten herkes bu şiddete karşı. Ve süreç artık çok hızlı bir şekilde sürdüğü ve devletin kontrolünde olduğu için şu anda sadece düşünme aşamasındayım.
"EVDE BU KONUYU KONUŞMAK YASAK"
O görüntüleri izledin mi?
Hayır hiç izlemedim. İzlemeyi de düşünmüyorum. Birinci sınıfa giden oğlum var. Bütün okul bu konuyu konuşuyor. Öğretmenlere de çok teşekkür ediyorum çünkü okulda bu konuyu konuşmayı yasaklamışlar. Onlar yasakladığı için bizim evde de konuşmak yasak.
Oğlun hiç sormadı mı?
Ne oldu dedi, çarpışma oldu sadece dedim.
BU PSiKOLOJi iLE SÜPER KUPA'YI YÖNETEMEM
Hayalinde hangi maçı yönetmek var?
·Dünya Kupası finali. Olur, olmaz hiçbir şey söylemiyorum. Vardı ve olacak. Riyad'da Süper Kupa finali var. Yönet deseler bugün yönetebilir misin?
Hayır yönetemem. Psikolojik olarak hazır değilim. Çünkü o maçlar özel maçlar. Her maça gerekli özenin gerekli hassasiyetin gösterilerek en şeffaf şekilde psikolojik olarak kendini hazırlayarak gitmen gerekiyor. Emek harcayarak gitmen gerekiyor. Ondan dolayı hazır değilim.
iLHAN PALUT ONU TUTMASA NE OLACAKTI?
Oradaki tavırları mı başkanı tahrik etti diyorsunuz? Yoksa önceden planlanmış bir şey var mı diye düşünüyorsunuz?
Şimdi baktığımız zaman 2018'de böyle bir beyanı var. Var mı röportajlarında, var. Şimdi bakıyorum benden özür dilemiyor. Ne düşünürsünüz? Beni bırakın ailemden özür dilemiyor. Benim 95 yaşındaki anneannem İzmir'den kalktı geldi ağlaya ağlaya. Benim 10 günlük çocuğum var.
SiZ NE DÜŞÜNÜRSÜNÜZ?
Anlatabildim mi demek istediğimi? Bakın bu eylemi yapan kişi, yumruğu atan kişi benden ve ailemden özür dilemesine rağmen kendisi özür dilemedi. Buradan yola çıkarak söyleyeyim; siz ne düşünürsünüz? Soruyorum şimdi aleni bir şekilde; rakip teknik direktör İlhan Palut onu tutmasaydı ne olacaktı?
SÖZLERİNİ DUYABİLDİNİZ Mİ?
Hiç duyamadım. Ellerini, kollarını görüyorsunuz ama sözleri ne olduğunu duymuyorsunuz. Temsilcilerden de bir şey gelmedi. Burada hastanede, okulda, trafikte, sosyal bir ortamda biz şiddete tepki göstermeye çalışırken kendisinin özür dilemeyişi hâlâ kafamda soru işareti.
DÖNÜŞÜME AİLEM KARAR VERECEK
Eşinin, annenin, babanın, büyükannenin reaksiyonları, tepkileri ne oldu? · Nasıl olabilir? Bunun olmaması lazımdı. Ailemin bu duruma düşürülmemesi lazımdı. Sonuç itibariyle bir aileyiz biz. Benim en çok üzüldüğüm onlar oldu. Şu anda zaten onların vereceği karar benim için daha önemli. Onların söylemleri ile bir şekilde yoluma devam edeceğim.
EŞiM GÜÇLÜ DURUYOR AMA HALEN ŞOKTA
Eşim şu anda güçlü duruyor. Ama o bir anne. Bana hissettirmiyor ama yalnız kaldığında çok şeyler düşünüyor. Şu anda hala olayın şokunda. Çocuklara karşı da pozitif olması gerekiyor ve dışarıya karşı çok güçlü bir duruş sergiliyor. Soyunma odasına gider gitmez de eşimle, anne ve babamla konuşup iyi olduğumu bilsinler istedim. Sonrasında da kimseyle konuşmadım. Ailem hastaneye gelmek istedi ama özellikle ben gelmelerini istemedim.
DİLEDİĞİMİZ ÖZRÜN KARŞILIĞI OLMADI
MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, takımının Trendyol Süper Lig'in 15. haftasında Çaykur Rizespor ile oynadığı maçta hakem Halil Umut Meler'e yönelik saldırı konusunda, "Ben olaya vakıf olduğumda soyunma odasındaki kendi odamdaydım. Yardımcılarım ilettikten sonra sahaya çıktım. Halil hoca (Halil Umut Meler) ve ekibinin yanına giderek üzgün olduğumu ifade ettim." dedi.
Olayın gelişimini bir kez daha anlatmak istediğini vurgulayan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ben olaya vakıf olduğumda soyunma odasındaki kendi odamdaydım. Yardımcılarım ilettikten sonra sahaya çıktım. Halil hoca (Halil Umut Meler) ve ekibinin yanına giderek üzgün olduğumu ifade ettim. Daha sonrasında da koridorda tekrar karşılaştık ve kendilerine sarılıp çok üzgün olduğumu söyledim. Takımım adına, hocanın adına üzgün olduğumu belirttim. Takımım adına kendisinden yanlış hatırlamıyorsam 3-4 kere özür diledim. Ama biraz önce söylediğim yere geliyoruz. Dilediğimiz özrün herhalde pek karşılığı olmadı."
Halil Umut Meler'in dün açıklama yaptığını hatırlatan Belözoğlu, "Üzülerek söylemek zorundayım ama kendisini ele vermiş, kamuoyuna da yakalanmış oldu. Halil Umut Meler, hem hoca olarak hem sportif direktör hem de sporcu olduğum süreçte kendisinin bahsettiği olaydan sonra 14 tane maçıma birinci hakem görevi olarak atanmış. Hiç böyle bir olayımız olmadı. Hiçbir şey yaşanmadı. Biz hayır olan şeyleri genelde hatırlamaya çalışıyoruz. Bize kin olarak gelecek olayları hatırlamamaya, unutmaya gayret eden bir yapıda bir insanım." diye konuştu.
"HAYATIM BOYUNCA PLAN YAPARAK HİÇBİR MAÇA ÇIKMADIM"
Belözoğlu, hayatı boyunca aksiyonun içinde ani kararlar aldığı için Türk futbolunda "kötü çocuk" olarak anıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Hayatım boyunca plan yaparak hiçbir maça çıkmadım. Bu planın içinde de olacak birisi değilim. Beni seven, sevmeyen herkes de bilir ki ben kendi işimi kendim hallederim. Kimseyi de kullanmam. Sayın başkanımız da kimsenin talimatıyla iş yapacak bir şahıs değildir. Kendisi bu kulübe çok fazla maddi ve manevi emeği olmuş bir insandır. Bunu da dile getirdim. Başkanımız tarafından kırmızı çizgilerin aşıldığını ilettim. Bütün yaşanılmış olayların hakemler üzerindeki değerlendirmelerin de sadece bir şahsa, sayın başkanımıza yüklenerek sanki hesap kesilecekmiş gibi bir ortamın da olmasının sağlıklı olmadığını da ifade ettim. Gelinen noktada ne yazık ki üzgünüm. Halil hoca adına, Türk futbol adına, bir spor adamı olarak üzgünüm."
"BENİ KİMSE DURDURAMAZ"
Bir şey yapmak istesem beni kimse durduramaz diyen Belözoğlu, "Bir şey yapmak isteyen yan kulübedeki meslektaşına gitmez. Benim orada hakeme gitme isteğimi kimse durdurmadı, böyle bir şey yaşanmadı. Sahanın içinde bunlar yokmuş gibi davranıp, olayın azmettiricisi gibi gözüktürülmeye başlanmam. Haklı olduğuna inanıyorsa, yapmaması gereken bir röportajdı bu. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Bir şey yapmak istersem, beni kimse tek koluyla durduramaz." ifadelerini kullandı.
AYTEKİN'DEN BELÖZOĞLU ÇIKIŞI: HEDEF ALINIYOR
Ayrıca MKE Ankaragücü Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin de Emre Belözoğlu iddialarıyla ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Aytekin, Belözoğlu'nun hedef alındığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
Ailenin her şeyden önce geldiğine dikkati çeken Belözoğlu, "Kendisi de yapmış olduğu röportajda ailesinden ve kendisinden de özür dilenmediğine dair ifadeleri var. Ancak yakında görüntüler de çıkar. Kendisinden özür dilediğime dair görüntüler de çıkacak. Futbol, hiç kimsenin ailesinden de daha değerli değildir. Kendisinin de ailesiyle beraber çok sağlıklı, huzurlu bir yaşantısı olmasını temenni ediyorum. Bu iyi dileklerimi de kendisine ileteyim. Bence haklı olanın acelesi yok. Kendisi bence çok acele etti." ifadelerini kullandı.
"MAÇTAN SONRA DA TELEFONLA ARADIM"
Maçtan sonra da Halil Umut Meler'in arkadaşlarına ve ailesine ulaşmaya çalıştığını aktaran Belözoğlu, "Maçtan sonra da telefonla aradım. Bana müsait olmadığını ilettiler. Bu algının gerçeğin önüne geçme hali bizim adımıza da yeterince yorucu olmaya başladı. Buradan bu mağdur olma durumundan da kendilerine bir pay çıkarma halinden Türk futbolunun vazgeçmesi gerekiyor. Bir ve beraber olarak, gerçekleri ortaya koyarak konuşulması gerekenlerin konuşulduğu sürece bence problemler aşılabilir." dedi.
Halil Umut Meler'in açıklamalarında ayrıca provokasyondan bahsettiğini belirten Belözoğlu, "Bunu da özellikle söylemek istiyorum, bir ara kendi maçlarını izlerse geçmişe dönük provokatif tarafın bizim olmadığını net bir şekilde görebilir. Ben bu maç da dahil olmak üzere kendisini provoke edecek hiçbir hal ve tavır içinde bulunmadım." değerlendirmesinde bulundu.
"BİR ŞEY YAPMAK İSTEYEN DİREKT YAN KULÜBEDEKİ MESLEKTAŞINA GİTMEZ"
Bir basın mensubunun "Halil Umut Meler açıklamasında 'Çaykur Rizespor Teknik Direktörü İlhan Palut olmasaydı ne olacaktı' sözlerini kullandı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine Belözoğlu, şu yanıtı verdi:
"Bir şey yapmak isteyen direkt yan kulübedeki meslektaşına gitmez. Ben kendisine tebrik etmek ve geçmiş olsun demek amaçlı yanına gittim. Biz hakemle alakalı kendi içimizde bir değerlendirme yaptık. Benim orada hakeme gitme isteğimi ne meslektaşım ne de başka birisi durdurmadı. Durdurulmaya da ihtiyacım yok. Bir şey yapmak istersem beni de hiç kimse tek koluyla tutamaz. Geçmişte hata yapmış olan biri olarak samimice söylüyorum."
KORİDORDAKİ GÖRÜNTÜLER PAYLAŞILDI
MKE Ankaragücü tarafından maç sonunda soyunma odasına giden koridordaki güvenlik kamerası görüntüleri paylaşıldı.
Görüntülerde teknik direktör Emre Belözoğlu'nun koridorda yanına gittiği hakem Halil Umut Meler'e sarılarak bir süre konuştukları görülüyor.