RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, ekranda birbiri ardına yayınlanmaya başlayan, dini ve ahlaki değerleri hiçe sayıp hedef alan dizilere geçit verilmeyeceğini açıkladı.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, ekranda birbiri ardına yayınlanmaya başlayan, dini ve ahlaki değerleri hiçe sayıp hedef alan dizilere geçit verilmeyeceğini açıkladı.
İŞİMİZ, SABAH DİN BİLİMCİ ÖĞLEN YER BİLİMCİ PROF'TAN ÖĞRENECEK DEĞİLİZ
Sabah Gazetesi yazarı Tuba Kalçık, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ile yaptığı röportajı köşesine taşıdı. İşte Kalçık'ın 29 Aralık tarihli yazısı:
Biliyorsunuz RTÜK, sporda şiddetle mücadele için önemli kararlara imza atmıştı. Bu hafta da hem bu konuyu hem de gündemdeki diğer konuları konuşmak için RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'i aradım...
Sporda şiddetin kabul edilemeyeceğini söyleyen Şahin, şöyle devam etti:
"Şiddeti ortaya koyan kim olursa olsun karşısında olmalıyız. Şiddet uygulayan kim olursa olsun millet olarak topyekûn tepkiye maruz bırakmalıyız. Özellikle bazı medya organlarında yer bulan, ne insanlık değerleriyle ne de yayıncılık ilkeleriyle bağdaşan, sınırları aşan kalitesiz programlara yasalar çerçevesinde sınır koymak kaçınılmaz. Sezon başından itibaren spor yayınları konusunda yapıcı uyarılarda bulunmuştur. Ama bu ikazların dikkate alınmadığının görülmesi üzerine spor yayınlarına yönelik bağlayıcı nitelikte ilke kararı alınması gerekliliği zorunlu olmuştur."
AKIL TUTULMASI
Son günlerin en tartışmalı platformu TikTok'u sorduğumda ise şunları söyledi Şahin:
"Son dönemde akılalmaz paylaşımlar, ahlaki olmayan videolar, akıl tutulması yaşatıyor. Mutlaka denetim mekanizması şart. Nasıl biz radyo ve televizyon yayınlarını düzenleyip denetliyorsak, sosyal medya mecraları da bir yapıyla düzenlenmelidir. Sosyal medya platformlarını teknik olarak denetleyen, bizim de birçok alanda başarılı işbirliklerimiz olan tecrübeli kurulumuz BTK var. Ayıca TBMM Dijital Mecralar Komisyonu bu konularda çok hassas. Yeni yılın ilk ayında TBMM'de komisyon başkanımızın çağrısı ile geniş kapsamlı bir toplantı yapacağız."
RTÜK Başkanı'na bir diğer sorum ise çok tartışma yaratan 'Kızıl Goncalar' dizisi oldu. "Bizim dramatik yapımlar dediğimiz dizilerle ya da yapımcılarla sorunumuz yok" diyen Şahin sözlerine şöyle devam etti: "Ancak son dönemde dizi filmler değerlerimizi ayaklar altına alan konu ve görüntülerle radarımıza girdi. 'Kızıl Goncalar' için şikâyet kanallarımıza binlerce vatandaş bildirimi geldi. Halkımızın görüşleri, eleştirileri bizim için çok önemli. Bu dizide yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede halkımızın büyük bir kesimine hakaretler var."
HALKIMIZA YALAN SÖYLEMEYİ BIRAKSIN
RTÜK Başkanı Şahin, Prof. Dr. Celal Şengör'ün kuruma yönelik yaptığı eleştirilerle ilgili ise şunları söyledi: "Bakın, adının önünde prof yazan bazı kişiler, ekranlarda boy göstererek, utanmadan RTÜK'ü, bahse konu dizi üzerinden ve kendi yayın ihlalleri nedeniyle aldıkları cezalar sebebiyle hedef gösteriyor. O isminin başında prof olan arkadaş kendi işine baksın. Uzmanlık alanındaki konularda ahkam kessin. Bıraksın da biz de işimizi yapalım. Yalan yanlış yüce dinimize ve kutsallarımıza saldırmış olduğu programın yaptırım kararının yargıdan döndüğü yaygarası ile kamuoyunu yanıltmayı ve halkımıza yalan söylemeyi bıraksın. Yargı süreci devam ediyor. Konu yargıda, takibimizde. İstinaf ve Danıştay süreçleri var. Kusura bakmasın ama işimizi, o ve onun gibi sabah din bilimci, öğleden sonra yer bilimci, akşam programlarında da güvenlik bilimci proflardan öğrenecek değiliz. 'Kızıl Goncalar' dizisi için neymiş birkaç şikâyet varmış, RTÜK abartıyormuş. Çağrı merkezine gelen 31 binin üzerinde şikâyet var. Hepsi TC kimlik numaraları alınarak yapılan şikayetler. Sosyal medyadaki gibi sahte isimler veya kişiler değil şikâyet eden vatandaşlar. Hiç kimsenin İslam'a ve Müslümanlara hakaret etmesine, eleştiri sınırları ötesinde hayali senaryolarla saldırmasına müsaade etmeyiz, etmedik de. Dün yapılan üst kurul toplantımızda söz konusu diziyi inceledik. Açık yasa ihlalini gördük. Gerekli yaptırım uygulandı."
'YAYINCILIK İLKESİ İHLALLERİNİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ'
Son olarak da Şahin'e kurumuna yönelik sansürcü eleştirileri yapıldığını ve buna dair ne düşündüğünü sordum. Şahin, şunları söyledi: "Tırnak içinde 'Sansürcü RTÜK' diyenlere artık gülüyorum. Çünkü sansürün tanımını bile bilmiyorlar. Sansür bir yayının yayın öncesi denetimidir. RTÜK, yayınlanmayan hiçbir şeyi önceden görmez. Ceza verince sansürcü, vermeyince RTÜK ne iş yapar? Kararlarımız yargıya da açıktır. Fütursuzlukta, bayağılıkta "Tam gaz" giden birileri var. Akıllarına esiyor, millet iradesiyle dalga geçmeye çalışıyorlar, akıllarına esiyor, küfrediyorlar. Sizin millet, devlet büyüklerimize hakaret etme hakkınız olamaz. Aklınızı başınıza alın. Yaptığınız yayıncılık ilkesi ihlallerini görmezden gelemeyiz. Millet RTÜK'ten layıkıyla vazifesini yapmasını bekliyor. Gelen tepkilere duyarsız değiliz. Yaptığınız her yanlışta gözümüz üzerinizde, bunu böyle bilin."
NE OLMUŞTU?
Geçtiğimiz günlerde Amerikan tilkisi Fox'ta yayına giren 'Kızıl Goncalar' isimli dizi büyük tepkilere neden olmuştu. Söz konusu dizide mukaddesatımız hedef alınarak, İslam dinine karşı kirli algı operasyonu yürütülmüştü.
ŞİKAYET YAĞDI
Skandal sonrası izleyicilerden RTÜK'e şikayet yağmıştı. İslam dinini hedef alan 'Kızıl Goncalar' isimli dizinin kaldırılmasını istedi.
RTÜK İNCELEMEYE ALDI
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) FOX TV'de yayımlanan "Kızıl Goncalar" adlı diziye ilişkin şikayetleri incelediği bildirildi.
RTÜK: TİTİZLİKLE İNCELENMEKTEDİR
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, FOX TV'nin "Kızıl Goncalar" adlı dizisine ilişkin sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, "FOX TV'de yayına giren son diziye ilişkin çağrı merkezimiz aracılığı ile vatandaşlarımızın şikayet bildirimleri titizlikle kayıt altına alınmaktadır. Tüm şikayetler, söz konusu yayın kuruluşunun denetimi ile sorumlu üst kurul uzmanlarımız tarafından incelenmektedir." ifadeleri kullandı.
DİZİ PROGRAM DURDURMA CEZASI VERİLDİ
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), "Kızıl Goncalar" dizisi için yayıncı kanala 2 kez program durdurma ve üst sınırdan idari para cezası verdi.
RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, haftalık olağan toplantısını yapan RTÜK, izleme raporlarını görüştü.
Üst Kurul, vatandaşlardan gelen 31 binin üzerinde şikayet üzerine "Kızıl Goncalar" dizisi hakkında hazırlanan izleme raporunu detaylı olarak ele aldı.
Dizide geçen diyaloglarda, "İslam'a ve Müslümanlara yakışmayacak sıfatların dindar görünümlü karakterler için kullanıldığı" ve bazı sahnelerde "dini hassasiyetlere sahip toplum kesimlerinin aşağılandığı", bu şekilde 6112 sayılı Yasa'da geçen "Yayın hizmetleri,….toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz" hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle yayıncı kanal FOX'a üst sınırdan idari para cezası ve 2 kez program durdurma yaptırımı uygulandı.
FOX'A "ORTA SAYFA"DAN DA MÜEYYİDE
RTÜK, Doğan Şentürk'ün moderatörlüğünü yaptığı, "Orta Sayfa" programını da inceledi.
Üst Kurul üyeleri, programdaki ifadelerin yasa ihlali olduğuna karar vererek, üst sınırdan idari para cezası verdi.
Beyaz TV'nin "Derin Futbol" programı da geçen hafta alınan, "Spor Yayınları İlke Kararı"na aykırı olduğu değerlendirilerek Üst Kurul'dan yaptırım gördü. Türkiye Futbol Federasyonu'nun şikayet başvurusu yaptığı programı inceleyen RTÜK, programdaki, "hakarete varan çirkin sözler ile kişi ya da kurumları eleştiri sınırları ötesinde aşağılayan açıklamalar" nedeniyle yayıncı kanala üst sınırdan idari para cezası uyguladı.
"Stüdyoda Futbol" adlı yayını görüşen Üst Kurul, programda "hakem camiasını töhmet altında bırakan, herhangi bilgi ve belgeye dayanmaksızın hakemleri suçlayan" ifadeleri, yasa ihlali olarak değerlendirdi. Üst Kurul, yasanın, "Yayın hizmetleri,…Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz" hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle TGRT Haber'e üst sınırdan idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.
TGRT HABER'E İKİNCİ CEZA
TGRT'in hafta sonu haber bülteninde spikerin masasında bulunan markalı kahve bardağı da ceza getirdi. RTÜK Kanunu'nda bulunan "yayınlarda gizli ticari iletişime yer verilemez" hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle yayın için TGRT Haber'e üst sınırdan idari para cezası uygulandı.
Tele 1'de yayınlanan "5. Boyut" programında oyuncu ve yapımcı Yılmaz Güney'in hayatı hakkında yorumlarda, "sanatçının işlediği bir cinayeti haklı ve masum gösteren ifadeler" kullanıldığını değerlendiren Kurul, Merdan Yanardağ ve Atilla Dorsay'ın açıklamalarının "Yayın hizmetleri,… Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz" hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle televizyona üst sınırdan idari para cezası verdi.
Üst kurul, muhafazakar vatandaşlarla ilgili bazı ifadelerin kullanıldığı Forum Hafta Sonu programı ve "Türkiye'nin 'uyuşturucu üssü' ve 'kara para merkezi' olarak nitelendirildiği" Gündem Özel programlarında yayıncılık ilkelerinin ihlal edildiğine kanaat getirerek, programların yayımlandığı Tele 1'e ceza uyguladı.
HALK TV, FLASH HABER, SZC VE KRT RAPORLARI
RTÜK, Halk TV'de "Halk Meydanı" programında İrfan Değirmenci'nin, "Şu anda beni ekranda gören özellikle Z kuşağında olan LGBT+ çocuklar şu an çok seviniyorlardır ve kendilerini yalnız hissetmiyorlardır buna eminim." cümlelerini de yasaya aykırı buldu.
Üst Kurul, Halk TV'nin "Nasıl Olacak" programına da "terör örgütü üyelerinin haklı gösterildiği" gerekçesiyle yaptırım uyguladı.
Öte yandan SZC'de yayınlanan, "Para Politika" adlı programda sunucu Ebru Baki'nin "TÜİK çalışanlarını töhmet altında bırakan, doğruluğu araştırılmamış sözleri" nedeniyle RTÜK tarafından üst sınırdan ceza uygulanması kararlaştırıldı.
RTÜK, KRT'ye de "Zafer Arapkirli ile Medyaterapi" programında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan hakkında sarf edilen sözler gerekçesiyle ceza verdi.
RTÜK toplantısında ayrıca, Flash Haber'de yayınlanan, "Başkent'te Gündem" programı hakkında hazırlanan iki ayrı rapor görüşüldü.
Turgut Koçak'ın, MHP hakkındaki sözlerinin "ayrıştırıcı olduğu, eleştiri sınırını aştığı, hakaret ve iftira içerdiği", Fatih Ertürk ve Fahrettin Fidan'ın sözlerinin de "toplumun belli bir kesimini aşağıladığı" gerekçesiyle yayıncı kuruluşa üst sınırdan idari para cezası uygulandı.
NETFLİX'E "PİELES" CEZASI
RTÜK'ün son toplantısında, Türkiye'de dijital yayıncılık yapan uluslararası yayın kuruluşları da gündemde yer aldı.
Üst Kurul, İspanya yapımı "Pieles" isimli filmdeki bazı sahneler nedeniyle Netflix yayın platformuna idari para ve katalogdan çıkarma cezası uyguladı.
RTÜK, Kadir Çöpdemir'in radyo programında küfür içeren ifadeleri nedeniyle SHOW Radyo hakkında ağır idari para cezası kararı aldı.
Üst kurul, Cadde TV ve İlke TV'deki ihlallere de yaptırım uyguladı.
SADECE SIRADAN BİR DİZİ Mİ?
Tüm tartışmalar ve gelişmeler gölgesinde İslam'ı ve Müslümanları hedef alan 'Kızıl Goncalar' isimli dizi sadece bir dizinden mi ibaret? Abese İrca isimli bir X kullanıcısının yaptığı analiz dikkat çekti.
Sosyal medya kullanıcısı analizinde şu ifadeleri kullandı:
Gelin birlikte FOX TV'de yayınlanmaya başlayan "Kızıl Goncalar" isimli Müslüman ve muhafazakarlara yönelik FETÖ algı operasyonunu inceleyelim. Türk televizyonlarında son yıllarda gördüğüm en net algı oluşturma çalışması bu dizide gerçekleşiyor. Peki bu operasyonu bize kim çekiyor? Dizinin senaristi Necati Şahin, yapımcısı Faruk Turgut ve oyuncusu Hamdi Alkan kimdir? Dizi nerelerde çekiliyor ve hangi sinema teknikleri kullanılarak, hangi çirkin mesajlar veriliyor hep birlikte bakalım.
Dizinin senaristi 2013 yılında çekilen "Selam" isimli Fethullahçı propaganda sinema filminin de senaristi olan Necati Şahin.
Bu sıradan bir film değil, üç farklı kıtada ve dört farklı ülkede (Türkiye, Afganistan, Senegal ve Bosna-Hersek) çekilen ilk ve tek Türk filmi. Yurt dışına öğretmenlik için giden FETÖ'cülerin hayatını anlatan devasa bütçeli bir duygusal propaganda projesi. FETÖ'nün tarihini ve yapısını en ince detaylarına kadar bilmeden yazılabilecek bir senaryo değil.
Zaten terör örgütünün, bu kadar önemsediği ve milyon dolarlar yatırdığı projenin senaryosunu örgütü tanımayan dışarıdan birisine emanet etmesi de mantıken mümkün değil. İşte Kızıl Goncalar dizisinin senaryosu bu kişi tarafından kaleme alınmış.
Bu FETÖ filminin, bir de "Selam Bahara Yolculuk" isminde devam filmi var. O filmin yönetmeni olan Hamdi Alkan, "Kızıl Goncalar" dizisinde de oyuncu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu devam filminin senaristi, FETÖ soruşturmasından kaçıp İngiltere'ye yerleşen bir kaçak. Bu saydığım üç isim yakın arkadaş.
Kızıl Goncalar dizisinin yapımcısı Faruk Turgut da sosyal medyada Cevheri Güven, Emre Uslu gibi kaşarlanmış FETÖ'cüleri takip eden, beğenen, paylaşan bir isim.
Şimdi bu FETÖ filmlerinin senarist ve yönetmenini yanına almış, ABD kanalı FOX TV'de "Müslümanların ne kadar iğrenç hayatlar yaşadığını" anlatıyor Türk milletine.
Dizinin senaryosunda iki taraf var. Atatürkçüler ve dindar Müslümanlar. Atatürkçüler tertemiz insanlar, bir takım ailevi problemler yaşasalar da dizideki iyi ve ahlaklı tarafı temsil ettikleri, izleyicinin sürekli gözüne sokuluyor. Müslümanlar ise yobaz, anlayışsız, kanunları ihlal eden, sahtekarlık yapan, sürekli şiddet uygulayan tipler. Senaryo tamamen bu denklem üzerine kurulmuş ve finalde Müslüman kadınlar kurtulmak için Atatürkçü ailenin evine hizmetçi olarak gidiyor. Dizinin başrolü Özcan Deniz'in fonuna sürekli olarak Atatürk resmini düşürüyorlar. Yani bilimi, kanunları ve aydınlığı savunan ana karakterimiz, ilhamını ve gücünü Atatürkçülükten alıyor. Bu algı tekniğini CHP'nin de sık sık kullandığını görmüşsünüzdür. Verdikleri her fotoğrafta Atatürk'ü fon yaparlar. İşte dizide Özcan Deniz, ahlaksızlık yapan Müslümanlarla Atatürk'ü arkasına alarak mücadele ediyor. Peki "sapık ve yobaz olarak tasvir edilen Müslümanların" arkasına hangi resimleri düşürmüşler? Haydi bir de ona bakalım.
Bu halka içine alınmış olanlar da Müslümanlar. Kırmızı halka içindeki karakter, Atatürkçü doktordan sahte bir sağlık raporu düzenlemesini istiyor. Ahlaklı doktorumuz karşı çıkınca da derin bağlantılarını kullanıp kanunlara karşı gelerek hastasına başka yolla sahte rapor alıyor. Mavi halka içindeki Müslüman ise sattığı böreklerde tereyağı sahtekarlığı yapıyor. İşte onları da bu fonla kodlamışlar. Daha bitmedi bakın Müslümanlar daha neler yapıyor neler...
Bu aşağıda fonunda Kabe olan Müslüman, dizinin en leş karakteri. Üzerinden yobazlık akıyor. Bedavacı, tahammülsüz, cahil, bilim düşmanı, eşini dövüyor ve ikinci bölüm fragmanında gösterildiğine göre bazı Hristiyan tarikatlarında papazların yaptığı gibi karısına kendisini kırbaçlatan bir sapık. Arkasında Atatürk olan ahlaklı doktorla, arkasında Kabe olan sapkın manyağı! anlatıyorlar bize. İşte sinemada buna kodlama deniyor. Peki bitti mi? Hayır bitmedi. Müslüman kadınların karakterini de anlatmış bize FOX TV, FETÖ'nün kaleminden. Devam ediyorum...
Kuran kursunun kadın hafızlık hocası, platonik aşkı dışardan geçerken kız çocukları cama koşup bakınca birden çıldırıp çocukları tokatlıyor. Dahası abdestini bozmama cezası veriyor hepsine. Hem de bu dengesizliğine, dini alet ediyor. Platonik aşkına bakan çocukları altlarına işeseler de, günah içinde Kuran okumaya devam etmekle, yani "dinle" cezalandırıyor. İşte FOX TV'nin, yani kendi sunumlarıyla Atatürkçülerin, Müslüman kadınına bakışı bu. Türkiye'ye böyle bir Müslüman kadın modelini anlatıyorlar.
Sonuçta bu bir dizi diyenler, bir kurmacayı bu kadar büyütmeye gerek yok diyenler olabilir. Ancak dizinin yapımcısı Faruk Turgut aksini savunuyor. Dizinin gerçekçi bir dizi olduğunu , yani ahlaklı Atatürkçülerle yobaz, hırsız, sapkın Müslümanların! mücadele ettiği bu hikayedeki karakterlerin, gerçek hayatı anlattığını söylemiş verdiği röportajda.
Ben size işin doğrusunu anlatayım. Atatürkçü kesimin gerçek hikayesini televizyonda yayınlarsanız bu ülkede ortalık karışır. Bu senaryo Atatürkçü kesimin Müslümanlar hakkında barda, meyhanede yaptığı dedikoduların, FETÖ tarafından bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş, daha fazlası değil. Bu Müslümanlara yönelik açık bir karalama ve tahrik etme çabası, sabır sorgulama denemesi. Peki bu senaryoda kimler hedefe konmuş durumda? Dizinin nerede çekildiğine bakarak onu da anlayabiliyoruz. Fatih'teki Müslümanlar anlatılıyor dizide.
Zaten dizinin nasıl bir algı çalışması olduğu, sosyal medyada insanların verdiği tepkilerden de anlaşılıyor. Tarikatlar ve Atatürk tartışmasını tam da istedikleri yerden başlatmışlar. Diziyi bahane ederek Müslümanlara, muhafazakar topluma, kutsal değerlerimize çok sinsi bir saldırı başlatılmış. Buna izin verilemez, izin verilirse uzun vadede çok ciddi sonuçları olur. Pek çok kişi de o sonuçların altında kalır.