Mahkeme, 'hak ihlali' temelinde Türkiye'ye karşı dava açmak için yapılan başvuruları bilgi ve görüş için Türkiye'ye iletti. Toplam beş dosya halinde tebliğ edilen dava başvuruların, 2019-2023 yılları arasında AİHM gündemine taşınmış şikayetlerden oluştuğu öğrenildi.
AİHM'DEN SKANDAL KARAR
Başvurucular, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. ve 7. maddesini öne sürerken, delil değerlendirme yetkisini açan AİHM ise yaptığı açıklamada yine skandal ifadelere yer verdi.
Sabah'ta yer alan habere göre; delil değerlendirme yetkisini aşan AİHM, Bylock'u kullanan herkesin, yalnızca bu temelde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan mahkum edilebileceği anlamına gelmediğini öne sürdü.
2019-2023 YILLARI ARASINDAKİ BAŞVURULARDAN OLUŞUYOR
Yüksel Yalçınkaya kararıyla kapılarını FETÖ'cülere açan AİHM, açıklamasında da bunu dile getirmekten çekinmedi. Yüksel Yalçınkaya kararına atıf yapılan açıklamada, "Başvuranlar bin Türk vatandaşıdır. Başvurularını 2019-2023 yılları arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptılar.
'Gülen hareketi' olarak bilinen ve Türk makamları tarafından darbe girişiminin arkasında olduğu düşünülen silahlı terör örgütü Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğine ilişkin mahkûmiyet kararlarıyla ilgilidir.
Başvuranlara göre, mahkûmiyet kararları, yerel mahkemelerin küresel bir uygulama adı altında FETÖ/PDY üyelerinin özel kullanımına yönelik olarak tasarladığı 'ByLock' adlı şifreli mesajlaşma uygulamasını kullandıkları iddiasına dayanıyordu" denildi.
Açıkalamada, "Başvuranlar esas olarak FETÖ/PDY üyeliği suçundan yargılanmaları ve mahkûm edilmelerinin Avrupa Sözleşmesi'nin 7. maddesi kapsamındaki kanunsuz ceza olmaz ilkesini ve Sözleşme'nin 6. maddesi kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal ettiğinden şikayetçidir" ifadeleri kullanıldı.